2013-03-13 22:58:55

Başkanlık tartışması süreci vurabilir
 

Barış süreci ilerliyor. Süreç görüşme notları depreminden sonra ciddi bir duraksama olmadan  ilerliyor. Süreç çok önemli. Zira bu sefer önemli bir konsensus yakalandı gibi görünüyor. T.C. tarihinde ender rastlanabilecek bir uzlaşma mevcut şu an. Peki bu üstüne titrememiz gereken süreci tartışmalı kılabilecek tartışmalar yaşanmıyor mu? Gerçekten kolay elde edilemeyecek süreç ucuz hesaplara kurban edilecekse buna en başta yıllardır bu konuda büyük emek vermiş kişiler karşı çıkmalı. Bu konuda anlaşılan giderek büyüyebilecek ve süreci etkileyebilecek bir tartışma düşünen kişiler arasında devam ediyor.

 
Öncelikle bu süreci başlatanın çok önemli olduğunu vurgulayalım. Tayyip Erdoğan başka birisinin denemesi halinde anında baldıran zehiri içebileceği bir süreci cesaretle başlattı ve devam ettiriyor. Diğer taraftan özerklik tartışmaları, federasyon ve derken bölünme ihtimalleri üzerinde ciddi düşünceler oluşmuşken Abdullah Öcalan'ın Türkiye'nin demokratikleşmesinin yetebileceği konusunda bir uzlaşı oluşturması ise BDP/PKK  cenahında itiraz seslerinin yükselmesini engelledi. Bu da kolay karar birliği oluşturulabilecek bir konu değildi ancak şu an ciddi bir itiraz görülmüyor.
 
Süreci kesintiye uğratabilecek tartışma konusu yavaş yavaş yükselen bir tartışma konusu. Başkanlık tartışması. Ak Parti içinden konuyu açıklamaya çalışanlar demokratikleşmeye bir engel oluşturmayacağı yönünde açıklamalar yapıyorlar. Ancak bunun bir pazarlık karşısında kararlaştırılması ve Erdoğan'ın yaratılışından gelen kişilik yapısının tam bir diktatörlük, seçilmiş padişahlık yaratacağını iddia edenler ise ayrı önemli bir grubu oluşturuyor.
 
Başkanlık tartışmalarının biran evvel  halka izah edilmesi gerekiyor. Barış sürecinin birçok sıkıntılı konuyu bir çığın yuvarlanması gibi yok ederek ilerlemesi ile çözülebileceği tahmin edilebilecek bir düşüncedir. Ancak bu toprakların dev bir sorununu hallettikten sonra karşımıza tekrar demokrasiyi katledecek bir diktatörlüğün oluşması kabul edilebilecek bir ihtimal değildir. Zira diktatörlük de var olanların yanında yeni sorunları bu toplumun başına açabilecek kötü bir ihtimaldir.
 
Ak Parti çevreleri bir başkanlık sisteminin diktatörlüğe yol açmasının mümkün olmadığını söylüyor. Ancak bu söylemekle olmaz. Teknik ayrıntılar hükmetmeyi seven, eleştirilmek en zayıf noktası olan Tayyip Erdoğan'ın uygulamada başkanlık sistemini tek sesin hakim olabileceği bir yapıya dönüştürebileceğinin sinyallerini veriyor. Bu kritik süreçte “yukarı tükürsem bıyık, aşağı tükürsem sakal” ikileminden kurtularak ve tarafgirlik hislerinden de kendimizi azade kılarak konuyu sakince tartışmalıyız. 
 
Bazen önemli süreçler içinde çok önemli görülmeyen tartışmalar daha sonra boşuna yorulmanıza yol açacak aktivitelerde bulunduğunuz hissi oluşturabilir. Bazen de ilerde çok önemli bir sıkıntı oluşturmayacak bir tartışma evhamlanarak önemli bir sorunu çözmenizi engelleyebilir. İşte sonradan pişmanlık yaşamamak için bugün özgürce tartışmalıyız. Başkanlık sisteminden yana olanlar bunun bir diktatörlük doğurmayacağı konusunda sağlam delillerini ortaya koymalı. Diktatörlük endişesi taşıyanlar ise Kürt sorunundaki çözümü engellemeden başkanlık sistemi hevesinin nasıl zararlı sonuçlara yol açabileceğini hiç kimseden çekinmeden yüksek sesle haykırabilmelidir. “Şimdi sırası değil” demeden önemli olduğu görünen bir meseleyi tartışabiliriz. Bunu üstüne titrediğimiz bir süreci yıpratmadan da yapabiliriz, hiç merak etmeyin. Demokrasiyi sürece kurban etmemeyi hep beraber başarabiliriz. Olgunlaşmanın işareti zor zamanlarda zor tartışmaları cesaretle yapabilmek değil midir?
 
Gerçek anlamda eşit vatandaşların oluştuğu, kendisinin de   eşit vatandaşlar tarafından seçileceğini ve gerekirse kolayca alaşağı edileceğini bilen yöneticilerin olduğu bir Türkiye'yi başka nasıl oluşturacağız?

Yorumlar