2013-04-03 19:52:25

Akil insanlar komisyonu toplanıyor. Devlet'in PKK ile başlattığı barış görüşmelerinde rol alması beklenen akil adamlar sonunda belirginleşti.

 
Akil insanların konferans, panel seminer vb. ile süreci tanıtacakları söyleniyor. Sadece böyle bir aşamada kalınırsa bu komisyona akil adam denmesine gerek yoktur. Yıllardan beri bu konuda çalışmış aydın, gazaeteci, akademisyenler de bunu yapabilir. Akil insanların sürecin tıkanan noktalarında müdahil olması gerekir. Zaten akil olmanın doğal sonucu budur. Akil insanlar değerli kişilerden oluşuyor. Akil insanları sadece  gerektiğinde yapılması gereken işlere koşacak insanlar olarak değerlendirip onları hayal kırıklığına uğratmak yanlış bir yaklaşım olur.    
 
Hükümet sürece sivil toplumdan kimsenin burnunu sokmasını istemiyor. Akil adamları da sadece konu mankeni olarak kullanmak isterse çok önemli bir puan kaybı yaşar ve süreç zedelenir.
 
Sürecin başında konuşulması gereken silahlı veya silahsız çekilme seçeneklerinin iyi  tahlil edilmesi gerekir. Barış görüşmelerinde güzel gelişmeler oldu ancak halen çok önemli bir iç rahatsızlık var. PKK'nın tabanında Öcalan'ın tavrından duyulan ve dışarı çok vurulamayan bir rahatsızlık kısmen var. Türk tarafında ise Erdoğan'ın karizmasıyla bastırılan “Ya daha ileri istekler de gelirse” tedirginliği var. Silahlı-silahsız  çekilme tartışmalarının iç rahatlığıyla halledilememesi bu bastırılan duyguların alevlenmesine yol açabilir. Aslında bu çekilme tartışmasının Öxcalan, Fidan görüşmelerinde bitirilmiş olması gerekiyordu.
 
Devlet Bahçeli süreçteki tansiyonu tırmandırmaya gayret ediyor. Bu hırçın yaklaşıma şiddetle karşı durmak mı yoksa hafife alınması gerektiği için görmezden gelmek mi gerekiyor, karar vermek zor. MHP ve CHP  tabanında  liderlerini aşan mantıklı ve makul bir yaklaşım tahminin üstünde var. Barışa karşı çıkanları söylediklerinden dolayı halkın karşısında yüzlerinin kızaracağı bir lgun bir üslup ile karşılamakta fayda var.
 
Akil insanların barış görüşmeleri yapanlar arasında bir arabuluculuk ve hakemliği mutlak surette gerçekleştirmeleri gerekir. Karşılıklı güvensizliğin olduğu bir büyük sorunda akil insanların iyi niyetinin yanlış yönlere kanalize edilmemesi gerekir.
 
Başbakan'ın şu ana kadar olan üslubu, akil insanların üstlenmek isteyecekleri ikevler konusunda çok iyi sinyaller vermiyor. Bir konuşmasında daha süreç başlamadan sivil toplum heyetleri oluşturup gayret eden insanlara yönelik istihza dolu bir dille “durumdan vazife çıkarmış kişiler kendilerini akil insanlar ilan edip bizimle görüşme talep ettiler” demesi akil insanlara yönelik buyurgan bir tavrı gösterebilir. Başbakan'ın hükümetle organik ilişkisi olmayan akil  aydınlardan da çok şey öğrenebileceğini, yanlışlarını onların düzeltebileceğini bilmesi gerekir.
 
Barış süreci bazı aksamalar yaşasa da büyük ihtimalle başarıya ulaşacak ancak kritik eşikler geçilme süreçlerine dikkat etmek gerekecek onlar kazasız belasız atlatılırsa artık geriye dönüş kalıcı olarak engellenecektir.

Yorumlar