10 Aralık 2021

MEDYAPORT

Bugün, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü. Yani İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 73. yıldönümü. Maalesef Türkiye bir 10 Aralık’a daha hak ihlallerinin tırmandığı, hak ve özgürlüklerin adeta ayaklar altında olduğu, kadınlara yönelik şiddeti önlemede bir kalkan olan İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldığı bir süreçte giriyor.

10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde Türkiye’de yaşanan hak ihlallerinin geldiği durumu, insan hakları savunucuları ile medyaport.net için konuştuk. İnsan hakları sözleşmelerinin ilk imzacılarının olunduğu zamanlardan İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılan bir ülke konumuna gelindiğine dikkat çeken İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, “Türkiye’deki siyasi iktidarın insan haklarına bakışı giderek araçsallaştı” dedi. HDP Kocaeli Milletvekili ve insan hakları savunucusu Ömer Faruk Gergerlioğlu ise “Cezaevi ihlallerini, kötü muameleleri, işkenceleri, gözaltındaki darpları, polis tarafından öldürüldüğü iddialarını araştırmamayı tercih eden bunları yok sayan yetkililer ile karşı karşıyayız” dedi. Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Yönetim Kurulu Üyesi Nihat Bulut da yaşanan ihlallere dikkat çekti.

2021 YILINDA HAK İHLALİ ŞİDDET ORTAMI İLE DERİNLEŞTİ

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 73. yıl dönümündeyiz.  İnsan hakları Evrensel Bildirgesi, 10 Aralık 1948 günü Fransa’nın başkenti Paris’te toplanan BM Genel Kurulu’nda kabul edilmesinin ardından 1950 yılı itibariyle “10 Aralık İnsan Hakları Günü” olarak ilan edildi. Türkiye ise Evrensel Bildirge’yi, 27 Mayıs 1949 tarihinde yürürlüğe koydu.

On yıllardır uygulamada olan bildirgeye rağmen Türkiye’de; barış, adalet, eşitlik, özgürlük, insan onurunun korunması ve bunların güvence altına alınması ihtiyacı her geçen gün artıyor. Demokrasi ve insan hakları kavramlarının işkence, suç ve cezasızlıkla kapatılmaya çalışıldığı koşullarda birçok hak ihlali yaşanıyor. Siyasal iktidarın ‘güvenlikçi’ politikaları, 2021 yılında yaşam hakkı ihlallerinin başlıca sebebini oluştururken devletin “önleme ve koruma” yükümlülüğünü de yerine getirmemesi şiddetin derinleşmesine yol açıyor.

‘BU YIL İNSAN HAKLARI YAŞAM VE SAVAŞA KARŞI BARIŞ HAKKINDAN ŞEKİLLENDİ’

İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, insan hakları konusunda ilk sözleşmeleri onaylayan ülkeden İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılan bir ülke konumuna gelindiğini ifade ederek, “Türkiye’deki siyasi iktidarın insan haklarına bakışı giderek araçsallaştı” dedi. Türkdoğan, 2021 yılının Covid-19 pandemisi nedeniyle yaşam hakkı ve savaşa karşı barış hakkı üzerinden şekillendiğini belirterek “Önlenebilir ölümler önlenmedi çok fazla sağlık emekçisi hayatını kaybetti. Özellikle Türkiye’nin son 6 yıldır içinde bulunduğu silahlı çatışma ortamı, iç barışını sağlayamaması ve uzatılmış bir OHAL rejimi ile karşı karşıya kalarak ağır insan hakları ihlalleri yaşıyoruz. Yargısız infazlar bitmedi. Sınır ötesi operasyonlarda yaşamını yitiren insan sayısı da oldukça arttı. Zırhlı araçların sebep olduğu yaşam hakkı ihlalleri 2021 yılında da devam etti” diye konuştu.

‘YUSUF BİLGE TUNÇ’UN AKIBETİ HAKKINDA 2 YILDAN FAZLADIR BİLGİ YOK’

Aile, eş, çocuk, özel hayat, gelecek ve ekonomik yaşantı ile tehdit edilmenin de bir işkence yöntemi olduğunu söyleyen Türkdoğan, “Uzun süreli kaçırılma vakaları kapsamında 2 yıldan fazladır Yusuf Bilge Tunç’un akıbeti hakkında hala bir bilgi yoktur. Bunun dışında gösteri ve müdahalede işkence ve kötü muamele yapılıyor hem de daha sonra bunu yapanlar gidip göstericileri şikayet ediyor. Göstericiler, direndiği için dava ediliyor, ama işkence görüp darp edilenlerin şikayeti davaya dönüşmüyor” diye hatırlattı.

‘OLUŞTURDUKLARI SİSTEM BİR TEK KENDİLERİNE DOKUNMUYOR’

Türkdoğan, bütün bu tablonun içinde siyasal iktidarın toplumun tüm kesimlerini ‘terörist’ ilan ederken kendilerinin ise demokrasi şöleni yaşattıkları söylemlerine atıf yaptı. Türkdoğan, “Kendileri iktidarda oldukları için oluşturdukları sistem onlara dokunmuyor. 12 Eylül Anayasası’nın üzerine parlamenter sistemden vazgeçip, tek kişi yönetimine dayalı otoriter bir yönetimi getirip, kuvvetler ayrılığını örseleyip, neredeyse kuvvetler birliğini yaratmanın övünülecek hiçbir tarafı yok” dedi.

Türkiye’nin 2018 yılından bu yana hem daha fazla otoriterleştiğini hem de ekonomisinin daha kötüye gitmeye başladığını vurgulayan Türkdoğan, “Kaldı ki aynı iktidar bozulan sistemi düzeltmek için sürekli reform paketleri açıklıyor. Demokrasi şöleni olan bir yerde reform paketleri açıklanır mı?” diyerek çelişkilere dikkat çekti. Türkdoğan, “Bu iktidar yoruldu, yıprandı. Bu ülkenin yeni bir siyasi iktidara ihtiyacı var. Demokrasi şölenini ancak yeni demokratik ve sivil bir anayasaya kavuştuğumuz zaman görürüz” dedi.

‘İNSAN HAKLARININ HAYATA GEÇİRİLMESİ İÇİN SAĞLIK ORTAMI GEREKLİ’

TİHV Yönetim Kurulu Üyesi Nihat Bulut da sağlığı, “fiziksel, ruhsal, sosyal ve siyasal olarak tam iyilik hali” olarak tanımladı. Bulut, “Bu ortamda toplumsal sağlık anlamında bir iyilik hali içerisinde değiliz. İnsan haklarının da hayata geçirilebilmesi ve korunması için bu sağlık ortamının acilen kurulması gerekiyor” diye hatırlattı.

‘İNSAN HAKLARI SAVUNUCUSU OLARAK BEN DE MUZDARİBİM’

HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, kendisinin de bir insan hakları savunucusu ve milletvekili olarak muzdarip olduğunu söyledi. Gergerlioğlu, “Ne meclis başkanlığı ne de bakanlıklar insan hakları ihlalleri konusunda yapılan çalışmalara cevap veriyor. Yine meclisin İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanlığı AKP ve MHP çoğunluğu ile insan hakları ihlallerini sümenaltı etme komisyonuna dönüşmüş durumda. Cezaevi ihlallerini, kötü muameleleri, işkenceleri, gözaltındaki darpları, polis tarafından öldürüldüğü iddialarını araştırmamayı tercih eden, bunları yok sayan yetkililer ile karşı karşıyayız” diye konuştu.

‘İNSAN HAKLARI GÜNÜNÜ HAK İHLALLERİ İLE ANMAK ZORUNDA KALIYORUZ’

Yasama, yürütme ve yargının vatandaşa karşı sorumsuz olduğunu dile getiren Gergerlioğlu, “Maalesef ki insan hakları günü artık Türkiye’de üzüntü ile artan hak ihlalleri ile anılıyor ve her geçen sene artarak devam ediyor. İşkenceler, kötü muameleler, çıplak aramalar, KHK’lilere yönelik soykırım muameleleri devam etmektedir” dedi.

Hak ihlalleri ve suçların üzerine gidilmesi gereken yerde İçişleri Bakanının meclisteki tavrından da örnek veren Gergerlioğlu, “Sedat Peker’in açıklamalarına cevap verilmediğini gördük. Kim olursa olsun isimsiz bir ihbar mektubundan bile hareket etmesi gereken savcıların hareket etmediği, İçişleri Bakanı’nın bu iddialara yanıt vermediği bir ülkede yaşıyoruz” diye konuştu.

HAK İHLALLERİ HER ALANDA KARŞIMIZA ÇIKIYOR

İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) verilerine göre 2021 yılının ilk 11 ayında yaşanan hak ihlallerinin bazıları şöyle;

Yaşam hakkı ihlalleri

  • Dur ihtarına uyulmadığı gerekçesiyle veya rastgele ateş açması sonucu 9 kişi yaşamını yitirdi, 23 kişi yaralandı.
  • .Silahlı çatışmalar sonucunda 119 kişi yaşamını yitirdi, 37 kişi yaralandı.
  • Güvenlik güçlerine ve veya resmi kurumlara ait araçların çarpması sonucu en az 4’ü çocuk 6 kişi yaşamını yitirdi, 6’sı çocuk 15 kişi ise yaralandı.
  • Mayın ve sahipsiz bomba patlaması sonucu 2’si çocuk 4 kişi yaşamını yitirdi, 1’i çocuk 5 kişi de yaralandı.
  • Irkçı ve nefret içerikli saldırılar sonucu 9 kişi yaşamını yitirdi. 10’u mülteci/yabancı olmak üzere 29 kişi yaralandı.
  • Hapishanelerde hastalık, intihar, şiddet, ihmal vb. çeşitli gerekçelerle en az 22 kişi yaşamını yitirdi. İşkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldığı iddiasıyla toplam 915 kişi başvuruda bulundu.

İşkence ve kötü muamele

  • İşkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldığı iddiasıyla toplam 915 kişi başvuru yaptı.
  • Resmi gözaltı yerlerinde en az 415 kişi işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldı.
  • 371 mahpus işkence ve kötü muamele gördüğüne dair şikayette bulundu.
  • Valilikler ve kaymakamlıklar tarafından 24 ilde ve 6 ilçede en kısası 5, en uzunu 30 gün olmak üzere 101 kez tüm eylem ve etkinlikler yasaklandı. En az 291 barışçıl toplantı ve gösteriye kolluk güçleri tarafından müdahale edildi, 88 etkinlik ise engellendi.
  • 16 zorla kaçırılmak olmak üzere 17 kişi kaçırıldı.

Cezaevlerinde

  • Hapishanelerde hastalık, intihar, şiddet, ihmal vb. çeşitli gerekçelerle en az 22 kişi yaşamını yitirdi. 6 mahpus ise yaralandı.
  • 10 Haziran 2020 tarihi itibariyle 604’ü ağır olmak üzere toplam 1605 hasta mahpus bulunuyor.
  • En az 9 mahpus Covid-19 nedeniyle yaşamanı yitirdi.

Düşünce ve ifade özgürlüğü

  • 59 gazeteci cezaevinde
  • En az 45 gazeteci gözaltına alındı, 2 gazeteci tutuklandı. 2 gazeteci adli kontrol, 1 gazeteci ise ev hapsi şartıyla serbest bırakıldı, yabancı uyruklu 1 gazeteci sınır dışı edildi.
  • 5 gazeteci tehdit edildi, 1 gazeteci alıkonuldu, 4 gazetecinin evlerine ve çalışma ofislerine baskın düzenlendi.
  • 1 gazeteci şüpheli bir biçimde ölü bulundu.
  • RTÜK tarafından 19 basın-yayın kuruluşuna 46 kez idari yaptırım, 3 kez program durdurma cezaları verildi. 2 gazeteye toplam 17 gün ilan kesme ve 20 bin 953 TL para cezası verildi.
  • En az 945 internet haberine, 133 içeriğe, 7 ayrı basın-yayın kuruluşuna ait 53 internet sitesine, en az 41 sosyal medya paylaşımına ve 5 sosyal medya hesabına erişim mahkeme kararlarıyla engellendi.
  • Cumhurbaşkanı’na hakaret iddiasıyla gözaltına alınan 1’i çocuk 14 kişiden 7’si tutuklandı, 1 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Toplanma ve gösteri özgürlüğü

  • En az 291 barışçıl toplantı ve gösteriye kolluk güçleri tarafından müdahale edildi, 88 etkinlik ise engellendi. Bu müdahaleler sonucunda 28’i çocuk olmak üzere 3540 kişi işkence ve kötü muamele niteliğindeki uygulamalar ile gözaltına alındı, en az 45 kişi yaralandı.
  • Öğrenciler tarafından yapılan 57 barışçıl toplantı ve gösteriye müdahale edildi, 6 toplantı engellendi. 1088 kişi gözaltına alındı, 13 kişi tutuklandı. En az 15 kişi yaralandı. 93 kişi adli kontrol, 19 kişi ev hapsi şartıyla serbest bırakıldı.
  • Ekonomik krizle ilgili 17 toplantı ve gösteriye müdahale edildi, 131 kişi gözaltına alındı.

Kadına yönelik şiddet sorunu

  • 22 barışçıl toplantı ve gösteriye kolluk güçleri tarafından müdahale edildi, 8 toplantı ve etkinlik engellendi.
  • Müdahaleler sonucunda en az 191 kişi gözaltına alındı, 4 kişi yaralandı.
  • En az 2 kişi çıplak aramaya, 1 kişi tecavüz tehdidine, 1 kişi tacize maruz kaldı.

Çocuk hakları

İşkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldığı iddiasıyla toplam 62 çocuk başvuruda bulundu.

Yorumlar