25 Aralık 2020

TBMM

YouTube

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bildiğiniz gibi son günlerde gündemdeyiz. Çıplak arama iddialarını gündeme getirdiğimiz için yalanlar, hakaretler, iftiralar, tehditlerle karşılaşıyoruz ve bunlar sadece ve sadece bir gerçeği örtmek için. Bu saldırıların nedeniyle ilgili bir açıklama yapmak isterim. Şahsıma yönelik itibarımı ayaklar altına alıcı bir saldırı gerçekleşmektedir. Katıldığım bir on-line “Zoom” paneli bahane edilerek şahsıma saldırılmaktadır. İnsan Hakları Haftası dolasıyla 9 Aralık günü bir insan hakları savunucusu olarak benden on-line panelde ifade özgürlüğüyle ilgili bir sunum yapmam istendi. Ben de bu panele katıldım ve ifade özgürlüğüyle ilgili bir sunum yaptım on beş, yirmi dakikalık ve oradan ayrıldım. Benim dışımda farklı kesimlerden katılımcılar vardı, Türkiye’den insan hakları savunucuları vardı ve farklı kesimlerden insanlar vardı. Onlar da sunumlarını daha sonra, bilahare yaparak ayrılmışlar. Bundan sonra oradaki katılımcıların kimliğinden dolayı şahsıma yönelik işte “FETÖ’cüdür.” “Şudur, budur…” gibi birtakım saldırılarda bulunuldu.
    METİN YAVUZ (Aydın) – Değil misin, değil misin?
    MURAT ÇEPNİ (İzmir) – Sensin, sen; kim bağırıyorsa odur.
    ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Ben insan hakları savunucusuyum. Orada sunduğum ifade özgürlüğü metni de burada. Benim bu metnimi okumak isteyenler biraz sonra benden alabilirler. Benim bu metnim kendi kişisel web sitemde metin olarak durmakta, YouTube kaydında da ne anlattığım bellidir. Benim gizlim saklım yoktur, yıllardır insan hakları savunucusu olarak çalışan bir insanım.
    Değerli arkadaşlar, bu topluma “insan hakları” kavramını öğretmek için yıllarca bedel ödemiş bir insanım. Benim on beş yıldır yaptığım çalışmalar kişisel web sitemde apaçık bir şekilde vardır, binlerce faaliyetim apaçık bir şekilde vardır. Şimdi, bize bu iddiaları ileri sürenlere ben hayatımdan bazı kesitlerle insan hakları kavramını anlatmak isterim. Bakın, ben zamanında MAZLUMDER Başkanlığı yaptım, Kocaeli Şube Başkanlığı ve Genel Başkanlık; o dönemde özellikle başörtüsü ve Kürt meselesi konusunda çok yoğun uğraş verdik. Ben başörtüsüyle ilgili yıllarca, belki on yıllarca eylem yaptığım, açıklamalar yaptığım için bana “mülteci” dendi ve şu anda başörtüsü serbest ama bize o zamanlar bu damga vuruldu. Daha sonra Hrant Dink cinayeti işlendi, ben Adalet Talebimiz Var İnisiyatifini kurarak her kesimden insanın katıldığı bir inisiyatifle o günkü Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü de ziyaret ederek Devlet Denetleme Kurulu raporunun açıklanmasını istedik ve Sayın Gül de bize o gün bu konudan çok rahatsız olduğunu, çok üzüldüğünü söyledi ve Ermenilere yapılan haksızlığa karşı uzun yıllar mücadele ettim, bu sefer bana “Ermenici” dediler.
    Daha sonra, Kürtlere yapılan haksızlıklara karşı, zaten hayatımın başından itibaren mücadele verdim, mazlum Kürt halkı için de sonuna kadar veririm ve bunun karşılığında yirmi yedi yıllık uzman doktorluk hayatım bitirildi, “Sen PKK’cısın, Kürtçüsün, teröristsin.” diyerek işimden atıldım, cezalar aldım, her türlü hakarete uğradım. Ama ben insan hakları savunucusuyum.
    Ayrıca, bakın, ben İzmit Protestan Kilisesi’ne molotofkokteyli atıldığı zaman ilk açıklama yapan insanım, o açıklamada… Pastör Wolfgang Hade beni arayarak “Ya, sen başörtüsü eylemleri yapan birisisin, kiliseye bomba atıldığı zaman, yani buna çok sevindik ama nasıl oldu senin gibi birisi bu açıklamayı yaptı?” dedi, ben ona dedim ki: “Ben başörtüsünü ne kadar savunuyorsam senin dininin özgürlüğünü de, kiliseni de savunurum, insan hakları savunuculuğu bu demektir.” (HDP sıralarından alkışlar)
    Ben Sünni bir insanım, Alevi canlar için defalarca açıklamalar yaptım. OHAL mağdurları için, KHK’yle sivil ölüme, soykırıma uğratılan yüz binlerce insan için açıklamalar yaptım, bu sefer de bana “FETÖ’cü” dediler.
    Arkadaşlar, çıplak arama yapılan insanların kimliğine göre mi davranıyorsunuz? Uşak Emniyet Müdürlüğündeki insanlar bu gruptan diye mi bana bunu yapmaya çalışıyorsunuz? Bu memlekette Emin Çölaşan’a, Sayın Kılıçdaroğlu’na bile “FETÖ’cü” denmedi mi ya, Allah’tan korkun yani. İnsan hakları savunuculuğu ne demek şu örneklerle anlamıyor musunuz?
    MURAT ÇEPNİ (İzmir) – Anlamazlar.
    ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – İnsan hakları savunuculuğu demek, kimliğe bakmamak demektir, haksızlığa karşı durmak demektir.
    (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
    ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Benim babam bana dedi ki: “Oğlum sen adaletten yana olasın diye Ömer Faruk ismini koydum.” Ve ben de Ömer olmaya çalıştım. (HDP sıralarından alkışlar)

Yorumlar