11 Şubat 2022

Mezopotamya – Berivan Altan

Erdoğan’ın “Başaramadık” dediği Garê operasyonu üzerinden bir yıl geçti. O gün operasyona tepki gösterdiği için hedefe konularak vekilliği düşürülen HDP’li Gergerlioğlu, “Böyle olmadan bir çözüm bulunabilirdi” dedi. AKP döneminde en uzun Milli Güvenlik Kurulu (MGK) olarak tarihe geçen 30 Ekim 2014’teki toplantıda “Çöktürme Planı” kapsamında tasfiye süreci devreye konuldu. Kürt siyasetine yönelik operasyonlar, baskılar, sınır ötesi operasyonlar, hava harekatları, İHA-SİHA saldırılarıyla geçen 7 yılda gelinen nokta ekonomik, siyasal ve toplumsal krizler oldu. Toplumda yükselen itirazları güvenlikçi politikalarla konsolide etmeye çalışan iktidar, geçtiğimiz yıl 10 Şubat 2021 yılında daha önce alıkonulan asker, polis ve MİT üyelerinin tutulduğu Garê’ye yönelik operasyon gerçekleştirdi. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 8 Şubat 2021 tarihinde iki gün sonra bir “müjde” açıklayacağını söylediği meselenin de Garê operasyonu olduğu sonradan ortaya çıktı. Gece hava saldırısı ve helikopterden indirmeyle başlayan operasyon sırasında 2015’ten bu yana alıkonulan 13 asker ve polisin, operasyonun 4’üncü günü olan 14 Şubat 2021 tarihinde yaşamını yitirdiği duyuruldu. Açıklamayı, operasyonun koordinesini yürüten Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Savunma Bakanlığı yerine Malatya Valiliği yaptı. Malatya Valisi Aydın Baruş, TSK’nin 10 Şubat’ta Federe Kürdistan Bölgesi’nde bulunan Garê bölgesine yönelik operasyonda yaşamını yitiren aralarında asker ve polislerin bulunduğu 10 kişinin kimliklerini açıkladı. Yapılan otopsi işlemleri sonrası 10 kişinin kimlik bilgilerini açıklayan Baruş, 3 kişinin otopsi işlemlerinin devam ettiğini söyledi. Ardından Savunma Bakanı Hulusi Akar da operasyona dair yaptığı açıklamada, 3 askerin yaşamını yitirdiği, 3’ünün de yaralandığını kaydederek, “Kontrol altına alınan mağarada yapılan aramalarda alıkonulan 13 vatandaşımızın naaşlarına ulaşılmıştır” diye belirtti. 

HEWLÊR’DEN KOORDİNE EDİLDİ 

Operasyonun Federe Kürdistan Bölgesi’nin Hewlêr kentine bağlı Selahaddin beldesinde bulunan KDP’ye ait Mesif alanından koordine edildiği ortaya çıkmıştı. Koordine merkezinde daha önce yapılan 5 aşamalı ortak harekat planının devreye konulduğu, Garê bölgesinde başarılı olunursa, operasyonun Kandil’e kadar uzanacağı kaydedilmişti. Söz konusu aşamalar şöyleydi: “Birinci aşama, Şêxan, Etruş, Bergarê ve Akrê bölgelerine girmek; 2’nci aşama, Zinî Wertê, Sidekan bölgesi; 3’üncü aşama, Bamerne, Amediye ve Barzan bölgesi; 4’üncü aşama, Behdinan-Kandil hattını birbirinden koparma ve son aşama olarak Garê bölgesini tümden kuşatma.” Operasyonda aynı zamanda Halk Savunma Güçleri’nin (HPG) komuta merkezinin de tasfiye edilmesi hedeflenmişti. Yine Garê operasyonunda sonuç alınsaydı tüm Federe Kürdistan Bölgesi’nin Türkiye’nin kontrolü altına alınması hesapları yapılmıştı. 

MUHALEFETİ PEŞİNE DİZEMEDİ 

Üzerinden bir yıl geçen Garê operasyonunda iktidarın “terör-güvenlik” politikasına sıkıştırılma oyunu bu sefer de tutmadı. Muhalefet, iktidarın “terör” üzerinden dizaynına karşı operasyonun başarısızlığını yüksek sesle dile getirerek, iktidarın hesap vermesi gerektiğini söyledi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Garê operasyonunda yaşamını yitiren 13 asker ve polisin sağ kurtarılması için adımların atılmadığını belirterek, “İktidarın çok açık ve ağır bir siyasi sorumluluğu var. Bunun hesabını vermek zorundadır” açıklamasında bulundu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın Garê’de 13 kişinin ölümünün ardından yaptığı açıklamalara karşın “Vatan evlatlarını kurtarmak için 2015 tarihinden bu yana Cumhurbaşkanı olarak ne yaptınız” diye sordu. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Bu işte siyasettin parmağı var mı yok mu? Bilmek isteriz. Siz şehit anasını kongreye bağlayıp felaketten siyaset devşirme peşinde koşabilirsiniz, biz koşamayız” dedi. 

ERDOĞAN: BAŞARAMADIK 

Muhalefetten gelen tepki üzerine Garê’ye dair suskunluğunu bozan Tayyip Erdoğan, 15 Şubat’ta partisinin Rize, Aksaray, Eskişehir ve Konya kongrelerinde yaptığı konuşmada, operasyon için “Gel gör ki başaramadık” ittirafında bulundu.  MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 16 Şubat’taki partisinin Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada, muhalefeti hedef alarak, “Bundan sonra terörle mücadele stratejisi bakımından Gare öncesi ve sonrası inanıyorum ki aynı olmayacaktır. Bu sefer ateş sadece düştüğünü yakmayacak, PKK’nın yanında yöresinde saf tutan kim varsa çembere alıp tepeden tırnağa tutuşturulacaktır” dedi.   

HDP HEDEF ALINDI 

PKK’nin elinde tutulan ve yıllarca başlarına bir şey gelmeyen polis ve askerlerin ölümüyle sonuçlanan operasyona HDP milletvekilleri Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Hüda Kaya tepki gösterdi. İktidar ise başarısızlığın faturasını muhalefete kesmeye, muhalefeti kriminalize etmeyle kapatmak istedi. Operasyon sonuçlarına tepki gösteren HDP’li milletvekillerine jet hızıyla soruşturma açıldı. HDP’li Gergerlioğlu’nun Yargıtay’daki cezası hızla onanarak, vekilliği düşürüldü. 

SOYLU HEDEF ALDI 

Göreve geldiği günden bu yana PKK’yi bitirme sözü veren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Garê operasyonu sonrası Meclis Genel Kurulu’nda 16 Şubat’ta, “Aileler ile hiç temas kurulmadığı söyleniyor. Cumhurbaşkanımızla görüştüler. Cumhurbaşkanı bana talimat verdi, getirsinler sınıra hiçbir şey olmadan alacağız. İnsan Hakları Derneği, bu derneği PKK’lılar ele geçirdi. HDP MYK’nin, İHD’nin, PKK’nın yayınladığı bildiriler birbirleriyle örtüşüyor. Üçü de şunu diyor: Devlet de PKK da sorumludur.  Bizi dünyaya karşı aileleri istismar ederek alileler karşı sorumlu ilan ediyorsunuz. Biz devletiz. Neyin ne zaman yapıldığını hepimiz biliyoruz. O İHD denilen dernek, PKK’nın katlettikleri için bir tane söz söyledi mi? Devlet burada üstüne düşen her şeyi yapmıştır. Hiçbir kapıyı kapatmadılar. Defalarca her türlü imkan ortaya konulmuştur” şeklindeki konuşmasıyla, duruma tepki gösterenleri hedef aldı. TSK tarafından 41 uçakla bombalanan Garê’ye dair 13’ü esir 16 askerin yaşamını yitirdiği mağaranın görüntüleri ilerleyen günlerde yayınlandı. Fırat Haber Ajansı’nın (ANF) yayınlandığı haberde, askerlerin “infaz edildiği” belirtilen mağaranın giriş kısmının yerle bir edildiği, büyük çukurların oluştuğu, TSK’ye ait çok sayıda lojistik, yiyecek, sağlık malzemesinin yanı sıra gaz maskelerin bulunduğuna dair görüntüler ortaya çıktı. 

İHD HEDEFTE 

Yankıları süren Garê operasyonun yaratılamayan zaferin sonuçlarının bedeli ise insan hakları savunucularına ödetilmeye çalışıldı. Meclis Genel Kurulu’nda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından hedef alınan İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan gözaltına alındı. Türkdoğan hakkında operasyonun üzerinden 11 ay geçmesi ardından da iddianame hazırlanarak, “örgüt üyesi” olmak suçlaması yöneltildi. 

ZORLANMA İTİRAFI 

Garê sonrasında operasyonlarını sürdüren iktidar 23 Nisan’da Federe Kürdistan sınırında bulunan Metina, Avaşîn ve Zap bölgesine yönelik geniş kapsamlı operasyon başlattı. Metina, Avaşîn ve Zap bölgesinde başlatılan operasyonun 11’inci günü olan 3 Mayıs 2021 tarihinde Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın, “Dağlar, yamaçlar, inmesi binmesi çok zor. Helikopterler yere teker koyamıyorlar. Bugüne kadarki mücadelede yapılması gerekenin hepsi yapıldı. Hava hücum harekatlarında helikopterlerimiz 300-500 sorti yaptı. Maalesef dost bildiğimiz bazı ülkeler PKK’ya füzeler verdiler. Dolayısıyla bunların her biri bizim için büyük bir tehlike, büyük bir risk” ifadeleriyle ne kadar zorlandıklarını itiraf etti. 

KİMYASAL DEVREYE KONULDU 

KDP desteği ve istihbaratıyla yürütülen operasyonlarda “helikopterlerin teker indiremediği” itirafında bulunan Türkiye’nin kimyasal silah kullandığına dair iddialar ortaya çıktı. Kimyasal silah kulllanımı daha sonraki operasyonlarda da gündeme geldi. Garê’den sonra Ermeni Soykırımı’nın yıldönümü olan 23 Nisan’ı 24 Nisan’a bağlayan gece Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine eş zamanlı karadan ve havadan operasyon başlatıldı. Bu operasyonların üzerinden yaklaşık bir yıl geçmesine rağmen hala sonuç alınamadı ve TSK askerleri operasyonun ilk gününde indirme yaptığı yerlerden ileri tek adım atamadı; bazı bölgelerden de çekilmek zorunda kaldı.  Bölgeden ve Avrupa’dan insan hakları savunucuları tarafından kimyasal silahların tespit edilmesine yönelik çağrılar yapıldı. Bölgede bulunan sivil toplum örgütleri, insan hakları savunucularının çalışması kapsamında operasyonlar sırasında 323 kez kimyasal silah kullanıldığı ve bunlar içerisinde 6 farklı kimyasal silah gazı tespit edildi. Kürt Ulusal Kongresi (KNK), elde edilen bilgi ve bulguları raporlaştırarak, uluslararası kurum ve kuruluşlara gönderdi. KNK Eşbaşkanı Ahmet Karamus ajansımıza verdiği röportajda, “Kanimasî, Avaşîn ve Metîna bölgelerinde havadan ve karadan yapılan saldırılarda, 323 kez kimyasal silah kullanıldı. Bazı uluslararası kuruluşlar bu alanlara giderek incelemelerde bulundu” dedi. Karamus aralarında Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün (OPCW) de bulunduğu 40 ülkeye hazırladıkları raporları gönderdiklerini söyledi. Karamus, Türkiye’nin Hollanda’nın Lahey (Den Haag) kentinde bulunan Adalet Divanı’nda yargılanması için başvuruda bulundukları bilgisini de paylaştı.  

MUHALEFETTE TUTUM DEĞİŞTİ  

Garê operasyonuyla iktidarın kendi bekası için yürütülen operasyonlarda bir başka dönüm noktasına da neden oldu. Her dönem iktidara yönelik tüm eleştirilerine karşın sınır ötesi operasyonlarda “terör” söylemi arkasında sıralanan muhalefet bu defa Suriye ve Irak tezkerelerinin iki yıl uzatılması meselesinde bir kez daha oyuna gelmedi. Her ne kadar bir bütünen muhalefette iktidarın bu politikasına karşı çıkış yakalanmasa da CHP, 2021 yılında getirilmek istenen tezkerelere hayır oyu kullandı. 

DAİŞ’TEN SONRA HAVA SALDIRISI  

AKP, iktidarını devam ettirmek ve Kürt sorununda çözümsüzlükten beslenmesini bugünde sınır ötesi operasyonlar, hava saldırılarıyla sürdürüyor. Hesekê’de DAİŞ’in Sinaa Cezaevi’ne yönelik saldırı düzenlenirken, DAİŞ saldırısının püskürtüldüğünün açıklandığı gece 1 Şubat 2022 tarihinde Kuzey ve Doğu Suriye’de bulunan Dêrik, Federe Kürdistan’da bulunan Şengal ve Mahmur Kampı’na yönelik hava saldırısı düzenlendi. Bölgede sürdürülen hava saldırılarının PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın uluslararası komployla Türkiye’ye getirildiği 15 Şubat’ın yıldönümüne denk getirilmesi dikkat çekti. 

ÖCALAN’IN 23 YIL ÖNCEKİ TESPİTİ   

Operasyonun olduğu gün Federe Kürdistan Bölgesi Başkanı Nêçirvan Barzani’nin Ankara’da AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile bir araya gelmesi de PKK Lideri Öcalan’ın 30 Aralık 1999 tarihli görüşmede, KDP Genel Başkanı Mesut Barzani ile ilgili “KDP’nin ticareti çok çirkin. Türkiye’den para alıyorlar. Geçmişte de böyleydi. Bize gelip ‘Burada kalın’ diyorlardı. Türkiye’ye gidip, ‘Biz bu kadar PKK’liyi öldüreceğiz’ diye para istiyorlardı. Bizi Türkiye’ye, Türkiye’yi bize satıyorlardı. Bu oyun hala devam ediyor. Biz bu oyunu bozalım diyoruz” sözlerini hatırlattı. Garê operasyonu sonucunda asker ve polislerin yaşamını yitirmesine karşı iktidarın hesap vermesi gerektiğini dile getirdiği için vekilliği düşürülen, cezaevine konulan ve uğradığı haksızlık sonrası yeniden vekilliğini kazanan HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu, Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu. 

‘ELİMİZDEN GELENİ YAPTIK’ 

Garê operasyonunda yaşamını yitiren askerlerin serbest bırakılması için çözüm peşinde koştuklarını hatırlatan Gergerlioğlu, “Askerlerin aileleri partimize, bana başvurdu. Elimizden gelen her şeyi yapmaya çalıştık. Bu sıkıntının bitmesi, askerlerin ailelerine kavuşmaları için mücadele ettik. Elimizden geldiği kadar gündeme getirsek de maalesef askerlerin ölümü ile neticelendi. Böyle olmadan bir çözüm de bulunabilirdi. Daha önce birçok kez esir alınan askerler başlarına bir şey gelmeden ailelerine kavuştu. Yaşamını yitiren askerler için de bu yapılabilirdi” diye konuştu. 

‘ÇÖZÜM PEŞİNDEYİZ’ 

Parti olarak Kürt sorununun barış ve insan haklarının sağlanmasıyla çözüleceğine inandıklarını aktaran Gergerlioğlu, “Bu topraklarda hiçbir dini kesim, etnik topluluk üzülmesin, anneler ağlamasın, çocuklar gençler ölmesin istiyoruz. Çözümün sağlanması yolunda adımlar atmak mümkündür. Ölen geri gelmiyor ancak barış sağlanabilir. Barışın sağlanması hala mümkün. Barışın yolu hala bulunabilir, bunun için hepimizin gayret etmesi gerekiyor. Daha fazla anneler, babalar ağlamasın, canlar gitmesin istiyoruz. Bu topraklarda barış, huzur ve kardeşlikle yaşayalım istiyoruz. Biz siyaset alanında çözüm peşindeyiz. Tüm bunlara rağmen barıştan kesmediğimiz bir ümidimiz var” ifadelerini kullandı.

Yorumlar