2007-05-11 00:00:00
Uzun süredir devam etmekte olan başötüsü yasağına kaşın uzun soluklu bir eylem yapma fikri MAZLUMDER de konuyu unutturmama düşüncesi ile beraber ortaya çıktı.2005 yılında Ankarada yapılan büyük buluşma mitingi başörtüsü yasağına karşı etkili bir toplumsal muhaleet olduğunu gösterdi.Ancak bu gayretlerin br miting yapılıp sonra soğumaya terkedilmesine gönlümüz razı gelmiyordu.Milyonlarca kişinin canını yakmış bu yasağa karşı etkili sürekli bir karşı koyuş geliştirmek gerekiyordu.İlk olarak 23 Nisan 2005 günü haftalık basın açıklamamızı İzmitin en merkezi yerlerinden birindeki bir parkta İnsan hakları anıtı önünde başladık.23 nisanda birileri bayram ederken bizim çocuklarımız Başörtüsüne özgürlük yazan balonları tutuyorlardı gaspedilen haklarımız için haykırıyorduk. Beyaz buluşma öncesi başlayan haftalık basın açıklaması geleneğimiz miting sonrası da devam etti.Artık her cumartesi Sabri Yalım parkı insan hakları anıtı önünde kimseden izin almadan hakkımızı haykırdık.Zira izin alınması gerekmiyor sadece güvenlik güçlerinin haberinin olması yetiyordu.Baştan çatlak ses çıkaran emniyet yetkilileri bu durumu sonrasında kabullenmek zorunda kaldı.Zira üstü örtülmeye çalışılanönceden izin alınmaksızın göster yapma anayasal hakkımızı talep ediyorduk.
Açkçası bu periyodik eylemleri başlatırken bugünlere ulaşabileceğimizi düşünemiyorduk.Bir kaç eylem sonra “önümüz yaz bırakalım” diyenlere rağmen yürüyüşümüzü devam ettirdik.Yazın sıcağında kışın soğuğunda kimi zaman zor günler yaşasakta mücadelemizi devam ettirdik.Yakıcı bir insan hakları ihlaline karşı mücadele etmenin gerekliliğini düşünerek kınayıcının kınamasına yılıp bırakana bakmadan yola devam ettik.Bir müddet sonra sakaryadan da bir ses geldi.Sakarya ardından Ankara Van Akyazı dada haftalık eylemler başlamıştı.Bu destekler bize büyük moral verdi.Halen Türki
yenin gündeminden düşmeyen bu yasağa karşı her hafta söylenecek çok sözümüz olduüğunu ve bu platformu oluşturmakla önemli bir iş başardığımızı düşünüyoruz.
Başörtüsü yasağının yıllardır Türkiyenin gündeminden düşmediğini biliyoruz.Geçtiğimiz yıllarda başörtüsü yasağında bir gerileme olacağına mantık dışı akılalmaz başörtüsü yasağı uygulamaları ile karşılaştık.Fakülte binalarına alınmayan öğrencilerin baöşrtülü velileri işyerinde başı açık olduğu alde dışarıda başı örtülü diye müdür olması engellenen öğretmenler abuk subuk danıştay ve AİHM kararları bu direnişin ne kadar gerekli olduğunu gösterdi.Son cumhurbaşkanlığı seçimleri bir bardak suda koparılan fırtınalari hepimize gösterdi.Hukuku amuda kaldıran azgın azınlık tarafından bu konunun ne kadar da inatla dayatılmaya çalışıldığını gösterdi.Verilen muhtıralar suni mitingler ve anayasa mahkemesinin akılalmaz kararı sonrası başörtüsüne karşı yapılan aşırı düşmanlığa halkımız gereken cevabı verdi esaslı bir osmanlı tokadı vurdu.Bu bir partinin zaferi değil halkın dayatmacı oligarşik güçlere karşı kuvvetli bir cevabı idi.Başörtüsü direnişi konusunda sorulduğu zaman halkımızın ne cevap vereceğine dair bir gösterge idi.Tabiiki biz 5 yılda bir yapılan seçimlerden sonra kenara çekilmeyi doğru kabul etmiyoruz.Zulme karşı sürekli periyodik ısrarlı ve inatçı bir çabanın önemine inanıyoruz.Zulmedenler bu konuyu ne kadar prestij konusu haline getirsede haksız oldukları ortadadır.Yenilecekleri bellidir.Ancak kuvvetli sürekli bir toplumsal destek sayesinde bu hak elde edilecektir.Yoksa hakkınızı size kolayca teslim edeceklerini sanmayınız.
Bu hakkın kazanılmasında halkımzı yanımza çekmenin önemine çok inandık.Siyasi simge vb. yalanlarla marjinalize edilmeye çalışılan bu yasağın aslında dine duyulan alerji sonucu oligarşik güçlerin bir dayatması olduğunu halkımıza aynı zamanda birebir de anlatmaya çalıştık.Çıkardığımız aylık bültenler 11000 kişiyi bulan kocaeli çapındaki anket çalışmaları yerel radyo programları ulusal ve yerel medya da çıkan haberlerimiz ile de sesimizi herkese duyurmayı da ihmal etmedik.
Bu yakıcı soruna karşı geri adım atarak değil hakkımızı net bir şekilde talep ederek başarılı olacağımıza inanıyoruz.Sadece Türkiye de değil Dünyada da her geçen gün artan islamofobinin somut görüntüsü olarak başörtüsü düşmanlığının arttığını gözlemliyoruz.Bu da bizi uzun soluklu mücadelelerin ne kadar gerekli olduğu sonucuna götürüyor.Artık Türkiyenin dört bir tarafından destek istediğimizi de ilan ediyoruz.
Yorumlar