2012-12-03 00:00:00

İnsanlar  öldükten,  ırzlara  saldırılması  mübah  görüldükten  sonra  özür  dileseniz ne olur? Önce  bazı  haberlerden alıntılar yapalım.

“Bingöl’de iki sivil vatandaşın hayatını kaybettiği canlı bomba saldırısıyla ilgili ayrıntılar ortaya çıkmaya başladı. Kadın canlı bombayı fark ederek üzerine atlayan 4 çocuk annesi Hatice Belgin’in, bombayı patlatmaması için teröriste adeta yalvardığı öğrenildi. Patlamanın olduğu sırada annesinin yanında bulunan ve yaralanan Ceylan Belgin (14), o anları şöyle anlattı: “Bayram alışverişine çıkmıştık. Annem bir kadının elinde bomba olduğunu görünce üzerine doğru gitti. Sonra boğuşmaya başladılar. O sırada bomba yere düştü. Küçük kardeşim Veysel annemin hemen yanındaydı. Ben de kardeşim Hazal ile 4-5 metre mesafedeydik. Annem bir yandan bombayı almaya çalışıyor, bir yandan da ‘Allah aşkına patlatma.’ diyordu. Annemle saldırgan boğuşurken patlama oldu.”

http://www.haber7.com/haber/20111102/Annem-canli-bombaya-yalvardi.php

PKK  bu  olaydan  sonra  yine  özür  dilemiş. “Hedefimiz  karakol’du”  demiş. PKK  bu  yollarda  ısrar  ettikçe  daha  çok  özür  dileyecek.

13 yaşındaki  kıza 26  kişi  tecavüz  etmiş  ve  yerel  mahkeme  kızın  rızası  olduğunu  düşünüp  tecavüzcülerin  cezasını  azaltmış  Yargıtay da  bu  skandal  kararın  altına  imza  atmış. Adeta  devlet  adına  özür  açıklaması  yapmış Ak Parti’li  Ömer Çelik.”Bu aklama  insanlık  suçudur. böyle  karar  verenler  yüce  millet  adına  karar  veriyor olamaz.Ahlaktan, erdemden ve insanlıktan boşanmış  yargı kararı olamaz. Yargı  bu  kararın altında ebediyen  lekeli  kalır.13  yaşında  masum bir çocuğu koruyamayan “yargı” neyi korumaya muktedir olur.” demiş.  Herhalde  bundan ağır bir eleştiri olamazdı. Ancak  bilinmeli ki  karar  artık  verilmiş. Geri dönüşünün  ne  derece  olacağına  başvurulan AİHM  karar  verecek. AİHM’in  muhtemel  kararını  tahmin edebiliyoruz. Yargı  kararlarımız  sonucu  tazminat  ödeme  rekoru  kıran  T.C devleti  yeni  bir  tazminat  daha  ödeyecek.

PKK özür  diliyor. Çok  dramatik bir  şekilde  annesinin  gözü  önünde  bomba  ile  parçalanan  bir  anne  ve  özür  dileyen  PKK. Kürtler  adına  hareket  ettiğini  ileri  süren PKK soyunduğu  silahlı  yol  ile  daha  çok  masum  sivili  katledecek. PKK Kürt  milleti  adına  hareket  ettiğini  söylüyor  ve   acımasızca  katlediyor. Türk  milleti  adıına  hareket  ettiği  ileri  sürülen  yargı  ise  KCK  davasında  yaş  kuru  fark  etmeksizin  kararlar veriyor. En son  muhalif  görüşleri  ile tanınan  ve  anayasa  üzerinde  çalışmalar  yapan Prof. Büşra  Ersanlı  ve  yayıncı  Ragıp  Zarakolu  yargı kararı ile   tutuklanmış. Sorunu  çözme  adına  bol  miktarda  özür  dilenecek  işler  yapılıyor  ama  olan  tüm  kesimlere  ile Türkiye  toplumuna  oluyor. Peki  PKK’yı  ortaya  çıkaranlarda  hiç  özür  borcu yok mu? PKK ‘nın  devam  etmesinde  devletin  hiç  özür  borcu yok mu?Devlet de  zaman  zaman  devlet  adamları ile  özür diledi. Ama  değişen ne?

Türkiye’nin  sorunlarını  çözme  üzere  bize tanıtılan  kuvvetler  bu  sorunu  çözmek  için  ne  derece  adil  adımlar  atabiliyor? Kürt  sorunundaki  düşünce  farklılığı  ile  terör  eylemlerini  nasıl  bir  kefeye  koyabiliyor? KCK  davasında  bir çok bilim insanı da  sırf  düşüncelerinden  dolayı  terörist damgası  yiyiyor. Herkes  şu  an  13  yaşındaki  N.Ç ‘ye  acıyor. Ama  her  kuvvetin  hatasından  kaynaklanan  siyasi,  hukuki ve yürütme yanlışlarına  illa  medyatik olunca  ve  uç  hatalar olunca mı  dikkat  kesileceğiz? Sosyolog Pınar Selek’i  yıllardır  terörist  diye  yaftalayan  yargıyı   sadece  böyle uç  hatalar  yapınca mı yürütme  yetkilileri    keskin eleştirecek?

 

Deveye  sormuşlar  “neren  eğri,  nerem doğru ki”  demiş. PKK da  devlet de  bu  duruma  uyuyor. Sadece  13  yaşındaki  N.Ç  kararının  düzeltilmesi  ile  yargı  düzelmeyecek. Ömer  Çelik  “13  yaşında  masum bir çocuğu koruyamayan “yargı” neyi korumaya muktedir olur.” demiş. O  halde  yetki  ellerinde,  yasalarda  değişiklik  yapsınlar. Herhangi  bir  sorunu  konuşanlar ile teröristi   aynı  kefeye  koyan  yargı anlayışına da  el atmadan  böyle  keskin  eleştirilerin  pek bir  anlamı olmayacak. Türkiye’nin  sorunlarını  bilen  ve  adil çözümler üreten  yasama,   yargının  adil  bir şekilde    kullanabileceği kanunlar  oluşturacak  ve  bu  halkın  rızasına  uygun  bir  şekilde  yürütülecekse  özeleştiri  yapalım.Yoksa  gerisi  laf-u güzaf.

Yorumlar