13 Ekim 2022

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sokakta polis, Mecliste Cumhur İttifakı medya özgürlüğünü engelliyor. Kuzey Kore’nin yerine geleceğiz bu gidişle, 180 ülke arasında 149’uncuyuz, Kuzey Kore 180’inci.

Bu yasayı da çıkarırsanız 180’inci olacağız.
Bakın, yalan falan değil, belgeler var. Dicle Fırat Gazeteciler Derneğinin raporunu görün.
Helikopterden atılan köylüyü haber yaptığı için gazeteciler aylarca içerde yattı.
Siz “yalan” değin, yalan atmaya devam edin.
Ardından bu gazetecilerin haberini yaptığı için diğer gazetecilere de dava açıldı. İşte böyle bir ülke burası ve bu sansür yasasıyla daha da berbat bir medya özgürlüğü oluşturacaksınız.
Bakın, Danıştayın iptal kararına rağmen, bir İçişleri Bakanı var ya, hâlâ polislerin gazetecilere çekim yapmasını engellettiriyor, gazeteciler darbedilerek gözaltına alınıyor, hâlâ bu yapılıyor. Ne yasa ne hukuk hiçbir şey tanımıyorsunuz. Danıştayın iptal kararı var ya!
Çekim konusunda Danıştayın iptal kararı var ve İçişleri Bakanı dinlemiyor.
Daha dün Meclise medya mensupları alınmadı ya, medya mensupları! Meclis Başkanlığının önünde HDP Grubu olarak bir açıklama yapmak istedik, medya mensupları Meclise alınmadı. Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Sibel Hürtaş şu anda Meclise giremiyor, Meclisin hâli bu; bu Mecliste berbat bir yasa çıkarmayı düşünüyorsunuz bu hâlde.
Bakın, polis şiddet uygulamaya devam ediyor halka, gazetecilere ve milletvekillerine. Vekilimize şiddet uygulandı ama şunu bilin: Bakın, keskin sirke küpüne zarar. O ağzı küfürle dolu, ağzı bozuk bir İçişleri Bakanınız var ya, Bakanlığını mahvetmiş durumda. Tüm müdürler, amirler polis memurlarına küfrediyor. Bakın -elimde bir suç duyurusu, işte burada- İstanbul İl Emniyet Müdür Yardımcısı hakkında, Ayhan Karaduman hakkında bir polis memuru suç duyurusu yapmış. Polise o kadar hakaretler etmiş ki küfürler etmiş ki vallahi, bunu okumaya hayâ ediyorum ve sonunda polis memuru “Müdür beyin hakaretlerine ve saldırısına son vermemesi üzerine, yine saygımı ve duruşumu bozmadan ‘Müdürüm artık yeter! Ben de insanım, insan psikolojisi bunu kaldırmaz.'” demiş ama sadece burada mı kalıyor? İşte, geçen gün Osmaniye’de, Yunus Emre Örs; bir AK PARTİ’li vekilin oğlu hakaret etmiş bu polis memuruna ve mobbinge uğramış, sürülmüş ve ardından intihar etmiş. Polisin arkadaşları Cumhuriyet gazetesinden Barış Pehlivan’a anlattı; yazdı, okuyun. Bakın, Bakanlığı öyle bir hâle getirdiniz ki Bakanınız küfürbaz, müdürleriniz küfürbaz. Bitmedi, vekili olduğum Kocaeli’nin Kandıra ilçesinde bir polis intihar etti. Yine o da burada açıklıyor; bakın, başkomiserlerine hakkını helal etmediğini söylüyor. Ne diyor? Ağır bir mobbinge uğramış. İntihar mektubundan aktarıyorum: “Yaşadığım süreçte kullanılan ağır cümleleri daha fazla kaldıramayacağım ve yutamadığım için böyle bir karar aldım. Bu intihar kararıma sebep olan konuyu detaylarıyla ulaşması gereken kardeşlerime ulaştırdım, onlar gerekli yerlere iletecektir ama Y.A. ve M. Başkomisere hakkımı helal etmiyorum, ahirette onlarla hesaplaşacağız.” diyor. Bakın, şiddet sadece bize değil, keskin sirke küpüne zarar. Sekiz günde 5 polis memuru intihar etti. Ülkeyi içine getirdiğiniz hâl bu.

Dün, Süleyman Soylu bir basın toplantısı yaptı. Bu polis intiharları için dedi ki: “Ailevi ve ekonomiktir.” Bakın, hiç utanmadan, yüzü kızarmadan bunu söyledi ve dün gece bir polis memuru daha intihar etti. Bütün bu berbat olan Bakanlıktan… Enver Gökdemir, Beyoğlu polis amirliğinde nöbette kafasına sıktı ve intihar etti. Haberiniz var mı? “Yalan, yalan.” deyip duruyorsunuz. İşte, ben belgelerle konuşuyorum, belgelerle. Bakın, o İçişleri Bakanınıza da buradan söylüyorum, merhum Mehmet Akif âdeta onun için demiş: “Şarka bakmaz, garbı bilmez, edepten yok payesi; bir kızarmaz yüz, bir yaşarmaz göz bütün sermayesi.” İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu âdeta tarif etmiş.

Bakın, Meclis Başkanı az mı kalıyor? Yahu bu Meclise hakaret ediliyor ve hâlâ susuyor. Ben, biliyorsunuz, sahte bir tutanakla bu Meclisten çıkartılan bir vekilim ve sonra geri döndüm. Bitmedi, Meclis Başkanı sahte tutanak tutturdu. Ardından Ayşe Acar Başaran vekilimize polis “Seni duvara çivilerim.” dedi, bu Meclise hakaret etti, hepinize hakaret etti, sustu o Meclis Başkanı. Sayın Mustafa Yeneroğlu’na polis hakaret etti, sustu o Meclis Başkanı. Şimdi de Habip Eksik vekilimizin bacağı kırıldı, hâlâ susuyor. Sayaç tuttum, dört gündür susuyor. Vallahi de billahi de ben ve tüm arkadaşlarım o konuşana kadar onun peşindeyiz, konuşacak Mustafa Şentop. Bu Meclisin Başkanı mısın nesin kardeşim? Nedir? Böyle Başkanlık mı olur? Meclise hakaret ediliyor.

Bakın, insanlar, bu millet bizi buraya vekili olarak gönderdi ve bu Meclisin haysiyeti için gönderdi.

Yorumlar