2018-11-08 00:00:00

Edirne ve Kandıra'da HDP milletvekillerine polis engeli

HDP milletvekillerinin Edirne ve Kandıra Cezaevi önünde yapmak istediği açıklamalar Valilik tarafından engellendi 

04 Kasım 2018 Pazar 17:00

HDP eski Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da içerisinde bulunduğu HDP milletvekillerine yönelik gözaltı ve tutuklama operasyonlarının ikinci yılında kaldıkları Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi ve Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevi önünde basın açıklamaları yapıldı.

Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi önünde basın açıklaması yapmak isteyen HDP milletvekilleri Züleyha Gülüm, Tuma Çelik ve Zeynel Özen ile TİP Genel Başkanı Erkan Baş, cezaevine varmadan Saraykapı girişinde polis ablukası ile karşılaştı.

Basın açıklamasının Edirne Valiliği tarafından yasakladığını ve hiçbir şekilde izin verilmeyeceğini söyleyen polislere milletvekilleri, “Aldığınız kararın hiçbir hukuki yanı yok. Bizler bu halkın vekilleriyiz ve istediğimiz her alanda açıklama hakkına sahibiz. Bizi bu şekilde olmayan yasalar ile hukuksuzca engelleyemezsiniz” sözleriyle tepki gösterdi.

Polisler açıklamaya katılmak isteyen HDP'lileri ve basın çalışanlarını bölgeden uzaklaştırdı. Polis ablukası içinde kalan milletvekilleri Gülüm, Özen ve Çelik ile TİP Genel Başkanı Baş ile polisler arasında itiş kakış yaşandı. Milletvekilleri polislerin fiziki müdahalesine ve hakaretlerine maruz kaldı. Yaşanan arbedenin ardından milletvekillerinin açıklama yapmasına izin verildi ama basının açıklamayı takip etmesine izin verilmeyeceği belirtildi.

‘BU MÜCADELE KAZANACAK’

Açıklama polis ablukası altında milletvekili Tuma Çelik tarafından yapıldı. Çelik, “Bizlere saldırmak, susturmak, bize geri adım attırmaya çalışmak aksine güç katar. Zindanda olan arkadaşlarımıza, bütün halkımıza söz veriyoruz ki bu mücadele kazanacak. Şu an gücünü hukuk ve yasalardan almayan ama iktidarın gücüne dayanan bir kilik yönetiyor Türkiye’yi. Bunun da hesabını mutlaka verecek” şeklinde konuştu.

‘DARP İLE KARŞI KARŞIYA KALDIK’

Ardından konuşan TİP Genel Başkanı Erkan Baş da, “Burada 4 Kasım’ın siyasi darbe olduğu, ahlaki bir yanının olmadığı açığa çıkmıştır. Siyasi darbenin ikinci yıldönümünde Türkiye’nin bir çok cezaevi önünde olduğu gibi Edirne Cezaevi önünde arkadaşlarımızın yanında olduğumuzu ve dayanışma içinde olduğumuzu söylemek için geldik. Bugün yaşadıklarımız tek başına 4 Kasım’ın siyasi darbe olduğunu ve hukuk dışı olduğunu gösteriyor. Önce cezaevinin 4 kilometre uzağına açıklama yasağı getirildi. 4 kilometre sınırının dışına çıktığımızda yeni bir yasak geldi ve sadece vekillerin açıklama yapabileceği bir karar çıktı. Bu karara rağmen bir darp ile karşı karşıya kaldık. Bugün olduğu gibi her ne yaparsa yapsınlar Türkiye’de barış, kardeşlik, eşitlik, özgürlük mücadelesini Türkiye’nin her yanına yayma kararlığımız var. Türkiye’de direnen insanlar bu tarz saldırılar ile çokça karşılaştı fakat bunu uygulayanların başarılı olduğu bir tarih yoktur. Direnenler mücadele edenler tarihi yazmıştır. İki yıl önce başlattıkları darbeyi başarıya ulaştıramayacaklar. Barış ve kardeşçe yaşama talebi daha güçlü biçimde açığa çıkmış durumda” dedi.

‘FAŞİZAN YAKLAŞIMLAR İLE BASTIRMAYA ÇALIŞIYORLAR’

Milletvekili Zeynel Özen ise, 4 Kasım’ın siyasi bir darbe olduğuna dikkat çekerek, “Onlarca milletvekilimiz içeri alındı, belediye başkanlarımız tutuklandı, 10 bini aşkın parti üyemiz rehin alınmış durumda. Ne yaparlarsa yapsınlar, anti demokratik faşizan yaklaşımlar ile bastıramayacaklar. Burada haddini ve hakkını bilmeyen bir güç ile karşı karşıyayız. Hiçbir şiddet olmadığı halde milletvekilleri tartaklandı. Erdoğan her gün ‘milli irade’ diyor, ‘Ben o belediyelere tekrar kayyum atayacağım’ diyor. Bu halklarımızın iradesini tanımamak demektir. Yurttaşların temel seçme ve seçilme hakkını ihlal etmektir. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan ucube bir başkanlık sistemi ile yönetiliyoruz. Yargının, yürütmenin tek adamın elinde olduğu bir dönemden geçiyoruz. Bilsinler ki tüm çabaları boşuna” şeklinde konuştu.

Polis ablukası içinde yapılan açıklama sonrası milletvekilleri alandan ayrıldı.

KANDIRA'DA MİLLETVEKİLLERİNE 'GÜVENLİK' ENGELİ

HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan, milletvekilleri Oya Ersoy ve Ömer Faruk Gergerlioğlu da Kocaeli Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan milletvekillerini ziyaret etmek istedi.

Milletvekillerinin tutuklu siyasetçilerle görüşme yapmak için Adalet Bakanlığı’na yaptığı başvuru reddedildi.

Cezaevi önüne gelen milletvekillerinin önü jandarma tarafından kesildi. Görüşme talebinin sonucunu cezaevi müdüründen almak istediklerini belirten milletvekillerine jandarma ekipleri tarafından “Müdür sizinle görüşmek istemiyor” cevabı verildi. Adalet Bakanlığı'nın milletvekillerinin görüşme talebini “güvenlik” gerekçesiyle reddettiği belirtildi.

KANDIRA'YA 5 KİLOMETRE KOŞULU

Milletvekillerin yapmak istediği basın açıklamasına, Kocaeli Valiliği'nin talimatıyla cezaevinin 5 kilometre uzağında yapılması koşuluyla izin verileceği belirtildi. Bunun üzerine milletvekilleri, üzerinde tutuklu siyasetçilerin fotoğraflarının bulunduğu “Rehin alabilirsiniz, teslim alamazsınız!” pankartı, cezaevinin 5 kilometre uzağında açarak, basın açıklaması yaptı.

‘VALİLİKLER AKP YÖNETİCİLERİ GİBİ İŞLEM YAPIYOR’

HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan konuştu. Kurtulan, cezaevi önünde yapmak istedikleri açıklamanın OHAL yasası gerekçe gösterilerek cezaevine 5 kilometre uzaklıkta yapılmak koşuluyla engellendiğini ve bu kararın valilik tebligatıyla verildiğini belirtti. HDP’nin yaptığı bütün açıklamaların ve genelgelerin il örgütlerine gönderildiği andan itibaren valilikler tarafından engel konulmaya çalışıldığını söyleyen Kurtulan, “Valilikler adete AKP’nin yöneticileri gibi işlem yapıyorlar. Bugünde genelgemiz kamuoyuna ulaştığı andan itibaren valilik böyle bir yasak çıkarmış. Bunu kınıyoruz. Bu ciddi bir hak ihlalidir. Anayasayla da çelişen bir durumdur” dedi. Bu yaşananları siyasi soykırım olarak değerlendirdiklerini vurgulayan Kurtulan, yapılan siyasi soykırımın Kürt siyasetinin demokratik kesimlerinin tümünün siyasi arenadan sökülüp atılma girişimi olarak değerlendirdiklerini aktardı

‘SİYASİ SOYKIRIM İLK DEĞİL’

Yaşananlara ilk defa tanıklık etmediklerini dile getiren Kurtulan, “1994’te de bunu yaşadık. O zaman da DEP’li  milletvekilleri demokrasi istedikleri için Meclisten alıkonuldular. Ve yıllarca cezaevinde yatmak durumunda kaldılar. Sonrasında da 2009’da yine bir siyasi operasyon oldu. Özellikle de seçilmişlerin başta olduğu binlerce insan tutuklandı. Bu bitmedi tabi ki bundan sonraki süreçte de yakın zamanda yaşadığımız aslında 2,5 yıl önceye tekabül eden Recep Tayip Erdoğan’ın bizzat ‘dokunulmazlıklar kaldırılmalı’ beyanını verdikten sonra dokunulmazlıklar mecliste üç partinin de desteğiyle kaldırıldı. Ve ardından arkadaşlarımız gözaltına alındı ve tutuklandılar. O dönemde 12 bine yakın yöneticimiz ve üyemiz gözaltına alındı ve tutuklandı. Eş genel başkanlarımız ve siyasetçilerimiz tutuklanarak, cezaevine konuldu. Hâlihazırda 9 milletvekilimiz cezaevinde yatıyor” diye konuştu.

‘KADINLAR AKTİF OLARAK MÜCADELEDE’

Kurtulan, bu yöntemin çözüm olmadığının altını çizerek, “DEP sürecinden bu yana baktığımızda ve daha doğrusu Kürt sorunun demokratik çözümünden medet beklemeyenler daha çok baskıcı ve otoriter rejimle Türkiye’nin demokrasi sorunlarını baskılamak istiyorlar. Herkes bunun çözüm olmadığın deneyimlemiş. Demokrasi mücadelesinin büyüyerek kendisini geleceğe taşıdığını görebiliyoruz” ifadelerini kullandı. Kandıra Cezaevinde çoğunlukta kadın tutuklu arkadaşlarının olduğunu hatırlatan Kurtulan, “Kadınların kendi kimliğiyle siyasete gelmesi ve siyasetin eril yapısını kendi kadın kimliğiyle değiştirme, dönüştürme iddiasına vurulmuş bir darbedir bu. Ancak arkadaşlarımızın duruşlarına baktığımızda ve bizim sürekli arz eden mücadele eden seyrimize baktığımda da kadınlar aktif olarak mücadeleye devam ediyorlar. Şimdi de mecliste daha da güçlenerek temsiliyetlerini sağlama durumu da bunu açıkça göstermektedir” diye konuştu.

‘BU YÖNTEM BİZİ MÜCADELEMİZDEN ALIKOYMAZ

Hükümetin yapmış olduğu operasyonu kınadıklarını dile getiren Kurtulan, “Bu operasyonun yıl dönümünde HDP’nin geri adım atmayacağını bir kez daha haykırıyoruz. Belediye başkanlarımız şahsında da bu dönem özellikle büyük bir saldırı var. Belediye başkanlarımızın hiçbiri yolsuzluktan dolayı cezaevinde bulunmuyor. Hepsi de diz çökmedikleri için cezaevindeler. Bu durum devam edecektir. Tüm arkadaşlarımız şahsında arkadaşlarımızın bu direnişini selamlıyoruz. AKP hükümetine de şunu bilmelidir bu yöntem bizi mücadelemizden alıkoymayacaktır” dedi.

Kaynak: Mezopotamya Ajansı

Demokrat Haber

Yorumlar