2013-11-11 00:00:00

Şike depremi devam ederken önemli bir fotoğraf Türkiye gündemine oturdu. Fenerbahçe başkanı Aziz yıldırım’ın gözaltına alınırken önden ve yandan çekilen fotoğrafları basında manşet oldu. Bu fotoğraflara çok kızarak “niye bu fotoğraflar yayınlandı” diyenler önceki yıllarda çeşitli iddialarla basının önüne sunulan ve hayatı ayaklar altına alınan kişileri hatırladı mı acaba diye düşünüyoruz.

Futbol’daki kirliliği bilmeyen yok ancak yargı bu konuya daha yeni el atıyor. Anlaşılan ucu herkese dokunacak. Dokunsun ve sınır tanımasın. Şimdi başka takımın başına gelenle dalga geçenler kısa bir süre sonra kendi takım patronlarının şike pazarlıklarını duyacaklar. Bu kaçınılmaz bir sonuç. Ancak bu olaylarda herkesin insan hak ve özgürlüklerinin farkına varması yeni bir gelişme oluyor. Önceki çifte standartlar gözden ırak tutulursa tirajın artması uğruna yapılan gözaltı fotosu yayınlama gibi aç gözlülükler genel halimizi ortaya seriyor. Gözaltında olsun, tutuklu olsun, hükümlü olsun her insanın kişilik haklarına saygı göstermenin gereği şimdi anlaşılsa bile bu iyidir. En azından en güçlü olanlar bile bir gün mağdur olabileceklerini gördükleri için iyidir.

CHP’NİN TUTUMU

CHP ’nin kendi eliyle ortaya çıkardığı yemin krizi kendisini komik duruma düşürerek bitti. Bu konuyu ciddi bir şekilde değerlendirmeye gerek yok. Konuyu iki fıkra ile değerlendirelim.

Ağa ve marabası arabayla kasabaya gidiyorlarmış.

Tekdüze bir yolculuk canlarını sıkıyormuş, derken yolun ortasında büyük bir at pisliği görmüşler. Ağa marabaya, “şu pisliği yersen sen ağa ben maraba olacağım” demiş. Marabanın canına minnet!

Oturmuş at pisliğini yemiş. Ağa maraba olup atın dizginlerini eline almış ve efendisinin talimatlarına göre hareket etmeye başlamış. Kasabada işlerini bitirip dönüyorlarmış. İkisi de yaptıklarından pişman olmuşlar. Eski ağa, “ulan marabayla iddiaya girdik, her şeyimizi kaybettik. El aleme rezil olacağız” diye düşünürken, eski maraba, “ulan adam ağa diye bak bana ne yaptırdı, bunun intikamını almadan rahat edemem” diye içinden geçiriyormuş.

Derken iddianın gerçekleştiği yere ulaştıklarında, bir küme daha at pisliği görmüşler. Eski maraba yeni ağa, eski ağa yeni marabaya seslenmiş: “Şu pisliği yersen ben maraba sen ağa olacaksın” demiş. Eski ağa hemen arabadan atlamış ve pisliği kısa sürede yemiş. Maraba yine dizgin elde, ağa arabaya kurulmuş köye doğru yol alırlarken maraba sormuş: Ağam madem hiçbir şey değişmeyecekti neden biz bu pisliğİ yedik? demiş.

İkincisi de CHP’nin durumunu iyi anlatıyor. Bu da bir cezaevinde geçiyor ve yaşanmış bir hadise. Mahkumlar bir arkadaşları hasta olupta Cezaevi yönetimi ona bakmıyor diye isyan çıkarırlar. Sonunda mahkum ölür ve mahkumlar “ölüyü vermeyiz” diyerek direnişe geçerler. Cezaevi yönetimi cenazeyi almak ister ama bunlar kanlarının son damlasına(!) kadar direnirler cenazeyi vermezler. “Arkadaşımızı sizin elinize vermeyeceğiz” gibi kahramanca bir gerekçe ile direnişlerini sürdürürler. Sonunda cezaevi yönetimi cenazeyi almaktan vazgeçer. Aradan bir iki gün geçer bu sefer mahkumlar cenazeden korkmaya başlarlar. Ama artık kimse cenazeyi almamaktadır. Cenazaeyi vermek için yönetime ricaya giderler sonunda. Cezaevi yönetimi nazlanır, sonunda cenazeyi kendi elleri ile teslim ederler.

Yemin etmemeyi anladık da yemin etmek için bu kadar kendini mahcup etmeyi becermek iyi bir marifet!…

CHP’nin hali aslında eski kokuşmuş ve gülünç Türkiye’nin hali. Değişimi göremeyenler kendini yenileme ihtiyacı da hissetmiyorlar. Ama bu bazen insanların hayatına da mal oluyor. Konumuz sadece Türkiye değil. Komünist Rusya her tarafı dökülen ideolojisi ile yönetimini de teknolojisini de düzeltemedi ve sonunda kendi vatandaşlarına zarar veriyor. Yaşamını devam ettirmek için çoğunun fuhuşa başvurduğu vatandaşlarına bir kötülüğü de yöneticileri yapmış. Sefere çıkma izni bile olmayan bir teknenin batması sonucu onlarca masum insan boğularak ölmüş. Bu aslında tüm köhnemiş sistemlerin düşüncelerin intiharının ilanıdır. Anlayabilene, görebilene…

Yorumlar