2016-04-07 00:00:00

….

MAZLUMDER 1991 yılında kurulduğunda gündemi yoğun din ve vicdan özgürlüğü ihlalleri nedeniyle o günün büyük zulmü başörtüsü oldu.Din ve vicdan özgürlüğüyle ilgili her alanda yoğun baskıların yaşanması nedeniyle MAZLUMDER önemli bir işlev üstlendi. Başörtülü öğrenciler, çalışanlar hayatın her alanından kovulmaya çalışılıyordu. MAZLUMDER toplumun demir bir pençeye alınmaya devam ettiği o günlerde önemli bir duruş sergiledi. İhlalleri hem belgeledi, hem de insan haklarını talep ederek üstüne gitti. Hukuki durumun, yasaların en önemli insan hakları ihlalcisi olduğu o günlerde MAZLUMDER önemli bir çıkış yaptı. 

.

12 Eylül 1980 darbesi sonrası ülkeye çöken kabus havası dağılmamıştı. Seçimlerin yapılması ve cuntanın etkisinin biraz azalmasına rağmen ipler yine sistemi tekrar ikame eden cuntacı anlayışın elindeydi. Siyaset yoluyla sorunlara çözüm bulmak çok mümkün olmuyor önemli bir keyfilik hüküm sürüyordu. İslami kesimin önemli simalarının katılım gösterdiği bir kurucu liste ile kurulan MAZLUMDER kısa süre içinde önemli bir ses getirmeyi başardı. Uzun yıllar sürecek başörtüsü yasağı derneği sadece başörtüsü derneği gibi algılanmasına yol açsa da yaşanan diğer yakıcı insan hakları sorunları da MAZLUMDER'in hep gündemindeydi. 

MAZLUMDER sadece Türkiye'ye yönelik değil,  dünyaya yönelik çalışmalar da yapıyor, basın açıklamaları ve dünya insan hakları raporlama çalışmalarıyla dünya çapında dikkat çekmeye başlıyordu. Adı geçen ülke büyükelçilikleri, ilgili görevlileri bu çalışmaları yakından takip ediyor, bazen açıklama yapmak zorunda kalıyorlardı.

.

Devletin kuruluşundan itibaren tek tipleştirici mantığından dolayı oluşan Kürt sorunu da kurulduğu ilk günlerden itibaren MAZLUMDER'in gidermeye çalıştığı bir insan hakkı ihlali uygulamasıydı. Sorunun  insan haklarına uygun çözümünün devlet tarafından tercih edilmemesinden dolayı ortaya çıkan çatışmalar ve yaşattığı ihlaller de hep MAZLUMDER'in gündemindeydi. Kuruluşundan kısa bir süre sonra devlet ve PKK arasında iyice sertleşen savaş, yoğun insan hakları ihlallerine neden oldu. Yargısız infazlar, köy yakmalar, devletin adını bile açıklamadığı “JİTEM” gibi kuruluşlar, “Yeşil” gibi esrarengiz kişiler sayesinde sorunun kökten bitirilmesi için hukuk ve yasa dışı her yol deneniyordu. MAZLUMDER bu konularda açıklama yaptıkça devletin de hışmına uğruyor. Tüm şubeleri ve yöneticileri dahil olmak üzere genel merkez düzeyinde polis baskınları ve aramalarına maruz kalıyor, düşmanlaştırılıyordu. Ancak yılmıyor ve sivil ve askeri bürokrasinin tüm ihlallerini gözler önüne sermeye devam ediyordu.  Her türlü ihlalle ilgili raporlama, basın açıklamaları yapılıyordu.  

.

Kürt sorunu ile ilgili İslami kesimin önemli simalarının katılımıyla “Kürt forumu” düzenleniyor, konuşmalar kitaplaştırılıyor ve meselenin bilimsel temelde konuşulması ve çözümü için adımlar atılıyordu. MAZLUMDER'in bu çalışması,  o dönem soruna yabancı olan dindarların bilinçlenmesine yönelik bir katkısı olmuştur. 

.

1994 yerel seçimleri sonrası üyelerinin çoğunun dindar olduğu MSP geleneğinden gelen Refah partisinin yükselişi gündemdeydi ve jakoben elit için bu, her türlü insan hakları ihlali yapılmasının gerekçesiydi. 1996 seçimleri sonrası oluşan tabloda koalisyonla iktidara gelen Refah partisine yönelik 1997 Şubat MGK'sında oluşturulan kararlarla yapılan post modern darbe, din ve vicdan özgürlüğüne ve dindar kişi , kurumlara yönelik bunaltıcı bir baskının artarak devamına yol açtı. Bir dönem gevşemiş olan yüksek öğretimdeki başörtüsü yasakları tekrar başlatıldı ve bu sefer İmam Hatip liselerinin önünü kesmeye yönelik 8 yıllık kesintisiz eğitim ve katsayı uygulaması başlatıldı. Bu durum MAZLUMDER'in farklı birçok ihlalle yoğun bir şekilde uğraşmasını gerektirdi. Yasakların kalmasını sağlamasa da keyfi bir şekilde ihlal edilen hakların iadesi yönünde güvenilir bir adres oldu.

.

Artan işkence ve cezaevlerinin durumuyla ilgili insan hakları sorunları da gündemdeydi. MAZLUMDER çok kez İşkence davalarının takibini yaptı ve hasıraltı edilmeye çalışılan insanlık dışı işkence olaylarının faillerinin ortaya çıkmasını ve faillerin ceza almasını sağladı. Cezaevlerinde yaşanan ihlallere karşı bir insan hakları derneği olması hasebiyle bizzat hukuki gözlemler ve raporlamalar yapılarak yasal merciler önünde baskı unsuru oldu.

.

İnsan hakları kavramıyla bu derneğe üye olmak suretiyle tanışan birçok dindar kişi insan hakları alanında çalışma yaptıkça öteki gördüğünün haklarını da adil, objektif şekilde değerlendirmeyi ve farklı kesimleri de savunmayı öğrendi. MAZLUMDER'in oluşturduğu en büyük etkilerden birisi üyelerinde oluşturabildiği insan hakları perspektifiydi'. “Haklarımız” konulu eğitim çalışmaları, sivil toplumun temel haklar ve spesifik bazı haklar konusunda bilinçlenmesini sağladı.

.

Düşünce özgürlüğüyle ilgili yükselen ihlallerde MAZLUMDER'in gündemindeydi. Serbestçe ifade edilmeyen, başkalarına çeşitli yol ve araçlarla ulaştırılmayan bir düşüncenin bir anlamı yoktur. Önlenemez bir temel insani özgürlüğü serbest bırakmak kimsenin yetkisinde olamaz. MAZLUMDER, düşünce adamlarının, yazarların sırf düşüncelerini beyan etmekten dolayı aldığı cezalara karşı her kesimin sesi olmaya çalışarak basın açıklamaları, yıllık raporlarla baskı unsuru oluyordu. Düşünce özgürlüğüyle ilgili tüm sivil toplum girişimlerine destek verdi.

.

2005’ten itibaren düşünce ve ifade özgürlüğü karşıtı bir dalga başladı. Sayısal çoğunluğu elinde bulunduran iktidar partisinin “darbe söylemi”ni bir tür “darbe sendromu”na dönüştürmüş olması ve mevzuatta ifade özgürlüğü dahil, hak ve özgürlükleri sınırlayıcı düzenlemelere yönelmesi bu yönelişte etkili oldu. 2000'li yıllarda “Her şehit için 5 DTP’li öldürülsün” diye yazan gazetecilerin bu nefret söylemleri ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilerek takipsizlik aldı. Yargıçlar, özellikle Kürt meselesi hakkında ifade özgürlüğü kullananlara cezaları hep üst sınırdan veriyordu. İfade özgürlüğünü kullananlara çeşitli yollarla ölüm tehdidi yollayanlar ise hiçbir biçimde cezalandırılmıyordu. 1982 Anayasası, özellikle Atatürk’ü Koruma Kanunu başta olmak üzere hukukî mevzuat, savcıların ve yargıçların ifade özgürlüğünden habersizliği ve ifade özgürlüğünü dar yorumlama eğilimi, toplum kesimlerinin kendilerinin hassas olduğu konulardaki eleştirilere karşı müsamahasız tavrı önemli insan haklarının kaynağıydı. MAZLUMDER bu dönemde de özgürlükleri kısıtlayan yeni yasa teklifleri hakkında hukuki araştırmalar yaptı, raporlar hazırladı, baskı unsuru oldu.

.

Adil yargılanma hakkı Türkiye'de önemli bir insan hakları ihlalidir. MAZLUMDER adil yargılanma hakkı ihlali nedeniyle oluşan mağduriyetlere uzman hukukçu kadrolarının oluşturduğu metinler ve girişimlerle yoğun müdahale etti.

.

2000'li yıllara gelindiğinde yıllardır  MAZLUMDER'in iddia ettiği hak gasplarına yönelik devlet kabulü ve hak iadesine başlanmıştı. Bu da kurulduğundan beri Kürt sorunu konusunda MAZLUMDER'in istediği değişikliklerin haklı talepler olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Hak talebini koşullar ne olursa olsun sürdürmek gerektiğini göstermesi onun için önemli bir kazanımdı. Kaldırılması gerektiğini söylediği yasa veya uygulamalar kuruluşunun 10. yılını doldurduktan sonraki süreçte yavaş yavaş kalkıyordu. Hak talebini koşullar ne olursa olsun sürdürmek gerektiğini göstermesi MAZLUMDER için önemli bir kazanımdı. Hak talebini koşullar ne olursa olsun sürdürmek gerektiğini göstermesi önemli bir kazanımdı. İnsan hakları alanını geliştiren tüm adımları desteklemekle birlikte MAZLUMDER  uygulamaları iktidar odaklı değil, ilkesel bir tavırla izledi. 

.

Irak savaşıyla ilgili TBMM nezdinde etki oluşturacak sivil toplum yürüyüşlerinde sol kesimle küresel BAK ittifakı kuruldu. Bosna savaşıyla ilgili önemli sivil toplum etkinlikleri yapıldı. Fotoğraf sergileri, karikatür yarışmaları, konferanslar, Ceza kanunu ve TMK vd. yasalar hakkında raporlar hazırlandı, gündemler oluşturuldu. Yürütme ve yasamadan birçok kişiyle görüşmeler yapılarak lobicilik yapıldı. İnsan hakları okulları, periyodik çalışmalar yaptı. Toplumun sorun yaşayan önemli bir kesiminin tanıdığı, bazen müracaat ettiği bir dernek oldu.

.

Çevre hakkı ile ilgili çalışmalar çok istendiği düzeyde olmasa da yapıldı. MAZLUMDER Kocaeli şubesinin hazırladığı Dilovası çevre gözlem raporu meclis çevre komisyonuna gönderildi ve sivil bir baskı unsuru olarak açıklandı, takibi yapıldı..Gazze katliamı sonrası gece ve ilk gün İsrail büyükelçiliği önünde ilk ortak basın açıklaması yapıldı. Uluslararası yankısı olan İsrailli yetkililer hakkında suç duyurusu yapıldı. ABD büyükelçiliğinden resmi görevliler “ne yapmak istediğimizi” sormaya geldiler. .Sivil siyasetin Kürt sorunu konuşabilmesinin önündeki engeller gündemdeki konulara geç kalınmadan yapılan müdahalelerle sağlandı. Nevruz kutlamaları, 1 mayıs kutlamaları hep objektif bir dille yapılan uyarılar oldu. Siyasete yönelik darbeci yaklaşımlara etkinliklerle karşı duruldu.

.

Düşünce özgürlüğü kampanyaları yaptı, kişi ve kurumların düşünce özgürlüğü ile ilgili  mağduriyetlerinde ayrımsız yanındaydı. Düşünce özgürlüğü kısıtlanan kişinin yanında durduğu gibi o kişi ilerde düşünce özgürlüğünü ihlal eden işler yaptığında onun da karşısında durdu. Recep Tayyip Erdoğan  şiir okuma nedeniyle mahkum edildiğinde yanında durdu, başbakan ve cumhurbaşkanı olduğunda onun yaptığı düşünce özgürlüğü ihlallerinde de karşısında durdu. Düşünce özgürlüğü ihlallerinde kişi, kurum, dünya görüşü ayrımı yapmadı.

.

MAZLUMDER Kürt sorunu konusunda çok çalışma ve açıklama yaptı , zira yıllardır bu konu can yakıcı insan hakları ihlallerinin temel nedeni oldu. Bu tavrından dolayı kimi üyeleri tarafından eleştirilip yalnız bırakılsa da doğru bildiğini söylemeye devam etti. Dini ve Etnik ayrımcılık sempozyumu düzenledi. Çok önemli bir saha çalışması , birçok eserden araştırma uzun, birebir mülakatlar, yasal mevzuat tetkiki sonucu  çözüm önerileri meclise ve kamuoyuna  sunuldu. Çalışma kitaplaştırıldı.

.

MAZLUMDER ortak paydalara katkı sağladı. Farklı insan hakları kuruluşlarıyla ortak bir yapı (İHOP) oluşturdu. Başörtüsü platformları, Küresel BAK organizasyonları bunlardan birkaçıdır.

.

Toplantı ve gösteri yürüyüşleri konusunda kolluğun yasa dışı ve keyfi uygulamalarına karşı durdu ve durmayı öğütledi hep. Toplantı ve yürüyüşler için izin alınması gerekmediğini fiilen ispatladı. Keyfi uygulamaları kabullenmedi ve kabullenmemeyi öğretti.

.

MAZLUMDER'in yıllarca açıkladığı yerine getirilmesi  gereken hususlar zamanla hükümetler tarafından yasalaştırıldı. Sivil toplumun dillendirmeye bile cesaret edemediği ihlalleri hep MAZLUMDER dillendirdi ve ihlaller zamanla toplumsal konsensusla mahkum edildi.

.

MAZLUMDER  Tibet, Mısır, İtalya, Özbekistan, Sudan vd. birçok ülkedeki  uygulamalar büyükelçilikler düzeyinde ziyaretle baskı altında tuttu.

MAZLUMDER  Din ve vicdan özgürlüğünde ayrım yapmadı. 2005 yılında  İzmit  Protestan  kilisesi  saldırıya  uğradığında  ilk  açıklamayı  MAZLUMDER  yaptı. Ankara   Kurtuluş  kilisesi   saldırıya  uğradığında da  kınadı. Hangi dinden veya ırktan  olursa  tüm  savaşların  durdurulmasını hep  istedi. MAZLUMDER   Tibet’li  Budist  rahiplere  yapılan  haksızlığı  ve katliama da  hemen karşı  çıkmıştır.

.

 İsrail'in uygulamalarını şiddetle eleştirdik ama ilkesel davranarak İsrail'deki sivillere yönelik saldırıları da kınadı. Kudüs’te  bulunan  bir  Yahudi  okuluna  yapılan  saldırıyı da kınamıştı..Sadece  dindarlara  değil  solcu    topluluklara karşı  yapılan haksızlıklara karşı   ciddi mesailer  harcayarak  raporlar  hazırlamıştır. Örneğin Taksim  1 Mayıs olayları raporu, Cezaevi raporları..Toplumun her kesiminin sorunlarına çok istenen düzeyde olmasa da eğilmeye çalışmıştır. İzmir Buca’da  mağdur  gecekondu  sakinleri  için  yapılan araştırma  raporu da bunlardan biridir. 

.

İşçi sorunlarıyla ilgili farklı araştırmalar ve raporlarımız oldu. Taşeron işçilerin sorunlarıyla ilgili takip ve açıklamalarımız oldu. Kot taşlama işçilerinin uğradığı mağduriyetlerle ilgili önemli bir takip ve raporlama çalışması yapıldı..Ergenekon davalarında adil yargılanma hakkı ihlallerine karşı duruldu. Cezaevinde gecikmiş teşhis sonucu ölen Ergenekon tutuklusu Kuddusi Okkır hakkında konunun abartıldığını ileri süren Ali İhsan Karahasanoğlu'na  genel başkan sıfatıyla gönderdiğim mektupta  “Teşhisdeki  gecikme araştırılmalıdır. Teşhis  sonrası  iyi  takip  yapılıp  yapılmadığı  araştırılmalıdır.Gereken tedavininin  verilip verilmediği  araştırılmalıdır. Aslında  bu  durumdaki  bir  insanın  daha  öncesinde  ev  veya  hastane  bakımına  alınması  gerekirdi.” demişim.

 .

MAZLUMDER Alevilerle ilgili haksızlıklara saha çalışmasının içinde yer vermesiyle birlikte farklı zaman ve konularda Alevilerin mağduriyetleriyle ilgili açıklamalar yapmıştır. Aleviler isterlerse adlarını taşıyan parti kurabilmeli ve diyanet işleri başkanlığının kapatılmasını parti kapatma tehlikesi hissetmeden dillendirebilmelidirler. MAZLUMDER İnsanların sahip olduğu kimlikleri, farklılıkları bir dışlama aracı olarak değil, ortak yaşamda zenginlikler olarak görmektedir. Devletin kendi ideolojisini insanlara dayatmaktan vazgeçmesini , tüm insanlara eşit ve nötr durmasını, özellikle dini alana müdahale eden yapı olmaktan çıkmasını istemektedir.

.

MAZLUMDER 10 Aralık insan hakları günü dolayısıyla insan hakları geceleri düzenledi ve farklı alanlarda insan hakları ödülleri verdi.İnsan hakları toplantılarının yapıldığı yurtdışı gezilere genel başkanlık düzeyinde katılım sağlanarak dünya insan hakları çevreleriyle temasta bulunuldu. Avrupa konseyinde insan hakları ihlalleri üzerine konuşma yapıldı. Belçika, İsveç , Malezya, Irak yaptığımız yurt dışı faaliyetlerinden sadece birkaçıdır. Bu ziyaretler ve toplantılar sonucu çeşitli medya organlarında insan hakları sorunları gündem edildi.

.

Filistin mitingleri Ankara, Konya, Kocaeli vd. birçok şehirde MAZLUMDER organizasyonuyla yapıldı. İmza kampanyaları  birçok konuda düzenlendi ve medyaya yansıtılarak ilgili birimlere iletildi.

.

Olaylar sonrası MAZLUMDER'in açıkladığı raporlar etkiliydi.  İnsan hakları konusunda danışılan kurum oldu. İnsan hakları Türkiye ve  dünya insan hakları  raporları olmak üzere   standart yıllık açıklandı. Tematik raporlar, olayların, konuların sıcaklığı geçmeden araştırıldı ve açıklandı. Medya ve çeşitli kuruluşlar raporlarımızı dikkatle izledi. Süreli yayınlar, bültenlerle ihlaller ve yaptıklarımız kamuoyuna sunuldu.

.

MAZLUMDER'İn yıllardır hiç çekinmeden, korkmadan “şimdi yeri zamanı değil” diyenleri umursamadan, korkutmalara boyun eğmeden dillendirdiği ihlal edilen birçok husus, son zamanlarda devlet tarafından kabul edilmiş ve özgürlükler çerçevesinde adımlar atılmıştır. “Andımız'ın kaldırılması konusunda yaptığımız kampanya ve sonunda bu uygulamanın kaldırılması örneklerden biridir. Yine başörtüsü konusunda sağlanan ilerleme, Kürt meselesi konusunda atılmış demokratikleşme adımları, azınlıkların haklarıyla ilgili gelişmeler önceden beri MAZLUMDER'in sürekli talep ettiği konulardı. Kürt meselesi konusunda çözüm sürecinin bitmesi sonrası yaşanan çatışmaların durması, ateşkes ilanı ve tekrar diyaloğun sağlanması talebi dernek tarafından devam ettirilmektedir 

.

MAZLUMDER'in saygın yerini muhafaza ve hak ihlallerine daha çok mani olmaya çalışma gayreti daha fazla olmalıdır. Yoğun hak ihlallerinin halen yaşandığı ülkemizde ilkeli duruşunu zaman, zemin, iktidar değişiklikleri olsa da sürekli koruyor ve korumalıdır. 

@gergerliogluof

Yorumlar