2008-01-07 00:00:00

   
İNSAN HAKLARI VE MAZLUMLAR İÇİN DAYANIŞMA DERNEĞİ

 

MAZLUMDER Genel Başkanı Ömer Faruk GERGERLİOĞLU’nun Van ve Bursa’da Kamu İdarecileri tarafından yaşatılan hukuksuzluklarla ilgili yapmış olduğu basın açıklaması aşağıda ve ekte bilgilerinize sunulmuştur
Saygılarımızla…

 

 

İDARECİLERE  “SEN KİM OLUYORSUNKİ HALKA HAKARET EDEBİLİYORSUN  DENİLMEDİKÇE HUKUK DEVLETİ OLAMAYACAĞIZ

 

 

Avukat Osman KARAHAN Van Terörle mücadele şube müdürlüğü’nde şube müdürü Savaş AKIN tarafından ölümle tehdit edildiğini ve müvekkilini savunma hakkının çeşitli hakaretlerle engellendiğini ifade etmektedir. Avukat Osman KARAHAN’ın 7-1-2008 tarihli Vakit gazetesinde çıkan ifadesi şöyledir.

 

“Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde bulunan müvekkilim Ekrem MÜKÜS ile görüşmek üzere beklerken Terörle Mücadele Şube Müdürü olduğu söylenen siyah saçlı ve uzun boylu, 45 yaşlarında biri başıma dikilerek ‘Adam gibi görüşmeni yapıp defolup gideceksin, ‘işkence var, doktor istiyorum’ diye ağzından duymayacağım. Git istediğin yere şikâyetini yap ama burada konuşmayacaksın’ dedi. Ben de beni sıkıştıramayacağını söyledim. O sırada koşarak gitti ve kapıyı aşırı şiddetli şekilde kapattı. Odada yalnız kaldık. ‘Şimdi göreceksin sen’ dedi. Ben çekyatta otururken sol kulağım hizasına duvara üç kere yumruk attı. ‘Duvar ne hale geliyor gördün mü? Şimdi onlar senin yüzüne inecek’ dedi. Ben odadan çıkmak istediğimi söyleyince omzumdan iterek oturtturdu. ‘Seni yaşatmayacağım, kim olduğunu ve ne işler çevirdiğini biliyorum’ dedi. ‘Burası Türkiye Cumhuriyeti, ukalalık yapmayacaksın’ diye bağırıyordu. Bu sırada beni en son arayan bir gazeteciyi gizlice aradım ve hakaret ile tehditlere şahit olmasını sağladım. Benim gördüğüm kadarıyla duvar ve kapı da hasar gördü. Tekrar üzerime saldırdığında iki polis araya girerek ‘müdürüm’ diye engellediler. Odadan ayrıldım ve nizamiyeden çıkarak 155’i aradım. TEM müdürünün 15 dakika hapsettiğini, ölümle tehdit ettiğini ihbar ettim. Nizamiyede gelecek ekibi beklemeye başladım. Polisler, içeri çağırarak sandalye verdiler. Bu sırada nizamiyeye saldırgan TEM müdürü girdi. Beni kaldırdı ve yakamdan tutarak duvara vurdu. Çıkmak istediğimi söyleyince kollarıma vurarak darp etti. Telefonumu alarak kapıya dayandı ve beni bir süre burada hapis tuttu. Beni 10 dakika burada tuttuktan sonra ‘Bak birazdan bir avukat emniyetten nasıl atılır göreceksin’ diyerek boynumdan tutup koşa koşa beni yolun ortasına kadar götürdü. ‘Defol, ancak gidersin’ diyerek peşimden sürekli bağırdı. Bu sırada ekip geldi ve karakola başvurmamı söyledi. Ben de karakola giderek TEM’de 16 şüpheli müvekkilimin olduğunu, görev yapmak isterken ölümle tehdit edildiğimi söyledim ve olayın faillerinden şikâyetçi oldum.”

 

Konu ile ilgili bir başka olay daha dikkat çekmektedir. Bursa Valisi Şehabettin HARPUT’un, İznik Gölü’ne 51 gün önce balık tutmak için giren ve bir daha kendilerinden haber alınamayan Nevzat Can ve Aydın Çil'in ailelerine kızdığı ve çalışmalarda yetersizlikten yakınan acılı aileleri, “Siz devletten hesap mı soruyorsunuz? Kimsenin devletten hesap sorma hakkı yoktur” diyerek azarladığı medyada yer almıştır.( http://www.lifeinbursa.com/haberx/33673/18/validen_firca.htm)

 

İki olayı yan yana getirdiğiniz zaman kamu idarecilerinin kendilerini hesap sorulamaz yetkililer gibi gördükleri anlaşılmaktadır. Savunma hakkını kullanmak için müvekkili ile görüşmek isteyen Avukat Osman KARAHAN’ın iddiaları ve Devlet’ten yardım bekleyen acılı aileleri azarlayan Vali örnekleri buzdağı’nın görünen kısmıdır. İki olaydan yansıyan anlam idarecilerin hala kendini hesap sorulamaz kişiler olarak gördüğü gerçeğidir. Demokratikleşme konusunda adımlar atıldığını iddia eden hükümet yetkililerini memurlarının halka muameleleri konusunda uyarıyoruz. İçişler bakanı bu vahim olaylar ve iddialar ile ilgili olarak derhal soruşturma başlatmalıdır.

 

Vatandaşa   “Sen kim oluyorsun ki devletten hesap soruyorsun, sen kim oluyorsun ki devlete kafa tutuyorsun”    denilmediği,   idareciye  “sen kim oluyorsun ki halka hakaret edebiliyorsun” denildiği bir hukuk Devleti’ni özlüyoruz.

 

MAZLUMDER Basın Bürosu

Yorumlar