12 Nisan 2022

ANF News

HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Türk cezaevlerinin kapasitesinin üstünde doluluğuna ve ihlallere dikkat çekerek, tutsakların ölüme sürüklendiğini ve büyük dramlar yaşandığını söyledi.

ANF/ANKARA

HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, “İstanbul ATK üzerinde siyasi baskılar var. Bu yüzden de mahpuslar, ya ölüm döşeğinde ya tabutta tahliye ediliyor” dedi.

ANF’ye konuşan HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Avrupa Konseyi’nin dünya cezaevleri ile ilgili yaptığı araştırmalar üzerine açıkladığı son raporuna göre; Türkiye’nin, Rusya’dan sonra cezaevi nüfusu en fazla devlet olduğunu hatırlattı. 

Bir yılda cezaevlerine giren mahpus oranı açısından da Türkiye’nin rekor kırdığını ifade eden Gergerlioğlu, Türkiye’de hapsedilme oranının yüzde 89,3 arttığını belirtti. 

Gergerlioğlu, şöyle devam etti: “Vahim bir durum var. Bütün bunlardan dolayı cezaevleri kapasitenin üzerinde tıka basa dolu. Bazı hapishanelerde yüzde 166’ya varan bir doluluk oranı var. 10 kişilik yerde 35 kişi tutarsanız, ilk önce insanların ruhsal ve fiziksel sağlığı bozulur. Şu anda en büyük sorun bu. İnsanların sağlıkları bozuluyor ve bundan dolayı hasta mahpusların sayıları her geçen gün artıyor. Zaten cezaevlerine hasta olarak girenler daha da hasta oluyor. Şu anda cezaevlerinde ölüm oranları çok yüksek. Cezaevlerinde yaşanan ölümlerde de dünyada Rusya’dan sonra ikinci sıradayız. Bu oranların içinde de yüzde 13,9’da intihar vakaları var.”

CEZA ERTELEME YOKUŞA SÜRÜLÜYOR

Hasta tutsakların infazlarının ertelenmesi prosedürlerinin kolaylaşmasına ilişkin yasa teklifleri verdiklerini anımsatan Gergerlioğlu, şunları söyledi: “Kanser, alzheimer ve diğer birçok kronik ve ağır hastaların cezaevlerinde kalmaması gerekiyor. Son derece ağırlaştırılmış prosedürler var. Ceza erteleme konusu yokuşa sürüklüyor. Şu anda önümde birçok vaka var. Özge Özbek, 4. evre beyin kanseri, oldukça ağır bir beyin ameliyatı geçirmiş. Bir sene önce infaz erteleme aldı, daha sonra ertelemeler iptal edildi ve şimdi yeniden cezaevinde. Eğitim Araştırma Hastanesi, ‘Cezaevinde duramaz’ diyor ama İstanbul ATK, ‘Hayır cezaevinde kalabilir’ diyor. Hepimiz hastanelere gidiyoruz ve doktor, doktordur. Eğitim Araştırma Hastanesi’ndeki hekim de, ATK’deki değil mi? İstanbul ATK üzerinde siyasi baskılar var. Bu yüzden de mahpuslar, ya ölüm döşeğinde ya tabutta tahliye ediliyor.”

İKTİDAR VEBAL ALIYOR

Aysel Tuğluk’un ağır demans hastası olmasına rağmen cezaevinde tutulduğuna dikkat çeken Gergerlioğlu, Kocaeli Üniversitesi Hastanesi, iki kere infaz erteleme verdiyse de İstanbul ATK’de takıldığının altını çizdi. 

Gergerlioğlu, şunları paylaştı: “Fethullah Gülen Cemaati davalarında da aynı şeyleri görüyoruz. Geçtiğimiz günlerde tutuklu iki hasta mahpus vefat etti. Biri 86 yaşındaki Nusret Muğlu. Artık adamın adım atacak hali yok, piri fani olmuş. Diğeri de 83 yaşında hasta mahpus Yusuf Pekmezci. İki mahpus için de infaz erteleme çok gecikti. Seni tahliye etmeyeceğim, sana bu raporu vermem, seni mimledim, şeklindeki devlet anlayışını buralarda çok net görüyorsunuz. Yakından takip ettiğim Abdo Baran adlı mahpus, bilinci yerinde olmamasına rağmen yoğun bakımda kelepçelendi ve kelepçeli bir şekilde hasta yatağında hayatını kaybetti. Bugün Meclis’te de gündeme getirdim; Van Cezaevi’nde Şervan Cangüder, 20 yaşında ve 5 senedir kaldığı hapishanede yaşadığı depresyon nedeniyle intihar etti. Sinan Kaya, 28 yaşında karaciğer nakilli ağır hasta mahpus, intihar etti.”

BÜYÜK DRAMLAR YAŞANIYOR

Ailelerden çok fazla başvuru aldıklarını ve onlarla yoğun şekilde temasta olduklarını ifade eden Gergerlioğlu, şunları ekledi: “Çok büyük dramlar yaşandığını görüyoruz. İktidar çok büyük beddualar alıyor. A’dan Z’ye bütün vakaların üzerini örtüyorlar. Bizim zihnimizde unutamadığımız o kadar isim var ki inanamazsınız. İnsanların ismini unutamıyoruz, bizde o kadar büyük iz bırakıyorlar ki. Herkes unutuyor, biz unutamıyoruz. İnsanları adil ya da adil olmayan yargılarla cezalandırdınız ama siyaset bir kenara bırakılmalı. Hasta olmuş bir insana siyaset, din, mezhep ayırt etmeden hepimiz geçmiş olsun, deriz. Bakıyoruz ki, bütün bu raporlar düşman hukukuyla hazırlanmış. Aysel Tuğluk’un raporu bunun en iyi örneği; ATK raporunun sonu kadar, işlediği düşünülen suçlamalarla dolu. Demek ki siyaset diğer vakalarda da olduğu gibi ağır basıyor. Çok kişi kurtarılabilirdi ama gencecik insanları kaybettik.”

Yorumlar