25 Temmuz 2022

T24

AKP ve Erdoğan, kitleler üzerinde eski etkisini kaybetmiş görünüyor. Ve bu artık sadece parti teşkilatındaki yorgunluk ile açıklanabilir bir durum da değil

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran’dan dönerken uçağındaki “gazeteci süsü verilmiş mürettebata” şunu söyledi:

“Cumartesi günü Kayseri’yi ziyaret edeceğim. Meydanlar ve caddeler muhalefete gereken cevabı verecektir.”

Muhalefet böyle bir yanıt bekliyor muydu bilmiyorum ama “gereken cevap”, önemli bir gösterge olabilirdi ve nitekim öyle de oldu.

20 Temmuz’da T24’te yayımlanan Onu daha önce hiç böyle görmemiştik başlıklı yazım, 15 Temmuz’da son derece düşük katılımlı cılız mitingin Erdoğan ve AKP teşkilatında bir “mental yorgunluğa” işaret edip etmediğini sorguluyordu.

Kayseri’de bu konuda bir yanıt daha almış olduk: Devletin olanaklarının seferber edilmesine, fabrikaların filan boşaltılarak mitinge insan taşınmasına rağmen, eski havasından çok uzak bir miting gerçekleştirebildi.

Kayseri gibi “partinin kalesi” sayılabilecek bir kentte bile eski kalabalıkları toplayamadı.

Erdoğan’ın Kayseri’den bir gün önce İstanbul’da Eyüpsultan’da yaptığı toplu açılış töreni de aynı şekilde sonuçlanmıştı.

Abdurrahman Dilipak’ın, Eyüpsultan’daki mitingin ardından sosyal medyada yazdığı şu mesaj, mitinglerin cılızlığı ile ilgili tespitlerin sadece muhalefete ait olmadığını da ortaya koyuyordu:

“AK Partide ne oluyor? 15 Temmuz’da Fatih’te, bugün Cuma çıkışı Eyyub sultanda cami çıkışı meydanda bir avuç insan. Ne oluyor, bu olanlara bir anlam veren var mı?” (Orijinal metin böyle, bir düzeltme yapmadım.)

Erdoğan ve partisi için “imaj ve algı”, gerçeğin kendisinden her zaman daha çok önem taşıyor.

Devlet olanaklarının sonuna kadar kullanıldığı mitingler de partinin ve liderinin hâlâ güçlü olduğu, kamuoyunda büyük desteğe sahip olduğu algısını yaratmak için en iyi fırsat.

Böylece Erdoğan’ın sözünü ettiği “gereken cevap” da alınmış oluyor.

AKP ve Erdoğan, kitleler üzerinde eski etkisini kaybetmiş görünüyor.

Ve bu artık sadece parti teşkilatındaki yorgunluk ile açıklanabilir bir durum da değil.

Kayseri Milletvekili ve AKP Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş’ın, Kayseri mitingi öncesinde yerel bir kanalda söyledikleri, durumu daha iyi açıklıyor:

“Şu an AK Parti’ye karşı bir kırgınlık, kızgınlık var. Ekonomik sıkıntılardan kaynaklı ‘niye böyle’ diyenler var. Ama böyle global bazda bir ekonomik sıkıntı ne zaman oldu bilmiyorum ama herhâlde 70’lerde bir petrol kriziyle ortaya çıkan bir sıkıntıydı. O zaman çok önde olan Adalet Partisi’ni ikinci parti haline getirmişti. Tek başına iktidardan almıştı.”

Erdoğan’ın, Kayseri mitingindeki sözleri kendisinin de seçmendeki bu “kırgınlık ve kızgınlığın” farkında olduğunu gösteriyor:

“Varsa yanlışlar düzeltilir, hatalar telafi edilir, kırgınlıklar giderilir. Bırakacağımız en önemli miras geleceğimize halel getirecek nifaklara itibar edilmesin.”

Burada dikkatinizi Erdoğan’ın konuşmasındaki “varsa” ifadesine de çekmek isterim.

Belli ki Erdoğan, bir sabah kendisini iktisatçı zannederek uyanmasının yarattığı sonuçları kabullenmekte zorlanıyor.

Ekonomide yarattığı tahribata kaynaklık eden hataları ve yanlışları kabul etmekte zorlanan birisinin bu “hataları ve yanlışları nasıl düzeltebileceği” de ayrı bir konu tabii.

Muhalefet cephesi, seçmenin önüne etkili olabilecek bir program ve bu programı uygulayabileceği inancını yaratacak ciddi bir aday koyarsa, bugün araştırmalarda az farkla birinci görünen AKP’nin oy kaybının daha da hızlanacağını bugünden söyleyebilirim.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen Kayseri Toplu Açılış Töreni’nde

Biraz da gülelim

Bu sözleri AKP Grup Başkan Vekili Mahir Ünal, partisinin Kilis’te düzenlediği toplantıda söyledi:

“Biz kimiz? Biz AK Parti’yiz. Bu topraklardaki iyiliğin, merhametin bugünkü temsilcileriyiz. Biz insanlığın üzerinde yükseldiği değerlerin bugünkü sahipleri ve savunucularıyız.”

Mahir Bey için bir fırsat

“Bu topraklardaki iyiliğin ve merhametin temsilcilerinin” iktidarında, Somalili Muhammed İsa Abdullah’ın sınır dışı edilmesine karar verildi.

Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun açıklamasına göre Somali’ye gönderilmesi halinde Abdullah’ın hayatı tehlikeye girecek.

İsa Abdullah’ın suçu, lokantasının tabelasında geleneksel Afrika renkleri olan sarı – kırmızı – yeşil renklerine yer vermiş olması.

Biliyorsunuz bu renkler, kanunen olmasa da polis marifetiyle bir arada kullanılması yasak renkler arasında.

Bunun neden yapıldığını anlatmama gerek yok sanırım.

Türkiye’nin Afrika açılımı sırasında Somali’ye özel bir önem verildiğini hatırlarsınız.

Orada okullar, hastaneler inşa ettik, büyük bir de askeri üssümüz var.

Somalili öğrencileri Türkiye’de üniversite okumaya da teşvik ettik, bazıları T.C. vatandaşı da oldular.

Bugün tabelasındaki renkler yüzünden polisin hedefine giren ve sınır dışı edilmek istenen Abdullah da bu öğrencilerden biriydi.

Mahir Ünal Bey belki “iyiliğin ve merhametin temsilcisi” olarak bu durumla da ilgilenmek ister diye kendisine haber vereyim dedim.

HDP Milletvekili Gergerlioğlu ve SAAB’ın işletme sahibi Muhammed İsa Abdullah

Yorumlar