Ana Sayfa Basın Köşe Yazıları Anayasa oylanırken kim kazanacak? Anayasa oylanırken kim kazanacak? Yazar ofg - 31 Aralık 2018 30 Facebook Twitter Pinterest Telegram Linkedin WhatsApp Email Print 2010-05-20 00:00:00 Anayasa maddelerinin kabulü ile birlikte artan PKK baskınları…Karakol baskınlarında Türk silahlı kuvvetlerinin yaşadığı büyük acziyet …12 saat süren bir çatışmaya sağlık ekiplerinden sonra varma hali…Artık farklı tüm köşe yazarlarını isyan ettiren yardım beklerken çaresizlik içinde ölen gencecik askerler ve artan toplumsal tansiyon… Anayasa maddelerinin oylanması sırasında Türkiye’nin vahim gerçekleri ortaya çıkıyor. CHP, MHP ve BDP ittifak yapıyor. Birbirleri ile çok ayrı fikirleri taşıdığı düşünülen bu partiler anayasa maddelerinin oylanmasında sıkı bir ittifak sergiliyorlar. Bu ittifakın, tüm Türkiye halkı için ayrımsız demokratikleşme öneren maddeler karşısında yapılması kafalardaki soru işaretlerini arttırıyor. Aslında kafaları netleştiriyor desek daha doğru olur. Zira Türkiye’de sorunların devamından nemalanacak olanlar ortaya çıkıyor. Farklı kesimlerden sorunların çözümsüzlüğünü isteyenler bir ortak noktada buluşuyor. PKK ise iç siyaseti iyi takip ediyor. Tam bir konu çözülmek üzere iken, tam bir ihtilaflı konuda taraflar birbirine yaklaşmışken , tam insani duygular kin, nefret ve milliyetçiliğe galebe çalmışken devreye giriyor ve eylem koyuyor. PKK’nın yekpare bir anlayış içinde olmadığı da anlaşılıyor. Bilhassa Duran Kalkan yönetimindeki Tunceli bölgesinde mevzilenmiş olan Alevi ağırlıklı birliklerinin genel merkezlerinden bağımsız hareket ettiği anlaşılıyor. Yargıdaki, siyasetteki aşırı mezhepleşme kadrolaşmanın PKK’da da yaşandığı anlaşılıyor. Bu mezhepçi anlayış “her türlü demokratikleşme Sünni dincileşmeye hizmet eder , o halde her türlü normalleşmenin karşısında olmalı, tek yol savaş, tek yol devrim, tek yol mücadeledir” anlayışındadır. Bu anlayış Sosyalist sol ağırlıklıdır ve mezhep aracılığı ile ideolojilerinin hedeflerine hizmet etme arzusundadır. 50- 60 yıl önceki soğuk savaş döneminin jargonları ile düşünen ve konuşan bu anlayışın başarılı olma şansı yoktur. Zira en başta Alevi toplumu bu anlayışı sollayıp geçmiştir. Bir cemaati köşeye sıkılmışlık içinde tutmaya çalışan ve azınlık psikolojisi üzerinden bir uzlaşmazlık ve saldırı kültürü çıkarmaya çalışan bu zihniyet başarısız olacaktır. Çünkü oynanan bu oyunun 2010 versiyonu artık çok acemicedir. Mezhepçilik üzerinden taşeron örgütsel faaliyet derin devletin sırıtan yüzünü ortaya çıkarıyor. Aslında demokratikleşme, toplumun her kesiminin rahatlamasına vesile olur.Her farklı kesim düşünce ve inançlarını daha mutlu bir şekilde yaşar. Artık çoklarınca anlaşılan bu gerçeğin, at gözlüğü takanlar tarafından anlaşılmaması ise normaldir. Tarihi anayasa oylamalarında parti kapatma ile ilgili madde düştü. AK Parti’nin bazı milletvekilleri ve bilhassa bu konuda büyük mağduriyet yaşamış BDP’liler sayesinde oldu bu. Parti kapatmaların devlete ve millete zarar vermekten başka hiç bir şeye zarar vermediğini hep söylüyoruz. Ak Parti’nin kapatılan Fazilet parti geleneğinden, BDP’nin de kapatılan DTP ve bir dizi parti geleneğinden geldiğini bilmeyen yoktur. Bir kısım Ak Parti’linin ve tüm BDP’lilerin “bizi kapatabilirsiniz” demesi çok ilginçtir. Ergenekon soruşturmasında sık geçen Ergenekon zanlılarının “Ak Parti içindeki adamlarımızı harekete geçmek için fırsat kolluyoruz” şeklindeki sözleri şimdi daha iyi anlaşılıyor. Milliyetçi muhafazakar camiadan demokratikleşme diye bir derdi olmayan ve olmayacak olan milletvekili transfer etmenin maliyeti işte şimdi ortaya çıkıyor. BDP ise tam da bir demokrasi imtihanı anında “büyüklerinin” sözünü dinliyor ve modası geçmiş Sosyalist sol’un çıkmaz sokağına dalıyor, saplanıyor. Son gelişmelerin Türkü ve Kürdü ile, Sünnisi ve Alevisi ile hakkaniyete uygun bir yaşam dileyen toplum kesimlerinin gözünü açacağı ortadadır. Başörtüsü konusunda anayasa değişikliği teklifi getirmiş bir MHP’nin samimiyetsizliği anayasa oylamalarındaki radikal tavrı ile ortaya çıkmıştır. BDP ise nasıl bir çözümsüzlüğe oynadığını 30 yıllık savaştan çok acı çekmiş taraftarlarına göstermeye çalışmaktadır. Türkiye çok önemli bir ülke. Bu ağır doğum sancılarının daha özgür ve gerginliklerden kurtulmuş bir Türkiye ortaya çıkaracağı inancım, aksi yöndeki tüm işaretlere rağmen her geçen gün artıyor. Çünkü doğru ve adaletli olan kısa vadede kaybetse de uzun vadede hep kazanır. Yorumlar İlgili HaberlerYazarın Diğer İçerikleri İnsan hakları insanın değeri nispetinde güçlüdür ANAYASAYI ÇİĞNEMEK MODASI… İktidar kayıp depremzede çocukları da görmezden geldi!
Yorumlar