Türkiye’de cezaevlerinin sayısı artarken, hak ihlalleri de had safhaya ulaştı. HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, konuyla ilgili bir basın toplantısı düzenleyerek hasta tutuklular, içerideki bebekler ve anne-baba tutuklularla ilgili açıklamalarda bulundu.

BOLD- Cezaevlerindeki hak ihlallerini sürekli gündeme getiren HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu 12 Nisan’da bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda kendisine ulaşan tutuklu yakınlarının verdiği bilgileri paylaşan Gergerlioğlu, mazbataları verilmeyen KHK’lı belediye başkanlarını, MİT’in kaçırdığı 6 kişi; Yasin Ugan, Özgür Kaya, Erkan Irmak, Mustafa Yılmaz, Gökhan Türkmen, Salim Zeybek’i, cezaevlerinde devam eden açlık grevlerini, tecrit uygulamalarını da hatırlattı.

Türkiye’de 291 kapalı ceza infaz kurumu, 70 müstakil açık ceza infaz kurumu, 3 çocuk eğitimevi, 8 kadın kapalı, 5 kadın açık, 7 çocuk kapalı ceza infaz kurumu olmak üzere toplam 384 cezaevi bulunuyor. Bunlara ek olarak Adalet Bakanlığı, ‘hükümlü ve tutuklu sayısındaki öngörülemeyen artış’ nedeniyle 5 yıl içerisinde 193 yeni cezaevi yapımının planlandığını mart ayı sonunda açıklamıştı.

Ömer Faruk Gergerlioğlu, “Cezaevlerinde ceza içinde ceza çektiriliyor. Artık son bulsun bu haksızlıklar. Hakim ve savcılar insanları nereye gönderdiklerini hiç görüyorlar mı acaba? Anne babası tutuklu bulunan çocukların üzerinde kalıcı travmalar oluştu. Engelli ve hasta tutuklular cezaevlerinde ölüme terk ediliyor. 28 kişilik koğuşta 70 kişi kalıyorlar. İnanılmaz sayılar bunlar. Hepimiz insanız, bir insan bir insana bunu yapmamalı. Tuvaletler bile dolu. Cezaevleri patlama noktasında, kimsenin senin kulak astığı yok. İnsan Hakları Komisyonu’nun umrunda değil. Cezaevleri Alt Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman’ın da umrunda değil. Aylardır tek bir cezaevi ziyareti yapılmıyor.” dedi.

GERGERLİOĞLU’NUN VERDİĞİ BİLGİYE CEZAEVLERİNDEKİ BAZI HAK İHLALLERİ

  • Fatma ve İhsan Şanlı, karı koca tutuklu, iki çocukları var. 14 aydır bu iki çocuk anne ve babasından uzak.
  • Ali Akgün ve Gönük Akgün tutuklu. 4 yaşındaki çocuklarının psikoloji çok kötü. Yakınları çocuğa bakmaya çalışıyor.
  • Giresun Cezaevi: 36 kişilik koğuşun açık görüşündeki yoğunlukta çocuklar, yaşlılar eziliyor. Görevliler tarafından bir azarlanma ile karşılaşıyoruz. Her ay ayrı bir düzenle karşılaşıyoruz. Sebep olarak adli suçlardakilerin kaçma planları gösteriliyor. Aslında kendi problemlerinin suçunu bize ödetiyorlar. Mahkeme günleri elleri kelepçeli nezarette bekletiliyorlar, sebebi ise yeni kanun deniliyor, Oruçlu olanlara su bile verilmiyor namaz kılmak için bile kelepçeleri açılmıyor.
  • Diyarbakır T Tipi Cezaevi: Cezaevlerinde su yok, odalarda kalorifer çalıştırılmıyor. Sıcak su yok. İnsanlar yerde yatırılıyor. 8 kişilik koğuşlarda 25 kişi yatıyor. Yemek az kahvaltı yine öyle az.
  • Çorum L Tipi Cezaevi: Koğuşlar 43 kişi. Kantin pahalılığı başını alıp gitmiş durumda. 10 kişi yerde yatıyor.
  • Sincan Cezaevi: 28 kişilik koğuşta 70 kişi kalıyor.
  • Kayseri Bünyan 1 Nolu T Tipi CİK’da müdür değişikliğinden sonra sıkıntılar had safhada. Bayan ziyaretçiler arama esnasında çok sıkıntı yaşıyor. Taciz iddiaları var. Açık görüşe tutuklular ikram diye getirdikleri yiyecek içecek fazlası çöpe atılıyor.
  • Sivas Cezaevi: Açık görüş süresi aramalardan dolayı çok kısa tutuluyor. 40 dk olması gerekirken 20-25 dk oluyor. Bakın insanlar çok uzak yollardan geliyor ve işte girerken çıkarken geçen vakitten dolayı 40 dk yerine 20 dk orada ziyaret edebiliyor yakınını.
  • Düzce Cezaevi: 3 kişilik koğuşta 28 metre kare de 14 kişi kalıyor.
  • Ümraniye Cezaevi: İki katlı ranzaların üstüne 3. kat çıkmış durumda tavan ile bitişik uyuyanlar var.
  • Silivri Cezaevi: 28 kişilik koğuşlarda 52 kişi kalıyorlar. Adım atacak yer yok, mescit ve tuvaletler bile dolu.
  • Sakarya Geyve Açık Cezaevi: 56 kişilik 170 kişi var.
  • Samsun Cezaevi: 35 metrekarelik yatakhanede 42 kişi kalıyor.
  • Manisa T Tipi Cezaevi: Yemekler yenmiyor, kadın üst aramalarında işkence yapılıyor. 15 kişilik koğuşta 18 kişi kalınıyor. Ekmek çok az sınırlı miktarda veriliyor. Neredeyse bir haftadır 18 saatlik su kesintileri yaşanıyor. Temel ihtiyaçlar alınamıyor. Yumurta, peynir, peçete elimizde yok diye satış yapılmıyor. Gardiyanlarda ciddi sıkıntılar var. Tutuklulara psikolojik olarak kötü muamelede bulunuyorlar.
  • Kitap verilmesi konusunda güvenlik gerekçesi gösterilerek cezaevleri çok ihlallere imza atıyor. Mesela Sincan 1 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde koğuştakiler topluca ingilizce çalışıyorlar. Gardiyanlar bunları görüyor topluca çalışmanın yasak olduğunu söylüyor kitapları topluyor, kaynakları topluyorlar, alıp götürüyorlar, keyfi yasaklar…
  • Kandıra Cezaevi: Koğuşlar çok dolu, 28 kişilik koğuşlarda 40 kişi kalıyorlar.
  • Amasya E Tipi Cezaevi: Açık görüşler ayda birden 2 ayda bire çıkarılmış. Adlilere her ay açık görüş var, siyasilere iki ayda bir var. İnsanlar eşya götürüyorlar, kullanılmış eşya almıyoruz illa mağazadan getireceksiniz deniliyor.
    İnsanlar işsiz. Bakın 2.5 yıldır işsiziz üstüne iki çocukla karnımızı zor doyururken mağazadan yeni eşyayı nasıl alalım niye kullanılmışı kabul etmiyorlar.
  • Hatice Erol Konya Ereğli Cezaevinde. Ağır epilepsi hastası. Tedavisini düzgün olamıyor. Hastalık gittikçe kötüleşiyor. Koğuşta geçirdiği nöbetleri ispatlayamıyor. Sağlık kurullarında belgeleyemeyince tahliye olamıyor. Hatice Erol’un bir an önce noroloji muayenesinin yapılması gerekiyor.
  • Nagihan ve Cihan Bayrak sabah erken saatte evlerinden alındı ve tutuklandılar. Ordu’da cezaevindeler. Geride 4 ve 5 yaşlarında 2 kız cocugu kaldı.
  • Sevinç Usanmaz hasta bebeği Avşin’le Mardin Cezaevi’nde tutuklu. Çocukta hemanjiyon var. Doğuştan tedavi edilirse geçecek, tedavi edilmezse hayat boyu kız çocuğunun yüzünde bu izlere kalacak. Bu çocuğun neye ihtiyacı var: “Kapalı ortam, düzensiz ışık ve eksik gün ışığı sağlığını tehdit ediyor ve iyileşemiyor. 1 yıl ile 15 ay arasında hastalığı temizleyebiliriz” demiş doktorlar. Tahliye edilirse düzelebilir ancak tahliye edilmiyor. İnfaz hakimliği tahliyeyi reddetmiş.
  • Karı-koca tutuklu Meryem Şenocak. 2 yaşındaki kızı sürekli hastalanıyor.
  • Cezaevinde bulunan Gültekin Ayyıldız, eşini kanserden kaybetmiş, annesi de vefat etmiş. Babası yaşlı ve yatalak durumda. 2 çocuğu ortada kaldı.
  • Yusuf ve Fatma Çetin Antalya E Tipi Cezaevi’nde tutuklu. 3 ve 7 yaşlarında 2 çocukları var. Anneanne bakıyor. Çocuklar, zil sesinden, polisten, elektrik süpürgesinden korkuyorlar. Anne babamızı polisler aldı götürdü, anne babamız artık yok diyerek her gün ağlayan çocuklar bunlar maalesef.
  • Elazığ Cezaevi’nde tutuklu bulunan hamile, doğum zamanı geliyor hastaneye kaldırılıyor, 2 gün doğum sancısı çekerken elleri yatağa kelepçeli bir halde tutuluyor. Doktor diyor ki ne yapıyorsunuz bu kadının kelepçesini çıkarın nereye kaçacak bu kadın ne olacak. ‘Hayır çıkartamayız’ deniliyor.
  • Mehmet Emin Özkan Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde hasta bir tutuklu. 81 yaşında ve % 87 cezaevinde kalamaz raporu var.
  • Malatya Cezaevi’nde bulunan Yusuf Akkuş akli melekelerini kullanamayan, 5 dakika öncesini unutup ne yapması gerektiğini bilmeyen yüzde 70 özürlü.
  • Tutuklu Nezihe Diken 2 yaşında bir çocuğu var. Hasta anneannesi bakıyor.
  • Hakan Er, Fatma Er anne baba uzun yıllar cezalar aldılar. Anne 8 yıl, baba ise 12 yıl. 3 çocuk yıllarca anne babasız kalacaklar.

Medyabold

Yorumlar