16 Mart 2021

GAZETE DAVUL / Deniz Zengin

Demokratik tepkiyi bugün başkanlık dönemi meclisinin en çalışkan ve cesur milletvekili için vermeyeceksek ne zaman vereceğiz?

Durmak yok yola devam sloganıyla mesafeler kateden AKP’nin icraatları hız kesmeden devam ediyor. Bir tarafta aman sabahlar olmasın kıvamında bir hayat tarzını yaşayan vekilleri ile gündeme gelirken diğer tarafta işi sıkı tutuyorlar. Şansa bırakmıyorlar. Milletin kursağından geçecek helal kazancın, hak hukuk temelli yaşamın da önüne geçiyorlar. Milletvekili Ünal’ın evinde bakıcı ölüyor üstünü tehdit içeren maharetleriyle örtüyorlar. Ses kayıtları ile balya balya paralar yurt dışına kaçırılıyor. Şikayet edecek merci yine kendi istila ettikleri yargı makamı olduğu için tüm şikayetler şikayetçi olanın aleyhine işliyor..

Adalet ve Kalkınma Partisi için sırada hangi adalet(sizlik) var? Ne verelim millete? Ne ile korkutalım? Hak arayanlardan kim var bir göz atalım?

İttifak ile gönderilmesi gerektiğine kanaat getirdikleri tek isim hukuksuzluğa maruz kalan her kesimin sesi olan sayın GERGERLİOĞLU.

Gergerlioğlu kararı  jet hızıyla Yargıtay’da onaylandı. Son başvuru mercii olan Anayasa Mahkemesi beklenmeden kararın bugün açıklanacağını TBMM Başkanı Mustafa Şentop şu sözlerle dile getirdi:

“HDP Kocaeli Milletvekili Gergerlioğlu’nun kesinleşen yargı kararıyla ilgili dosya Anayasa’ya göre kesin hüküm bağlayıcıdır ve onun gereği yerine getirilir.” Anayasa Mahkemesine bireysel başvurunun sonucunun beklenmeyeceğini kaydetti.

Evet. Ömer Faruk Gergerlioğlu, hakkında kesinleşen yargı kararıyla ilgili Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yaptı.

Meclis, bir hukuksuzluğa daha imza atıyor. Sistematik biçimde adalet sistemini çökertmeye çalıştılar. KHK ile ihraç etmek yetmedi..

Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvurunun sonucu beklemiyor, çünkü bir an evvel Gergerlioğlu’nu inşa ettikleri karanlığa hapsetmek istiyorlar.

Gergerlioğlu doktor olmasının yanı sıra yıllar boyu aktivizm faaliyetlerinde ön safta yer alan bir kimlikle hayatına devam etti. Başörtüsü takanları üniversiteye almadıkları dönemde ben de üniversitede başörtümle mücadele verdim. Ömer Faruk Bey, 1997 yılında askeriye ve üniversitelere türbanlılar girmediklerinde ve baskı gördüklerinde en önde toplantılar, mitingler ve yürüyüşler organize eder, hak hukuk arardı. İlginçtir ki bugünkü konjonktürde dün hak ve özgürlük istedikleri Özlem Zengin’ler, şimdi onun çıplak aramayı kamuoyu gündemine getirmesinden rahatsızlık duyuyor, iftira atıyorlar. Yetmiyor vekilliğini düşürüp cezaevine girmesi için uğraşıyorlar.

Gergerlioğlu nasıl bir tavır sergiliyor? Ne diyor?

“3 kuruşluk dünya için ben zalimlerin zorbalıklarına boyun eğecek bir insan değilim! Herkese ilan ediyorum! Zindanlara atabilirsiniz, Milletin verdiği vekaletlere saldırabilirsiniz ama hakkı, hakikati söylememi engelleyemezsiniz! Vekilliğim hukuksuzca düşürülse de bir ilki gerçekleştireceğim. Halkın iradesi ile seçildiğim meclisten ayrılmayacağım. Bunu da çok iyi bilin!”

Çıplak arama ve sokaktan adam kaçırma konularında mağdurları cesurca savunduğu, konuyu mecliste gündeme getirdiği için vekilliğin düşürülmesi, milletin iradesine yapılmış bir darbe değil de nedir? Zulümleri savunan ve ses çıkarmayan siyasetçilere kıyasla Ömer Faruk Gergerlioğlu mazlumların hakkını partiler üstü bir mücadele ile savunmaktadır.

Şimdi herkes bu soruyu düşünmeli!

Demokratik tepkiyi bugün başkanlık dönemi meclisinin en çalışkan ve cesur milletvekili için vermeyeceksek ne zaman vereceğiz?

Yorumlar