2018-11-22 00:00:00

TBMM – 72 tane anne ve bebeğe AK PARTİ Hükûmeti zulmediyor.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; günlerdir sağlıkla ilgili torba yasa teklifini konuşuyoruz. Komisyonda günlerce konuştuk arkadaşlarımızla beraber. Dört gün boyunca, kırk iki saat boyunca gece demeden, gündüz demeden sürekli konuştuk. Büyük bir aceleyle getirdiler, sabahlara kadar çalıştırdılar. “Sağlık yasa teklifi” denirken sağlık ihlali yaptılar, insanların sağlığı da bozuldu ve kavga gürültü madde 5 geçti.

Biliyorsunuz, kırk dört madde içinde dönüp dolaşıp tüm vekil arkadaşlarımızın da yoğun bir şekilde konuştuğu hep madde 5 oldu çünkü vicdanların kabul etmediği bir maddeydi ve uykusuzluktan değildi o kavga gürültü, vicdanlar kabul etmediği içindi -arkadaşlarımız da hepsi burada- ve sonunda o maddeden geri adım atmak zorunda kaldılar ancak Komisyon boyunca AK PARTİ'li ve MHP'li vekil arkadaşlarımız yoğun bir şekilde madde 5'i savundular. Biz bunun vicdanların kabul etmediği bir madde olduğunu ve KHK'lileri terörist ilan eden bir madde olduğunu ve kesinlikle kabul edilemez olduğunu söyledikçe hiçbir cevap da veremediler maddenin ayrıntılarıyla ilgili. En çok Sayın Ahmet Demircan arkadaşımız devletin bir kararı olduğunu ve teröristlerle mücadele etme kararlılığında olunduğunu ve benzeri sözlerle, genel ifadelerle açıklamalar yapmaya çalıştı ve tüm KHK'lileri terörist ilan etti. Aslında ben kendisine sayısal rakamlar da verdim çünkü OHAL Komisyonunun iade ettiği 3 bin KHK'li var, 2 bini de KHK'lerle iade edildi, toplam 5 bin. Yüzde 70'ine şu anda daha mahkemelerde karar verilmiş değil, ancak işte bunların hepsine “terörist” diye ifade etti arkadaşlarımız. Ve ayrıca, bu geri kalan iade edilmeyenlerse takipsizlik veya beraat aldığı hâlde çoğu iade edilmeyen, reddedilen vakalar.

Şimdi, değerli arkadaşlar, işte vicdanların kabul etmediği bu tekliften geri adım atmak zorunda kaldılar. Şimdi, ben sorarım, ne oldu da dün “Madde 5 kesinlikle kabul edilmelidir, terörizme karşı mücadelemizde bunun mutlaka kabul edilmesi gerekir.” diyenler şimdi ne diyecekler? Vicdanları kabul etmedi ve geri çektiler, ülkeyi terörist doktorlar mı kapladı? Bunun cevabını versinler bakalım. Değerli arkadaşlar, bunlar boş laftı, ancak ve ancak zulüm laflarıydı. Zaten yaptığınız baştan sona hele ki OHAL döneminde baştan sona zulümdü. Size zulmediyorsunuz dediğimiz zaman kızıyorsunuz ancak ben size bunu sürekli belgelerle de sunuyorum. Güvenlik soruşturması olumsuz gelenleri hukuk devleti ilkelerini çiğneyerek hukuk dışı yöntemlerle, fişlemelerle hayat boyu mahkûm eden bir usulle yaptınız ve mahkemelerden döndü. Bu büyük bir zulümdü ama bu zulümleriniz bitmedi, başka zulümler de yapıyorsunuz.

Bakın, cezaevlerinde bugünlerde çok büyük bir zulüm yaşanıyor, size defalarca burada Genel Kurulda söyledim ancak bundan vazgeçmiyorsunuz, şu anda Türkiye cezaevlerinde 35'i hamile kadın, 37'si altı aya kadar emziren kadın bulunmakta, yasa dışı olarak bulunmakta, Anayasa'yı çiğneyerek bulunmakta, hukuk dışı olarak bulunmakta, 5275 sayılı Yasa'yı çiğneyerek olmakta bu, 16/4 maddesini çiğneyerek olmakta. İki gün önce bir başka zulme daha imza atıldı iktidarınızda. Şu gördüğünüz Ayşe Şeyma Taş, iki gün önce yirmi beş günlük -bakın, şu fotoğrafa iyi bakın, elinizi vicdanınıza koyun- yeni doğum yapmış bir hanım tutuklandı, Sakarya Ferizli Cezaevine kondu. Bu kişi ne yapmıştı da tutuklandı? Bunun bir kere tutuklanması yasalara aykırı. Artı, bu kadını illa yargılayacaksanız başka yöntemlerle tutuksuz da yargılayabilirsiniz.

Değerli arkadaşlar, bakın, bu siyasi bir olay değil. Bu kadın sizin eşiniz veya bacınız olabilir. Şu anda 72 tane anne ve bebeğe AK PARTİ Hükûmeti zulmediyor. İşte son iki gün önceki belgesi de budur.

Değerli arkadaşlar, bu zulümlerin devam etmemesi lazım. Bunları belgelerle açıklıyoruz ve biz bunların bitmesi için aylardır mücadele veriyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Devam edin Sayın Gergerlioğlu.

Buyurun, sözlerinizi bağlayın.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Bakın, bu OHAL döneminde bu ve benzeri vakaları önlemek için yüzlerce kadın cezaevlerindeydi ve kimisi bizim sosyal baskı yöntemlerimizle çıktı -inanın ki Allah'a şükrediyorum, çok da mutluluk veriyor onlar tahliye olduğunda- ama kimisi de çıkamadı. Geçen gün Emine Ay isimli bir hamile yine zulmünüzle altı aylık hamileyken erken doğum yaptı, şu anda bebek genel yoğun bakımda, can çekişiyor. Hepsini isimleriyle size örnek verebilirim.

Ben bunları önlemek için İnsan Hakları Komisyonu Başkanlığına başvurdum, “Bize ne!” dediler. Kamu Denetçiliği Kurumuna başvurdum, oradan da bir sonuç çıkmadı. Bu hamileleri tutuklayan savcı ve hâkimler hakkında Hâkimler ve Savcılar Kuruluna şikâyette bulundum, dört aydır oradan da cevap çıkmıyor. Yargı da elinizde. Yaptığınız zulümlerin cevabı da verilmiyor, her şey yanınıza kâr kalıyor. Ancak, şunu bilin ki dünyevi çıkarlarınızın yerine vicdanınızı dinlemediğiniz müddetçe iflah olmazsınız. Bu KHK'ler gitmedikçe de iflah olunmayacak. KHK'ler de siz de mutlaka…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Bağlayın sözlerinizi Sayın Gergerlioğlu.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Bu zulmeden, insanlara özelde çalışma izni vermeyen KHK'leriniz ve siz de gideceksiniz çünkü zulüm baki değildir, zulmün sonu vardır ve karşılığında gerçekten çok büyük, vicdanınızı sızlatan karşılıklar olacaktır. Şu fotoğrafa bakıp da gece yastığa başını koyabilecek bir insan var mı aranızda? Bunu size soruyorum arkadaşlar. Bu zulüm nasıl yapılıyor ya? Allah'tan korkun!

Teşekkür ediyorum.

YouTube

 

Yorumlar