22 Kasım 2023

ÖFG TV’den herkese merhaba, her hafta Salı günü saat 21.00’da haftanın önemli insan hakları konuları ve konukları ile yaptığımız programımıza bugün de başlıyoruz.

Bugün programımızın ilk bölümünde Türkiye’nin yıllardır gündeminde olan bir konuyu konuşacağız, yıllardır bu konunun peşinde düşen büyük bir gayretle hakkı, hakikati, adaleti arayan bir kişi ile Sayın .

@umit_k ile konuyu konuşacağız. Mesele;

@HrantDinkVakfi cinayeti ve sonrası. Çok önemli yeni gelişmeler oluyor ve Türkiye’de anlaşılan yargının sefaleti her geçen gün ortaya çıkıyor, adalet sisteminin felaketi her geçen gün ortaya çıkıyor.

Programımızın ikinci bölümünde de bir hasta mahpusun durumunu inceleyeceğiz. Karabük Cezaevi’nde Ramazan Taşkıran ağır hasta bir mahpus, 17 yıldır periton diyalizinde ve tek başına bir hücrede oldukça olumsuz şartlarda ve sağlığı gün geçtikçe bozuluyor, zayıflıyor ve çekiyor! Öldürmüyor ama çektiriyor denilen hastalıklara muzdarip ve bu yüzden çok büyük acılar çekiyor, büyük sıkıntılar yaşıyor. Ailesi bize ulaştı ve Ramazan Taşkıran’ın kızı .

@Rnsrky ile programımızın ikinci bölümünde konuşacağız. Durumu ayrıntıları inceleyeceğiz!

İlk bölümümüzde Sayın .

@umit_k ile konuşacağız. Yıllardır büyük bir gayretle, büyük bir idealistlik ile

@HrantDinkVakfi cinayetinde adalet arıyorsunuz. Hrant’ın arkadaşları grubu kurdunuz ve büyük bir gayretle, titizlik ile yargı aşamasını bürokrasi aşamasını yıllardır büyük bir sabırla özveri ile gayret ile titizlik ile takip ediyorsunuz. Cinayetin ilk anından itibaren burada bu iş bitmez dediniz ve cinayetin derin faillerini aramaya başladınız, çok üzücü bir gündü, Türkiye kalbinden vurulmuştu. Türkiye’nin en vicdanlı insanlarından birisi

@HrantDinkVakfi alçakça katledilmişti ve göz göre göre katledilmişti. Ardından 16 yıl geçti derin failler bulunamadı, serbest bırakıldı ve ilginç bir şey yaşandı ardından. Büyük bir kamuoyu tepkisi oldu ve “Fetö’ye bağlı olmamak ile beraber örgüte yardım” gibi bir yargı ileri sürülerek bir iddianame hazırlandı ve bugün de bu iddianame kabul edildi. Çok garip işler dönüyor. Baştan beri son derece esrarengiz işler dönüyor, her siyasi dönemde muktedir olunan dönemde birileri suçlanıyor ve birilerinin üstüne atılmaya çalışılıyor. Siz çok daha farklı komplike şeyler düşünüyorsunuz.

@HrantDinkVakfi cinayetinin uzun süre aydınlatılmaması sonrasında cinayetin 5. Yılında çoğunluğu islami aydınların teşkil ettiği, başında benim çektiğim bir kampanya oluşturmuştuk ve Hrant’ın arkadaşları ve birçok farklı kesimden aydının katılması ile “Adalet Talebimiz Var” inisiyatifini oluşturmuştuk. Cumhurbaşkanı’na, Adalet Bakanı’na ve birçok yetkiliye gitmiştik, köşe yazıları yazılmıştı. O zamanlar ben de görmüştüm sizin yıllardır gördüğünüzü, göz göre göre önemli bir cinayet vardı. Konu çok detaylı, merhum

@HrantDinkVakfi’in arkadaşı olarak, “Hrant’ın Arkadaşları” grubunu kurdunuz ve çok büyük gayretler sarf ettiniz. Çok şeyler biliyorsunuz, söylemek istiyorsunuz.

@umit_k: “Ben AGOS’un çıkışında Hrant ile tanıştım. Gazeteyi başlangıçta beraber yaptık diyebilirim. Ahbap arkadaş olduk sonrasında, benim de arkadaşımı öldürdüler. Hukuk mücadelesi yapmak üzere bu işle uğraşmadım bu kadar süre. Birçoğumuz da Hrant’ı kaybetmenin nasıl büyük bir zenginlik kaybı olduğunu anlayan kimi daha genç insanlar ile beraber arkadaşımız için adalet arama peşine düştük. Dönüp arkamızı ne yapalım vurdular deyip unutacak halimiz yoktu. Türkiye’de bu tip suikastlarda suikastın sonrası öncesini aydınlatır genel olarak. Öncesinde bir grup insan Veli Küçük’ler ve birtakım insanlar Hrant’ı toplumun önüne atmak için uğraştılar. Bunu açılan birçok dava aracılığı ile yapmaya çalıştılar. Onlara yargı da bu konuda yardımcı oldu. En son Yargıtay bizzat kendi başsavcısını “Adam böyle demiyor.” Diye rapor vermesine rağmen Hrant’ın söylediği şeyin aksine söylediği şekilde Türk düşmanı ilan etti ve bu adamı öldürebilirsiniz demiş oldu. Sonrasında Hrant’ın öldürüş süreci de çok kısa bir sürede öğrenildiği ve açığa çıktığı kadarıyla devletin içinde güç sahibi kim varsa herkesin katılımıyla gerçekleşti.”

@umit_k: ” Biz cinayetin 1. Yılında belgesel yaptık. Elimizde olan bilgiler ile, 2. Yılda eklemeler yaptık ve bugün 17. Yılına yaklaşıyoruz elimizdeki bilgiler onlar. Her şey en baştan biliniyor. Devlet nezdinde ise zaten cinayet işlenmeden önce de biliniyordu. Tüm dava süreci boyunca bu işin gerçekten soruşturulması, soruşturmanın hak ettiği şekilde genişletilmesi ve derinleştirilmesi konusunda en ufak bir adım atılmadı. O yönden bir şeyler yapılsın diye avukatların ve bizim girişimlerimiz sonuç vermedi, mahkemeler doğru düzgün talepleri kabul etmediler ve bütün süreç aslında bu cinayetin arkasındaki gerçek şebekenin ortaya çıkmaması için yürütüldü. Bir aşamada Hrant @TC_istanbulne çağırılıp 2 MİT görevlisi tarafından tehdit edilmişti. Avukatlar mahkemeden şu talepte bulundular; bu görevliler kimdir? Ne sıfatla geldiler? Kimin talimatı ile nasıl bir şey ile

@HrantDinkVakfi ile böyle bir temas kurdular? Bu valilikten sorulsun dediler. Israrlar sonucu mahkeme bu talebi kabul etti güya. Valiliğe sordu, kim bu insanlar diye. Valilikten de 1 sayfalık cevap geldi. O cevapta valilik bir sürü laf ediyor ama soruya cevap vermiyor. Şunlardır demiyor! Bunun üzerine avukatlar mahkemeye dediler ki: “Biz soru sorduk, mahkeme sordu ama onlar cevap vermedi. Tekrar sorun.” Mahkeme de : “Gerek yoktur.” Diye karar verdi. Bu küçük ayrıntı aslında mahkemenin nasıl çalıştığını bize anlatan bir şey. Gerçekte orada bir şey öğrenilmeye çalışılmıyor zaten çalışılması gerekmiyor her şey talimatlar ile emir ile komuta ile oradan oraya giden yazılar ile yapılmış durumda. Her şey ortadaydı. Bizim izlenimimiz ilk baştan karanlık bir durum oldu nereden çıktı bu diye. Bu kadarını beklemiyorduk, yürek edilebileceğini, devleti tanıyan bizler de düşünemedik. Gafletimiz oldu. Davalar ile mahkemeler ile susturmaya çalışacaklar, başında demokrasi kılıcı gibi ceza ihtimalleri sallanacağını düşünüyorduk öldürüleceğini düşünmüyorduk. Mahkeme sürecine bir süre sonra müsamere demeye başladık çünkü gerçekten hiçbir şey deşilmiyor hiçbir şeyin bağlantısı kurulmuyor ve karşımıza şöyle bir manzara çıkmaya başladı; diyorsun ki: “Şunlar varsa şunlar yoktur bu işin ucunda.” Diye düşünüyoruz bakıyoruz o da var şu da var. Kimin orada bir şekilde eli kolu varsa devlet içinde bu işe bir şekilde bulaşmış. Birtakım devlet görevlileri de belki çok ideolojik tarafı olmaksızın “Bu bizim işimiz.” Diyerek katılmışlar ve esas sonrasında yaşananlar öncesini gösteriyor. Neden? Cinayetin işlendiği ilin emniyet müdürü Ramazan Akyürek Fetullahçılıktan içeride, bu adam Erhan Tuncel en karanlık tiplerden hem polis muhbiri hem de cinayete teşvik eden örgütleyenlerden biri. Bu adama bir şey olmasın diye mahkeme boyunca çırpınıyor emniyet müdürü ki bu adam sonradan istihbarat daire başkanı oldu. Bu tek başına soruşturulması gereken bir şey.”

@umit_k: ” .

@cbabdullahgul Cumhurbaşkanıyken Devlet Denetleme Kurulu’nu harekete geçirdi bir rapor hazırladı. Hazırladığı raporda; biz ne diyorsak hepsi orada var. Kimse onları solculuk ile suçlayamaz müfettiş onlar. O kadar ayan beyan bir şey var ki ortada! Bir albay Ali Öz Jandarma Komutanı Trabzon’daki bu işin kamuoyuna ismi çıkan, bir albay tek başına hareket edebilir mi? Üstünde kaç kişi daha var. bir adam tek başına karar verebilir mi bu kadar büyük bir olayı örtelim gizleyelim diye. Adama diyorlar ki: “Böyle bir durum var.” “Sonra konuşuruz.” Diyor belli ki talimat almış birilerinden. Bir albay talimatı generalden alır. Hiçbir şekilde ötesine gidilmedi. Üst makamlara gelmiş insanlar var bu insanlar ödüllendirildiler. Olaya karışan kimseye bir şey olmadı. Bir noktadan sonra Fetullahçılar ile AKP İktidarı papaz olunca “Tamam bunları bunlara yıkıp yırtalım.” AKP bu olayı da fırsat gördü ve devlet ile uzlaşmanın bir zemini olarak bunu gördü. “Tamam kardeşim üstünüze gitmeyeceğiz. Hiçbir şey çıkartmayacağız.” Gibi bir anlaşma zemini oldu ve dokunmadılar. Hepsi kollandı, ödüllendirildi, kimse doğru düzgün soruşturulmadı kimse ceza almadı ve dediğim gibi 2. Yılın sonunda ne biliyorsak bugün de o kadarını biliyoruz zaten fazlasıyla yeterli tüm bilgiler. 3 kişilik ciddi bir savcı ekibinin birkaç ay düzgün çalışması ile son iliğine kadar her şey ortaya dökülebilirdi ki bugün bu imkanlara sahip olmayan bizler de senaryoyu anlatsak %90’ı doğrudur. Bunu da konu ile ilgili herkes biliyor. Bu olay zaten baştan hazırlandı. 17 yaşında birine öldürtüyorsun zaten. Buna kargalar güler. Tesadüf çünkü 17 yaşında olması! 17 yaşında birine öldürtüyorsun ki az ceza alsın çıksın! Onu da ortada bas baya bir örgütlü durum var. Basitçe silah, adam öldürme gibi örgütlü suç haline getirmeden ya da basit çete örgütlenmesi olarak değerlendirip o şekilde ceza veriyorsun. Zaten adamın çıkacağı belli üstelik bu adam 3 sene önce çıkacaktı cezaevinde gardiyanlara saldırdı bıçak dayadı onun için 3 sene ilave ceza aldı. 3 sene önce çıkacaktı. 30 yaşında çıkacaktı. Birileri muhtemelen kahraman muamelesi de yapardı. Bu biraz fazla çıplak bir durum oldu salınması çünkü insanlar da ayrıntısını bilmediği için özel bir şey yapıp çıktığı algısı oluşturuldu. Yukarıdan birileri: “Bir yolunu bulun içeri atalım.” Dedi. Ne yapacağı belli değil nerede ne konuşacağı belli değil. Televizyonlara da çıkartabilirler. Ortadan kaldırmaya kalksalar olmayacak. En iyisi içeri attıralım dediler. PKK’li ilan edecek halleri yok! Elde ne var Fetullahçılar var hadi bakalım! İddianame denilen şey de en azından bir bağlantı olur, örgüt adına bunu yaptı. Yasin Hayal de mi Fetullahçı? Erhan Tuncel neci? Bunların yolunu açan polisler, jandarmalar hepsi Fetullahçı? Fetullahçılıksa Ramazan Akyürek var işin ucunda merkezi yerinde suikastın. Onlar bu işin içinde varlar inkar edilebilir tarafı yok ama onların dışında da birileri var. bugüne kadar benzer suikastları hep bu örgüt mü yaptı? Belki onlar da yapmıştır bilmiyorum ama bu işin içinde onlar var ama tek başına onlar yok ki. Çeşitli görevlerde bulunan üst düzey terfi ettirilenler de mi Fetullahçı? Burada bir koalisyon var. Birileri yazı yazıyor, milli mutabakat cinayetidir diyenler bu işi örtmeye çalışıyor gibi artık neye hizmet ettiğini bilemeyeceğimiz insanlar var. Ortada milli mutabakat cinayeti var buna herkes katılmış. Bir kısım görevli de devletin normal işidir diyerek belki katıldı ve bu olayın ortaya çıkmaması için 16 senedir uğraşılıyor.”

@umit_k: “Bir şekilde devlet içinde eli kolu olan güç sahibi olan kim varsa bu olaya karışmış durumda. Fiili bir güç birliği var işin içinde. Devlet içinden bir yerlerden olaylar geliştiği zaman biz bunun talimatını kim verdi hangi mekanizma işlediğini biz çözemeyiz bunu ancak savcılar müfettişler çözebilir ki bu

@HrantDinkVakfi cinayeti işlendiği zamanki ortam çok farklıydı, devlet içindeki birtakım güçler AKP ile de uğraşıyorlardı. Bu kadar herkes can ciğer kuzu sarması olmamıştı onun için herkes tetikteydi, bir sürü bilgi de ortaya döküldü. Devlet Denetleme Kurulu’nun metni ortada.”

Gergerlioğlu: “Cinayetin 5. Yılında çözümsüz kalması her şeyin üstü örtülmesi üzerine “Adalet Talebimiz Var” inisiyatifi kurmuştuk, hep birlikte önemli çalışmalar yapmıştık. Web sitesi imza kampanyası, siyasiler ile görüşmek, farklı her kesimi birleştirmek köşe yazıları makaleler önemli bir ses yükselmişti ve Sayın Adalet Bakanı ve hem de Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşmüştük. Görüşmelerde Devlet Denetleme Kurulu raporundan haberim olmuştu ayrıntılı şekilde incelemiştim rapor her şeyi ortaya seriyordu ki raporun bazı yerlerinin üstü çizilmişti. Devlet bile kendi raporunda birtakım yerleri sansürleme ihtiyacı hissetmişti ve Sayın

@cbabdullahgul ile görüşmemdeki çok çarpıcı cümleler vardı. Cumhurbaşkanı’nın üzgün olduğunu gördüm ve “Maalesef

@HrantDinkVakfi göz göre göre öldürülmüş, anladığımız bu. Cinayet adım adım geliyormuş ve göz göre göre öldürülmüş ama bu cinayet dosyası rafta kalmaz.” dedi fakat rafta kaldı.”

Gergerlioğlu: “Gerçekten büyük problem ortada fakat kimse de bir şey yapmıyor. Göz göre göre gelen bir cinayet olduğu apaçık ortada, adeta kırmızı pazartesi romanında yazıldığı gibi göz göre göre gelen bir cinayet, herkesin göz yumduğu bir cinayet olduğu apaçık ortada. Devletin en yüksek makamındaki kişi de söylüyor yapılan bir şey yok ve bugünlere geldik. Şu anda

@HrantDinkVakfi için bir vakıf kuruldu,

@HrantDinkVakfi toplumun en önemli isimlerinden oldu yıllardır gündemden düşmüyor, kendisi bu dönem içinde daha iyi tanında, vicdan sahibi insanlar ona daha büyük saygı duymaya başladılar, kendisi hakkında kitaplar yazıldı, müzeler oluşturuldu, çalışmalar yapıldı ve Ermeni meselesini en hakkaniyetli ve vicdanlı bir yerden konuşmak, haysiyetli bir yerden konuşmaya çalıştık. Nefret, hakaret, linç dolu ortamdan buralara geldik çok değişen bir şey yok ama duyarlılıkta oluştu. Sizin gördüğünüz yargısal rezaletin skandalın tüm çıplaklığı ortaya iyice çıktı ve bugünlere geldik. Bugün yine son dakika haberi olarak gündeme bir haber düştü. Anayasa Mahkemesi üyelerini yargılamak için savcı atanmış. Böyle Yargıtay-

@AYMBASKANLIGI üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunuyor, Ogün Samast tekrar garip bir iddianame ile yargılanmaya başlanıyor. Ne oluyor ne bitiyor anlamak mümkün değil. Genel tablo ne anlatıyor?”

@umit_k: “Gülünç bir şey şu anda Ogün Samast’ı Fetullahçılar örgütüne sokmak. bu adamların buluşup cinayet planladığı yer Alperen Ocaklarının çay ocağı. Bunların hiçbirinin yokmuş gibi davranılması hakaret gibi oluyor. Çoğu zaman alay edildiğini hissediyoruz. Hrant’ın ailesi de böyle hissediyor. İnsanlar utanmıyor sıkılmıyor. Güya ahiret korkusu yaşadıklarını iddia edenlerin o tarafta bezi yok. Anayasa Mahkemesi meselesi olarak hukuk diye bir şeyin yok edilmesine çalışılıyor. Şu andaki duruma hukuk var denemez. Osman’ın durumu ortada, idama mahkum oldu. Bir tane suç bulunamadı, 3 değişik suçtan 6 sene içeride tutuldu sonunda da idamın muadili ile cezalandırıldı. Bu adam ne yaptı? Birileri böyle istiyor oldu! Anayasa Mahkemesi’ni ortadan kaldırmak istiyorlar, işlevsiz kılmak istiyorlar. Her denilene kafa sallayacak bir hale getirilmek isteniyor. Bir tek o kaldı ters bir şey yapabilecek olan iktidar açısından. MHP’nin iktidarda bu kadar yer kapladığı bir ortamda zaten hayırlı hiçbir şey beklenemez. AKP’de kafa olarak MHP’lileşti. Buradan nasıl çıkılacak bilmiyorum. “Saatli bomba gibi dolaşmasın. Katili attık derler. Çözüldü bu iş kimin vurulduğu belli içeride.” Gibi muamele başladı. Birileri olayın kapatılmasına hizmet ediyorlar. “Daha ne istiyorsunuz? Bu işi Fetullahçılar yaptı denilecekmiş öyle denilmezse cinayet örtülmüş oluyormuş.” Gibi abuk sabuk şeyler var. “

Gergerlioğlu: “Vicdanlı bir insan öldürüldü, önce linç edildi sonra katledildi ve ardından birtakım yargısal ayak oyunları, iktidar ayak oyunları ile sonrası sümenaltı edildi. Tetikçi dışarı çıktığı anda da yeni formül bulalım dediler yeni formül ile yeni biçimlendirmeye girmeye çalıştılar. Trajikomik bir hal arz ediyor ama tüm kamuoyu ne dolaplar döndüğünü az çok anlıyor. .

@umit_k ve arkadaşlarının 16. Yılında kamuoyunun bir kısmı anlıyor. Zamanında çoğu kişi göremeyebirdi.

@AYMBASKANLIGI, Yargıtay,

@CanAtalay1,

@HrantDinkVakfi Davasındaki gülünç gelişmeler Türkiye’de neler döndüğünü apaçık bir şekilde gösteriyor.”

@umit_k: “İzleyenlere biraz önce bahsettiğim film “19 Ocak’tan 19 Ocak’a” filminin linki: https://vimeo.com/8574224 de izlemelerini rica edeceğim. 48 dakika çok uzun değil. Orada tüm ayrıntılar var. Çok şaşıracaklar izledikleri zaman “Kırmızı Pazartesi” kitabını görecekler.”

@umit_k: “Hrant’ı tanımak isterlerse, kimdir, nedir, ne diyordu bu adam diye merak edenler olursa onlar da; “Hafıza Yetersiz” adı ile önceki sene yaptığımız filmi izleyebilirler. Link: https://youtube.com/watch?v=f_HXJj3GF4o… ayrıca

@HrantDinkVakfi ’nın sayfasından da bunlar bulunabilir.”

Değerli izleyenler programımızın 1. Bölümünü bitirdik, 2. Bölümünde .

@Rnsrky ile konuşacağız. Hasta mahpusların durumu son derece sıkıntılı ve biz bugün programımızın ilk bölümünde hasta mahpus Ramazan Taşkıran’ın durumunu gündem edeceğiz. Kendisi Karabük Cezaevi’nde ve çocukları onun durumunu gündem ediyorlar, uzun süredir cezaevinde ve periton diyalizi yapıyor, birçok önemli sıkıntısı var. İmmün direnci düşük, bağışıklık sistemi düşük ve çok gayrisıhhi cezaevi ortamlarında, bir enfeksiyon kaptığı zaman ölüme gitmesi çok kolay maalesef üzücü bir şekilde bunu söylüyorum. Çocukları gayret ediyor, hasta mahpus oldukça sıkıntılı bir durumda ve çocukları gayret ediyor. Seslerini

@adalet_bakanlik başta olmak üzere kamuoyuna duyurmak istiyorlar. Biz ilk olarak programımızda .

@Rnsrky Ramazan Taşkıran’ın kızı ile görüşeceğiz. Uzun bir süredir babanız mahpus, hasta, hastalık ve mahpusluk bir araya gelince çok üzücü oluyor, bunu iyi biliyoruz birçok hasta mahpus hayatını kaybetti cezaevlerinde. Türkiye bu konuda rekorlar kırıyor, hastalar çok zor durumda cezaevlerinde. Babanız neler yaşıyor? Neden cezaevinde? Neden hastanede?

@Rnsrky: “Babam 2006 yılından beri diyaliz hastası, 2006 yılından beri periton diyaliz hastası. Periton diyaliz tamamen karındaki bir zardan yapılan bir diyaliz ve o yüzden dolayı babam için hijyen ortamı çok önemli. Maalesef enfeksiyon riski çok yüksek defaatle hapishane öncesinde de böyle şeyler yaşadık, enfeksiyon kaptı peritonit derler, çok rahatsızlandı. Babamın Karabük’te KASİAD var ona üyeliği vardı. Babam makine mühendisi. O derneğe üyeydi her esnaf gibi, başka bir suçlaması yok. Maalesef 2016 darbe sonrası Fetö operasyonlarından dolayı içeri alındı. İlk başta hemen alınmamıştı, hastalığından dolayı Yargıtay onaylanana kadar ev hapsinde kaldı, imzaya gidiyordu, o şekilde devam etmişti fakat 2022 Ocak ayında Yargıtay onaylayınca babamın cezasını 2022 Ocak’tan beri hapishanede kalıyor. O dönemden beri özellikle ilk girdiğinde hapishaneye biz beklemiyorduk çünkü babam hasta olduğu için hapishaneye almayacaklarını düşünüyorduk. Çok apar topar oldu. Babamı birden hapishaneye aldılar, önce hastanenin hapishane reviri gibi alt katta bir yeri var mahkumlar için orası da mahkumlara uygun değil. Babam orada çok bunalmış. Mahkum koğuşu çok pismiş, çok bunaltıcıymış. Önce orada tuttular, rapor beklediler. Maalesef doktorlar kalabilir raporu verdiler ama süreçte baya sürdü, babam o aralar çok zorlandı. Babamın periton suları kolilerce geliyor. O suları götürememişlerdi. 2022 Ocak ayında annemler hastaneye su taşıyorlardı.”

@Rnsrky: “Bir şekilde suları ulaştırmaya çalıştık, birkaç kez bu da sıkıntı oldu. Suyu bitmiş, ulaşamasa o bile çok büyük bir risk. Diyalizi yapmazsa yaşayamaz. Uzun dönem kaldı, sonra Karabük Eğitim Araştırma Hastanesi’ndeki doktorlar kalabilir raporu verdiği için mahpus koğuşundan Karabük T Tipi revirine aldılar ama revire gittiğinde revir de çok kötüymüş. Aşırı pis, böceklerin olduğu bir yermiş ve babamı tek başına, güya doktorlar nasıl rapor verdi? “Uygun bir ortamda kalabilir.” Tek başına diğer hastaların yanına koymuyorlar bulaşıcı hastalık riski var. Gittiğinde tek başına olduğu için hiçbir şey bilmiyor. Zaten hasta orada maalesef çok güçten düştü, kötü oldu, acillik oldu. Acillik olduğu süreçte ellerinde kelepçeler ile annemi yanına yaklaştırmadılar. Annem sürekli savcılığa gitti, bu adam gerçekten çok hasta. Sonrasında babamı Menemen’e götürdüler, hastalara uygun hapishane diye. Menemen’de bir nebze şartlar daha iyiydi. Orası da uygun bir yer değil aslında. 2-3 ay orada kalınca gidiş gelişler tamamen ring aracı ile gerçekleşiyordu, ellerinde kelepçe. Babamın karnından sıvı alıp verimi yapılıyor. Uzun meşakkatli yolları hasta hasta götürüp getirdiler. İzmir Karabük arası 12 saatlik bir yol. Biraz iyileşince Karabük’e geri getirdiler. Bu zamana kadar babam Karabük’teki T Tipi revirinde tek başına kalmaya çalışıyor. Mevsim geçişlerinde çok üşüyor. Bugün konuştuk, kalorifer yanıyor ama babam normalde de hasta olduğu için çok üşüyor. Hala üşüyormuş, annem ısıtıcı vermeye çok çalıştı, kaç kez dilekçe verdik. Hasta olduğu için normalden fazla üşüyor ısıtıcı verelim, biz alalım dedik yasak dediler ısıtıcı verdirmediler. Geçen pazartesi acillik oldu, bacağından yarım litreye yakın iltihap alındığını söylemiş. Bacağının hala ağrıdığını söyledi, romatizma, tansiyon, kalp, 17 yıldır diyaliz olan bir insan. 17 yıldır diyaliz olan bir insan ne kadar sağlıklı olabilir? Normalde de hasta, en son pazartesiden beri maalesef daha ağır hasta. Biz de korkuyoruz, babam kolay kolay dert yanmaz, kötüyüm demez ama geçen pazartesi iyi değilim bir şeyler yapın demiş. “Kızım hiç kalınacak ortam değil. Kalktığım an çok üşüyorum.” Dedi. Çok zor durumda.”

Gergerlioğlu: “Mevsim geçişlerinde cezaevlerinde doğru düzgün kalorifer yanmaz ben de kaldım biliyorum. Tek başına kalıyorsa koğuş çok ısınmaz ve hastaysa direnci düşükse daha da üşür. O da orada bir eziyete döner çünkü derdini kimse anlamıyor üşüyor kaloriferler açılmıyor. Üşüdükçe daha da direnci düşüyor böyle bir kısır döngü.”

@Rnsrky: “Karnından diyaliz olduğu için alaturka tuvaletler var hapishanelerde klozet yok çoğunlukla o da babam için işkence oluyor, hasta olduğunda daha da zorlanıyor kaç kere söyledik maalesef bu konu ile ilgili de hiçbir şey yapmadılar. Doktorlar ve

@ADLITIPKURUMU şartlar sağlanırsa kalabilir diye rapor veriyorlar ama şartlar hiçbir zaman sağlanmıyor. Kimse o şartların sağlanıp sağlanmadığını zaten denetlemiyor. Resmen oraya gönderiyorlar işkence aslında.”

@Rnsrky: “İnfaz erteleme başvurusu yapıldı. İlk girdiğinde yapmıştık, @ADLITIPKURUMUna ilk zamanında İstanbul’a götürdüler orası da kalabilir raporu verdi. Ağustos ayında hastalar ile ilgili bir düzenleme olmuş. O dönemde adli tıp İstanbul’a götürmediler ama Karabük’teki doktorlara götürdüler. Maalesef Karabük’teki doktorlar yine kalabilir raporu verdiler. Babamın kendi nefroloğu ile konuşmuş, hastanızın durumunu bilmiyor musunuz? Bu hasta yıllardır sizin hastanız nasıl kalsın? Acillik olduğunda demiş ki: “Kalabilir demişsiniz ama kalamadı.” “Ben kalamaz deseydim de bana da mı soruşturma açsalardı.” Demiş, çok açık net kalamayacağını biliyor ama korkusundan kalabilir raporlarını veriyorlar. İstanbul

@ADLITIPKURUMU’na babam saatlerce yol gitti orada bir umut kalamaz diye bekliyorduk hiç bakıp konuşmamışlar bile. O kadar yolu gidiyorlar, normal 5 dakika bile sürmüyor raporu verip gönderiyorlar. Neye bakıyorlardı bilmiyoruz.”

@Rnsrky: “Acile gittiğinde raporlarını görüyoruz. Kanı düşük, kreatini çok yüksek 104. Pazartesi haliyle gittiği değerleri aşırı yüksek. Pazartesi acile gitti, annem ulaşmaya çalışmış. Doktorlara soruyoruz, nesi var? Bize bilgi verir misiniz? “Tutuklu olduğu için yasak, bilgi veremeyiz.” Tutuklu yakınına bilgi verilmez diye bir şey var mı? Bize hiçbir bilgi verilmedi ama şu an iyi değil.”

Gergerlioğlu: “Hastanın yakınına bilgi verilmesi lazım. İstediği kadar mahpus olsun hasta hakları denilen bir durum vardır. Hep söylüyoruz bunu bir hekim olduğum için iyi biliyorum; mahpuslar dezavantajlıdır hasta mahpuslar daha dezavantajlıdır diğer kişilere ve hastalara göre. Bakın yakını doktordan bile hastanın durumu hakkında bilgi alamıyor. Hasta mahpuslar her açıdan son derece dezavantajlıdır. Biz bunu iyi bildiğimiz için büyük hassasiyet gösteriyoruz. A’dan Z’ye büyük ihlaller yaşarlar, hastaneler özgürlüğün kısıtlandığı yerler ve ister istemez haklar da kısıtlanıyor. Devlet çok güçlü oluyor, mahpus güçsüz oluyor istediği gibi hakkı çiğnenebiliyor kimseye de şikayeti anlatılmıyor. Böyle bir kısır döngü var. “

Gergerlioğlu: “Biz dün Karabük Cezaevi’ni aradık, Karabük Cezaevi Bakanlığa bilgi verdiğini ve bizimle görüşemeyeceğini söyledi. Buradan Adalet Bakanı Sayın

@yilmaztunc’a tekrar sesleniyorum; sizden önceki Adalet Bakanları da bunu söylüyordu! Bir milletvekilinin telefonuna çıkmayan bürokratı görevden alırım diyordu! Şimdi Karabük Cezaevi Müdürü’nün bu tür tavırları bir Adalet Bakanı tarafından sanırım son derece rahatsız edicidir, biz bunu Meclis’te de yüzüne söyleyeceğiz Sayın

@yilmaztunc’un. Telefondan kaçmak, bilgi vermekten kaçmak, her türlü ağır ihlali yapmak nedir? Kabul edilecek bir durum değil! Biz bu konunun üstüne gideceğiz. Hiçbir bürokrat milletten üstün değildir. Hiçbir bürokrat zor durumdaki bir hasta mahpusu vurdum duymaz bir şekilde değerlendiremez. Bunu da söyleyelim yakınları son derece tedirgin, ağır bir durumda kreatinin değerleri yüksek olan bir mahpusu hala böyle inatla içeride tutmak kabul edilir bir durum değil. Kilo durumu nedir? Genel sağlık durumu nedir? Zayıflama var mı? İlaçlarını düzgün alabilmekte mi?”

@Rnsrky: “İlk girdiğinde direkt 6 kilo vermişti. Şu anda her gördüğümüzde daha da zayıf görüyoruz, daha da çökmüş görüyoruz. Açık görüşlerde fotoğraflarda çekildiğinde fark ediyoruz, 2 yıl olacak neredeyse babam 2 yıldır çok aşırı yaşlandı. Hasta bir insan ama bir şekilde kendini dirençli tutmaya çalışıyordu, annem ona çok özenli bakıyordu çok dikkat ediyorduk her şeyine. Beslenmesi açısından da babam böbrek hastası olduğu için yumurta yemesi gerekiyor, protein kaybı var. Biz o yumurta için de cezaevinde mahkumlara yumurta vermiyorlar. Haşlanmış yumurta yemesi gerekiyor onun için defaatle dilekçe verdik, doktoruna yazdık. Şu an yumurta geliyor ama o yumurta gelene kadar babam kaç ay yumurtasız kaldı.”


@Rnsrky
: “Arada menemene benzeyen bir şey geliyormuş ama babam haşlanmış yumurtanın beyazını yemesi gerekiyor. O yoktu ve biz bunun için çok uğraştık. Savcıya, doktora gitti, hapishane yönetimi ile görüştü tekrar tekrar, çok uzun sürdü. Dilekçe versin veririz dediler, dilekçeyi veriyor gelmiyor. Günde 2 tane haşlanmış yumurta veriyorlar. O yumurtayı almak çok uzun sürdü.”

Gergerlioğlu: “Protein ihtiyacı önemli ve biliyoruz ki

@adalet_bakanlik ‘ta bir yemek ile ilgili sorun var, birçok cezaevinde bu yaşanıyor. İaşeler düşük. 3 öğün yemek için Bakanlık cezaevlerine düşük bir ücret ödüyor. Günlük 50 TL veriyor, 50 TL ile 3 öğün mahpusu doyur diyor. Zaten burada bir sıkıntı var. Artı cezaevi de ayrı bir vurdumduymazlık yapıyorsa ayrı bir konu ve şunu anlıyoruz; diyet programı ile ilgili önemli aksamalar ve ihlaller var. Bu bir böbrek hastası ciddi bir diyeti takip etmesi lazım. Çok tertipli bir beslenme düzeni olur böyle hastaların cezaevinde aksıyor. Gelinen noktada kilitlenme var. infaz erteleme verilmiyor, cezaevi topu bakanlığa atıyor, görüşmekten kaçınıyor. Babanız zayıflıyor, Allah korusun ölüme doğru gidiyor ve büyük bir kısır döngü var. Böyle bir durumda sizler kamuoyuna ne diyeceksiniz?”

@Rnsrky: “Biz tekrar en son ki geçen haftaki acillik olduğundan dolayı tekrar infaz erteleme başvurusu yapacağız. Maalesef adli tıp kalabilir diyor. Babam gibi bir sürü hasta var hapishanelerde. Benim Meclis’ten ve sizden şöyle bir talebim var; bu hastaları adli tıptan kurtaramaz mıyız? Bunun için Yusuf Kerim de biliyorum çok uğraştınız, bir yasa çıktı. Onun gibi hasta tutuklular için de bir yasa çıkabilir mi? Babamın %93 raporu var, 17 yıllık diyaliz hastası 15 saat diyaliz yapıyor. Doktorlar korkuyor ve kalabilir diyor. Yasal bir düzenlemesi var mıdır? Hasta tutuklular için bu çilenin bitmesinin imkanı var mıdır?”

Gergerlioğlu: “Ben bununla ilgili 5 sene öncesinde bir yasa teklifi verdim. Adli Tıp’ın son merci olmaması gerektiğine dair eğitim araştırma hastanelerindeki raporların geçerli olmasına dair yasa teklifi verdik fakat işleme alınmadı. Son derece mantıklı son derece doğru bir teklif verdim bir hekim vekil olarak çünkü şehir hastaneleri, eğitim araştırma hastanelerindeki profesörlerin tıbbi losyonü @ADLITIPKURUMUndan yüksek. Profesör hocalar, akademisyenler, araştırma içinde olan hocalarımız var. Karabük’ten İzmir’e gidiş geliş işkenceye dönmüş durumda. Perişan durumdaki bir insanı ringlerde götürüyorsunuz. İstanbul’a böyle gidiyor. Doğru düzgün bir şey yapılmıyor rapor alamıyor ama doğru düzgün bir şekilde şehir hastanesi eğitim araştırma hastanelerinde incelense çok daha fazla olabilir. Biz bununla ilgili yasa teklifimizi verdik fakat halen iktidar bu konuda adım atmıyor. İktidar zalim bir iktidar. AK Parti-MHP Cumhur Zulüm İttifakı diyorum ben bu ittifaka çünkü siz şu anda ne yaşadığınızı bildiğiniz için bu cümlemin ne anlama geldiğini çok iyi biliyorsunuz çünkü ağır hasta %90 üstü engelli bir insanı daha zorbalıkla cezaevinde tutmaya çalışıyorlar. Niye tutuyorsun? Başın göğe mi erecek? Bu insan burada ölsün mü? Nedir gayen? Ya tabutta tahliye ediyorlar ya yoğun bakıma gönderiyorlar! Böyle ağır bir süreç yaşattılar birçok hasta mahpusa.”

Gergerlioğlu: “Biz bugün

@adalet_bakanlik

@yilmaztunc ‘a bunu hatırlattık. Bakın biz bu işlerin peşini bırakmayız. Burada A’dan Z’ye aylardır ağır ihlaller var, hasta gereken tıbbi yardım ve tedaviye ulaşamıyor, ilaçlarına ulaşmada zorluk çekiyor diye durumu sıkıntılı ve gittikçe zayıflıyor. Hastanın durumu iyiye gitmiyor. Bu hasta mahpusun yeri cezaevleri değil. Bu apaçık bir gerçek ve bu konunun bir an evvel çözülmesi gerekiyor. Son olarak neler diyeceksiniz? Sizin de yaşadıklarınız vardır. Aile olarak sizlerin yaşadıklarına da değinin. Babanızı gördüğünüz zaman neler hissediyorsunuz? Görüşlere gidip geliyorsunuz, aileniz, sosyal çevreniz, maddi manevi durumunuz itibariyle topyekûn bir şeyler yaşıyorsunuz.”

@Rnsrky: “Bu süreçte annem yalnız kaldı, biz biraz uzaktayız. Annem babamın yanına gidip geliyor hep. Kolay bir süreç değil. Ben özellikle acillik olduğunu duyduğumdan beri, girdiğinden beri hep aklımız babamızda ama zaten hasta, daha ağır hasta olduğunu bildiğimiz zaman Allah korusun her an bir kötü haber gelecek diye çok korkuyoruz ve elimiz yetişmiyor. Acaba bir şey mi oldu? Orada tek kalıyor. Annem geçenlerde hapishaneyi aradığında sormuş, bir şey olsa aniden sesini duymazsanız ne olacak? Ne yapacaksınız? Çünkü hastanelerde olan düğme sistemi yok. Orada memur görecek mi görmeyecek mi? Revirdeki doktor 7/24 orada kalmıyor. Bu korku çok zor. Babamın hiçbir suçu yok. Bana Twitter’da “Babanın suçu ne?” diye yazıyor insanlar ama benim babamın hiçbir suçu yok. Sadece dernek üyeliği var o derneklere de AKP’lilerin hepsi üyeydi vakti zamanında. Bir an önce oradan çıkmasını istiyoruz, özgürlüğüne kavuşmasını istiyoruz, zaten hasta ne kadar ömrü var bilmiyorum. 17 yıldır diyaliz ile yaşayan bir insan, bırakın annemin yanında kalsın hiçbir yere gidemez. 15 saat makineye bağlı bir insan. Evden bile çıkamaz. Bırakın annem ona baksın.”

Gergerlioğlu: “Her şeye razısınız, ev hapsi, denetimli serbestliğe. İnfaz erteleme alması gerekli bir hasta var karşınızda çünkü bazen böyle hastaların durumunu ukalaca değerlendiren

@adalet_bakanlik yetkilileri, cezaevi müdürlerini görüyoruz. “Vekilim ben gittim koğuşunda ayakta dolaşıyordu.” Diyor. Kardeşim sen onun vücudunun ne yaşadığını biliyor musun? Ne oluyor? Ne bitiyor? İçeride sistem çökmesi yaşandığının farkında mısın? Ahkam kesenler de çok oluyor. İlla yoğun bakımlık, şuurunu kaybedecek ki o şekilde infaz erteleme versinler. Ağır hasta bu kişi. Kan değerleri bozuk, bir an evvel. Karabük Cezaevi resen işlemler başlatmalı ve tekrar @ADLITIPKURUMUna göndermeli.”

Gergerlioğlu: “Siz zaten dilekçeyi vermişsiniz, bir an evvel @ADLITIPKURUMUnda tekrar değerlendirilmeli. Bu işlerin vebali büyüktür. Bu dünyada ve öte dünyada bu iş kimsenin kaldırabileceği bir yük değildir ve suçtur, günahtır. Olacak bir şey değildir. O yüzden Sayın Bakan

@yilmaztunc’un bir an evvel harekete geçmesi lazım,

@ctekurumsal Genel Müdürü

@YavuzEnis ’inn bu skandala müdahale etmesi lazım. Ben milletvekili olarakta bu duruma müdahale ediyorum ve yakından takip edeceğimi söylüyorum. Eğer ki daha olumsuz bir hadise yaşanırsa da biz Meclis’te yoğun bir şekilde bu konuya vurgu yapacağımızı ifade ediyoruz. Bu akşam sizi dinledik Rana Hanım. Son cümlelerinizi alalım. “

@Rnsrky: “Babamın tahliyesini istiyoruz. Bu artık infaz erteleme mi olur ev hapsi mi olur hastalar için yeni bir yasal düzenleme mi olur. Ne gerekiyorsa babam gibi bütün hastaların bu işkencenin son bulmasını istiyoruz size de çok teşekkür ederim.”

Gergerlioğlu: “Umarım bir an evvel yüzünüz güler, babanız da şifaya ulaşır. Değerli izleyenler .@Rnsrkyile görüştük, hasta mahpus Ramazan Taşkıran’ın kızı, diğer kızları ile beraber bu ailenin 6 çocuğu son derece büyük bir sıkıntı, üzüntü yaşıyorlar çünkü bir şey yapamıyorlar. Hasta mahpus Ramazan Taşkıran ölümün kenarında, ucunda ve büyük bir sıkıntı yaşıyor o cezaevlerinde. Biz o tek başına kaldığı yere adeta kuyuların dibi gibi olan o yerlere karşı oldukça hassasız ve bu tür sıkıntı çeken hastaların yakınlarının seslerini en yoğun bir şekilde kamuoyuna duyurmaya çalışıyoruz.”

Haftaya salı günü saat 21.00’da yeni bir ÖFG TV programında görüşmek dileğiyle hayırlı akşamlar. Hoşça kalın.

Yorumlar