18 Aralık 2019
ÖMER
FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu telaşın nedenini sormak lazım, hepimiz biliyoruz
sabahlara kadar çalışıyoruz ama böyle bütçe görüşmelerinin ertesi günü, Genel
Kurul’da herkesin yorgun olduğu bir zamanda, bu denli önemli bir kararın
görüşülmesi çok iyi niyeti göstermiyor.
Şimdi, zaten OHAL döneminin çok ağır insan hakları
ihlalleri oluşturan bir yasasıydı, güvenlik soruşturması. Anayasa Mahkemesinin
iptal etmesi son derece uygun, son derece Anayasaya uygun bir karar, hukuken
doğru bir karar, gecikmiş bir karar. Aradan 3,5 yıl geçti, on binlerce kişinin
hakkı, hukuku çiğnendi ve şu anda Anayasa Mahkemesi bu kararı verdikten sonra
alelacele bir şekilde, tekrar 2’nci bir hamle yapıldı. Demek ki, birtakım
suçlar örtbas edilmeye çalışılıyor ve birtakım ihlaller devam ettirilmeye
çalışılıyor. Aslında, Anayasa Mahkemesinin kararından sonraki 153’üncü maddeye
göre, yasamanın bu kararı dinlemesi lazım buna rağmen yeni bir yasa girişimi
apaçık ortadaki tekrar Anayasa Mahkemesine gidecek ve tekrar iptal edilecek,
çok açık net ortada. Yani, bu devlete, bu millete bu zaman kaybı niye
yaptırılır, bunu anlamak mümkün değil. Beş altı ay sonra tekrar bir iptal, o
zaman 3’üncü bir yasa mı getireceksiniz? Yani, bütün millet bununla mı
uğraşacak? Bütün mesai buna mı harcanacak? Gece gündüz şu anda bunu tartışacağız.
Bir büyük yanlış yapılacak ve o yanlışı besbelli ki, şu anda ki yasayı iptal
eden Anayasa Mahkemesi tekrar iptal edecek. Bu yanlıştan dönmek gerekiyor,
Anayasa Komisyonunda görüşmek gerekiyor.
Şimdi, süreç içinde güvenlik soruşturmalarıyla ilgili
çok başvuru aldım, on binlerce genç büyük mağduriyetler yaşadı. İdare
mahkemelerine yansıyan dosyalarda o fişlemeleri gördüm, skandal fişlemelerdi.
Emniyet İstihbarat yapmıştı ve kişinin kendisiyle bile ilgili olmayan, kişinin
annesi, babası, ağabeyi, ablasıyla ilgili bilgilerden kaynaklanarak kişi
hakkında olumsuz kararlar veriliyordu. Mesela, kişinin babasının HDP il
yönetiminde olması veyahut da annesinin işte falanca okulda bir çalışan olması,
falanca kreşte çalışması, ağabeyinin bir okulda staj yapması, banka akışının
olması bunun gibi bilgilerden dolayı güvenlik soruşturması olumsuz geliyordu.
Binlerce insan mağdur oldu, aylarca bekledi. Tıp
fakültesi öğrencilerini düşünün çok ağır bir eğitim geçirirler, altı yıllık tıp
fakültesini bitirdikten sonra başvuru yaptılar ve bu gibi nedenlerden dolayı
sekiz dokuz ay bekletildikten sonra olumsuz cevaplar verildi. Yine, bunların
idare mahkemelerine yansıyan dosyalarını takip ettim bunun benzeri skandal
bakanlık savunmaları gördük. Gerçekten yasal birtakım kriterler ileri sürülerek
güvenlik soruşturmalarının olumsuz geldiğini söylemişti. İdare mahkemeleri
bozsa bile, siyasallaşan yargıda bakıyorsunuz bölge idare mahkemeleri, işte
sadakat içinde olmalıydı gibi birtakım ibareler kullanarak iktidara sadakat
içinde olmayan bu kişilerin devlet memuru olmasının önüne geçiyorlardı. Bunlar
kabul edilecek hadiseler değil, şu anda aylardır bekleyen güvenlik soruşturması
mağdurları var, atanamayan öğretmenler var,
On binlerce kişi şu anda ayağa kalkmış durumda, büyük
bir tepki gösteriyorlar ve milletin meclisinde de böyle yangından mal kaçırır
gibi bu yasa çıkartılmaya çalışılıyor. Olacak iş değil. Gerçekten bu kabul
edilecek bir iş değil. On binlerce kişinin mağdur olduğu bu yasa böyle doğru
dürüst görüşülmeden mevzuata uygun bir şekilde görüşülmeden, Anayasa
Komisyonunda, Adalet Komisyonunda görüşülmeden, apar topar geçirilmeye
çalışılıyor.
Ben size isterseniz tüm idare mahkemesine yansıyan
emniyet istihbaratın fişleme belgelerini de gösterebilirim. Biraz evvel elimde
bir belge vardı.
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN – Bir saniye efendim.
Buyurun.
ÖMER FARUK GERGEROĞLU (Kocaeli) Mesela din adamları
sendikası, “DİVES’e” üye diye bir kişi hakkında birileri bir bilgi
vermiş bu kadar. Bu kişinin bu sendikaya üye olması dolayısıyla hakkı, hukuku
çiğnenmiş. Yine annesi veya babası KHK’lı diye bir çok kişinin atamasının
yapılmadığını çok iyi biliyoruz. Veyahut da işte bir sendika, bir dernekte
birtakım bağlılığı var diye bakın bu inanılmaz bir şey.
Ben Milli Eğitim Bakanı’na gittim kendisi bana bunu
itiraf etti. Ben dedi göreve geldikten sonra kişinin kendisiyle ilgili olan
durumlardan dolayı güvenlik soruşturması yaptım. Benden önce kişinin annesi,
babası, abisi, ablasıyla ilgili durumlardan dolayı olumsuz sonuçlar verilmiş.
Direk, Milli Eğitim Bakanı bunu bana kendisi söyledi. Hukuksuzluk apaçık
ortada. Ya masumiyet karinesi: “Anayasa madde 38” var, apaçık ortada.
Ama alenen çiğneniyor bu. Bakan da bunu ikrar ediyor. Mesela diyor ki: Biz
mülakattan önce güvenlik soruşturması yapıyoruz. Ya düşünün mülakata
çağırmışsınız boşuna çağırmışsınız. Çünkü öncesinde güvenlik soruşturması
yapılmış, kişi hakkında karar verilmiş. Bunu bana söyleyen Milli Eğitim Bakanı
Ziya Selçuk’tu. İşte bu yasanın nasıl uygulandığı apaçık bir şekilde ortada.
Hani benim iddiama gerek yok. Milli Eğitim Bakanı bunu açık bir şekilde söyledi
arkadaşlar. Yani bunu Anayasa Mahkemesi iptal ediyor ardından bir yasa daha
getiriyorsunuz. Gerçekten bu bir cinayettir ve on binlerce kişinin hakkının,
hukukunun çiğnenmesi ve vebal alınması demektir. Elinizi vicdanınıza koyup bu
telaştan bu haksızlıktan vazgeçmenizi diliyorum. Teşekkür ediyorum.
Yorumlar