27 Ocak 2021
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU
(Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben, bir İnsan Hakları
İnceleme Komisyonu üyesi olarak bugün size ne yazık ki yine kaçırılmalardan,
işkencelerden bahsedeceğim.
Bana Cumhur İttifakı vekilleri diyor ki: “Ha bire
niye kaçırılmalardan bahsediyorsun, anlatıyorsun.” Ee sürekli devam
ediyorsunuz, bitirmiyorsunuz ki. Apaçık olaylar hakkında bir açıklama
yapmıyorsunuz.
Bakın, daha yedi gün önce kaçırılan bir insan vardı.
Sanırım tüm Meclis bunu öğrenmiştir. Gökhan Güneş, İstanbul’da kaçırıldı. 20
Ocakta iş yerinin önünde 4-5 kişi üzerine atladı, zorla arabaya bindirilmeye
çalışıldı, binmek istemedi, şok aletiyle bindirdiler. Bütün bunlar kamera
görüntüleriyle sabit daha sonrasını bilemiyoruz, sonrasını Gökhan Güneş
anlattı; bir yere götürmüşler, ıslatmışlar, çırılçıplak soymuşlar, elektrik
vermişler, kaba dayak ve mezar denilen bir yerde ayakta ve gözleri bağlı bir
şekilde altı gün boyunca tutuluyor ve “Bizimle iş birliği yap.”
deniyor. Gökhan Güneş: “Siz kimsiniz, istihbaratçı mı?” “Hayır,
görünmeyenlerdeniz” diyorlar. Kimmiş bu görünmeyenler arkadaşlar? Aslında
çok iyi görünüyorlar biliyor musunuz ama görmek istemeyen, göstermek istemeyen
bir iktidar var karşımızda.
Bitmedi, OHAL döneminde tespit ettiğimiz kaçırılan,
aylarca işkence edilen en az 32 vaka var. Ciddiyetle takip ediyorum bunları ve
hiçbir bakanlık bize cevap vermiyor.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) – Fotoğraf gösteriyor,
işkence anlatıyor…
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Bakın, 29 Aralık
günü Ankara’da kaçırıldı. “Akşama Kocaeli’ne geliyorum” dedi Hüseyin
Galip Küçüközyiğit -eski Başbakanlık çalışanı, KHK’li bir kişi- ve Kocaeli’ne
varamadı, bir aydır ortada yok. Savcılığa koşturdu kızı, savcılık araştırmıyor,
savcı atanmıyor. On sekiz gün boyunca savcı atanmadı. Ya yaşam hakkı kardeşim,
yaşam hakkı. Bir insanın en önemli hakkı yaşam hakkıdır ama savcı on sekiz gün
boyunca atanmıyor. Sonra ne mi oluyor? HTS kamera kayıt araştırması hâlen
yapılmıyor, kızı iş yeri kamerasından bir görüntü tespit ediyor. Kamerada 3
kişi Hüseyin Galip Küçüközyiğit’i takip ediyor ve sonra bu kişi yok. Ne
olmuştur? Belli ki kaçırılmış, bir aydır yok.
Bitmedi, Yusuf Bilge Tunç -inanılmaz bir şey- dünyaya
karşı bizi utanç içinde bırakan bir vaka. 1,5 yıldır kayıp bu insan, 6 Ağustos
2019’da kaçırıldı, beş yüz kırk gündür kayıp; ne ölüsü var ne dirisi. Hiç kimse
bir açıklama yapmıyor.
Hürmüz Diril, Süryani bir vatandaşımız, eşi ölü olarak
bulundu, kendisinden bir haber verilmiyor.
Mehmet Bal, Batmanlı bir vatandaşımız İstanbul’da
kaçırıldı, hiçbir araştırma yok.
Gülistan Doku, aylardır yok ve ciddi bir araştırma yok,
bulunamıyor.
İşte, bütün bunlardan sonra biz ne yapıyoruz? Görüyoruz
ki karakol ve savcılıklara gidiyor bu insanlar, kimse yüzlerine bakmıyor.
Bahtiyar Fırat kaçırılmıştı İstanbul’da, kırk beş gün
sonra aniden İstanbul Emniyet Müdürlüğünde ortaya çıktı, ben takip ediyorum.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü resmî bir açıklama yapmadı, kırk beş gün sonra
bitkin, perişan, işkence edilmiş bir hâlde bulundu ve eşi öncesinde savcılığa
sormuştu, Gaziosmanpaşa Savcısı demişti ki: “Onu MİT almış, biz o işe
karışmıyoruz.” Kırk beş gün boyunca cevap vermedi.
Şu bahsettiğim 32 kaçırılan insanın Ankara Emniyet
Müdürlüğünde ortaya çıktıktan sonra yargılandığı yer neresi biliyor musunuz?
MİT mahkemelerine bakmakla, sadece bu mahkemelere bakmakla mükellef Ankara
34’üncü Ağır Ceza Mahkemesi; başka bir yerde yargılanmıyor bu insanlar,
bulundukları zaman orada yargılanıyorlar.
Ben bunu İçişleri Bakanlığına soruyorum, tüm bu
vakaları sordum, cevap yok. Hiçbirinde cevap yok. Bakın Gökhan Güneş çıktı,
bütün bunları anlattı, işkenceleri anlattı; korkmadan anlattı, İçişleri Bakanlığı
kaç gündür tek bir açıklama yapmıyor. Ya, bu ülkede İçişleri Bakanlığı yok mu?
Hangi işlere bakıyor bu Bakanlık ya?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayalım.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Çıplak aramaları,
işkenceleri, kaçırılmaları söylediğimiz zaman bize “Terörist” demeye
çalışan bir İçişleri Bakanlığı mı var? İşine baksın İçişleri Bakanlığı.
Şimdi, bakın, biz daha sonra Cumhurbaşkanlığı makamına
gidiyoruz, yazılı ve sözlü soruyoruz cevap vermemeye çalışıyorlar, Fuat Oktay
bana diyor ki geçen bütçe görüşmelerinde “Türkiye’de insan kaçırma diye
bir suç olmamıştır.” Kasım ayında söylemişti, üstüne 2 kişi daha
kaçırıldı. Her yıl ben ona söylüyorum ki “Böyle bir suç yoktur.”
dedikten sonra iki üç kişi daha kaçırılıyor diyorum. Peki, Meclisin bir İnsan
Haklarını İnceleme Komisyonu var, oraya gidiyoruz, oraya bu vakaları
götürüyorum, incelemiyor. Alt komisyon kurun diyorum, incelemiyor. Tek tek
vakaları götürüyorum, incelemiyor. Bu ülkenin TİHEK denen İnsan Hakları ve
Eşitlik Kurumu var, o incelemiyor. Ombudsmanlık var, incelemiyor. Ya, niçin var
bu kuruluşlar? Allah aşkına burası hukuk devleti değil mi?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Değil.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Bu devlet millet
için değil mi?
ORHAN SÜMER (Adana) – Değil.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Anayasa diye bir
şey yok mu? Nasıl bir ülke burası?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Yok.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Çıplak arama
konusunu gündeme getirdik, bize “yalancı, terörist” dediler, ardından
Uşak Emniyet Müdürlüğündeki genç öğrenciler suç duyurusunda bulundu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Anayasa Mahkemesi
savcılığa eksik soruşturma yaptığı için hak ihlali kararı verdi. Boğaziçi
Üniversitesi öğrencilerine çıplak arama yapıldı.
Selamlamak istiyorum.
BAŞKAN – Peki, selamlayın.
ZÜLFÜ TOLGA AĞAR (Elazığ) – Gördün mü Boğaziçi’ndeki
çıplak aramayı?
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Ve daha sonra, bakın,
bana her gün cezaevlerinden mektup geliyor, her kesimden insandan geliyor.
Bugün daha biraz evvel Mezopotamya Ajansı muhabiri Mehmet Aslan’ın ağabeyi
aradı, “Antalya L tipi cezaevine girdiğinde kardeşime çok onur kırıcı bir
şekilde çıplak arama yapılmış.” dedi ve daha birçok mahpus bana bunu
yolluyor, “Cezaevinden sizi izliyoruz.” diyor mahpuslar
“Öylesine haklısın ki Ömer Bey, bir adım bile geri atma, çıplak arama
onursuzluğu var.” diyorlar ve biz bu onursuzluğa karşı tüm gücümüzle
direniyoruz ve bu çıplak arama ortadan kaldırılsın. Tek bir sözünüz yok sizin,
tek bir sözünüz yok. Çıplak arama var, işkence var, kaçırılmalar var, eğer ki
bu ülkenin milletvekiliyseniz çıkıp bunlar konusunda bir açıklama yaparsınız.
Bir milletin bir vekili olarak bu sorunları gündeme getiriyorum, sizinse
derdiniz bütün bunları sümen altı etmek başka bir işiniz yok. (HDP sıralarından
alkışlar) Çıplak arama da var, işkence de var, kaçırılma da var ama devlet yok
ya, devlet yok. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Yorumlar