2014-04-04 00:00:00

ADNAN BERK OKAN (ÖZEL HABER/ANALİZ) 

Gazetecilik artık habercilik yapmaktan çıktı.

Oysa gazeteyi ilk olarak çıkaran Batılılar ona“haber” adını verdiler.

“Journal” dediler, “Newspaper” dediler…

Bilgi veya haber kâğıdı…

Osmanlılar “mevkute” adını vermişlerdi…

Belirli bir zaman aralığını takip eden bir yayın…


Kınama…

17 Nisan 2012 tarihinde yayınlandı.
Gazetecilik mesleğini ifa etmekten öte bir “suçları” (!) bulunmayan ve ülkemizde bulunduğu ölçüde ifade özgürlüğü sınırları çerçevesinde yazıp- konuşmaya devam eden, Sayın Cengiz Çandar, Hasan Cemal, Ali Bayramoğlu'yla ilgili olarak başlatılan, 28 Şubat döneminin andıçlarından farklı bir mahiyet arzetmeyen kampanyaları şiddetle kınıyoruz. Kamuouyunu ve yetkilileri bu nevi nefret üreten kişi ve kuruluşlara karşı tavır almaya davet ediyoruz.

İmzacılar

Ömer Faruk Gergerlioğlu, Yıldız Ramazanoğlu, Cemal Uşşak, Üstün Bol, Nevzat Çiçek, Mehmet Bekaroğlu, Ufuk Çoşkun, Yılmaz Ensaroğlu, Taner Ayaz, Emrullah Beytar,Emine Uçak Erdoğan, Hilal Kaplan, Yasin Aktay, Berat Özipek, Ayhan Bilgen, Murat Aksoy, Tarık Beyhan, Selahattin Çoban, Ersin Çelik, Cihan Aktaş, Ayşe Hür, Neslihan Akbulut Arıkan, Ferhat Ünlü, Hüseyin Sarıgül, Ali Bulaç, Fatma Bostan Ünsal, Ayşe Sazak, Ümit Mert, Hayko Bağdat, Özcan Gültekin, Nezir Akyeşilmen, Şilan Timur,İbrahim Sediyani, İlhan Yılmaz, Özlem Yağız, Semra Polat, Tevfik Ünal, Zeki Kentel, Şanar Yurdatapan, Mehmedi Aktoprak, M. Ali Devecioğlu, Ümit Kıvanç, Garo Paylan,Sait Demir, Elif Güzel Korkmaz, Hüseyin Hatemi, Nur Sürer, Can Özer, Kemal Gökhan Gürses, Hidayet Şefkatli Tuksal, Kezban Hatemi, Ayşe Akdeniz, Ferhat Kentel, Abdurrahim Boynukalın, Güven Akıncı, Mehmet Arif Koçer, Halil Berktay, Gülay Göktürk, Şinasi Haznedar, Mehmet Altan, Şeref Akbaba, Hakan Tahmaz, Leyla İpekçi, Mithat Sancar, Fatma Benli, Alev Erkilet, Hüda Kaya, Fadime Özkan, Cahit Koytak, Demiray Oral, Filiz Koçali, Enis Batur, Nesrin Nas, Bilal Sambur, Ergün Yıldırım…  

Günlük, haftalık, aylık…

Gelin görün ki mevkutlerimiz günlük olmasına günlük; yani belirli bir zaman aralığında çıkma konusunda sapma yapmıyorlar ama haberciliği unuttular…

İnsanları, kurumları, değerleri (Kimi ulusal, kimi dini değerleri, kimileriyse ulusal kahramanları; meselâ Atatürk’ü) itibarsızlaştırmak için kullanılan kâğıt tomarları haline dönüştürdüler.

Medya dünyasında kişileri, kurumları ve değerleri en çok hedef alan gazetelerden biri Akit…

Neden böyle yazdığımı anlatabilmek için önce kısa bir hatırlatma.

Bir gurup vatandaş bir araya gelmiş, Akit’in kişi ve kurumları itibarsızlaştırma amaçlı yayımlarını kınama amaçlı bir imza kampanyası düzenlemişlerdi.

Tarih: 17.04.2012 idi…

Bunun üzerine Akit, kampanyanın düzenlenmesine öncülük eden Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun aleyhinde hiçbir temiz vicdanın kabul edemeyeceği şekilde düzeysiz, ağır, iftira yüklü, itibarsızlaştırmayı amaçlayan hakaret ve iftira dolu haberler yapmışlardı.

Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu önce Akit hakkında tazminat davası açtığını duyurmuştu…

Bugün gelen açıklamada ise açtığı tazminat davasının kabul edildiğini, Akit’in kendisine 3.000.- lira tazminat ödemeye mahkûm edildiğini duyurdu…

Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 25-03-2014 tarihinde verdiği bu kararın arkasından diğer başka tazminat davası sonuçlarının da yakın bir sürede açıklanması bekleniyor.

Bu haberi neden mi yayımladım?..

Eleştirilere karşı hoşgörülü olmamız gerektiğini…

Asıl işimizin “habercilik” yapmak olduğunu…

İnsan onuru ile oynamanın sadece “suç” değil aynı zamanda “ayıp ve günah” da olduğunu hatırlatmak için…

Hakaret ve küfür etmeyi alışkanlık haline getirmiş bir mevkute para cezasını ödemeyebilir veya ödese de büyük bir servet sahibi olarak kendisine koymayabilir…

Ama…

Bence hukuk davalarında hâkimler para cezasının yanı sıra; hakaret edenin günlük tirajı 50 binin altında olmayan bir ulusal gazetede yayımlanacak bir ilânla özür dilemesine de hükmetmeliler…

Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu’na geçmiş olsun diyor; kişi ve kurumların onurlarına yönelik habercilik anlayışını kınıyorum…

Gazeteciler.com

Yorumlar