2008-09-17 00:00:00

DTP  ardısıra  kapatılan  partilerin  son  örneği. Son kurulan  parti'de anayasa  mahkemesinde  savunma veriyor.DTP'nin  kapatılması aynı kimlikteki   başka  bir partinin  açılmasıyla  sonuçlanacaksa  bu  kapatmanın  yararı ne  olacaktır? 

DTP ve  önceki  partidaşları PKK 'ya  destek  vermekle  suçlandı hep.Bu  suçlamayla  kapatılan  partilerin  yerine geçen  partiler  de  yine  aynı suçlamayla kapatıldılar. Bu  sefer de DTP  aynı  suçlamaya muhatap  durumdadır. Kısır  bir  döngü  ile  parti  açma  ve  kapatmaların  tekrarını  istemiyorsak  ortadaki sorunu  halletmek  zorundayız.Türkiye  ilginç  bir  ülke.Doğudaki insanların  çok  önemsediği  bir  konu  batıdakiler  için  hiç  önemli olmayabiliyor.Ta ki  askere  gönderdiği  oğlu  vurulana  kadar.O  zaman bu  konuda sorun neymiş,  niye  gencecik  evlatlarımız öldürülüyor  diye soruyorlar. Fakat  bu  acılar unutulunca  çözülmesi  gereken  bu   zor  soruyu  tekrar unutuyorlar. “Böyle  bir sorun mu  var  herkes eşit  haklardan faydalanmıyor mu?”  diye  soranlar   sorunu  bizzat  yerinde  araştırmayı  ve  sorunun ortaya  çıkış  nedenlerini  tetkik  etmeyi   şimdiye  kadar  pek düşünmüyordu. Konu çözümsüz  kalınca çeşitli  oluşumlar sorunu  çözmek  için ortaya  çıkıyordu. PKK'yı DTP  ile  eşleştirenler  güneydoğu'da  DTP  büyük  oylar  alınca  bölgenin  ülkeden  kopmak  istediğini  ve  artık  geri  dönüşümsüz  bir  noktaya  gelindiğini  düşünüyorlar. Halbuki  DTP  seçmeni  uzman  sosyologların  yaptırdığı  anketlerde   hiç  böyle  söylemiyor.En  son  Doğu  Ergil'in  yaptırdığı ve  geçtiğimiz  günlerde  açıklanan  Kürt  sorunu  ile  ilgili  raporda  Kürtlerin  bölünmeyi değil insanca  bir  yaşamayı özlediklerini  ortaya  koyuyor.Asimilasyona  uğramayacak  ve  kültürel  hakları  tanınmış  bir  Kürt  kimliğinin  bölgede  ayrıştırıcı  değil birleştirici  bir  özelliği  olduğu ortaya  çıkıyor.Ayrıca  yapılan  anketlerde  sanılanın  aksine  DTP  seçmeninin büyük  bir  kısmının   dine  alerjik  bir  yapıda olmadığını  gösteriyor.Marksist  anlayıştaki  PKK  kriteri  ile  farklı  yapıları  değerlendiren  kişiler   için  bu  durum  garip  görünebilir ama  bilimsel  araştırmalar  böyle söylüyor.Sorunun  yakıcılığı   farklı  kesimlerdeki  insanları bir  partide buluşturuyorsa  bu  görmezden gelinen  bir  durum  değil sorunu  anlayıp çözücü  iradenin  etkinleşmesi  gereken  bir  durumdur. 

Kürt  sorununun   adil  bir şekilde halledilemesinden  dolayı şiddet  hadiseleri ve  PKK ortaya  çıktı. DTP  kürt  sorunu  diye  isimlendirdiğimiz  bir  konunun  ister istemez siyasal  alana  çıkmak istemesi  ile   ortaya  çıktı. Cumhuriyet'in  kuruluşunda  bir  mozaiği  andıran  Anadolu coğrafyası için  birleştirme  formülünü  Türk  kimliğinin  her  topluluk  için  benimsenmesini  öngören anlayış  “Ne  mutlu  Türküm  diyene”  dedirtiyordu  her  yerde.Ama  insanlar  bu  anlayışın  dayatılmasından mutlu  olamıyorlardı.Zira  Allah'ın  farklı  bir olarak   ırk  yarattığı    toplulukları tektipleştirmeye  çalışmak   tabiata  aykırıydı.  Kürt sorunu  Yakın  tarihimiz  boyunca  PKK  ortaya  çıkmadan  önce  yaralı  bir  konu  olarak  gündemin  en  üst  sırasına  çıkmaya  aday bir  sorun  olarak  kaldı  sürekli.Önceleri  basit  bir  silahlı  güç olarak  görülen PKK  zamanla   birçok  genç insanın  katılımıyla  güçlendi.Soruna  “üç  beş  teröristin  verdiği  rahatsızlık”  gözüyle  bakanlar  zamanla  yanıldıklarını anladılar.Çünkü  PKK    büyük  bir  güç  haline  gelmiş  ve  yapılan  birçok  sınır  içi  ve  sınır  dışı  operasyona  rağmen  büyümesini devam  ettirmişti.PKK 'nın  başı Abdullah  Öcalan'ın  yakalanması ile sorunun  çözümlendiğini sananlar  ise yine  yanılıyorlardı.Çünkü  PKK'nın  ortaya  çıkmasına  zemin  hazırlayan  anlayışlarda  pek  bir  değişiklik  olmamıştı.Gerçi 1991  yıllarında  Kürtçe  müzik   konusunda  serbestiyet getiren  Turgut  Özal   bazı  değişimler  sağlamıştı  ama  bunlar  yeterli  olmamıştı.Yeterli  olmanın  dışında  bazı kesimler  o  zamanlar  Turgut  Özal'ı şiddetle eleştirmiş ve   bölücülük yapmakla suçlamıştı.Halbuki  Özal'ın  bu  girişimi aslında  toplumu  rahatlatıcı  olanıydı.Daha sonra esrarengiz  bir şekilde  ölen  Turgut  Özal  için  çok  şeyler  söylenmişti.Sorunun çözümü  için  adım attığı için  öldürüldüğü   şeklinde tezler ortaya  atılmıştı. 

DTP'yi  kapatmak veya  kapatmamaktan önce konuşulması  gereken sorunun  Kürt    sorunu  olduğu  her  geçen gün daha  net bir  şekilde  ortaya  çıkıyor.Genelkurmay  Başkanı İlker Başbuğ is  göreve  gelir  gelmez yaptığı  konuşmada  bazı konuların tartışılmasını  bile  kabul  edemeyeceğini  belirtti.”Kabul etmem  o yüzden tartışmam”  dediğiniz hususlar  her  gün  onlarca  kişinin  kanının  kanının  dökülmesine  yol  açan  bir  sorunsa  daha  sorumlu  bir  şekilde konuşmak  gerektiği  ortadadır.Kürt  sorunu konusunda  kültürel  hakların  tanınması  veya  anadilde  eğitim ve öğrenimi  tartışılamayacak sorunlar  olarak  görürseniz  bu  ülkede  daha  çok  partiler  açılıp  kapanacaktır  demektir.Sorunlar  çözümsüzlüğe  itilecek  ve  ırklar arasında  gerginlik artacak  demektir.Sivil    siyasetin  insiyatif  alması  gerektiği  apaçık  ortadadır.”İnsiyatif  almaya  çalışan  Özal'ın  sonu  ne  oldu  bak.  gör”  diyecek olanlara  ise  cevap  “bu  ülkenin  artık  cesur  siyasetçilere  ihtiyacı olduğunu”  belirtmekle olur.Kürt sorunu adil  ve birleştirici   bir  formülle  çözülmedikçe  daha  çok partiler açılıp  kapanır. 

DTP'nin  kapatılıp  kapatılmaması aynı  zamanda  Türkiye'nin  AB  sürecini de etkileyecek  bir  konu. Açıkçası  Türkiye artık sadece  kendi  başına hareket  eden bir  ülke değil. AB süreci  sorunların  üstünü  külle kaplamayı  reddeden bir  süreç.Ülkenin demokratikleşmesi  açısından   AB 'nin  Türkiye'den  istediği  istediği  bazı şartlar var.Bu şartlar yerine  getirilmeyince  süreç  yavaşlıyor  yerine  getirilince ise  süreç  hızlanıyor.AB'yi  hedefe  koymuş  bir  sistem  kapalı  toplum  olma  özlemlerinden  artık  vazgeçmelidir. 

DTP oylarını  arttırdığı  zaman   bölgeyi  kaybettiğini düşünen zihniyet  bu  vb.  partiler oyunu azaltınca  kürt sorununun  bittiğini  sanıyorsa  yanılıyor. Asıl  sol tandanslı  bir partiye  dindar  kürt  oylarının akmasını  izah  etmesi  gerekenler bunu izah etmeyip   çözüm  için şekli göstergelere  bel  bağlamış  durumdadır. 

AK  Parti'nin    kapatılmaması  için  büyük  kampanyalar  yürütenler  konu  DTP'ye  gelince dillerini  yutmamalıdır. Sonuçta  partiler  demokrasilerde  toplulukların kendilerini  ifade etmek için  oluşturdukları kurumlardır. Düşünce  ve  örgütlenme  özgürlüğü alanında partileri kapatmak doğru  ve  kalıcı   bir  çözüm  değildir.Türkiye'de  tabanı  olan  bir  çok  parti kapatılmış  ama  başka isimlerle  tekrar ortaya  çıkmıştır.Parti  kapatma yerine  suç  unsuru  söz  ve  fiillerde  bulunan  bireylerin  cezalandırılması daha doğrudur.Çeşitli  partilerin  kapatılması  onların keskin  muhalifleri  için  çok  cazip ve  öç   alıcı  bir  girişimdir  ama  sorunları arttırmaktan  başka  bir şeye  genellikle  yol  açmamaktadır.

Yorumlar