26 Haziran 2019

    ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, anlatacaklarımı AK PARTİ grup başkan vekillerinin ve AK PARTİ vekillerinin çok dikkatli dinlemesini ve mutlak surette cevaplamasını istiyorum. Çok önemli konuları gündem edeceğim. Evet, bugün 26 Haziran İşkenceye Karşı Mücadele Günü, fakat Türkiye’de işkence var. İktidarınız “işkenceye sıfır tolerans” deyip duruyor fakat biraz sonra açıklayacağım belgelerle Türkiye’de artan, yaygın, sistematik bir işkence var.
    Evet, bakın, OHAL döneminde yoğun bir şekilde gözaltı merkezlerinden işkence haberleri aldık. Ardından, bu bitmedi, devam etti, Halfeti’den çok ciddi işkence iddiaları geldi, 40’a yakın kişi 13 ila 75 yaş arası, kadınların ve erkeklerin olduğu kişiler gözaltı merkezlerinde işkence görüyordu, ters kelepçeyle yerlere yatırılıyordu, erkek ve kadınların cinsel organlarına elektrik veriliyordu ve hiçbir açıklama yapılmıyordu. Partimiz bunu araştırma önergesi olarak getirdi, kabul görmedi, oylarınızla reddedildi ama işkence var. 18 Mayısta Halfeti’de bu olay oldu, reddettiniz. 26 Mayısta bu sefer Türkiye’nin başkentinde, Ankara’da, en emniyetli yer olarak bilinen Ankara Emniyet Müdürlüğü Mali Şube bölümünde yaşanan çok ciddi işkence iddiaları geldi. Bunu kamuoyuna ben duyurdum, duyurduktan sonra ulusal ve uluslararası basından çok kişi beni aradı, insan hakları kuruluşları aradı, çok ciddi iddialar vardı ve mevzubahis olan yer Ankara Emniyetiydi. Bunun üzerine ertesi gün Ankara Barosu Ankara Emniyetine önceden haber vermeksizin 8 avukatıyla âdeta bir çıkarma yaptı, izin verilmek istenmedi ama gözaltındaki 111 kişiden 6 kişiyle görüştüler ve işkenceyi ispatladılar. Çok ciddi iddialar vardı, insanlar karanlık bir odaya götürülerek çırılçıplak soyuluyor, vücutlarında cop dolaştırılıyor ve makatlarına kayganlaştırıcı bir sıvı sürülmek suretiyle makatlarında cop dolaştırılıyordu, tehdit ediliyordu, ağır işkenceler olduğu iddiası kayıtlara geçirildi, rapora geçirildi. Bunu söyleyen ben değilim, Ankara Barosu. Çok ciddi bir kurumun raporundan bahsediyorum ve Ankara Barosu, idari, adli soruşturma istedi, olayı örtbas etmek isteyen, İstanbul Protokolü’ne aykırı bir şekilde muayene yapılan yeri ve doktoru, sulh ceza hâkimliğinde işkence ifadelerini zapta geçirmeyen hâkim ve herkes hakkında idari ve adli soruşturma istedi ve ardından Ankara Emniyeti bir açıklama yaptı “Hiçbir usulsüzlük yok.” dedi. Ancak Emniyette olmasına rağmen insanlar bunları net bir şekilde söylüyordu, orada kalmaya devam etmelerine rağmen bunu söylüyorlardı.
    Hâlen İçişleri Bakanlığından bir açıklama yok. Sayın Süleyman Soylu’yu açıklamaya davet ediyorum, bir aydır davet ediyorum. 26 Mayısta oldu, 26 Haziran bugün, İşkenceyi Önleme Günü, herkes beylik laflar ediyor ancak seçim çalışmaları peşinde koşturan İçişleri Bakanı açıklama yapması gereken konuda tek bir açıklama yapmadı.
    Bakın, ayrıca Sayın Şentop’u da buradan itham ediyorum çünkü çok yanlış bir iş yapıldı. Zabit Kişi, yüz sekiz gün boyunca kaçırılan bir kişiydi, ağır işkenceler gördü Ayten Öztürk gibi. O yüz elli güne yakın kaçırılmıştı ve biz bunları sorduk. Türkiye’de OHAL döneminde 27 kişi kaçırıldı, 25’i konuşmadı, ağır işkence gördükleri iddiaları vardı, konuşmadılar, 2’si konuştu, 2’sinden birisi bana mektup yazdı. Zabit Kişi, şu anda Kandıra Cezaevinde. Yüz sekiz gün boyunca kaçırıldığı ve bilinmeyen bir yerde işkenceye uğradığını söylüyordu bu kişi. İfadelerinde diyor ki: “3 metrekarelik güneş ışığının girmediği mezar gibi yerde yüz sekiz gün sistematik bir şekilde fiziki ve psikolojik işkence gördüm. İşkence yapmadıkları zamanlarda konteynerın diğer hücrelerinde işkence gören, sakat olan insanların sesini duyuyordum.” ve devam ediyor “İşkence esnasında ‘Burada hâkim de savcı da biziz, burada avukat, polis yok, buradan çıkışın söylediklerimizi, her şeyi kabul etmekle olur, dediklerimizi yap, ölmediğin sürece işkence yaparız, ölürsen de gömeriz, faili meçhul olursun.'” demişler bu insana ve ben tek yorum yapmadan bunu araştırma önergesi olarak Meclis Başkanlığına sordum, bana gelen cevap, çok açık bir Türkiye gerçeğini gösteriyordu ve bunun da peşini bırakmayacağım.
    Şu 8 sayfalık mektup işkenceyi anlatıyor. Sayın Şentop’a da buradan tekrar soruyorum. Bakın, bana gelen cevapta diyordu ki…
    (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
    BAŞKAN – Bağlayın sözlerinizi lütfen Sayın Gergerlioğlu.
    ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – “Araştırma önergenizde kaba ve yaralayıcı ifadeler var, o yüzden kabul etmedik.”
    Değerli arkadaşlar, bir insan sekiz sayfa dehşet veren işkenceyi anlatıyor. Ayten Öztürk dehşet veren işkenceleri anlatıyor ve ben tek kelime katmıyorum “Araştırma önergeniz kaba ve yaralayıcı.” deniyor. Yorum yok. Ardından bakın ne var? Türkiye’de son dört aydır 6 kişi kaçırıldı ve bu insanların da yoğun bir şekilde şu anda işkence gördüğü düşünülüyor: Gökhan Türkmen, Özgür Kaya, Yasin Ugan, Erkan Irmak, Salim Zeybek, Mustafa Yılmaz. Bu kişileri kaçıranlar -dört aydır kaçırdılar- “Biz devletiz kimseye gitme, savcıya, emniyete gitme yoksa daha fena olur.” dediler. Ve Ankara’nın göbeğinde, binlerce MOBESE kamerasının olduğu yerde dört aydır kaçırılan bu insanlar hakkında İçişleri Bakanlığına defalarca soru önergesi veriyorum, tek bir açıklama yapılmıyor. Aklınıza ne geliyor? Defalarca soru önergesi veriyoruz, basın toplantılarından gündem ediyoruz.
    (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
    BAŞKAN – Lütfen, son kez bir dakika süre veriyorum. Bağlayın Sayın Gergerlioğlu.
    ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Evet, bakın bunun için niye cevap verilmez? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yaşam hakkı en önemli hak değil mi? Dört aydır 6 kişi kaçırılmış, yakından takip ediyorum. Zabit Kişi ve Ayten Öztürk gibi yoğun işkence gördükleri iddiası var ve tek kelime ses yok. Ayrıca cezaevlerinde de bu devam ediyor. Bakın geçen gün mektup aldım, Grup Yorum üyesi Helin Bölek ve 3 arkadaşı açlık grevindeler. Neden? Türkiye cezaevlerinde yüzlerce kişi şu anda tek kişilik hücrelerde, Helin Bölek’te öyle. Tuvaletinin kapısı olmayan, içeride elektriği olmayan bir hücrede kalıyor Helin Bölek değerli arkadaşlar. Türkiye’nin gerçekleri maalesef bu. İşkence bir insanlık suçudur. AK PARTİ yetkililerini şu iddiaları cevaplamaya davet ediyorum: İşkence örtbas edilemez, işkence zaman aşımına uğrayamaz değerli arkadaşlar, bunlar son derece ciddi vakalardır ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu iddiaların üstü örtülüyor. Açıklamaya davet ediyorum.
    Teşekkür ediyorum değerli arkadaşlar. (HDP sıralarından alkışlar)

YouTube

Yorumlar