2008-01-29 00:00:00

Ergenekon çetesi nihayet tüm bilinemeyen ve fakat hissedilenleri ortaya çıkardı. Dehşet verici iddialarla tutuklanan çete üyeleri eğer yakalanmasalar ülkeyi dehşete düşürecek olayları tezgahlayacak imiş. Bunlar arasında ülkeyi bir Türk,Kürt iç savaşına sürükleyecek suikastler serisi ve önemli şahsiyetlere yönelik saldırı düşünceleri de var. Bütün bu karışıklıkların sonucunda 2009 yılında oluşacak bir darbe hedefi ise daha da dehşet verici olanıdır. Ulusalcı çete anlaşılıyorki iyice gözünü karartmış. Kendileri açısından içinde bulunulan siyasi gelişmeler oldukça tehlikeliydi demekki.

 

Ulusalcı çete meğerse en olmadık örgütlerle bile ittifak yapmayı amaçlarına ulaşmak için mübah görmüş. Uzzun süredir “ülke elden gidiyor” yaygaraları yapanların içyüzü ortaya çıkmaya başladı. Diyarbakır’da Vatansever kuvvetler güç birliğinin kendi adamlarınca bombalanıp suçu PKK’nın üstüne atma gibi taktikleri varmış.Ülkemizin 80 yıldır içinde bulunduğu antidemokratik statükoculuğu aşıp toplumun tüm kesimlerinin kendisini ifade  edebileceği demokratikleşme adımlarının atılma ihtimali Ulusalcıları fena ürkütmüş  olmalı.

 

Ulusalcı yönelişin uzun süredir bu provokasyonlarının bir yanıltmaca taktiği olduğunu samimiyetsizlik üzerine bina edildiğini önceki yazılarımızda da belirtiyorduk. Ancak böylesi bir gözü kararmışlık içinde olduklarını tahmin edemiyorduk. On binlerce kişinin ölümüne yol açabilecek bu iç savaş tezgahlarını ancak insanlıktan nasibini alamamış gözü kararmış kişiler yapabilir.

 

Halkımızın bu tür tezgahlarına karşı uyanık olması gerekir. Kuklayı değil kuklacıyı görmesi gerekir. “Din elden gidiyor, Hristiyan misyonerler ortalığı kapladı” sözünün islami hassasiyeti olmayan kişilerin ağzından sadır olması karşısında uyanamayanların tekrar kendilerini gözden geçirmeleri gerekmektedir.

 

Bazı basın yayın organlarının, bazı köşe yazarlarının anlamlı suskunluğu üstünde özellikle durulması gereken bir hadisedir. Susurlukta kıyamet koparan sol çevrelerin topyekün sistemi korumaya kendini endekslemiş bu çete karşısında çifte standart yapmaması gerekir.Düşman gördüğü islami gelişmeleri engellemek isteyen ulusalcıların aslında sadece ve sadece statükoyu korumaya endekslendiğini herkes görmelidir. “Muhalifime karşı mücadele eden çeteciye bir şey demiyeyim” diyorsanız hukuk devletinden bahsetmeye hakkınız yoktur.

 

İlginç olan ise derin güçlerin nasıl olup da böyle çorap söküğü gibi ardı sıra ortaya çıkmasıdır. Türkiye gibi Ülkelerde genellikle bu tür olaylar ucu hiç umulmadık kişilere, kurumlara dokunabileceği için pek ortaya çıkartılmaz. Susurlukta çözülmeyen bu  çetenin  maalesef onlarca kişinin öldürülmesinden sonra ortaya çıkması üzücüdür. Susurlukta üstü  örtülmeye  çalışılan çetenin 10 yıl sonra ortaya çıkması üzerine gidilmesi gereken bir o laydır. Hukuk bu kadar mı güçsüz? En ağır cezaları adi suçlulara verebilen bir hukuk sistemi çeteler karşısında bu kadar mı çaresiz?

 

Hiç şüphesiz mücadele sürecek. Tüm karamsarlıklara rağmen karanlıkla, hukuksuzlukla mücadele sürecek. Buzdağının görünen kısmı olduğunu bilerek ortaya çıkan çetelerle daha ısrarlı bir şekilde mücadele etmekten başka çıkar yol yok.

Yorumlar