28 Nisan 2023
Biz milletvekilliği görevimizi aksatmadan devam ettiriyoruz. Hem yeni dönemde aday olmak için sahalardayız hem de vatandaşlarımızın şikayetlerini gündem etmeye devam ediyoruz basın toplantılarımız ile.
İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu 5 yıl boyunca etkin bir işlem yapmadı ve biz bu yüzden on binlerce hak ihlalini gündem ettik basın toplantılarımızda, etmeye devam edeceğiz ve halkımızın sesi olmaya devam edeceğiz.
Medine Atak ve Abdullah Atak Keskin T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalmaktalar. 2 çocukları var, çocuklardan birisi epilepsi hastası ve anne babası olmadığı için ilaçlarını almak istemiyor. Maddi ve manevi açıdan aile büyük bir sıkıntı çekiyor, başvurucu diyor ki: “Kız kardeşim ev hanımıydı eşi KHK ile işinden ihraç bir memurdu ve kız kardeşimin cezası bile onanmadan böyle bir aile felaketine yol açıldı.” düşünün hükmün kesinleşmediği halde anne cezaevinde, çocuklar çok zor durumda, anne en azından hüküm kesinleşene kadar dışarıda olmalıydı fakat buna dikkat edilmedi, bir aile dramı da maalesef Medine Atak ve Abdullah Atak çiftinde yaşanıyor. Kabul edilecek bir hadise değil, biz bunlara kesinlikle alışmayacağız, kabullenmeyeceğiz.
Deprem bölgelerindeki asistan hekim ve diş hekimi uzmanlık eğitimi alan arkadaşlarımız başvurmuş. Onların eğitimleri büyük bir sarsıntıya uğradı, hocaların bir kısmı vefat etti, diğerleri başka bölgelere geçti. Kalıcı ve şartsız geçiş hakkı istiyorlar başka bölgelere, deprem bölgesi olmayan yerlere geçiş hakkı istiyorlar.
Bahadır Sulukan başvurmuş. Biz onun annesi Şerife Sulukan’ı çok andık, felçli, epilepsili bir hasta kadın, Menemen R Tipi Cezaevi’nde yatıyor ve aile çok zor durumda. Bahadır’ın babası da cezaevinde, annesi de cezaevinde, bir kız kardeşi var. iki kardeş de psikolojik sorunlar yaşıyorlar, oldukça sıkıntılı durumdalar. “Annemin durumunun anlatılmasını, insanlara duyurulmasını ve acilen çıkmasını talep ediyoruz. Günden güne kadın içeride bunalıma giriyor hastalığı ilerliyor, içeride tek başına ve konuşabilecek kimsesi yok.” Şerife Sulukan’ı defalarca gündem ettim, felçli bir kadın, epilepsili bir kadın gerçekten cezaevinde olamayacak bir kadın. Halini görseniz yüreğiniz parçalanır ve kadını bu halde cezaevinde tutuyorlar. “Ailesi Tokat’ta ikamet ediyor annem ise İzmir’de.” Kapalı görüşleri bırakın Şerife Sulukan’ın ailesi açık görüşlere dahi gidemiyorlarmış maddi durumlardan ötürü. “Üstelik babam da 6 senedir içeride, kardeşim ile beraber psikolojik sıkıntılar yaşıyoruz. Acil bir çözüm bulun.” Biz bu ailenin durumunu çok iyi biliyoruz, çok büyük bir sıkıntı çekiyorlar. Bahadır Sulukan’ın çektiklerini çok iyi anlıyorum, Şerife Hanım çok büyük sıkıntıda. Biz tekrar bu konuyu gündem ediyoruz, Allah’ta bize unutturmasın diyoruz Şerife Sulukan’ın ve çocuklarının halini. Büyük bir aile dramı yaşanıyor ve biz bunu kabul etmiyoruz, vicdanımız kabul etmiyor. Zalimler, Zulümat Bakanı bu uygulamayı devam ettiriyor, umurlarında değil ve hiç utanmadan sahalarda insanlardan oy istiyorlar!
Sincan 2 Nolu F Tipi Cezaevinde yatmakta olan HDP Eski Urfa Milletvekili İbrahim Binici ve birçok arkadaşımız İdare ve Gözlem Kurulu kararları bahane edilerek denetimli serbestlik hakkını alamıyorlar. Biz bunları hep görüyoruz tamamen soyut gerekçelerle denetimli serberstlik verilmiyor. Gerekçe; suçunu kabul etmemiş. Zaten adam suçlu değil, suçunu kabul etmediği halde içeri girmiş, pişman olmamış deniliyor. Suçlu değil ki neyin pişmanlığını yaşayacak? Suçuna karşı içgörü kazanmasında düşük motivasyonu var denilmiş. Hem suçlu diye içeri atıyorsun hem de suçunu kabullenmedi, pişman olmadı diyorsun el insaf. Bir de denetimli serbestlik hakkını vermiyorsun. Yakınları da ne yapacaklarını şaşırmış “Sonuna kadar yatıracaklar herhalde.” diye büyük bir endişe içindeler.
Bülent Ağtoprak Malatya Akçadağ T Tipi Kapalı Cezaevi’nde yatıyor. 18 aydır cezaevinde ve yatarken verem tedavisi görmüş ardından kontroller altında ramazan ayında eski bir verem hastası olmasına rağmen doğru düzgün beslenme alamamış, yemekler kötü çıkmış ve şu anda ailesi verem geçirdiği için büyük bir tedirginlik içinde ve bu sıkıntının devam etmesinden kaynaklı, yemeklerin kötü olmasından kaynaklı oldukça büyük bir tedirginlik hissediyorlar.
Askeri öğrencilerin, sözleşmeli erlerin dramları devam ediyor. Bunlardan birisi Mesut Ekin’in arkadaşı bize başvurmuş “Kardeşimden farksız.” Demiş, sözleşmeli er olan biri 15 Temmuz’da emre uyup İstanbul Havalimanı’na gitmişler ve darbecisin diye tutuklanmış. Bir müddet cezaevinde kalmış “Bir şeyin yok.” Denilerek çıkartılmış, ardından tekrar tutuklanmış, tekrar ceza verilmiş. Hiçbir örgüt ile alakası olmamasına rağmen bu yapıldı ve “Perişan durumdayız.” Deniliyor. “Biz köylü insanlarız artık kardeşim cezaevinden çıksın. Sözleşmeli er, avukat paralarını ödeyemez olduk. Zaten suçsuz bulunmuştu neden 6 yıl sonra hapis cezası aldı? Kardeşim yanımızda değil, artık dayanacak gücümüz kalmadı, kardeşim suçsuz.” Mesut’un sözlerini aktarayım; “Annemden doğdum kendimi bildim bileli çalıştım. Alın terimle ilkokul 4’te simit satmaya başladım. İlkokul 8’e kadar hem okudum hem simit sattım. Herkes çocukluğunu yaşayıp yaz tatilinin rahatlığını yaşarken ben sanayide yağ pas içinde çalıştım harçlığımı kazandım. Ön lisans okudum. Özel yurtta kaldım ve okulum bitti köyde hayvancılık yaptık. Sırf helal kazanalım diye uğradık, hayvancılık yaptım, sözleşmeli erlik sınavına girdim. Yat dersin yatar sürün dersin sürünür, yemek dersen yemek yer. Emir neyse aman azar yemeyelim deyip titreyerek verilen emiri uygular. Böyle insanlardık biz. 15 Temmuz günü maaşımızı aldıktan sonra emre uyduk başımıza gelmeyen kalmadı ve ardından havalimanında biz sanki darbeciymişiz gibi muamele gördük. Büyük eziyetler ile gözaltına alınıp tutuklandık sonra çıktık ama yine başımıza gelmeyen kalmadı.” Diyor. Davul zurna ile Mesut askere gitmiş ama sonra başına gelmeyen kalmamış. Mesut gibi birçok hasta var, sözleşmeli er var ve bu insanlar hiçbir şeyden habersiz maalesef bu sıkıntıları yaşamış durumdalar. Bir an evvel onlar için adalet istiyoruz.
Engelli vatandaşlar bize başvuruyor. “Engelli vatandaşların maaşları ve çalışan engelli vatandaşların emekli olması için gerekli olan çalışma süresi çok fazla.” deniliyor. Emekli olabilmesi için yüzdesine göre 12-15-18 yıl çalışması gerekmektedir. Bu süreler daha da kısaltılmalı çünkü zaten engelliyiz ve uzun çalıştığımız zaman daha da zorlanıyoruz. Bu süre ortalama 10 yıl olması ve engellilerin emekli aylık bağlanma oranlarının da daha yüksek olmalı.” Diyor bu pozitif bir etki oluşturacaktır diyerek engellilerin haklarını gündem ediyorlar.
Hayvan yetiştiricileri bize başvurmuşlar. Birçok şehrimizde ramazan ayından önce başlayan bazı hayvan hastalıkları nedeniyle hayvan borsaları kapatılmış ve milyonlarca emekçi, esnaf mağduriyet yaşamakta bu konuda acil önlemler alınması gerekiyor. Tarım Bakanlığı’nı buradan uyaralım. Hayvan yetiştiriciliği zaten zor durumda, hayvancılık bitmiş durumda fakat şu anda da hastalıklar ile son nefesini vermekte olan hayvancılık sektörüne son büyük darbe indiriliyor.
Kemal Batmaz isimli mahpusun müdafisi bize başvurmuş ve 52 yaşında olduğu ve tehlikeli mahpus statüsünden çıkartılmasına rağmen hala hak ihlallerinin devam ettiğini söylüyor. Kemal Batmaz Sincan 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde kalmakta ve tehlikeli tutukluluk grubundan çıkartılmış fakat hücreden çıkartılmamış, hala yıllardır tek başına kalıyor, küçücük bir hücre 2371 gündür 10 m2’lik bir odada ve havalandırması da 21 m2, küçücük bir yer. Tecrit devam etmekte hücre niteliğindeki odasında herhangi değişiklik yapılmamakta, yanına birisi verilmemekte ve bunun idari bir muamele olduğu söylenmekte. Günün 24 saatini yalnız başına geçirmek zorunda bırakılmaktadır. Hiç kimse ile göz teması ve herhangi bir şekilde etkileşim kurma imkanına sahip değildir. Böylelikle tam bir izolasyona tabi tutulmakta. Bu ağır tecrit şartları, müvekkil dışarı çıkartıldığında da devam etmektedir. Kimse ile göz teması kurdurulmamakta ve aynı kampüste tehlikeli tutukluluk durumu kaldırılanlar ile farklılık arz etmekte. Diğer tehlikeli tutukluluk hükmü kaldırılanlar için tecrit bitirilmekte ama bu mahpus için bitirilmemiş ve müvekkil bahsedilen infaz uygulamaları nedeniyle yüksek tansiyon vertigo tinnitus, eklem, göz problemleri yaşamaya başlamış ve bu duruma müdahale edilmezse daha ciddi hayati tehlikeler yaşanacağı şeklinde avukatın uyarısı var biz de buradan bakanlığı uyaralım, bu insan içeride ölsün mü diyoruz!
Ücretli öğretmenler bize başvurmuşlar ve ücretli öğretmenler; “Atananlardan daha az maaş alıyoruz, tatillerde ders ücreti ödenmiyor, aylık 5-6 Bin TL alıyoruz, kadrolular 15 Bin TL alıyor ve sabit olarak tatillerde maaşlarını alıyorlar. Sigortamı haftada 30 saat giriliyorsa 15 saat yatırılıyor. Ücretli öğretmenler kadro istiyorlar ve 2018’de ücretli öğretmenler belli şartlarda kadroya alınmıştı ve kadro istiyoruz.” diyorlar oldukça zor durumdalar.
Hasan Bülent Beyli Gaziantep merkezdeki cezaevinde mahpus olarak yatarken hiçbir sebep gösterilmeksizin Van Cezaevi’ne nakledilmiş. Eşyaları da ailesine gönderilmiş. Onlar da: “Öldü mü? Ne oldu? Başına bir iş mi geldi?” demişler ve bu arada da seçmen kaydı Gaziantep’teymiş, Van’a gidince oy da kullanamayacak. Böylece iktidar kendisine verilmeyecek bir oydan da kurtulmuş oluyor sanırım, böyle bir görüntü var.
Yetim hakları ile ilgili başvuran bir başvurucumuz var. Gülnur Fatıma hanım diyor ki ; “İki ebeveynden birinin vefatı durumunda ardında kalan kız çocuğu perişan bir halde kalıyor. Çünkü böyle bir durumda eşin maaşının %70 i yine eşe düşüyor. Kalan %25’i bekar kız çocuğuna düşüyor.” diyor. Düşünün bekar bir anne bize başvurmuş iki çocuğu var, anne babası emekli, annesinin emekli maaşından kullanıyor ve babası, eşi ölünce emekli maaşının %70’ini alıyor. Bekar olan bu kadın bu yasa nedeniyle emekli maaşını kaybediyor ve emekli maaşının %100’ünü alacağına %25’ini alıyor, bir emekli maaşı alan ve artı eşinin de emekli maaşının %70’ini alan baba oldukça iyi bir durumda, kızı perişan bir durumda. Bu olacak bir şey değil, bu kadın büyük bir sıkıntı yaşıyor. Buna bir çözüm bulunması gerekiyor.
Migros ve Tez Koop, işçileri çok üzüyor! Migros işçilerini çok üzüyor! Bunu defalarca Meclis’te andım, toplu iş sözleşmesinde bazı düzeltmeler yapıldı bizim baskılarımız sonrasında fakat gereken düzeltme, iyileştirme, hakkaniyet sağlanmadı ve biz de Migros mağazasının önünde bir açıklama yaptık ve Migros ve Tez Koop işin haksızlığına karşı tekrar konuyu gündem etmeye devam edeceğim. İşçiler ne diyor? Toplu sözleşmede yapılan zam 2022 yılına göre asgari ücret hesaplandı buna göre verildi. Günlük yemek ücreti brüt 23 lira komik bir fiyat.” deniliyor haklılar! 3 yıllık bir promosyon anlaşması yapılmış bunun 40 Bin TL yerine 5500 TL verilmiş kendilerine, sonra 6500 TL’ye çıkartılmış ama bunlar da yetersiz ve 1 Mayıs’ta tüm bunları protesto etmek için açıklama yapmak istemişler engellenmiş. Hem haksızlığa uğratılıp hem de açıklama yapma hürriyetleri ellerinden alınmış bunlar kabul edilecek hadiseler değil, Migros işçilerinin yanındayız, Tez Koop İş Sendikası’nı da uyarıyoruz, patron işçilerin hakkını yiyorsa, çiğniyorsa sendika olarak senin sahip çıkman gerekiyordu bu işçilere, neden böyle oluyor? Konunun takipçisiyiz, Meclis’te takipçisiyim, bir milletvekili olarak konunun takipçisi oldum, yeni dönemde de milletvekili seçilirsem 60 bin Migros işçisinin yanında olmaya, haklarını hukuklarını korumaya devam edeceğim.
Gökhan Çelebi Smart Trade Coin Go Ve Oceans Enterprises tarafından dolandırılmış ve bununla ilgili haberler yaptırmış, bu haberler esrarengiz bir şekilde kaldırılmış. Bu kişiler halen insanları dolandırmaya devam ediyormuş, “Tek bir soruşturma açılmasını sağlayamadık bu kişiler hakkında, şu an kurdukları yeni sistemle binlerce insanı en iyi yatırım.” diye kandırıyorlar. Diyor. Bakanlığı’nı uyarıyoruz bunun gibi çok hadiseler oldu ve vatandaş kimsesiz bırakılıyor. Tedbirler alınmıyor, vatandaş dolandırıcıların eline düşüyor, burada gerçekten ne olup ne bittiğini bakanlığın yakinen araştırması gerekiyor ve vatandaşın böyle kötü niyetlilerin eline düşmemesi için de tedbirler alması gerekiyor.
Alanya L Tipi Kapalı Cezaevi yatmakta olan Hatice Çakmak 30 senesini doldurmuş ve 3 hücre cezası onaylanmış olması. “Bu hücre cezalarının bazıları eski dönemlerde yaşanan hücre cezaları. Yani yeni çıkmış olan yasaları geçmişe dönük işlettiklerinden dolayı kardeşimin infazı yakılmış bulunmakta. Ona verilen yeni müddetnamede çıkış tarihi hak ederek 23 Mart 2029.” Yeni çıkan yasaları eskiye yürütüyorlar bu doğru değil. İnfaz hukukunu keyfi bir şekilde kullanıyorlar, bunları kabul etmek mümkün değil.
Sivas ili, Koyulhisar ilçesi, Güzelyurt köyü, siyanürlü açık altın madeni yüzünden, tek zenginliği olan, hemen yanı başında ki ormanını kaybetme ve çevre felaketi tehlikesi ile karşı karşıya olan bir köy Güzelyurt köyü. Maden ocak, şantiye ve zehirli arındırma havuzlarıyla köy yerleşkesinin hemen dibinde ve büyük bir tehlike arz ediyor.
Cihan Özkan’ın eşi başvurmuş şu anda Marmara 9 No’lu Cezaevi’nde. Bu kişi 2018 yılında Kosova’da bir özel okulda Türkçe öğretmenliği yapmaktayken Kosova İstihbarat memurları tarafından gözaltına alınıp Türkiye’ye gönderilmiş ve 7.5 yıl hapis cezası verilmiş. Bir kaçırılma operasyonu olmuş. Sebebi; Bankasya’ya para yatırmış, tüm bunlardan dolayı bunlar başına gelmiş. Şimdi de denetimli serbestliği geldiği halde cezaevinin iyi hal raporu olmasına rağmen tahliye edilmiyor! Düşünün böyle binlerce kişi var. iyi hal raporları var, cezaevleri belli ki Adalet Bakanlığı’ndan gelen talimatı zalimce uyguluyorlar ve denetimli serbestliği vermiyorlar. Bu cezaevi müdürleri mutlak surette yargılanacak! Marmara 9 No’lu Cezaevi Müdürü sana söylüyorum, senin gibi birçok böyle fiillere imza atan müdürler var ama iktidar değişiyor, az kaldı, iyi halli olmasına rağmen bu tahliyeleri yapmıyorsunuz, denetimli serbestlikleri zulmen vermiyorsunuz, vicdanen çok büyük bir suç işlediğinizi söylemiş olayım size. Eşi diyor ki: “Babası tutuklandığında kızım 1 yaşındaydı, şimdi 6 yaşına geldi ve halen babasını görmüş değil, perişan durumdayız. Ben de Türkiye’ye dönemiyorum, kızım annesiz de kalmasın diye. Tecrit hayatı yaşıyoruz, perişan durumdayız.” diyor.
Birevim’den şikayetler var! Aydın Yanak isimli kişi 170 Bin TL sözleşmede konut olarak girmiş daha sonra “Konut fiyatları arttı seninkini arabaya çevirelim.” denilmiş, “Araba verelim.” demişler, “120 Bin TL’lik araba olur mu?” dedim onlar da “Olur” demişler ve kendi kendilerine kural koymuşlar. Bankadaki gibi araba “150 Bin Km’yi geçmemiş olup 2015 yaş altı kabul etmiyoruz.” diyorlar. Onların bana sunduğu arabalar 500 Bin TL’den başlıyor. Bu sefer de “Arabayı da veremeyiz.” diyorlar. “Ben arabaya çevirdim zannediyordum meğerse arabaya da çevirmemişler, paramı istiyorum paramı da vermiyorlar. Birevim şubesine gitmiyorum ki orada kavga etmeyeyim.” diyor. Bu konu için de biz soru önergesi verdik, vatandaş ev için girmiş, ardından arabaya çevirmişler, arabayı da vermemişler, vatandaş yalnız başına kalınca firmalar tarafından kandırılabiliyor, buradaki sıkıntı konusunda Birevim’den bir açıklama bekliyoruz. Nedir bu? Ciddi bir firma olduğunuzu söylüyorsunuz ama vatandaş ev için girmiş, arabaya dönmüş, arabadan bile olmuş, vatandaşın parası boş yere buharlaşıp gidiyor.
Fizyoterapi teknisyeni arkadaşlar başvuruyor. İhtiyaç doğrultusunda kamuya 10 bin fizyoterapist ataması yapılmalı çünkü deprem oldu ve ekstremite ampütasyonları ile ilgili çok önemli sıkıntılar oldu, fizik tedavi ihtiyaçları çok arttı diyorlar bununla ilgili bir gündem oluşturulması, fizyoterapist atamalarının yapılmasını istiyorlar.
Değerli arkadaşlar bugünlük gündeme getireceğimiz başvurular bunlar, bize gelen başvuruları gündeme getirdik ve bunları gündeme getirmeye devam edeceğiz. Vekilliğimizin sonuna kadar bunu gündem edeceğiz, biz milletvekilliğini yaptık ve sonuna kadar da devam edeceğiz. Yeni bir dönem de yapar mıyız yapmaz mıyız bilmiyoruz ama biz bize verilen emaneti son dakikasına, son saniyesine kadar koruyacağız, hakkını teslim edeceğiz ve halkın yanında olacağız. Sizlere iyi günler diliyorum, hak ihlallerini her zaman gündem etmeye devam edeceğiz ve önleyeceğiz. Sizlerin destekleri ve dualarını her zaman bekliyorum, selam ve saygılarımı sunuyorum.
Yorumlar