27 Ağustos 2020

AHVAL

Adil yargılanma talebiyle cezaevinde başlattığı açlık grevini ölüm orucuna çeviren Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukat Ebru Timtik, 238 gün sonra hayatını kaybetti. Adli Tıp Kurumu’nun “cezaevinde kalamaz” raporuna rağmen tahliye edilmeyen ve mahkeme kararıyla Dr. Sadi Konuk Eğitim Araştırma Hastanesi’ne tutulan Ebru Timtik, bugün kalbinin durmasının ardından yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

İnsan Hakları Savunucusu, HDP Kocaeli Milletvekili Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, Ebru Timtik’in adalet talebiyle hayatını kaybetmesini Hak ve Hukuk’ta değerlendirdi. Gergerlioğlu, devlet yetkililerinin avukatların adalet talebini bir “beton” gibi dinlediğini belirterek “Ebru Timtik açlık grevine başladı ve sonrasının ölüm olacağını herkes biliyordu, en başta devlet biliyordu ama kıllarını kıpırdatmadılar. Hiç istiflerini bozmadılar, hiç rahatsız olmadılar, 238 gündür feryat ettik duymadılar, göstermeye çalıştık, görmediler” dedi.

Gergerlioğlu, Adli Tıp Kurumu’nun raporuna rağmen İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi ve Yargıtay’ın tahliye kararı vermemesine ilişkin “İşte büyük cinayet burada işlendi” şeklinde değerlendirdi.

Gergerlioğlu şunları söyledi:

“Maalesef Ebru Timtik hayata veda etti. Aylardır Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal diyorduk. İbrahim Gökçek, Mustafa Koçak ve Helin Bölek’ten sonra yeni bir ölüm olmaması için çok uğraş verdi. Ebru Timtik ölmek istemiyorum, adil yargılanmak istiyorum demişti. Ama devlet yetkilileri beton gibi dinledi bu sözleri. Ruhsuz, hissiz, insafsız ve merhametsiz bir şekilde. Biz çok güçlüyüz ölürsen öl dediler, adaletten bize ne dediler.  Ebru’nun sesini duymak istemediler. Çok ceberuttular, çok hesap sorulamaz durumdaydılar, çok rahattılar ve Ebru Timtik’in ölümüne hep beraber göz yumma suçuna ortak oldular. Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal avukatlar. Hepimizi savunan insanlar. Bu insanların ölümüne toplum da göz yumdu.

İnsan kendisinden hak, hukuk ve adalet davası için vazgeçebiliyorsa, insan en sevdiği olan canı için çok büyük bir çileye katlanıyorsa insanlığın bunun karşısında şapka çıkarması gerek. 

Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal bir iftiracının sözleriyle adil olmayan bir şekilde yargılanarak cezalandırılmış kişilerdi. Siyasi olduğu apaçık olan mahkemelerde cezalandırılmış kişilerdi. Zaten OHAL döneminde hangi kesim adil olmayan yargılamadan nasibini almadı ki?

Grup Yorum da aldı, İbrahim Gökçek de, Helin Bölek de, Mustafa Koçak da. Diğer tüm kişi ve kurumlar da aldı. OHAL döneminde etkilenmeyen kimse kalmadı. Bunlardan biri de maalesef bir avukat olan Ebru Timtik oldu. Ebru Timtik açlık grevine başladı ve sonrasının ölüm olacağını herkes biliyordu, en başta devlet biliyordu ama kıllarını kıpırdatmadılar. Hiç istiflerini bozmadılar, hiç rahatsız olmadılar, 238 gündür feryat ettik duymadılar, göstermeye çalıştık, görmediler.

Aytaç Ünsal ve Ebru Timtik ‘sadece adil yargılanmak istiyoruz, bu adaletsizliğe razı değiliz’ diyorlardı. 

Cezaevinde eriyen iki insan vardı. Adli Tıp Kurumu, ‘cezaevinde kalamaz’ raporu verdi. Buna rağmen İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi tahliye kararı vermedi. İşte büyük cinayet burada işlendi. Yargıtay da bu cinayete imza attı.

37. Ağır Ceza Mahkemesi, avukatların hastaneye yatırılmasına karar verdi. Ebru Timtik hastanede kendisine müdahale edilmesini istemedi. 37. Ağır Ceza Mahkemesi topu Yargıtay’a attı ve Yargıtay ısrarla karar vermedi. Israrla bekledi ve istedikleri oldu, Ebru Timtik hayatını kaybetti.

Maalesef bir kişinin ölümü de gündemde. Aytaç Ünsal da artık ölüm potasına girmiş durumda. En azından Aytaç Ünsal’ı kurtarabilmemiz gerek. Kamuoyunun bu ölümlere dur demesi gerek.

21. yy’da bir insan adalet diye diye ölüyorsa bu, bu ülkenin, yöneticilerin, toplumun ayıbıdır.”

Yorumlar