2008-09-12 00:00:00

Diyarbakır Yaşam Hakkı Anıtı açıldı

Diyarbakır'da 12 Eylül 2006'da 9'u çocuk 11 kişinin ölümüne neden olan bombanın patlatıldığı Koşuyolu Parkı'na ''Yaşam Hakkı Anıtı'' dikildi.
Büyükşehir Belediyesi tarafından yaşamını yitiren tüm siviller için yapılan anıtı milletvekilleri, belediye başkanları, insan hakları savunucuları ile ölenlerin yakınları açtı. Törene AKP Diyarbakır Milletvekili Kutbettin Arzu, DTP Yerel Yönetimler Komisyonu''ndan Senanik Öner, DTP İl Başkanı Nejdet Atalay ve ilçe başkanları,DEP Milletvekili Selim Sadak, Baro Başkanı Sezgin Tanrıkulu, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya, İHD Genel Başkan Yardımcısı Reyhan Yalçındağ gibi kentin çok sayıda sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, muhtarlar katıldı.

Yaşam Hakkı Anıtı önündeki tören yaşamını yitirenler adına bir dakikalık saygı duruşu ile başladı.
Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Diyarbakır’a bir cenaze daha gelmemesi, Türkiye’nin dört bir yanına bir cenaze gitmemesi için DTP yöneticileriyle birlikte Eylül 2006’da Ankara’da “silahların susması için” bir çağrı yaptığını hatırlatarak, “Bu çağrımızın üzerinden daha 24 saat geçmemişti ki, bir bomba patladı, tam burada… Bomba Mizginlerin, Evinlerin, Şilanların bedenlerini, bizlerin yüreklerini parçaladı” dedi. Şiirsel bir konuşma yapan Baydemir şöyle devam etti: “İşte Mizginler, Evinler, Uğurlar, Şilanlar, Melekler, Ferhatlar… / Kimi daha bebekti, ağzından düşen emzikti, memeydi / Kimi 13 kurşun yediğinde daha 12’sindeydi / Gelecek peşinden koşarken öğrenciydi bir diğeri / Önümde vurulan Enes daha 9’undaydı / Yiten candı, yiten gelecekti, geleceğimizdi!.. “Bir şairin barış için “Anaların ve çocukların gördüğü düştür” tanımlaması yaptığını anımsatan Baydemir, “Barış düşleri gören anaları, çocukları, gençleri kaybettik bu savaşta. 30 yıldır yaşıyoruz bu acıyı� Tüm bu yaşananlara inat, barış çağrımızı her fırsatta yineliyoruz” dedi.
“Çekilen pim, düşürülen tetik hem namlunun önündekileri hem de arkasındakileri vuruyor, biliyoruz” diyen Baydemir, “Kin ve intikam duygusu için değil, barış düşleri görenlerin, en genç, en çocuk ve sivillerin anısına yaptık bu anıtı. Evimize astığımız bir fotoğraf gibi… Unutmamak, unutturmamak, hatırlayarak� Barış, demokrasi ve özgürlük çağrılarımızı yinelemek için yaptık. Doğup büyüdüğümüz, yaşadığımız, ölünce bağrına gömüldüğümüz kentimizi de çağrımıza ortak etmek için yaptık bu anıtı…” şeklinde konuştu. Baydemir konuşmasını “Barış düşleri görenlerin acılarının sona ermesi” dileğiyle tamamladı.
DTP Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanak, hiçbir halkın bu kadar büyük acı yaşamadığını belirterek, “Bu acılar, bu kirli oyunlar, tezgahlar siyasi otoritelerin ya talimatı ya onayı ya da hiç değilse bilgisi dahilinde yapılmıştır” dedi. Siyasi otoritelere seslenen Kışanak, “Bu ülkenin insanlarına karşı siz borçlusunuz. Bu ülkede yaşanan karanlık olayları aydınlatıp, faillerin ortaya çıkarılmasından siz sorumlusunuz” dedi. Kışanak, 12 Eylül öncesinde de sonrasında da siyasi otoritelerin en azından karanlık olaylardan haberdar olduğunu belirterek “Bu bilgiler kamuoyuyla paylaşılmasıyla birlikte karanlık olaylar aydınlanacaktı. Ergenekon süreci içinden çıkılmaz bir muammaya dönüşmeyecekti” diye konuştu.
Törende özetle şu konuşmalar yapıldı.
Türkiye Barış Meclisi Sözcüsü Ayhan Bilgen: Yaşama hakkı elbette tartışılmaz. Ama’sız, ancak’sız her şeyin kilidi olarak görülmesi gereken bir hak. Diyebiliyoruz ki, insan tarihiyle yaşar, insan diliyle yaşar, insan ormanlarıyla çevresiyle yaşar. Elbette bugün acımız gencecik çocuklarımızı kaybetmekle ilgili ama onları yaşatmak için Hasankeyf’i yaşatmak, onları yaşatmak için ormanları yaktırmamak, onları yaşatmak için dilimizi, kültürümüzü korumak zorundayız.”
Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Yavuz Önen: “Burada yitirilmiş canların isimleriyle anılmasına vesile olduğu için Büyükşehir Belediye Başkanı’na teşekkür ediyorum. Türkiye’de çok canlar yitirildi. Bundan sonra canlarımız yitmesin, patlamalar olmasın. Belediyesi tarafından yaşamını yitiren tüm siviller için yapılan anıtı milletvekilleri, belediye başkanları, insan hakları savunucuları ile ölenlerin yakınları açtı. Törene AKP Diyarbakır Milletvekili Kutbettin Arzu, DTP Yerel Yönetimler Komisyonu'ndan Senanik Öner, DTP İl Başkanı Nejdet Atalay ve ilçe başkanları,Patlamalarda yaşamını yitiren tüm çocuklar, yaşlılar kadınların önünde saygıyla eğiliyorum. Tabi ki her patlamadan sonra bir anıt dikilseydi Türkiye bir anıtlar ülkesi olurdu. Artık bunlar son bulsun diyoruz. Barışı tesis etme ortamının hazırlanması için atılacak adımların daha fazla gecikmeden atılmasını diliyoruz. Devletten diliyoruz bunu, taraflardan diliyoruz.”
İnsan Hakları Derneği Genel Başkan Yardımcısı İsmail Boyraz: “İHD kurulduğundan bu yana Kürt sorununun barışçıl çözümünü savunuyor. Neden bunu savunuyor, işte bu ölümler olmasın diye, bu acılar yaşanmasın diye savunuyor. Her gün yeni bombalar yaşamımızdan bir şeyler götürüyor. İHD bu nedenle barışı, Kürt halkının hak ve özgürlük talebini savunuyor. Kürt halkı barış elini uzatıyor. Asker de militan da hiç kimse ölmesin diyor. Bu nedenle Kürt halkının bu isteği devlet tarafından görülmesi gerekiyor. Kürt sorununu sadece askeri çözümlere havale edenlerin bu acıları görmesi gerekiyor.”
MAZLUMDER Genel Başkanı Ömer Faruk Gergeroğlu: “Bugün aynı zamanda 12 Eylül’ün yıldönümü. 12 Eylül bir darbenin adı. Türkiye’de çok darbeler var. Darbe demek baskıcılık demek, burada bomba patlaması demek sorunları baskıcılıkla çözmek demek. Türkiye tarihi darbeler, baskıcılık tarihi. Bugün 12 Eylül denince akla en çok Diyarbakır Cezaevi ve o anılınca Diyarbakır cehennemi akla geliyorsa şu bilinsin ki darbeler hiçbir zaman barışa hizmet etmiyor, karanlık devlet anlayışlarına hizmet ediyor. Her kesimi mutlu edecek bir anayasanın çıkarılması gerekiyor.”
78’liler Vakfı Başkanı Celalettin Can: 12 Eylül Türkiye’de toplumun sokağa çıkmaya başladığı, özgürlük arayışı içinde olduğu, vatandaşlık bilincinin geliştiği bir sürecin önünü kesti. Tanklar Türkiye’nin üzerinden bir kez geçtiyse, Kürt coğrafyasının, Diyarbakır’ın üzerinden iki kere geçti. Bütün düşünce ve davranış kalıplarıyla, tanklarıyla, silahlarıyla, 12 Eylül’ün doğal olarak Diyarbakır’da devam ettiği bu olaylar da kanıtlıyor. Bence Türkiye Kürt sorunuyla, 12 Eylül’le yüzleşebilirse yaralarımızı sarmış olacağız.”
Uluslar arası Af Örgütü Başkan Yardımcısı Recep Kavuş: “Aradan geçen zamana rağmen halen yüreklerdeki acının devam ettiği insanlarımızın yüzlerinden belli. Buradaki anıt belediye Başkanımızın insan hakları mücadelesi geleneğinden gelmesinin kanıtıdır.”
Aileler Baydemir’e sarılıp gözyaşı döktü
Konuşmaların ardından tüm katılımcılar Yaşam Hakkı Anıtı’nın üzerindeki siyah perdeyi çekerken, anıtın arkasından beyaz balonlar uçuruldu. Patlamada yaşamını yitiren Hasan Marangoz’un annesi Gülistan Marangoz Baydemir’e sarılarak anıt için teşekkür etti ve gözyaşı döktü. Rohılat Aslan’ın annesi Remziye ve Babası Mehmet Aslan da patlamanın olduğu duvar dibine karanfiller bıraktı ve dualar okudu.

 

Yorumlar