13 Temmuz 2020

BİA Haber Merkezi

Rapora, Türkiye’nin 81 ilinden 3 bin 104 kişi katkı sundu.İstanbul

Mağdurlar İçin Adalet Platformu ve HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, işlerinden KHK’lerle ihraç edilen kişilerin anlatımlarına ve neler yaşadıklarına ilişkin 1500 sayfalık rapor hazırladı.

20 Temmuz 2019 ve 9 Eylül 20119 tarihleri arasında hazırlanan rapor, Türkiye’nin 81 ilinden 3 bin 104 kişi ve dünyanın 33 ülkesinden 201 kişinin katılımıyla hazırlandı. 

“OHAL’de 7.508 akademisyen ihraç edildi” 

Raporu, Kadıköy Evlendirme Dairesi’nde Gergerlioğlu ile Mağdurlar İçin Adalet Platformu’ndan Doç. Bayram Erzurumluoğlu kamuoyu ile paylaştı.

Cumhurbaşkanlığı’na ve birçok sivil toplum kuruluşuna da iletilecek raporda farklı meslek gruplarından birçok KHK’linin tanıklığına da yer verildi.

Rapordan öne çıkan veriler şöyle:

* Araştırmaya katılan OHAL /KHK mağdurlarının %89,5’i, mağdur yakınlarının %93,6’sı kendilerini Müslüman olarak tanımlamışlardır. Mağdurların %84,5’i Mağdur yakınlarının ise %86,5’i ‘Sünni’ olduklarını beyan etmişlerdir. Geçen yılki verilerle karşılaştırıldıklarında, tüm katılımcı kategorileri arasında “Müslümanlık” ve “Sünni” bir mezhebe bağlılık oranlarında birkaç puanlık bir düşüş görülmektedir. Belirtilen bağlamda, katılımcılar arasında kendilerini, “Ateist, Deist, Hümanist, Agnostik, herhangi bir İslami mezhebe tabi olmayan,” olarak adlandıranlarda artışlar da gözlemlenmektedir.

*İhraç edilen akademisyen sayısı 7.508, (özel sektörde, kapatılan vakıf üniversiteler ile birlikte işsiz bırakılan 3041 akademisyenlerin sayısı bu rakama dahil edildiğinde, işsiz bırakılan akademisyenlerin sayısı 10.549’u bulmaktadır), muvazzaf asker sayısı 17.16443; okulları kapatılmak veya mezuniyetleri geçersiz sayılarak atamaları yapılmamak suretiyle hake ettikleri kadrolardan uzaklaştırılan askeri öğrenci sayılarının 35.000 civarında olduğu tahmin edilmektedir.44 İçişleri Bakanlığı, 35.000’i polis, 4.700’ü jandarma olmak üzere 43.648 personeli ihraç etmiş, 5.679 kişi ise görevden uzaklaştırılmıştır. 7.755 kişi ise sağlık bakanlığından ihraç edildi.

* Araştırma formunu ‘tam doldurulması’ veya ‘yarım bırakma’ davranışı verilerinin incelemesi ‘mağdur yakınları’ çerçevesinde yapıldığında, araştırmaya katılan 907’si mağdur yakınından sadece 332’ının (%36,6) araştırmayı tamamladıkları görülmektedir.

Rapora yansıyan bazı tanıklıklar

*İdari soruşturma olmadan KHK ile ihraç edildim.

*İdari süreç hâkim ve savcılar için biraz farklı yürütüldü. İlk olarak 15 Temmuz sonrası 16 Temmuz gecesi saat 2 gibi açığa alındım. Açığa alınma ile birlikte yakalama gözaltı kararı da alındı. İdari soruşturma doğrudan alınan bir ihraç kararı ile oldu. Bu karar gecenin bir yarısı alındı. Savunma vs. süreçleri işletilmedi. Ceza soruşturmasına dayanak açığa alınma ve ihraç sürecinin başlaması idi. Aynı şekilde idari soruşturmaya dayanak da hakkımda açılan ceza soruşturması idi. Bir paradoks yani. OHAL ilanı sonrası tutuklandım. HSYK’nın ihraç kararına ceza evinden itiraz ettim. Ancak tebligat süreçleri hep usulsüzdü…

* İdari ve Adli Soruşturmam olmadan açığa alınmamın akabinde 1 hafta sonra Şubat 2017’de 686 sayılı KHK ile ihraç edildim. 15 Temmuz hain darbe girişimi olduğu esnada görevimin başındaydım ve darbeye karşı net tavrını almış şekilde üstüme düşen görevi yaptım. Fakat sorgusuz sualsiz ihraç edildim. İhraç edildikten 6 ay sonra neden dolayı ihraç edildiğimi savcılık tarafından alınan ifademde öğrendim. İtirafçı 1 kişinin hakkımda 2011 yılından bahsederek “Bu kişi de benleydi” demesi ihraç olmamın nedeniymiş. İtirafçının kim olduğunu bana söylemediler. Neden benimle ilgili iftira attığını bu yüzden bilmiyorum. İfademin alınmasına müteakip serbest kaldım. Yaklaşık 2 yıl oldu ifade vereli ne bir mahkeme safahatı başladı ne de takipsizlik geldi. Yani bu zamana kadar arayan soran olmadı. Hakkımda ki bu iddiadan başkada herhangi bir şey yoktur. OHAL Komisyonuna göreve iade için başvurdum şu ana kadar herhangi bir sonuç çıkmadı.

* Artık nefes alamıyoruz.

 *Bayılmalar yaşıyorum. Sosyal güvencem olmadığı için hastaneye hiç gitmedim.

*Bizi en çok üzen vatanına bağlı olup ta vatan haini yakıştırması oldu.

*Daha kavgacı ve sinirli biri oldum

*Hepimizde bedensel ve ruhsal çöküntü başladı.

“OHAL soykırıma dönüştü”

Raporun sonuç bölümünde şöyle denildi:

“OHAL süreci, gelinen aşamada, kabul edilebilirlik sınırlarının çok ötesine geçmiş, sayıları 1.5 milyonu aşan Türkiye Cumhuriyeti yurttaşının bedensel ve ruhsal varlıklarının baskılanmasına ve hatta yok edilmesine yönelik bir tür adı konulmamış ‘sivil ölüm’ daha doğru bir ifadeyle ‘sosyal kırım’ programına dönüşmüş.

“Beyin göçü, finansal sermayenin kaçışı, sosyal kültürel güçte zayıflama, yeni üretim, modernizasyon, genişleme ve stratejik yatırımlarda kayıplar..” (EMK)


Yorumlar