11 Nisan 2020
TBMM
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; biz çok konuştuk, biraz da mahpuslar ve yakınları konuşsun, ne
dersiniz? Size, bana gelen bazı mektuplardan pasajlar okumaya çalışacağım.
Bir anne, Ayşegül Özer, bana gönderdiği mektubunda
diyor ki: “3 bebeğimi düşük yaptım, sonunda sağlıklı doğan bebeğimle iki
buçuk yıldır Tokat Cezaevindeyim. Bebeğim yürümeyi avluda öğrendi. Ona resimler
çizdim, dışarıdaki hayatı öğrettim. Bana ‘Anne, toprak ne demek?’ diye
sorduğunda cevap veremedim. Coronadan dolayı aileme verdim ve görüş yasağı
olduğu için geri alamıyorum, bebeğime hasret doluyum.”
Yine bir başkası, bir mahpus yakını: “Haberlerde
coronadan dolayı sağlıkçılar çocuklarına sarılamıyor deniliyor. Çocuklarımız ne
görebiliyorlar ne sarılabiliyorlar. Yemin edebilirim ki benim oğlum dört yıldır
‘baba’ diye yastığa sarılıyor.”
Yine, bir başka mahpus yakını: “İki yıldır bu
yasayı bekliyordum. Eğer ki yasa bu hâliyle çıkarsa -dört yıldır eşim mahpus ve
artık dayanamıyorum- hayata nasıl tutunacağımı bilemeyeceğim artık.” Evet,
durum bu arkadaşlar. Yasa bu hâliyle çıkarsa vicdanlarınıza ne anlatacaksınız
bilemiyorum ama çok kötü şeyler olacak bu belli.
Bakın, Selçuk Kozağaçlı, Çağdaş Hukukçular Derneği
Genel Başkanı. Sadece avukatlık yaptığı için üç yıla yakındır ceza evinde, on
bir yıl ceza aldı. Dosyasına baksanız bomboş ve inanılmaz absürtlüklerle dolu.
Aranızda hukukçular var, en az 100 avukat var Meclisimizde. Bakın, ne var
biliyor musunuz? Müvekkiline: “Şu soruya cevap verme susma hakkını kullan.”
demiş, bu ve benzeri sözler suç olarak nitelendirilmiş ve ceza almış, sırf
avukatlık yaptığı için cezalandırıldı.
Yine, İdris Baluken… Sincan Cezaevinde, koğuşunda onu
ziyaret ettik İnsan Hakları Komisyonu üyeleri olarak. İdris Bey’e sorduk:
“İdris Bey, sana yapılan ihlaller var mı burada, nasıl durum?” İdris
Bey ne dedi biliyor musunuz? İşte, siz bu insanı terörist diye cezaevine
attınız. Bize aynen şunu dedi İdris Bey: “Ben burada bana yapılan
ihlalleri size anlatmaktan hayâ ederim. Memleketin bu kadar sorunu varken ben
kalkıp burada size şahsi sorunumu anlatamam, memleketin sorunlarını gelin
konuşalım.” Ve bu insanlara terörist diyorsunuz.
Bakın, büyük dramlar yaşanıyor, büyük vicdansızlıklar
yaşanıyor ve siz bunlara devam ediyorsunuz. Emrah Altındiş, ABD’de yaşayan bir
bilim insanı. Bundan yirmi altı gün önce -bugün değil bakın, sokağa çıkma
yasakları günlerinde değil- çok önemli bir söyleşi verdi ve söyleşisinde şunu
söyledi: “İktidar gereken önlemleri almıyor, bir tsunami geliyor ve Türkiye’de
en az üç ay bu salgın bitmeyecek. Bu en çok da cezaevlerini etkileyecek ve
kitlesel ölümler olabilir.” dedi. Bunu söyleyen çok ciddi bir bilim
insanı, bu konuyu ayrıntılı bir şekilde araştıran bir bilim insanı. Siz
zannediyorsunuz ki üç beş günde bitecek. Hayır, öyle değil. Cezaevlerini çok
büyük bir şekilde tehdit ediyor. Emrah Bey bunu söylüyor ama maalesef
dinlenmiyor.
Değerli arkadaşlar, bakın, ben size bu Paskalya
Bayramı’nda önemli bir mesaj sunacağım. Düşüncesinden dolayı mağdur edilen insanlar
adına bu Paskalya Bayramı’nda Hazreti İsa’nın bir sözünü size aktarmak isterim,
belki kulaklarınızda bir iz olur, yarın öbür gün o pişmanlıklarınız arasında bu
sözü hatırlarsınız. Hazreti İsa’nın sözünü ben kim adına söyleyeceğim? Bugünün
tüm konuşamayanları adına, tüm konuşturulmak istenmeyenler adına, düşüncesini
ifade edemeyenler adına söyleyeceğim Hazreti İsa’nın bu sözünü; dikkatle
dinleyin arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın sözlerinizi.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Hazreti İsa o
zorbalıkla dolu günlerde şunu söylüyordu: “Karanlıkta dile getirmekten
çekindiğiniz hakikat bir gün aydınlıkta işitilecek ve gizli mekânlarda
öğrendiğiniz bir inancı bir gün çatılardan haykıracaksınız ve insanlar buna
inanacak.” diyordu onu takip edenlere.
Değerli arkadaşlar, bakın, bunları biz kalbimizden
söylüyoruz. Ben ve arkadaşlarım sizi sanırım yeteri kadar uyardık ama bu çok
önemli konularda geri adım atmadınız, bunlar son derece hayati konulardır. Biz
vazifemizi yaptık, bundan sonrasında bu büyük veballer ve coronadan dolayı,
ölümlerden dolayı siz sorumlusunuz ve biz buna, size söylediğimize şahitlik
ediyoruz ve ben halkıma hem de Rabb’ime şahit ol diyorum, şahit ol Ya Rab,
şahit ol Ya Rab, şahit ol Ya Rab diyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
Yorumlar