2008-07-14 00:00:00

 

                  ÇİFT BAŞLI YARGI AYIŞIĞI VE SARIKIZA DOKUNAMIYOR

 

14 Temmuz  2008’de  açıklanan  Ergenekon iddianamesinde  özden  Örnek’in  Nokta dergisi  ve  Taraf  gazetesinde yayınlanmış  olan  2003  ve  2004’de  Sarıkız  ve  Ayışığı adı  altında ki  darbe girişimleri  ile  ilgili  bir  iddianın  yer  almadığı  belirtilmektedir . Basına  yansıyan haberlere göre Genelkurmay Askeri Savcısı'nın, Ergenekon soruşturmasını yürüten Zekeriya Öz'den, tutuklu bulunan emekli Orgeneral Hurşit Tolon ve Orgeneral Şener Eruygur'la ilgili belgeleri istediği bildirilirken Askeri Savcılığın, iki emekli Orgeneralle ilgili iddialara paralel bir soruşturma başlattığı da belirtiliyor.

 

Askeri savcılığın  Ergenekon  iddianamesi  ile ilgili  olarak  belge  istemesi  olumlu  bir  gelişme  olmakla  beraber  eksik  bir  girişimdir. Zira  Ergenekon iddianamesinde   Sarıkız ve  Ayışığı  adı  verilen  darbe  girişimlerine  yer  verilmemiştir. Gerçek  anlamda  hukuki  bir  karar  vermek  için  darbe  günlükleri soruşturulmalıdır.

 

   Nokta Dergisinin 29.03.2007 – 04.04.2007 tarihli sayısında dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden ÖRNEK’ in günlüklerini yayınlayarak Türkiye toplumuna ve hükümetine karşı  2004 yılı içerisinde dönemin Jandarma Genel Komutanı M.Şener ERUYGUR’un aktif rol oynadığı  Ayışığı Ve Sarıkız  adında iki darbe planın hazırlanıldığı ve dönemin Genel Kurmay Başkan’ının direnç göstermesiyle bu darbe planlarının uygulanmadığı haberi yayınlanmıştır.

 Darbe planlamak  5237 sayılı TCK’nın 309 maddesinde “anayasayı ihlal” başlığı altında suç olarak tanımlamış olmasına rahmen savcıların soruşturma açamamış olması hukuk devleti adına kaygı verici bir durumdu. Anayasayı, hukuku ve demokrasiyi askıya almayı amaçlayan Ayışığı ve Sarıkız darbe planlarına savcıların sessiz kalmaları üzerine İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) -06.04.2007 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına (CMK’nın 250.maddesi ile görevli ve yetkili cumhuriyet savcılığı) TCK’nın 309 maddesinde tanımı yapılmış bulunan “cebir ve şiddet kullanarak anayasanın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler “ şeklinde tanımlanmış suçu işledikleri iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuş olmamıza rağmen sivil savcılık 2007/406 soruşturma ve 2007/106 görevsizlik kararı ile dosyayı 18.07.2007 tarihinde Genelkurmay Adli Müşavirliğ’ine göndermiş ve dosyaya aradan geçen 15 aya rağmen herhangi bir işlem yapılmamıştır. 

  11.04.2007 tarihinde Genelkurmay Askeri Savcılığına da TCK’nın 257 maddesinde tanımı yapılmış bulunan “görevi kötüye kullanmak” suçu işledikleri iddiasıyla suç duyurusunda bulunduktan sonra askeri savcılık 2007/365 sayılı yazı ile Genelkurmay Adli Müşavirliğinden soruşturma izni istemiş olmasına rağmen savcılığın bu talebine de bugüne kadar verilmiş herhangi bir cevap bulunmamaktadır.  Genelkurmay Adli Müşavirliğine  07.04.2008 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının görevsizlik kararı verilerek gönderilen dosyanın neden işleme konulmadığını yazılı olarak sormamıza rağmen bugüne kadar   derneğimize   verilmiş herhangi bir cevap bulunmamaktadır.

-Nokta Dergisi Yazı İşleri Müdürü Alper GÖRMÜŞ hakkında açılan davanın beraatle sonuçlanması üzerine 08.04.2008 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına (CMK’nın 250.maddesi ile görevli ve yetkili cumhuriyet savcılığı) TCK’nın 309 maddesinde tanımı yapılmış bulunan “cebir ve şiddet kullanarak anayasanın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler “ şeklinde tanımlanmış suçu işledikleri iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuş olmamıza sivil savcılık Uyuşmazlık Mahkemesinin kararlarına aykırı bir şekilde 09.04.2008 tarihinde 2008/240 soruşturma no ve 2008/66 sayılı görevsizlik kararı ile dosyayı Genelkurmay Adli Müşavirliğine göndermiştir.

   Bulundukları makamları kötüye kullanarak toplumda kaos ve anarşi doğuracak, demokrasi ve hukuku askıya alacak şekilde darbe planları yapan emekli   kuvvet komutanları hakkında adli ve askeri yargının sessiz kalışlarını   hukuk devleti ve insan hakları adına kaygı verici bulmaktayız.

 

Hukuk devletinde esas olan hukukun, insan hak ve özgürlüklerinin teminatı olarak anlaşılması ve bu yönde işlev görüyor olmasıdır.  İnsan hak ve özgürlükleri tehdit eden, demokrasi ve hukuku askıya alan darbe günlüklerine karşı göstermiş olduğu reaksiyon insan hakları ve hukuk adına kaygı verici olduğu bir gerçektir. Türkiye de yargı siyasallaşmaktan ve ideolojik davranmaktan kendi kurtarmadığı müddetçe insan haklarını tehdit eden darbe planlarına göstereceği reaksiyon biçimi bugünkünden pek farklı olmayacaktır.

Türkiye yargısı ve hukuku evrensel standartlara uygun bir şekilde yapılandırılmadığı müddetçe ve çift başlı yargı trajedisi devam ettiği müddetçe bu ülkede yargı darbecilere dokunamayacaktır. 

Türkiye de bugün hala Ayışığı ve Sarıkız darbe planlarına yönelik bir soruşturma ve kovuşturmanın olmamış olması hukuk sistemimizdeki çarpıklığı açıkca ortaya koymaktadır.

Ergenekon iddianamesinde darbe günlüklerine ilişkin bir iddianın olmamış olmasından  dolayı   darbe planlayanların ve darbe yapanların yargılanamayacağını Türkiye toplumu bir daha görmüş olmaktadır.

 Genelkurmay Adli Müşavirliği askeri savcıya soruşturma iznini derhal vermelidir. Aksi takdirde haklarında darbe planladıkları iddia edilen kişileri korumuş anlamına gelirki uluslar arası kamuoyunda Türkiye Toplumunu yıpratmaya ve küçük düşürmeye yönelik bir amaca hizmet etmiş olur.

 Genelkurmay Adli müşavirliğinin soruşturma iznini aradan geçen 15 aya rağmen henüz vermemiş olması AİHS’in açıkça ihlali anlamına geldiğinden dolayı dosyayı AİHM’e taşıyacağımızı kamuoyuyla paylaşmak isteriz.    

 

                                                         MAZLUMDER    Genel Başkanı

 

                                                          Ömer Faruk Gergerlioğlu

Yorumlar