2 Temmuz 2022

Kocaeli Gazetesi

Sivas Katliamı’nın 29’uncu yılı nedeniyle düzenlenen yürüyüşün ardından yapılan açıklamada, “Sivas Madımak Katliamı egemenlerin organize ettiği, bu katil güruhun tetikçiliğiyle hayata geçirilen, planlı bir katliamdı” ifadelerine yer verildi.

2 Temmuz Sivas Katliamı’nın 29’uncu yılı nedeniyle Sivas Katliamını Anma Platformu çağrısıyla yüzlerce insan belediye iş hanının önünde toplandı. Belediye İş Hanı’ndan başlayıp Kent Meydanı’na yapılan yürüyüşe HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, Kocaeli Barosu Başkanı Bahar Gültekin Candemir, Alevi Kültür Dernekleri Kocaeli Şubesi ile ilçe yöneticileri, sendika ve siyasi parti temsilcileri katıldı.

“MADIMAK 29 YILDIR HALA YANIYOR”

Yapılan yürüyüşün, Kent Meydanı’nda sona erdi. Kocaeli 2 Temmuz Sivas Katliamını Anma Platformu tarafından yapılan ortak açıklamayı Körfez Cemevi Başkanı Ziya Karadağ ve Alevi Kültür Dernekleri Kocaeli Şube Başkanı Birol Sağlam tarafından okundu. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Ortaçağ vahşetiyle gerçekleştirilen bu katliam, Türkiye’nin aydınlık geleceğine, çağdaşlığına, demokrasi ve laikliğe, halkların kardeşliğine, eşitçe bir arada yaşama kültürüne ve çok kültürlülüğe yapılan bir saldırıydı. İnsanlık tarihine kara bir leke olarak geçen Sivas katliamının üzerinden 29 yıl geçti. Madımak 29 yıldır hala yanıyor. Yirmi dokuz yıldır Alevilerin canı, teni, inancı, kültürü, maddi ve manevi varlığı yanmaya devam ediyor.  Katliamın öncesinde gerici ve şeriatçı örgütler haftalarca nefret ve düşmanlık içeren bildiriler dağıtıp “kıyam” çağrılarıyla Sivas’a gelecek olan aydınlarımızı ve canlarımızı hedef gösterdiler.

“KATİLLERİN ÇOĞU HİÇ CEZA ALMADI”

Katliamın yaşandığı gün devlet yetkilileri şeriatçı güruhun toplanmasını ve kalabalıklaşmasını saatlerce seyrettiler. Bu insanlık düşmanı katiller kan ve intikam sloganlarıyla katliam için harekete geçerlerken hiçbir devlet gücü onlara değil müdahale etmek, herhangi bir hamlede dahi bulunmadı. Bu katiller planlı bir şekilde teşvik edilip, yönlendirildiler. Katliamcı güruh önce etkinliğin yapıldığı Kültür Merkezine saldırdı. Ancak orada bulunan canların direnişiyle püskürtüldüler. Şeriatçı-yobaz katil sürüsü nefret saçarak, sloganlar ve tekbirler eşliğinde otele yönelip güvenlik güçlerinin gözleri önünde bu barbarca katliamı gerçekleştirdiler. Açıkça görüldüğü gibi katliam göz göre gerçekleştirildi. Sivas Madımak Katliamı egemenlerin organize ettiği, bu katil güruhun tetikçiliğiyle hayata geçirilen, planlı bir katliamdı. 29 yıldır hala yüreğimizde açtığı yara kapanmayan bu katliam sonrası, katliamda yer alan gerici katil güruh içinden sadece çok küçük bir grup hakkında dava açıldı. Uzun süren yargılamalar sonunda bu katillerin çoğu ya hiç ceza almadılar ya da küçük cezalarla kurtuldular.

“EMEĞİN HAKLARINI SAVUNANLAR HALA KATLEDİLİYORLAR”

Biliyoruz ki; bir daha asla yaşanmasın dediğimiz insanlık suçlarında Madımak ne ilkti, ne de son oldu.  Bu topraklarda; Enel hak dediği için Hallacı Mansur asıldı, Seyyid Nesimi’nin derisi yüzüldü. 16. yüzyılda Pir Sultan Abdal asıldı. Dersim’de Çorum’da, Maraş’ta, 1 Mayıs 77’de Taksim’de, Gazi’de olduğu gibi insanlık suçları Madımak’tan sonra da sürdürüldü. Gezi Direnişi’nde, Roboski’de, Suruç’ta, Ankara Garı’nda… Bugün bu ülkede; demokrasi ve özgürlük isteyenler, barış içerisinde kardeşçe, eşitçe, bir arada yaşamı savunanlar, gerçek bir laiklik için mücadele edenler, emeğin haklarını savunanlar hala katlediliyor. Baskılarla, gözaltılarla, tutuklamalarla, susturulmaya çalışılıyor. Yasama, yürütme ve yargının tek elde toplandığı, her kararın tek bir kişi tarafından verildiği tek adam rejiminde; hukuk, hak ve özgürlükler ayaklar altında. 

, bugün bunlarla anılır durumdadır. AKP tersine bir Robin Hood’dur. Kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri, taciz, tecavüz, çocuk istismarı artarak devam ediyor.  Kuşkusuz; hukuka aykırı bir şekilde uluslararası bir sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi’nden, tek bir kişinin kararı ile çekilmek kadın düşmanlarını cesaretlendirmiştir. Haklarımızdan da, hayatlarımızdan da vazgeçmiyoruz diyen kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıktıkları gibi iktidarın kadın düşmanı uygulama ve kararları karşısında da baş eğmemiş, mücadeleyi sürdürmüştür.

“TÜM ALEVİ KATLİAMLARIYLA YÜZLEŞİLMELİ”

Sivas Katliamı’nın 29.yılında demokrasi, eşitlik ve özgürlük talebiyle yan yana gelen bizler taleplerimizi yineliyoruz.  Alevilerin hakta ve özgürlükte eşit yurttaşlar olarak tanınma talebinin içeriği ve gerekçeleri açıktır. Aleviler var’dır ve Alevilik haktır’tır. Tam da bu nedenle; Türkiye toplumunun utancı olarak görülmesi gereken tüm Alevi katliamlarıyla yüzleşilmeli ve bu bağlamda; Madımak Oteli utanç müzesi yapılmalıdır Zamanaşımına uğratılan Maraş, Çorum ve Sivas katliamlarının dosyaları yeniden açılmalı ve failleri ortaya çıkarılmalıdır. Eğitim, öğretim başta olmak üzere tüm kamu hizmeti alanlarında ve bürokraside Alevilere yönelik ayrımcılık iddiaları, hukuk devleti ilkesine inanan tüm yurttaşların adalet duygusunu tatmin edecek biçimde soruşturularak aydınlatılmalıdır. Zorunlu din dersleri kaldırılmalıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılmalıdır. Cemevleri ibadethane olarak kabul edilmelidir. Alevi köylerine zorla cami yapılmasına son verilmeli,  Hacı Bektaş Dergâhı, dergâhın gerçek sahipleri olan Alevilere teslim edilmelidir. Gasp edilen alevi dergâhları ve kutsal mekânlarına yönelik yağmaya son verilmeli ve iade edilmelidir.”

Yorumlar