09 Nisan 2020
ÖMER
FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ayrımcı
bir yasayla karşı karşıyayız. Bir yıldır bu yasa bekleniyordu ve corona
dolayısıyla geldi ama yine ayrımcı olarak geldi. Bakın, düşünün, yıllardır
beklenen bir yasa teklifini getiriyorsunuz hem ayrımcı hem corona dolayısıyla
insanlar arasında yaşam hakkı ayrımı yapıyor ve bir de riskli gruplar arasında
da ayrım yapıyor. Bu denli kötü bir yasa teklifiyle karşı karşıyayız. Günlerdir
milyonlarca “tweet” atılıyor, sosyal medyada herkes büyük tepki
gösteriyor, tüm milletvekillerine, hepimize geliyor sanırım, mesajlar,
telefonlar. Toplum “Bu adil ve eşit olmayan yasayı onaylamayın.”
diyor bize. Türkiye tarihinin en büyük tepkisi var şu anda.
Bakın, maddelerde neler var: 53’üncü madde çok ilginç,
çok çarpıcı. Bir yıl kala herkes kapalıdan açık cezaevine çıkabiliyor. Bir grup
çıkamıyor, düşünce suçluları çıkamıyorlar; çocuklu anneler, hastalar, yaşlılar
buna dâhil. Bu, düşman hukuk değilse nedir arkadaşlar? Bu çıkamayanlar da kim,
biliyoruz. Birisine “terörist” demişsiniz ve daha sonra da “Ya,
biz teröristi mi affedeceğiz?” diyorsunuz. “Terörist”
dedikleriniz “barış” diyenler, bir bankaya zamanında para yatıranlar,
bir özel okula çocuğunu gönderenler, bir gazeteye abone olanlar. Bunlara
kalkmışsınız “terörist” diyorsunuz. Anne, baba, bütün aileleri
perişan ediyorsunuz.
Bakın, madde 20 var. Bu, daha da inanılmaz, insanlık
dışı bir madde. Ne diyor? Mahpusun eşi veya çocukları hastaysa veya malulse bir
yıl infaz erteleme verilir ama yine “terör suçlusu” dediği düşünce
suçlularına “Hayır, bunu getirmem.” diyor. İnanılmaz bir şey. Yani bu
kadar da muhaliflere gaddarlıkta bir zirveye inanamıyorum gerçekten. Nasıl bir
vicdansızlık bu? Mahpusun yakınından dolayı mahpusu cezalandırıyor, mahpusun
yakınını cezalandırıyor. İnanılmaz bir şey. Herkese “terörist” demeye
çalışıyorsunuz siz.
Bakın, 50’nci maddede de yine var. Herkes evde infazdan
faydalanabilirken çocuklu, hamile anneler, yaşlılar, hastalar eğer ki düşünce
suçundan mağdursa yararlanamıyor. Ya, bunun neresine siz “Evet.”
diyeceksiniz? Elinizi vicdanınıza koyun yani, Allah’tan korkun ya! Olacak şey
değil yani!
Bakın, insanlar depresyonda, çok büyük sıkıntıları var.
Çocukların psikolojisi bozulmuş durumda. Anneler mahpus, babalar mahpus ve bu
toplum büyük bir sıkıntı yaşıyor. Yeni muhalifleri almak için tahliyeleri
yaptığınızı çok iyi biliyoruz.
Aynı zamanda, bakın, adil bir yasa olmalıydı. İşin
doğrusu, bu yasadan, çok abartılmış cezalar verilen bu yargı ortamından ne
adliler ne de siyasiler memnun aslında.
Bakın, ben size bir olay anlatacağım: Halime Çalışkan,
Çanakkaleli bir hanım. Bir akademisyenle evleniyor. Babası ve eşi daha sonra
KHK’yle ihraç ediliyor ve hapishaneye atılıyor.
ŞAHİN TİN (Denizli) – Hangi suçtan?
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Halime Çalışkan’ın
uzun yıllar çocuğu olmuyor ve sonunda çocuğu oluyor. Halime Çalışkan aylardır,
ne zaman bir af çıkacak diye bekliyordu ve bakın, sonunda ne oldu biliyor
musunuz? Coronavirüs salgınını duyduğu zaman beti benzi attı, mahvoldu, perişan
oldu. Onu psikiyatriste götürdüler, üçlü antidepresif tedaviye başlandı. Bebeği
vardı, Elif Zehra ve bu kadın perişan durumdaydı. Sonra ne oldu? Bu cuma günü,
Komisyon toplantısından sonra, olumsuz bir sonuç çıktığını duyunca, terör örgütü
üyeliği ve propagandasıyla ilgili yasaya bir şey katılmadığını duyunca çok
üzüldü ve sonra balkona çıktı. Yan odada bekleyen annesi balkondan güm diye bir
ses duydu, koştu balkona, yerde kanlar içinde kızı yatıyordu. Başı mı döndü,
ayağı mı kaydı, başka bir şey mi, bilmiyoruz. Ama şunu çok iyi biliyoruz ki
Elif Zehra artık annesiz ve babası cezaevinde olduğu için de babasız.
Bakın, bu resme iyi bakın; Elif Zehra hem öksüz hem
yetim. Allah korusun, insanları depresyona sürükleyen…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Gergerlioğlu.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Şu anda binlerce
kadın, binlerce erkek depresyonda.
(AK PARTİ ve HDP sıraları arasında karşılıklı laf
atmalar, gürültüler)
BAŞKAN – Arkadaşlar, sayın hatibi dinleyelim.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Bakın, size bir
başka örnek daha veriyorum: HDP Çayırova temsilcimiz Emine ve Mehmet
Karaaslan’ın çocukları bunlar. Niye gösteriyorum? 6 Aralıkta karı koca, anne
baba tutuklandılar. Ben evlerine gittim, çocukları teskin etmeye çalıştım,
“Ya on beş-yirmi günde çıkarlar, çocuklar, merak etmeyin.” dedim, beş
ay oldu hâlâ tutuklular. Suçları ne biliyor musunuz, sorguda sorulmuş: “Şu
fotoğrafta halay çeken sen misin?” Bakın, beş aydır bu insanların
iddianamesi bile hazırlanmadı ve coronadan dolayı bu çocuklar da öksüz ve yetim
kalabilir. Bu resimlere iyi bakın.
BAŞKAN – Selamlayalım Sayın Gergerlioğlu, süreniz
bitiyor.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Yine bir başka
örnek: Fuat ve Nazlı Çatpınar, bunlar da anne ve baba, Düzce cezaevindeler ve 3
çocukları da cezaevinde, ara sıra babaannesine geliyorlar. Bu aileler perişan
durumda arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Bu insanları,
terörist ilan ettiğiniz on binlerce insanı niye bu yasanın içine katmıyorsunuz?
Bu terörist ilanında sizin kriterleriniz ne oldu?
Ve en son, Ahmet Altan; eğer bu yasayı onaylarsanız
Türkiye’nin en önemli düşünürü de cezaevinde kalacak.
ERKAN AKÇAY (Manisa) – FETÖ’cünün feriştahı ya.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Kabul edilecek bir
durum değildir bu.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
Yorumlar