2007-12-05 00:00:00
Yeni Şafak gazetesinin şahsımla yaptığı röportaj-2007
-
. Sorunu nasıl tanımlıyorsunuz?
-
Bu sorunun çözümü konusunda önerileriniz ve yaklaşımlarınız nelerdir?
-
Başbakan Erdoğan’ın “eve dönüş” açılımını nasıl değerlendiriyorsunuz?
1.Sorunun adını doğru koymak lazım.Zaten yanlış adlandırma yaptığınızda çözümü yakalayamayacağınız belli olmuştur.Kaçamak ve utangaç tanımlamalar yapıldı.Güneydoğu sorunu vb. gibi.Bu Ülke'de kürt adını anmamak için resmi yetkililer adeta amuda kalktılar.Kürt isminin ortaya çıkışından Kürtçe'nin aslında diğer dillerden apartılmış bir dil olduğuna dair resmi efsaneler çok üretildi.En son Saddam Hüseyin'den kaçan Kürtler için resmi ağız 'kuzey Iraktan gelenler' tanımlamasını kullanmıştı.Daha sonra vazgeçmek zorunda kaldılar.Şimdi de önce eski kara kuvetleri komnuıtanı Aytaç yalman'ın ' bizler o dönemde, 'Kürt yoktur' diye eğitilmişiz. Kürtleri, Türklerin kolu olarak görüyoruz. Ortalıkta işte dağlarda gezerken, karda yürürken kart-kurt sesleri çıktığı için Kürt denilmiştir, gibi tarifler dolaşıyor. O dönemde sosyal istekleri bile biz 'yıkıcı faaliyetler' kapsamında görüyoruz.'demesi ile başlayan ve peşisıra diğer komutanların itirafı ile belirginleşen bir sorun vardır.İşte bu sorunun adı Kürt sorunudur.Kürt olarak yaratılan bir kişi veya toplumun kimlik haklarını elinden alan bir ideoloji bu sorunu ortaya çıkarmıştır.Bu ideoloji ise Türklük potası altında sorunları halletmeyi düşünen ve fakat başaramadığını şimdilerde anlayan resmi ideolojidir. Sorun yıllar içinde yanlış teşhis ve tadavi metodlarından dolayı giderek büyümüş ve Türkiye'nin güçlü ve demokratik bir Ülke olması artık bu sorunun çözümünden geçer olmuştur. 2.Sorunun çözümü konusunda bir çok kişiyi şaşkınlığa düşürecek oranda iyimserim.Türk ve Kürt halkını birbirine düşürecek kadar büyük acıların yaşandığı bir dönemde genel olarak itidalin korunduğunu görüyoruz.Aslında Türk ve Kürt milliyetçiliğini azdırmanın çok kolay olduğu bellidir.Zor olan bu denli provokatif hadiseye rağmen bir iç savaşın çıkmamasıdır.Başka bir Ülke'de olayın rengi farklı olabilirdi.Yüzyıllardır birbirine kenetlenmiş Türk ve Kürtlerin birbirlerini anlaması zor değildir.Bağlarını koparmaları çok zordur.İşte tam da bu konunun çözüme hizmet edeceğini düşünüyorum.Bölgeler arasında ziyaretleşme ve kişilerin empati yeteneklerini arttırmasının zor olmadığını düşünüyorum. Resmi yetkililerin itiraflarının sahici bir niteliğe kavuşması ise yönetim açısından olmazsa olmaz olanıdır.40 bin kişinin canını yitirdiği bir sorunda bırakılırsa nice 40 binlerin daha kaybolacağı ortadadır.Kürt halkı en başta kalıcı adımlar atılacağına ve geri dönülmeyeceğine ikna edilmelidir.Kürt kimliğinin , dilinin , kültürünün korunması ve geliştirilmesi yolunda adımlar atılmalıdır.Anadilde öğrenim serbest bırakılmalıdır.Anayasa çalışmaları yapılırken bu kronik sorunu bitirici tanımlamalar yapılmalıdır.MAZLUMDER olarak anayasa teklif taslağımızda bunu Türkiye cumhuriyeti vatandaşlığı tanımlaması olarak işaret etmiştik. 3.Pişmanlık yasası gereken oranda başarılı olmasa da olumlu adımlar atmada geç kalınmamalıdır.İktidar ve Kürt halkı arasındaki Karşılıklı adımlar çözümü kolaylaştırır.Eve dönüş yasasını bu vesileyle olumlu buluyorum.Sorunun çözümünde insiyatif alan sorunu çözmeye daha yakın olandır.Sorunu şu ana kadar denenen yollarla çözmek yerine demokratikleşmenin artması ve güven ortamının sağlanmasının etkili olacağ
Yorumlar