2016-04-09 00:00:00



Yeni  Akit, 2012 yılında Hasan Cemal, Cengiz Çandar, Ali Bayramoğlu' na yönelik cirkin bir anlayışla  itibarsızlastırma niyetli yayınlar yapıyordu.
 
Ağırlığını islami kesimden olan kisilerin imzaladığı bir uyarı metniyle Yeni Akit'i doğru, dürüst haberciliğe davet etmiştik. Bunun üzerine Yeni Akit imzacıları tek tek arayarak imzalarını çekme yönünde baskı yapmis, hiçbiri çekmeyince de adlarına 'adımız imzalara bizden habersiz eklenmiş' haberi yapmış ve şahsıma hakaret edilmişti.  
Bu haberlerinden dolayı  tekzip alan Akit ve Habervaktim web sitesi adlı iki yayın organı aynı habercilik anlayışını devam ettirmişti. 
 
23 Ağustos 2012 günü  “Teröristler de imza attı ” başlığı altında Habervaktim sitesinde yapılan haberde “Furkan Şırnak PKK'lı, Soreş Kandil Özgürlük savaşçısı, Okşan Özok Ankara Kaos GL mensubu”  gibi isimlerin kampanyaya imza attığı belirtilmişti. İmzaların atılmasından 10 dakika sonra girilen bu  haberde  siteyi ve imzacıları karalayıcı yayınlar yapılmıştı. Yaptığımız teknik araştırmada bu üç imzanın da Habervaktim web sitesi adresine kayıtlı IP NO: 88.226.117.38 bilgisayar  ile yapıldığını tespit etmiştik. Bu komployu  açıklamamızdan sonra Habervaktim sitesi sözkonusu haberi silmiş ve linkte farklı haber çıkmaya başlamıştı. Site 24 saat boyunca açıklama yapmamış, (düşünüp..!) “Habervaktim’e “IP”li tuzak” başlığı altında “Gerçek yüzlerini deşifre eden haberlerimiz karşısında iyice köşeye sıkışan “bölücü güruh”, Habervaktim’i bu kez de komplolarla yıldırmaya çalışıyor……Karanlık odaklar, bilgisayarları uzaktan kumanda etme amacıyla yazılmış “trojan” adlı program aracılığıyla network’ümüze girip, Habervaktim’in IP’sini kullanmışlar. ” şeklinde haberler  yapmışlardı.
 
Hakarete uğrayanları korumak için başlattığımız imza kampanyası sonrası mutad köşe yazıları yazdığım Milat gazetesi “Yeni Akit gazetesi hakkında Taraf gazetesinde çıkan beyanlarımın gazete yönetimini rahatsız ettiğini” açıklayarak yazılarıma son verdiğini açıklamıştı. Bu tebliğ,  teknik tespitimizi açıkladıktan bir gün sonra yapılmıştı.
Çok ilginç boyutlara taşınan bu gelişmelerden sonra hakkımı aramak için yargısal yollara başvurdum. 3 Ekim 2012 tarihinde Kocaeli Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundum. Savcılık makamınca Kocaeli Emniyet Müdürlüğü Bilişim suçları Şube Müdürlüğünde yaptırılan araştırma sonucu 06-12-2012 tarih 3008 sayılı yazıyla  3 farklı nick ismiyle atılan imzaların  Genel Yayın yönetmeni Fatih Akkaya olan Habervaktim web sitesi adresi olan telefona ait IP no'lu bilgisayardan atıldığı tespit edilmiştir. Bunun üzerine Kocaeli Cumhuriyet Savcılığı 2013/1308 nolu iddianeme ile şüpheli Fatih Akkaya hakkında  3 imzayı attığı ve bundan 10 dakika sonra habervaktim web sitesinde kampanyayı kötülemek amacıyla “Teröristler de imza attı” diye haber yaparak hakaret ettiği ve bundan dolayı TCK 125/2.4 53, 58 maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesini  kamu adına iddia ve talep ederek dava açmıştır.
Ardından bu sefer şahsımı karalayan yayınlar yapmaya başladılar. Her türlü yalan, iftira, hakaretle bu sefer şahsım hedef haline getirildi. Utanmayı da unutanlara karşı durmak, insanlığımızın, hakkın, hukukun gereğiydi. Hakkımda başkasının ağzından yalan haberler üretip, gönderilen tekzipleri de yayınlamadılar.
Sadece Türkiye'de değil dünya çapında bir  nefret bülteni bu yayın organı. Bu yayın organına “gazete” demiyorum, her kesime hiçbir ahlaki değer taşımadan nefret saçan bir nefret bültenidir.
.
Medya yoluyla yalan, hakaret, hedef gösterme yapmayı meslek edinmiş bir nefret bülteni bu yayın organı. 
Yeni Akit isimli yayın organı herkes tarafından bilinen nefret diliyle çok kere hukuki ceza alması gereken yayınlar yapmaktadır. Ahlak ve onur sahibi kişiler için bulunacak söz bırakmayan yayınlarıyla tanınsa da  çoğunlukla hukuki yollara başvurulmamaktadır. Ancak bu tavır, yayın organına maalesef daha da cesaret vermektedir.
.
Herkesin şerrinden çekindiği bu bültene karşı düşüncenin namusu adına bir hukuki süreç başlattım. 3 ayrı tazminat davası açtım. Davalar  3-3.5 yıllarda sonuçlandı ve üçünü de kazandım. Nefret etmeyi meslek haline getirmiş bu bültene karşı mücadele etmek insan haysiyetinin bir gereğiydi. Akit yöneticileri ortalığın boş olmadığını, yaptıklarının yanlarına kar kalmadığını gördüler.  Kutuplaşmış dünya görüşü, aklı ve adaleti esas almayan anlayışı nedeniyle kafasını kuma gömercesine bu yayın organına desteğini sürdürenleri uyandırmak, kötünün karşısında boyun eğme yerine mücadele etmek gerektiğine dair inancımdan dolayı önemli bir hukuki mücadele başlattım. Hukuki süreç içinde avukatımı dahi tehdit etmişlerdi. Böylesi bir zihniyete karşı mücadele etmek insan hakları ve özgürlükler konusundaki düşüncelerimizin doğal sonucudur.
.
Güya düşünce yaymak adına kurulan ama bir nefret bülteni halinde çalışan böylesi yayın organlarına karşı durmak da düşüncenin namusu adına son derece önemlidir. “Boşver” demeyelim, onurumuza, düşüncenin namusuna sahip çıkalım.

Yorumlar