2011-01-26 00:00:00

Gölcük donanma sessiz. Gölcük donanma başka bir ülkede olsa yeri yerinden oynatacak iddialar karşısında sessiz.

Gölcük Donanma komutanlığı İstihbarat şube müdürlüğünün zeminin altına gömülmüş olan Balyoz belgelerinin ortaya çıkmasıyla Balyoz davası sanıklarının savunmaları da anlamsızlaştı. Zira Donanma komutanlığının en sıkı şekilde korunan yerinin zemin döşemelerinin altına gizlenmiş belgeler dehşetengiz bilgiler içeriyor, akıllara durgunluk veriyor. Bu belgelerin 11. Klasör 139. sayfasında ise Kocaeli'de 6 yıldır MAZLUMDER’in önderliğinde İnanç Özgürlüğü platformu tarafından düzenlenmekte olan basın açıklamalarının askeri istihbarat elemanları tarafından provoke edilmesine yönelik planlar çıktı.

Bu belgelerde yer alan bilgiler üzerine ulusal basın kuruluşları şahsımı arayarak konu hakkında görüşlerime başvurdular. Belgelere göre Kasım 2006’da Tuğamiral düzeyinde bir komutanın başkanlığında yapılan toplantıda gösterilerin takibe alınması ve bilahare provoke edilmesi planlanmış.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1083045&title=bunun-neresi-harp-oyunu

Açıkta düzenlenen gösteriler olması hasebiyle ve Türkiye'nin zalim ve derin güçler tarafından engellenen çok önemli bir hakkı, başörtüsüne getirilen yasaklamaları kınamak ve unutturmamak adına düzenlendiği için şer gözlerin dikkatinin bu gösteriler üzerinde olabileceğini tahmin edebiliyorduk. Belgelere göre Gölcük Donanma bu barışçıl hak gösterilerini mercek altına almış ve sol grupları rahatsız edecek sloganlar attırarak veya farklı bir paralel sahte eylem yaptırarak ortalığı karıştırmayı provokasyon çıkarmayı düşünmüş. İddialar gerçek ise durum çok vahimdir. Zira bu ülke halkını korumakla mükellef bir askeri yapı halkı birbirine düşürüp provokasyon çıkarmak istiyordu. Oluşacak karışıklık ortamını da kullanarak darbe yapmak istiyordu. Ancak baltayı taşa vurmuşlardı. Karşılarında sol gruplarla polemiğe girmeyecek, provokasyona müsaade etmeyen bir hak kuruluşu vardı. Biz zulme uğrayanların hakkını talep edip zalimleri teşhir ediyorduk. MAZLUMDER yıllardır “kim olursa olsun zalime karşı ve kim olursa olsun mazlumdan yana” gibi bir ilkeyi temel düsturu edinmişti. “Mazluma kimliği sorulmaz” anlayışı ile hareket ederek dil,din, ideloloji ve mezhebi farklılık gözetmeyip her insanın hakkını hukukunu korumakla kendini mükellef gören bir yapıdaydı. Bu yapısından dolayı bahsedilen provokasyonlara müsait zemin oluşmasına müsaade etmemiştir..

Gölcük Donanma'nın olayı ne derece ciddiyetle takip ettiğine dair son durumu sunalım. Bulunan belgeler üzerine Donanma savcılığı soruşturma başlatıp bilirkişi heyeti oluşturur ve belgelerde suç unsuru olup olmadığı ve belgelerin kim tarafından oluşturulduğunu sorar. Bilirkişi heyeti inceleme sonucu “suç unsuru tesbit etme konusu bizim yetkimizi aşar” der ve belgelerin manipulasyon amaçlı olduğunu belirtir. İsrail'in gemi baskını sonrası kendi hukukçularına yaptırdığı incelemede de de İsrail suçsuz bulunmuş sivil gönüllülerin İsrail askerlerine saldırdığı belirtilmişti!.. Başka söylenecek bir söz kalmıyor. En iyi korunan yerde belgeler bulunsun, bu belgeler çok ciddi iddialar içersin ve birileri görmedim duymadım modunda olsun. Ama neyseki “Kral çıplak” diyenler az da olsa halen var.

Bütün bu gelişmelerden sonra 24 Ocak 2011'de Çağdaş Kocaeli gazetesinin manşetten verdiği habere göre “Balyoz Kocaeli’ye indi” deniyordu.

(20 Mart 2008 tarihli tutanak) Kartal veya Gözcü iyi ilişkilerini kullanarak Yüzbaşılar Camii imamının ya da Değirmendere Belediyesi’nin imkanları ile çevredekilerin duyacakları şekilde cami hoparlörleri veya belediye hoparlörleri ile dini yayın yapılmasını veya Kuran okunmasını sağlayacak. Belirlenen gün ve saatlerde Kaptan Yüzbaşılar da Migros’ta bulunacak, Fener; Gölcük Doğu-1 kapı yakınlarında bulunacak, Barış; Gölcük Merkez Komutanlığı önlerinde, yakınlarında bulunacak. Yayının duyumunu alan, ortalığı karıştırmak için polise ihbarda bulunacak, derhal sivil savcılığı da arayarak polise yaptığı ihbarı yenileyecek ve polise Donanma’ya da durumu bildireceğini, bunların (AKP’yi kastederek) artık hadlerini çok astığını ifade edecek. Yayın, imkanlar nispetinde cep telefonuna kaydedilecek. Sivil halkla konu hakkında, yapılan yayın hakkında hiçbir görüşme ve mütalaa yapılmayacak……

Oluşacak provokasyon ve karışıklık sonrası birçok siyasi gözaltına alınacakmış

“Planda mensuplarının gözaltına alınacağı partiler şu şekilde sıralanıyor: “AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, Demokratik Sol Parti, Anavatan Partisi, Bağımsız Cumhuriyet Partisi, Bağımsız Türkiye Partisi, Büyük Birlik Partisi, Doğru Yol Partisi, Emek Partisi, Genç Parti, Halkın Demokrasi Partisi, Liberal Demokrat Parti, Saadet Partisi, Toplumcu Demokratik Parti, Yeni Türkiye Partisi, Yurt Partisi, Özgürlükçü ve Demokrasi Partisi (ÖDP), Türkiye Komünist Partisi, Millet Partisi.”

http://www.cagdaskocaeli.com.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=6819:balyoz-kocaeliye-indi&catid=10:manset

Çagdaş Kocaeli’nin olayı gündeme getirmesi son derece normaldir ama diğer gazetelerin olaya sessiz kalması karşısında ise “bu haber takdire şayandır” diyoruz. Gölcük Donanma'nın suskunluğunu anladık. Provokasyon sonucu gözaltına alınacak tutuklanacak veya hiç gözaltına alınmayacak parti il başkanları niye susuyor. Bu provokasyonları ve ardından gelebilecekleri normal mi karşılıyorlar. Toplumsal bir “Kral giyinik” hastalığı mı var?

Gölcük donanma topu taca atacak girişimlerden vazgeçerek açık anlaşılır bir açıklama yapmalıdır. Ama bu açıklama Genelkurmay'ın yaptığı açıklama gibi “aksi yönde yapılan tüm telkinlere rağmen yargı sürecini sabırla izlemekte olduğuna” dair “bir kızdırmayın beni, gelirsem oraya” tarzı açıklama olacaksa hiç yapılmasın. Bu ülkenin ordusu askerliğini yapsın, cami bombalama planları iddiaları, başörtüsü eylemi provokasyonu iddiaları ve camiden yayılan dini içerikli sesler ile halkı galeyana getirip darbe zemini oluşturma çalışmaları yapma iddialarını sessizlikle geçiştirmesin. Açıklamayı bekliyoruz.

Yorumlar