2018-06-19 00:00:00

.

Neden Ö mer Faruk Gergerlioğlu

Önceki gün HDP’nin Fatih Kadınlar Pazarı, Sur Ocak aşındaki iftarına davetli idim. Davetliler arasında Hak ve Adalet Platformundan Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu’nu görünce söyleşi yapmak istedim. Malumunuz kendisi uzun yıllar hekimlik yaptığı Kocaeli 1. sıradan HDP vekil adayı. Takribi 3 ay önce başka bir söyleşimiz daha olmuştu. Şimdilerde siyasete ısınan Gergerlioğlu’na hem partisine hem kendisine seçimlerde başarılar dilerim.

KHP mağdurları Meclis’e mi?

Veysi Dündar (VD): İlk defa her kesimden insan, Hak ve Adalet Platformu çerçevesinde bir araya geldi. Çünkü mazlumlar ilk defa her kesim insandan oluşuyordu. Bu platformun üyelerinden iki hekim, biri siz HDP, diğeri Cihangir İslam CHP’den aday oldu. Devletin terör örgütü üyeliğinden ihraç ettiği sizlerin vekil adayı olmanıza YSK onay verdi. Bu trajikomik durumu nasıl izah edersiniz?

Ömer Faruk Gergerlioğlu (ÖFG): Bu çok önemli bir kazanım. Bu hükümet KHK’lılara sivil ölümü yaşatıyordu. Özel sektörde çalışmaları çok zordu, çünkü etiketlenmişlerdi. KHK’lılar girdikleri yeterlilik sınavlarını kazandıkları halde yetki belgeleri verilmiyordu, zira hiçbir işte çalışmaları istenmiyordu. “Yurt dışına çıkalım” deseler o da yasaktı, kapana kısılmış bir şekilde sonlarını bekliyorlardı. Farklı partilerden milletvekili adayı olan KHK’lılar tüm KHK’lılar adına önemli bir kazanımı elde ettiler. Bu durum şu ana kadar yapılan hukuksuz zalimliklerin ne kadar keyfi olduğunu gösteriyor. Adaylığımıza yapılan itiraz YSK tarafından reddedildi. Eğer milletvekili olursak bu gasp edilen hakların iadesi yolunda önemli bir kilometre taşı olacak. Yapılan hukuksuzluklara bakarak bu değerlendirmeyi yapıyoruz, normalde zaten böyle bir engeli konuşmamamız gerekir. KHK’lılar bu kazanım için moral bulsun, gerisi gelecek inşaallah.

VD: Bir aktivist ve hekim olarak, çıktığınız mebusluk yolunda hedefleriniz nelerdir?

 

ÖFG: Öncelikle aktivist kimliğimi devam ettirmek istiyorum. Eğer siyasetçi olursam insan hakları savunucusu kimliğimi hiçbir zaman bırakmam, bırakamam. İnsan hakları savunuculuğu bana çok şey kazandırdı ve iyi bir perspektif belirledi. Siyaset içinde olursam genel sorunlar için bütüncül bir perspektif belirlemeyi ve araştırmacı bir yaklaşımla takip etmeyi planlıyorum. Doğrudan ve katılımcı bir anlayışla halkın sorunlarını dinleyeceğim ve çözüm için müdahil olmaya çalışacağım. Yerel sorunlar ve çevre konusu da önemli uğraş alanım olacak. İlk önce ayrıntılı bir şekilde etraflı araştrmalarla sorun ve çözüm tespiti yapmaya çalışacağım. Ayrıca sosyal medyayı görüntülü kullanarak interaktif bir şekilde milletimizle iletişim halinde olacağız. Bir hekim olarak Kocaeli’nin meslek hastalıkları ve Göğüs hastalıkları hastanesi açığı olduğunu biliyorum. Bu konuda gereken girişimleri hızlıca başlatacağım.

VD: Dindar bir kişi olarak siz 1. sıradan, Veli Saçılık, Ahmet Şık ve Barış Atay bir sosyalist olarak yine 1. sıradan aday gösterildi. Bu renkliligi 7 Haziran’da tohumları atılan HDP’nin Türkiye partisi olma stratejisinin bir devamı olarak görmek mümkün mü? Sizce HDP bir Türkiye Partisi oluyor mu?

ÖFG: Evet HDP daha hızlı ve yoğun bir şekilde Türkiye partisi oluyor. Tüm renkleriyle Türkiye’yi kuşatıyoruz. Zaten seçim bildirgemizde ortak vatanda demokratik cumhuriyeti eşit vatandaşlık temelinde kuralım diyoruz. Her farklı kesime gitmek istiyoruz ve bunu yapıyoruz. Her farklı kimlikten rengin olduğu böylesi bir başka parti yok. Ayrıca kadın aday temsiliyetinde de %38 oranıyla birinci sıradayız. Mağdurları biz savunuyoruz.

Kampanyalarda ekonomi neden yok

VD: Seçimde ana omurga adalet ve ekonomi olmasına rağmen, seçim propogandalarında partilerin gündemleri bu noktada neden kilitlenmiyor? Meydanlarda bir kaç cılız ses dışında KHK mağdurları, askeri öğrenciler sorunu vs gibi travmatik olaylar neden hiç gündeme gelmiyor?

ÖFG: Demokrasinin olmadığı bir yerde adalet de hukuk da ekonomi de eğitim de çökmüştür. Ekonomi halen toplumun en büyük şikayet alanı. Ekonomi için önemli çözüm önerilerimiz var. Adalet de çok büyük şikayetlerin olduğu bir alan. Adaletin devleti olduğu ortadaysa yönetimdeki çöküntü büyük bir felaketi göstermektedir. KHK uygulamaları ve oluşturduğu mağduriyetler OHAL döneminin en büyük insan hakları sorunudur. Bu mağduriyetler cari bir şekilde yaşanan ve giderek büyüyen bir sorundur. İnanılmaz hukuksuzluklara uğratılıp facialar yaşayan KHKlıları gündem etmemeyi başarmak büyük bir gizlemedir. Bu tüketme harekatına kimlik ekseninden bakanlar hem insan hakları ihlallerine göz yumuyorlar hem de ihlalin faili oluyorlar. Mazlumun kimliği sorulmaz ilkesi aslında doğru istikameti her zaman belirleyendir.

VD: Neden özellikle muhalefet kanadı ekonomik projeleriyle, ekonomi politikası iflas etmiş, kıraathanelere inmiş iktidara alternatif olamıyor? Sizin partinizin ekonomi vaatleri nelerdir mesela?

ÖFG: Muhalefetin bu konuda daha etkin ve doyurucu politikaları olmalı. Ekonominin çöktüğü bir ortamda dönen çarkın fasid bir daireden başkası olmadığı hatırlatılmalı. Üretimi teşvik eden bir anlayışı ön planda tutacağız. Dar gelirliler, kadınlar ve çevreyi koruma ağırlıklı bir ekonomi planımız olacaktır. Vergiyi kazanca göre alacağız, çok kazanandan çok, az kazanandan az alacağız.Yoksula gelir buradan da sağlanacaktır. Asgari ücret ve en düşük emekli maaşı 3000 TL olacak ve cumhurbaşkanı dahil hiç kimseye asgari ücretin 3 katından fazlası maaş olarak ödenmeyecektir. Yoksulluk sınırının altındakiler için sosyal haklar için ayrılan kaynağı ikiye katlayacağız. KOBİ’lere öncelik tanınacak, 5 yılda 5 milyon kişiye istihdam sağlanacaktır. Yandaş ve büyük sermayeye verilen teşvikler kesilecektir. AVM’lere yeni ruhsat vermeyip küçük esnafı koruyacağız. Çiftçiye yeni destekler sağlanacak ve yayla yasakları kaldırılacaktır. “Çılgın projeler” yerine insana uygun kentler oluşturacağız. Kentsel rantları vergilendirip elde edilen vergileri imar fonunda toplayacağız.Cumhurbaşkanlığı bütçesi başta olmak üzere israfı kaldıracağız. Büyük sermayeye vergi muafiyetini bitirip özelleştirmeleri iptal edeceğiz.

İnsanlar da dönüşüyor

VD: Türkiye sizi hak ve adalet şövalyesi olarak görüyor. Korkmadan her kesimden mazlumun sesi soluğu oldunuz. Bu misyonun politik karşılığını sahada görebiliyor musunuz?

ÖFG: Evet, çok önemli mesajlar alıyorum. Allah’a şükürler olsun ki önemli bir güven oluşmuş, mesela birçok kişi gönderdiği mesajında ailece MHP’li olduğunu ve bize güvendikleri için HDP’ye oy vereceğini söylüyor. Yine Kocaeli’de olmasa da bulunduğu ilde Kocaeli’de HDP’den aday olmam nedeniyle HDP’ye oyunu vereceğini söyleyenler oluyor. Önceden bana çok muhalif olmasına rağmen süreç içindeki tavrımızdan dolayı pişman olduğunu, destekleyeceğini söyleyenler oldu. Hatta önceden HDP binasını kundaklama girişiminde bulunduğunu büyük bir pişmanlıkla söyleyip yaşanan OHAL pratiklerinden sonra desteğini bize vereceğini söyleyen de oldu.

VD: Memur olamayan daha doğrusu memurluktan atılmış bir kişinin, yasama faaliyetleri çevresinde memurların hakları konusunda yasa çalışmalarına katılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu absürt durum hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz?

ÖFG: Bu hakkın rüzgarına dayanamamayı gösterir. Zalimlik yapanlar her gün yenilecektir. Bunun ilk adımı zulmettikleri kişilerin bu hali düzelten makamına gelmesidir. Bizi zulmen işimizden ihraç ettiler ama milletimiz iade edecek inşaallah. Kaderin ibretamiz bir takdiri olacaktır bu. Zulmedenler yenilecek, mazlumların hakkı iade olacaktır. Hukukun, vicdanın kabul edemeyeceğini yapanlar milletin galibiyeti karşısında mum gibi eriyecektir. Biz kimseye zulmetmeyeceğiz sadece hakkı iade edeceğiz.

VD: İhraç edilen bir kamu çalışanı olarak aday yapılmanız seçim hukuku açısından sizi akredite etmiş oldu. Bu binlerce KHK mağduru memurun görevlerine iade edileceğinin bir fragmanı olarak değerlendirilebilir mi?

ÖFG: Evet bu hususu çok önemsiyorum. KHK’lı kardeşlerim bu konunun yeterince farkında değiller. KHK’lar güya anayasanın izin verdiği bir usüldür ancak pratiği itibariyla anayasal sınırların dışına çıkmıştır ve tamamen gayrimeşrudur, gayri hukukidir. Bu fiili durum KHK’ların iptalinin ve tüm mağdurların işlerine dönüşünün müjdesidir.

VD: 24 Haziran tablosu nasıl bir Türkiye bekliyorsunuz?

ÖFG: 24 Haziran’da muhalefetin parlamentoda çoğunluğu ele geçirdiği bir tablo bekliyorum. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde nefes kesen bir 2. tur olacağını tahmin ediyorum. Erdoğan ve İnce’nin 2. tura kalacağını düşünüyorum. Eğer Erdoğan seçimi kazanırsa krizi büyütebilir. 7 Haziran sonrası gibi bir tablo oluşturabilir. Böyle bir krizi bu sefer Türkiye kaldıramaz ve 1 Kasım gibi de olmaz ve farklı sonuçlar ortaya çıkabilir.

24 Haziran sonrası siyaset alanında bir genişlemenin olacağını düşünüyorum. Her ne kadar Erdoğan’ın A-B-C planları olsa da önü alınamaz bir alan genişlemesinin siyaset için mevzu bahis olduğunu düşünüyorum. TBMM’de farklı parti ve görüşlerin temsil edilmesi demokrasi açısından çok farklı olacaktır.

HDP iftarından..

Ocakmedya

Yorumlar