2008-03-16 00:00:00

KAMUOYUNUN DİKKATİNE:

Türkiye’nin siyasi gündemini 25 yıldan beri kilitleyen ve kangrene dönüşen Kürt sorunu aslında Türkiye’nin aciliyetle/öncelikle çözmesi gereken Kürt veya Türk veya başka etnik kökene mensup tüm Yurttaşların sorunudur. Bu dönemde binlerce köy yakılmış, 40.000den fazla yurttaşımız hayatını kaybetmiş, ülkenin refahı ve toplumun mutluluğu için harcanacak milyarlarca dolarımız heba edilmiştir.  Emekli olmuş bazı üst düzey askeri yetkililerin bu sorunun çözümünde hata ettiklerini bu dönemde itiraf etmeleri de ayrıca manidardır. Artık, bu dönemde Kürt halkının inkârı veya asimilasyonuna dayalı politikalar ve şiddete dayalı çözüm önerileri iflas etmiştir. 

Böyle bir ortamda, Kürt vatandaşların oyları ile TBMM. ye giren ve grup kuran Demokratik Toplum Partisi,  oylarını aldığı vatandaşların, örgütlenme özgürlüğü kapsamındaki meşru temsilcisidir. Hiçbir partinin kendisini 1.sınıf, başka bazı partileri ise 2.sınıf görme lüksü yoktur.  Demokrasi farklı görüş sahiplerinin birbirlerine tahammülü rejimidir. Kemalist ideolojinin alışkanlığı olarak “niyet okuma” ile şahısları, partileri mahkûm etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur.

Böyle bir partinin, DTP.’nin, tüm yurttaşların sorunu olan bir meselenin çözümü için, cumhurun başı/Cumhurbaşkanı ile görüşmesinden ve çözüm önerilerini iletmesinden daha doğal bir şey olamaz. Böyle bir buluşmayı ve çabayı da herkesten ziyade siyasi partilerin alkışlaması ve katkı sunması gerekir. Çünkü sorunların çözüm yeri meclistir ve mecliste yansıyan millet iradesidir. Böyle bir çatının altında bulunan MHP’nin grup başkanvekili Oktay Vural’ın, siyasilerin toplumdan aldıkları emanetin gereği olarak yapmak zorunda oldukları barışçı/ sivil çözüm önerilerini ve çalışmaları, siyasi çözüm arayışına dönük paket hazırlığı olarak niteleyerek “suç imiş” gibi gösterecek şekilde beyanda bulunması tek kelime ile talihsizliktir. Siyasilerin yapması gereken iş, barışçı/sivil çözümler sunabilmek ve kanayan yarayı iyileştirmektir, yoksa şiddeti çözüm olarak sunmak değildir.

            Kin gütmek ve intikam mantığı ile hareket Demokrasi kültürü ve büyük devlet geleneği ile bağdaşmaz. Belki bir noktada, klasik politikalar dışında cesur adımlar atarak, sorunu gerçekten kökünden çözmeyi ve statüko yanlılarından gelecek tepkileri de göğüslemeyi gerektirir. Cumhurbaşkanı ve tüm siyasi partilerin Kürt sorununun çözümü için, tüm kültürel hakların tanınması, daha geniş Kürtçe yayın imkanı sağlanması, koşulsuz genel af ile bir şekilde toplumdan kopmuş yurttaşları yeniden topluma kazandırmak da dahil olmak üzere, şiddetsiz/barışçı/sivil çözümlerin konuşulmasının, siyasetin alanını genişleteceği ve sorunun kökten ve sivil çözümünün ve dolayısıyla Türkiye’nin önünü açacağını düşünüyoruz

            Kamuoyuna arz ederiz.

 

                        MAZLUMDER Genel Başkanı

                                                                       Ömer Faruk GERGERLİOĞLU

 

Yorumlar