21 Kasım 2020

SES KOCAELİ / İSMET ÇİĞİTTÜM YAZILARI

Hepimizi, herkesi Allah korusun ama bu pandemi döneminde mikrop kapsanız, testiniz pozitif çıksa da bir hastaneye yatırılsanız, “Ne yapalım, kaderde bu da varmış” der, kendinizi Türk tıbbının müstesna insanlarının eline teslim edersiniz.

Ama kayınvalideniz ya da bir başka akrabanız hastalandı da korona teşhisi konuldu diye herkesin sizden sanki mikropmuş gibi korkup kaçması, bu nedenle sizin zorunlu olarak eve kapanmanız hiç hoş bir durum olmuyor.

Kaynanam hasta diye o hastanede, durumu iyi ben bir haftadır eve kapanmış durumdayım. Evde sürekli televizyon açık, havalar soğuduğu için kombi yanıyor.

Bir yandan acaba gelecek ay elektrik, gaz faturası ne gelecek diye düşünürken, diğer yandan televizyon başında pinekliyorum.

Bu pandemi döneminde TRT-3’e (Meclis TV) fena takıldım. Şu sıralar mecliste AKP ile MHP’nin getirdiği bir torba yasa görüşülüyor. Aslında bu yasa, bu ülkede yaşayan herkesi, 83 milyon kişiyi ilgilendiren çok önemli bir yasa.

Salıdan cumaya kadar her gün Meclis’i sürekli izledim. Öncelikle şunu söylemek isterim. Bu meclisi izleseniz. Bir dahaki seçimlerde sandık başına gidip oy kullanmazsınız…

Mecliste çok önemli, bu ülkedeki herkesi ilgilendiren bir torba yasa görüşülüyor. Ama malak derisi koltukların bulunduğu Meclis’te genel kurul salonunun herhalde en az dörtte üçü boş.

İktidar sıralarında (AKP ve MHP) sanırım karar yeter sayısı kadar milletvekili var. Hani yasanın maddeleri oylanırken el kaldıran sayısı eksik kalmasın, iktidarın, Beştepe’nin istediği maddeler bir aksiliğe uğramadan geçsin diye yetecek kadar milletvekili nöbetçi bulunuyor.

Muhalefet sıraları da boş. Muhalefet yasanın bir maddesi görüşülüp oylanırken tam kadro salonda bulunsa, belki iktidarın istediği o madde genel kurulda red edilecek.

AKP ve MHP salonda yeterli sayıyı toplayana kadar iş işten geçecek. Ama muhalefetin de umurunda değil.

Yani, sözün kısası, olaya Meclis genel kurul salonundan baktığınızda, vatandaş iktidarın da muhalefetin de umurunda değil.

……………………….

Ancak, hakkını yememek lazım. Meclis’te kaliteli tartışmalar da oluyor. Özellikle Kocaeli’nin muhalefet milletvekilleri Tahsin Tarhan, Lütfü Türkkan ve Dr.Ömer Faruk Gergelioğlu’nu kutlamak isterim.

Son seçimlerde bu muhalefet milletvekillerine oy veren Kocaelili seçmenler, verdikleri oyları helal edebilirler.

Hiç değilse bunlar çıkıyor, konuşuyor, halkın sesini Meclis kürsüsünden duyuruyorlar.

Bir hafta boyunca Meclis TV’yi izledim. AKP veya MHP’li Kocaeli milletvekillerini kürsüde hiç görmedim.

Önergelerde isimleri bile geçmedi. Kaç tanesi bir hafta içinde toplam kaç dakika Meclis genel kurulunda bulundu bunu da bilmiyorum.

Eğer nöbet sıraları kendilerine gelmiş de genel kurulda bulunmuşlarsa, sadece el kaldırıp “Kabul oyu” vermişlerdir diye düşünüyorum.

Meclis’te görüşülen ve bu ülkede yaşayan herkesi ilgilendiren torba yasa gerçekten çok önemli. Gaz fiyatları, elektrik fiyatları ile ilgili.

Kömür madenleri, diğer maden ocakları, taş ocakları ile ilgili. Doğa ile, insanlar, bütün hayvanlar ve canlılar ile ilgili.

Muhalefet “Bakın bu torba yasadaki şu madde şu açıdan çok sakıncalıdır” diyor. Sakıncalarını anlatıyor. AKP’den veya MHP’den kimse çıkıp, “Sen yanlış söylüyorsun” demiyor.

O gün nöbetçi olan Meclis Başkanvekili, muhalefetin verdiği önerge için komisyon sözcüsüne dönüp, “Siz önergeye katılıyor musunuz?” diye soruyor. Komisyon sözcüsünden hep aynı cümle, “Katılmıyoruz sayın Başkan” diyor.

Değişiklik önergesi veren muhalefet adına konuşmalar yapılıyor. Çok önemli sözler, çok önemli iddialar ortaya atılıyor.

Karşısında bir cevap yok, “Sen yalan söylüyorsun. Öyle değil” diye yasa maddesini savunan yok. Muhalefet sözcülerinin konuşması bitince Meclisi yöneten başkan genel kurula soruyor:

“-Bu maddeyi kabul etmeyenler?”

Muhalefet sıralarından cılız sayıda el kalkıyor.

Nöbetçi Meclis Başkanı tekrar soruyor:

“-Maddeyi kabul edenler?”

AKP ve MHP sıralarından mevcut bulunanların elleri otomatik kalkıyor. Elleri havaya kalkan iktidar milletvekillerinin bir kısmının diğer elinde telefonu var. Bir kısmının eli ise, esneyen ağzını kapatıyor. Belki neye kabul oyu verdiklerini bile bilmiyorlar. Ama elleri havaya kalkıyor ve kanun maddesi kabul ediliyor…

………………….

Emin olun, TBMM’yi oturup televizyondan izlyemek, korona virüse yakalanıp, hastanede yatmaktan daha korkunç bir olay.

Her şeye rağmen, HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nu, İYİ Parti Milletvekili Lütfü Türkkan’ı ve  CHP milletvekili Tahsin Tarhan’ı kutlamak isterim. 

En azından üzerlerine düşen muhalefet milletvekilliği görevini layıkıyla yerine getirmeye çalışıyorlar. Muhalefet sözcüleri yolsuzluklarla ilgili çok ağır ithamlarda bulunuyorlar.

Bu yasa ile doğanın, çevrenin, insan sağlığının çok büyük riske girdiğini belirtiyor, “İleride sizin çocuklarınız, torunlarınız bile hesap vermek zorunda kalacak” diyorlar. İktidar milletvekilleri yüzlerinde tuhaf bir ifade ile sadece kürsüye bakıyor, sonra “

Kabul edenler” denildiğinde el kaldırıyorlar. “Sen yalan söylüyorsun, söylediğin gibi değil, böyledir” diyemiyorlar. Onların çaresiz birer emir kulu olduklarını,  el kaldırmaktan başka yetkilerinin bulunmadığını hissediyor, onlar adına da üzülüyorsunuz.

Size tavsiyem; eve kapanmak, televizyona mahkum olmak zorunda kalırsanız, bir film, bir dizi, ya da bir maç veya o iktidar yanlısı kanallardaki rezil kepaze programlardan birini izleyin.

Sakın ha, Meclis TV’yi izlemeyin. Sağlamken hasta olursunuz. Virüs kapmasanız bile, “Ben nasıl bir ülkede, nasıl bir demokraside yaşıyorum” diye kafayı yersiniz.

Yorumlar