10 Kasım 2022

Değerli basın mensupları hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum.

Yine hak ihlalleri var. Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu görevini yapmadığı için buradan basın toplantılarımız ile ülkemizdeki hak ihlallerini gündem ederek durdurmaya çalışıyoruz ve Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığı’nı da göreve davet ediyoruz.

Değerli arkadaşlar Kocaeli’de iki ÇED toplantısı yapıldı. Çevreyi kirletecek birtakım tesisler için ÇED toplantısı yapıldı ve buna muhalefet etti toplum fakat buna rağmen ÇED toplantısı ile ilgili sanırım yapıldığına dair tutanaklar tutuldu, itiraz edenler yapılmadığına dair tutanaklar tuttu fakat bu konu tartışılmaya devam ediliyor!

Bakın Körfez Yukarı Hereke Mahallemizde bir çöp tesisi yapılacak! Tüm Yukarı Herekeliler, Körfez, Kocaeli halkı bu tesise karşı! Yukarı Hereke çevresini kirletecek, bu tesise uzun süredir Yukarı Hereke halkı karşı ve biz de HDP olarak bu itiraza destek veriyoruz. Tehlikesiz atık geri kazanım bertaraf ve 3. Sınıf düzenli depolama tesisi yapılacağı iddia ediliyor, bir CURUF tesisi yapılacağı iddia ediliyor fakat buranın bir çöplüğe dönüşeceği apaçık gerçek! Elimde bir toplantı belgesi var, bakın burada Hereke’nin tüm dernekleri, muhtarları oy birliği ile bu tesisin yapılmamasının önünde bir çalışma içindeler! Toplantılar ile birçok dernek karar aldı ve ardından bir ÇED toplantısı yapıldı. Bu ÇED toplantısı da vatandaşlar tarafından yaptırılmadı fakat yapıldığı yönünde bir tutanak tutulduğuna dair şüphelerimiz var. İtiraz edenler yapılmadığına yönelik tutanak tuttular. Şunu açıkça söyleyelim kamuoyu bilsin önemli bir konu; Körfez Yukarı Hereke yapılmak istenen bu çöp tesisinin yapılmaması gerekiyor! Doğayı kirletmemesi gerekiyor buna karşı hep birlikte direnelim.

Yine bir başka tesis; Kocaeli’de İGSAŞ (İstanbul Gübre Sanayi Anonim Şirketi) tarafından yapılması planlanan gübre üretim tesisi kapasite artışı ve liman revizyonu projesi. Aslında öncesinde sivil toplum ve Tütünçiftlik Sahili Koruma ve Güzelleştirme Derneği ve siyaset kurumları bu ÇED toplantısına itiraz etmesine rağmen bu ÇED toplantısı yapılmış ve idare mahkemesine gitmişti. İptal edilmişti! Şimdi ben derneğin yaptığı açıklamayı gündem etmek istiyorum. Dernek diyor ki: “İGSAŞ’ın bir önceki kapasite artış projesi için verilen ÇED olumlu kararı için açtığımız dava neticesinde proje ekolojik zararlara vurgu yapılarak yerel mahkemede iptal edilmiştir. Ancak şirket şimdi de hem üç kat üretim kapasite artışı yine üç kata yakın kimyasal depolama artışı yetmezmiş gibi 300 milyon m3 dip taramayla denizi derinleştirip 10 bin m2 dolgu yaparak limanlaşmak istemektedir.” diyor ve bu eğer böyle olursa çevresel faktörlere kötü etkisi olur. Dip tarama ve dolgunun denizimize olumsuz etkileri ile olumsuz gelişmeler olur. “Depremsellik ve olası endüstriyel bir kazada amonyak sızıntısı ya da genleşmesiyle şehrimizle birlikte tüm Marmara bölgesinde hayat kalmayacaktır.” Diyor. “Geçtiğimiz yıllarda Beyrut limanında patlamayı düşündüğümüzde Körfez ilçe Beyrut limanına bir saniye uzaklıktadır. Uyarılarımızı bizleri yönetenlerin dikkate almasını bu projeye izin vermemelerini istiyoruz.” Diyor. Ben de bu projeye izin verilmemesi gerektiğini söylüyorum, bununla ilgili ÇED toplantısı yapıldı, vatandaşlar itiraz etti aslında ÇED toplantısı yapılamadı ama yapıldığına dair tutanak şüphesi var ve yapılmadığına dair tutanaklar da tutuldu. Öncesinde bakın ÇED toplantısı mahkemelik olup idari mahkemeden iptal kararı ile döndü, tekrar bir ÇED toplantısı dayatması içinde bulunuldu ve bunun da akıbetinin ne olacağı belli fakat bir dayatma ile Kocaeli halkı karşı karşıya! Çevre kirliliği noktasında çok önemli zararlar verecek olan bu iki tesis için biz itirazımızı burada tekrar söylemiş oluyoruz!

Pazartesi gününden itibaren devam eden 10 yıllık bir dava; Selçuk Kozağaçlı ve arkadaşlarının yargılandığı Çağdaş Hukukçular Derneği ile ilgili dava devam ediyor. Birçok hukukçu ve dernek mensubu yargılanıyor! Biz bu davaya pazartesi günü katıldık, müdahil olduk, dernek başkanı Av. Selçuk Kozağaçlı’nın uzun savunmasını dinledim ve gördüğüm şu ki; tam bir siyasi yargılama yapılıyor, hukuki bir yargılama yok ortada, siyasi bir yargılama var ve 14 gizli tanığın 10 yıl öncesinde soruşturma savcısı tarafından iddianameye yazıldığı fakat 10 yılda hiçbirinin dinlenmediği ve Selçuk Kozağaçlı neden dinlenmedi sorusuna cevap olarak; “Çünkü gerçek insan değiller.” diyerek izah ettiği vahim bir yargılama var ortada! Dijital deliller ile ilgili yıllarca bir açıklama yapılmadı ve davanın son hakimi bu dijital deliller ile ilgili bir araştırma en sonunda yaptı fakat ayrıntılı bir açıklama yok ve bu dijital deliller üzerinde oynandığı yönünde çok kuvverli deliller var. Bütün bunlara rağmen bu uzun tutukluluk, haksız, hukuksuz bir kararla sonuçlanacak gibi duruyor! Maalesef ülkemizdeki haksız hukuksuz yargılamaların son örneklerinden birisi; zulmen tutuklu olan burada her hafta hatırlattığımız, Av. Selçuk Kozağaçlı ve arkadaşlarının yargılanmasında adalet diyoruz, adalet talebimiz var! Bu dava için biz Silivri Cezaevi’ndeydik parti vekili arkadaşlarımız ile beraber ve burada avukat arkadaşlarımız ile beraber yer aldık. Bu konuda adil bir yargılama ve adil bir karar olması gerektiğini inanılmaz hukuksuz yargılamaların bitmesi gerektiğini söylüyoruz!

Bir başka hukuksuz yargılama; inanılmaz bir olay maalesef şu anda yargılaması yapılıyor. Adana 7. A.C.M.’de yaşlı ve hasta Mehmet Emin Özkan yargılanıyor! 27 yıldır tutuklu, kendisi ileri derecede hasta, sağlığı bozuk. Bu zulüm son bulmalı diyoruz! Mehmet Emin Özkan için şu anda mahkemesi süren, belki karar davası olan Mehmet Emin Özkan için adalet diliyorum aslında infaz erteleme almalı son derece ağır sağlık durumu var, buna rağmen halen zulmen cezaevinde tutuluyor. Mehmet Emin Özkan için adil bir karar bekliyoruz!

Bir başka sıkıntılı durum; daha öncede burada gündeme getirmiştik. Bir cinayet olayı nedeniyle korucu başı kardeşi Veysi Akçay’ın ifadesinde cinayetin Şükrü Akçay tarafından yapıldığı bizzat itiraf edildi deniliyor. Mazlum Çelik vakası için bu başvuruyu aldık. Burada katil ceza aldı fakat maktulün yakınları bu cezanın çok az olduğu noktasında, haksız tahrike sokulduğu noktasında önemli itirazları var. Bu yargı kararına itiraz ediyorlar ve çok büyük bir haksızlığa uğradıklarını beyan ediyorlar! Bu yargılamalarda suçu sadece bir kişinin üstüne atarak diğerlerini kurtarma yönünde bir tavır olduğunu görüyoruz!

Hak ihlali sebebiyle yapılan başvuru izlem formu. Hak ihlalleri var! 14 Ekim 2022 tarihinde İstanbul ve Ankara Barosu’ndan ÖHD, İHD, TİHV, CİSTT ve ÇHD dernekleri olarak Bolu F Tipi Cezaevi’ni heyet ziyareti ve Bolu F Tipi Cezaevi’ndeki ihlaller ile ilgili bir açıklama var. ona da burada yer vermek istiyorum. Bolu F Tipi Cezaevi’nde 170 siyasi mahpus bulunmakta, hak ihlallerinin arttığı yönünde şikayetler var. Eşyaların dağıtılıp yerlere atıldığı, sürekli arama yapıldığı yönünde şikayetler var. Spor, atölye faaliyetleri gibi faaliyetlerin yürütülemediği, havalandırma saatlerinin düşürüldüğü yönünde şikayetler var. Odalara verilen su miktarında kısıtlama şikayetleri varmış. Kitap kotası şikayetleri var. Giysi kotaları var, elektrik tarifesi sanayi elektriğinden uygulanıyor ve son derece ağır faturalar geliyor. Bu yönde şikayetler var, yemekler tek tip ve kalitesiz olduğu yönünde şikayetler var. İdare ve Gözlem Kurulları; uyku düzenine uymama, az kitap okumuş olma, elektrik ve su tasarrufu yapmama gerekçeleriyle iyi halli olmadığına dair kararlar veriyor ve infazları yakabiliyor, denetimli serbestlikleri yakabiliyor! İnfaz hakimliği ve ağır ceza mahkemelere itirazlardan sonuç alınamıyor! Mahpuslarda yoğun bir şekilde tahliyelerin engelleneceği endişesi var. Hasta mahpuslar tahliye edilmiyor! Onlar da büyük zorluklar yaşıyorlar! Açlık grevleri var, 52’şer kişi 10’ar günler periyotlarla açlık grevindeler, 2 haftalık telefonlara çıkmama kararları var. Bolu F Tipi Cezaevi’nden oldukça yoğun ve sıkıntılı günler yaşanıyor! Mahpuslar tarafından kapıya vurma eylemleri gerçekleştiriliyor, idarenin olumsuz tavırları nedeniyle çözüm bulunamıyor! İnsan hakları dernekleri ve hukuk dernekleri bir tespit yaptılar ve biz de siyasetçi olarak Meclis’ten bu açıklamaya dair yorumlarımızı burada size sunuyoruz. Bu ihlallerin bir an evvel bitmesi gerekiyor. Sıkıntılı bir durum var Bolu F Tipi Cezaevi’nde.

Amasra’daki maden ocağında yaşanan kazada çok ihmaller olduğunu iddia etmiştik, Sn. Bakan Fatih Dönmez’in istifa etmesi gerektiğini söylemiştik. Tüm gelişmeler bizim haklı olduğumuzu çıkarıyor. Havalandırma vantilatörü değerleri 355 kez alarm vermiş olmasına rağmen kaza adım adım geliyorum demesine rağmen maalesef gereken önlemler alınmamış ve düşünün olay günü saat 17.56 itibariyle metan gazı değerlerinde bir artış başlamış 0.71, sonra 18.09’da 1.69 olmuş ve 18.10’da her şey bitmiş durumda çünkü patlama gerçekleşmiş durumda, adım adım gelmiş, giderilmeyen arızaya rağmen üretim görevlilerinin ocağa indiği anlaşılmış. Tedbirsizlik zincirinden ve koordinasyonsuzluktan söz etmek mümkün denilmiş. Göstermelik tedbirler alınmış, havalandırma vantilatör değeri 355 kez alarm verilmiş! Fezlekede şu söyleniyor çok vahim; Amasra Kömür İşletmeleri Müessesi’nin genel işleyişine bakıldığında ihmaller zincirinden bahsetmek mümkündür! Biz de zaten onu söylüyorduk. “Kural ihlallerinin yaygınlığı ve denetimsizliği tüm işletmeyi uzunca bir süredir disiplinsiz bıraktığı. Özellikle iş sağlığı ve güvenliği açısından bir vurdumduymazlığa sürüklediği anlaşılmıştır.” diyor son derece önemli. “Personelin yetkin ve norm kadroya uygun olmaması, hatta müessesede 43 yıldır görevli olan Müdür Yardımcısı’nın iş hayatı boyunca yer altına girmediğini beyan etmiş olması ve benzeri birçok konu ihmaller zinciri oluşturmuştur, ayrıca yönetimsel zafiyet ve ihmalin en risk oluşturan kısmı ise iş güvenliği için gereken analizlerin yapılmaması ve yaşanan patlama olayını kaçınılmaz kılmıştır.” Diyor. Maalesef ki bir Cumhur Zulüm İttifakı klasiği! Biz boşuna mı Cumhur Zulüm İttifakı diyoruz! İşte böyle parayı düşünen işçinin hayatını düşünmeyen bir iktidar ile karşı karşıya olduğumuz için Somalar, Amasralar oluyor! Maalesef bu kazalar devam ediyor!

Bize hak ihlalleri başvuruları geliyor! Bakın Antalya Döşemealtı L Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan Mustafa-Semra Kaygas için bir başvuru aldık. Anne baba tutukluluk ile ilgili vahim bir durum olduğunu görüyorum. “Yengemin çektiği acıları bir kaya parçası çekseydi, yemin olsaydı çatlar, paramparça olabilirdi. İlk olarak 1.5 yaşındaki çocuğundan ayrı kaldı yıllarca ve son olarakta 11 Ağustos 2022 tarihinde babasını kaybetti ve bunu 1 hafta sonra öğrendi, bu acıyı tarif edecek lügatta kelime yok maalesef. Onu ancak kendisi bilir. 1/10 infaz indirimi verilseydi 6 kasım tarihinde çıkacaktı ama çıkarılmadı, 5 yaşındaki kızından ayrı bir anne ve yakın tarihte babası vefat etmiş bir anne. Bu sözleri ağlayarak yazıyorum çünkü bunu her gün içimde fazlasıyla hissediyorum. Abim cezaevinde hukuk okuyor ve annem, babam her gün onları sayıklıyorlar, onlar da sabrın sonuna geldiler tükendiler. Annem her gün hüngür hüngür gözyaşı döküyor, babamı söylemeye ne hacet. Babalar içinde yaşarmış, içinde fırtına kopuyor ama elden ne gelir. Abimin de infaz indirimi olacak ve 2023 yılının Aralık ayında tahliye olacaktı ama o da zor görünüyor.” Diyor. “Artık bu insanları ülkemizin geleceği için serbest bırakın ve işlerine ailelerine kavuşsunlar.” Diyor vatandaşın sesi böyle. Anne baba tutukluluklar perişan olan çocuklar maalesef bir Türkiye kabusu olarak ortada!

Öğrenci arkadaşlarımız başvurmuş. “Üniversite giriş sınavlarındaki adaletsizliği ortadan kaldırın lütfen. Özel okullarda öğrenciler tüm dersleri 100 alarak mezun oluyorlar, devlet liselerinde okuyan öğrenciler ise daha düşük ortalama ile mezun oluyor. Özel lise ve devlet lisesinden mezun olanların ortalamalarını inceleyin.” diyor ve özel okullarda not iltiması yapıldığına dair iddiaları var başvurucunun.

Bilgisayar programcılığı mezunları bize başvurmuşlar ve personel alımlarında oldukça önemli mağduriyetler yaşadıklarını söylemişler. Bilgisayar programcılığı mezunlarının tercih edilmesini talep ediyoruz, teknolojinin bu kadar ön planda olduğu bir çağda son 2-3 yıl içinde yapılan merkezi yerleştirmeler ve atamalar sonucunda 128 kişi atama yapılması çağın gerekliliğini yerine getirmede yetersiz kalındığının göstergesidir. Çok az alım var deniliyor. Bir an evvel bu alımların arttırılması gerektiğini söylüyor. “Açıktan kamuya personel alımlarında 35 yaş şartının kaldırılmasını istiyoruz.” diyor 3249 Bilgisayar Programcılığı Mezunları Platformu bize böyle bir başvuru yaptılar.

Geçen gün Sn. Dışişleri Bakanı’nın yüzüne de söyledim! Barış Büyüksu Türkiye’den Yunanistan’a geçiş yapmış, Yunanistan polisi tarafından darp edilip, Türkiye’ye gönderilirken hayatını kaybetmiş ve Türkiye’de toprağa verilmiş. Yakınları bize başvuruyorlar ve bu konudan şikayetçiler, Yunan makamları cinayet işlediği yönünde iddialar var, bu konunun Dışişleri Bakanlığı tarafından dikkate alınması ve takip edilmesi gerektiğini söylüyorlar. Barış Büyüksu’nun fotoğrafı, ölüm raporu elimizde. Darba uğramış ve kendileri de şikayetlerde bulunmuşlar. Barış Büyüksu ile ilgili bu sıkıntı konusunda biz Dışişleri Bakanlığı’ndan bir cevap bekliyoruz.

“Hastane Bilgi İşlem Personelleri olarak kadro alamadık, sesimizi duyun.” Diyorlar, biz de buradan onların sesi olalım.

Fahri Geçici Kuran Kursu öğreticileri kadro istiyor. Çok az kadro açıldığın yönünde şikayetleri var ve görevde olma şartı aranmadan kategori ayrımı yapılmadan SGK prim günleri baz alınarak direkt kadro hakları verilmelidir deniyor. “Kanun teklifleri onaylanmalıdır. Aylık 7-8 günlük sigortamız yatıyor. Haksız, hukuksuz bir şekilde çalıştırılıyoruz.” diyor arkadaşlarımız. 2013’ten 2018 yılına kadar kuran kursu öğreticisi alımı yapılmadı ve 2018’de 100 kişi alındı deniyor. “Kadro hakkımızı istiyoruz.” diyanet fahri geçici kuran kursu öğreticileri platformunun başvurusunu böylece gündem ediyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığı da bunu duymuş olsun.

İlyas Metin Özel Konya Sistem Anadolu Lisesi’nde matematik öğretmeni çalışıyormuş. Konya Selçuklu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü sözleşmesini yenilememiş. Neden? Denilmiş ki: “Güvenlik soruşturması neticesinde seni Fetö iltisaklı gördük.” Hiç ortada somut bir şey olmamasına rağmen mesleğini yapan bir öğretmene “Sen iltisaklısın” denilerek sözleşmesinin yenilenmediği, gaddar bir ülkede yaşıyoruz. Aslında Anayasa Mahkemesi beraat ettiği halde çalıştırılmayan özel okul öğretmenleri için bir ihlal kararı verdi ayrıca kovuşturması devam ederken öğretmenlik yaptırılmayan öğretmenler için de bir ihlal kararı verdi. İki ihlal kararı verdi Anayasa Mahkemesi buna rağmen özel okullarda bu skandallar devam ediyor maalesef. Bu bir zulümdür! Başka bir şey değildir! Cinayettir! Yıllarca okuyup, diplomasını almış bir insanın böyle uyduruk bir şekilde “Benim kafama esti seni iltisaklı görüyorum.” Diyerek çalıştırmamak çok zalimce bir fiildir. “Evliyim 2 çocuğum var eşim çalışmıyor ve şu an işsiz kaldım.” Diyor bu öğretmen! Belki kimsenin umurunda değil ama biz bunları çok önemli ihlaller olarak görüyoruz ve anıyoruz!

“Mardinli öğrenci olarak Siirt’te okuyorum.” Öğrencimiz İsmail Fakirullah KYK yurdunda kalıyor. Yemeklerinde kurt , bulaşık bezi, küflü ekmek, saç çıkıyormuş. Diyor ki: “Uzun lafın kısası insan muamelesi görmek istiyoruz ayıptır günahtır şimdi sorsan Müslümanız derler. Birçok yere şikayet ettik sonuç alamadık sesimize ses olmanız dileğiyle.” Diyor, öğrenci akradaşımız bize başvurmuş, biz bize başvuran herkesin sesini ayrımsız bir şekilde duyururuz. Bunu da önemli buluyoruz ve duyuruyoruz! Gençlik ve Spor Bakanı’nın yüzüne de söyledik, böyle birçok yurttan başvurular alıyoruz. Hakkari, Edirne, Trabzon, Kocaeli KYK Yurtlarındaki sorunları durumu direkt Mehmet Muharrem Kasapoğlu’nun yüzüne söyledik fakat bu konuda nasıl adımlar atacaklarını bilemezken bir başvuruda Siirt İsmail Fakirullah Yurdu’ndan geldi. Sn. Bakan Mehmet Muharrem Kasapoğlu bu konulara eğilsin ve öğrenciler bu kötü şartlarda kalmasın!

Ağrı Doğubayazıt Yaygınyurt köyünde ikamet eden bir vatandaş, Ercan Karayel başvurmuş. Köyün 22 çocuğu okula gidememektedir. Sebebi servislerini iptal edip yatılı okula vermeleri. “Bizde çocuklarımızı yatılı okula göndermek istemiyoruz. Lütfen bize yardım edin.” diyor. İlla yatılı okula vermelerini istiyorlarmış, aileler de vermek istemiyor. “Niye servisimiz iptal ediliyor?” diyorlar. Doğubayazıt İlçe Milli Eğitim ve Ağrı İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden bir cevap bekliyoruz!

Balıkesir Güzel Sanatlar Fakültesi baskı sanatları mezunu Zehra Yalçın bize başvurmuş. “Kesin kayıt yaptım 3 hafta boyunca derslere ve staja başladım. Formasyon olmadığı için stajımız durduruldu. Denklik belgesi almamak kabul görmedi, formasyon alsak bile ataması olmadığı söylendi. Atamaya hakkı olan bölümleri araştırdığımda resim baskı bölümü kısa süre faaliyete açılıp kapandığını fark ettim. Baskı sanatları bölümünün önü açılması gerekiyor. Pedogojik formasyon aldıktan sonra ataması yapılması hakkında yetkili kurumlara ulaşıp bu konunun dile getirilmesini arz ederim. Birçok arkadaşımız mağdur oldu. Anadolu Üniversitesi veya Milli Eğitim Bakanlığı’nın umurunda olmasa da şuanki şartlarda aileme, bana ve arkadaşlarıma maddi ve manevi zarar olmuştur.” Diyor.

KPSS B Grubu sınavları 2 yılda bir oluyor, öğrenciler bundan dolayı mağduriyet yaşıyorlar. Lisans mezunlarında olduğu gibi yılda bir olması gerektiğini söylüyorlar. “2 yılda bir olunca büyük mağduriyetler yaşıyoruz.” Diyorlar.

T”ıbbı laboratuvar teknikerlerinin neredeyse 80 bin mezunu var.” diyor Diyarbakır’dan başvuran arkadaşımız. KPSS 2 yılda bir yapıldığı halde alım sayısı çok düşük. “KPSS’lerde başarısız olursak 2 sene daha beklememiz gerekiyor. Lütfen bu konuda bir çözüm istiyoruz.” Diyor.

Rize Kalkandere L Tipi Cezaevi’nde kalan Turan Gündoğan eski Kars Kağızman HDP İlçe Başkanı, 8 yıl 9 ay ceza verilmiş. Cezaevinde yatmış, yatarını da bitirmiş, Yargıtay’ın bir karar vermesi gerekirken Yargıtay hala karar vermiyor ve mahpus dışarı çıkamıyor. Çok zor durumda. “Biz ailesi olarak sağlığından endişeleniyoruz.” Diyor, babalarının yaşı ilerlemiş. “Aile olarak çok yıprandık. Avukatımız defalarca Ankara’ya gitti geldi ama Yargıtay hala karar vermiyor.” Diyorlar. Yargıtay’a tekrar sesleniyoruz, her hafta böyle vakaları anıyoruz. İnsanlar zaten yıllardır yatıyorlar, aileler perişan oluyor. Yargıtay dosyada işlem yapmadığı için boş yere cezaevlerinde yatıyor insanlar. Olacak işler değil ama maalesef Türkiye burası!

Omurilik felçliler ateşli silah yaralanması trafik kazası sığ suya balıklama atlama sonucunda yaralanıp tekerlekli sandalye mahkum kalan insanların olduğu bir platform bize başvurmuş. Felç halinde yaşayan kardeşlerimiz bunlar ve hasta bezi tahsisinin az yapıldığını söylüyorlar. Burdan yetkililer duysunlar, hasta bezlerine daha çok ihtiyaçları olmasına rağmen “400 TL cebimizden fazlası için ödeme yapmak zorunda kalıyoruz.” Diyor! “Sondalar ile ilgili de 450-1000 TL’den fazla ödeme yapmak zorunda kalıyoruz çünkü tahsis edilen sonda miktarının üstünde kullanıyoruz.” diyor. “Tekrar hareket kabiliyetimizi karşılamak için fizik tedavi almamız gerekiyor fakat bunun için uygun fizik tedavi merkezleri ve prosedür mevcut değil çok zor durumdayız.” Diyor, engelli kardeşlerimize pozitif ayrımcılık tanınmalı, engelsiz olanlar dertlerini daha rahat ifade ediyor ama engelli olanlar çok daha zor durumda. “Devlet hastanelerinin fizik tedavi bölümlerinin işe yaraması, faydalı olması için özel hastanedeki düzeneğin aynısı yapılsın bizler ancak böyle rahat edebiliriz.” Diyor. “Tekerlekli sandalye almamız için 2 Bin TL destek veriliyor ama akülü sandalyeler 20 Bin TL- 50 Bin TL arasında değişiyor, bu da bizim çok büyük mağduriyetlere uğramamıza yol açıyor.” Diyor.

“CMC şirketi çalışanıyım ve promosyonlarımızı vermiyorlar. 3 aydır her yere yazdık ama hakkımız verilmiyor.” Demiş bir vatandaşımız bize başvurmuş, biz de Meclis’te onun sesi oluyoruz. CMC şirketinin açıklama yapmasını bekliyoruz.

Adalet mekanizması ile ilgili büyük bir sıkıntı var. Bir kişi hayati tehdit içeren bir saldırıya uğramış. “Ben Cansu Özel eşi Kağan Özel ile birlikte görümcemin eşi boksör Erdin Karahasanoğlu, ve diğer kişiler tarafından saldırıya uğradık. Testere bıçakla saldırdılar darp ettiler. Doktor raporumuz var buna rağmen tutuklanmadılar. Eşim ablasıyla konuşmaya gittiğinde üzerine ateş edildi, kendi evimizde kalamıyoruz can güvenliğimiz yok. Tehdit altında yaşıyoruz, işimi bırakmak zorunda kaldım, evden dışarı çıkamıyorum ölüm korkusundan. CİMER’e defalarca kez yazdım karakola gitmeye utanır oldum.” Diyor. Vatandaş bu kadar zor durumda bize başvurmuş, biz de Meclis’ten bunu dile getiriyoruz, en ufak bir ifadede insanları tutuklayan yargı mekanizması böyle testere ile bıçakla, öldürücü aletlerle ateş ederek saldıran insanları neden tutuklamıyor anlamak mümkün değil! Bir gariplik var ve biz de çok garip karşılıyoruz. En ufak bir ifade beyanında tutuklama yapanların böyle hayati tehdit içeren saldırılarda duyarsız kalmasını anlamak mümkün değil!

Yine bir başvuru; Maraş Türkoğlu Cezaevi’nde İzzettin Yenigün 3 aydır ilerleyen kilo kaybı hastalığı var fakat gecikmeler var tedavisinde! Biz de takip ediyoruz ve işlemlerinin hızlanması gerekiyor! Bir an evvel teşhisin konulması gerekiyor, belli ki böyle ileri derecede bir kilo kaybı, sancılar yaşayan bir hasta varsa altında bir neden vardır! Bunun gecikmeden teşhis edilmesi gerekiyor, mahpus hastalar dezavantajlı hastalardır ve bunu gidermekte cezaevi yetkililerinin görevidir!

Azmi İhsanoğlu’nun başvurusunu gündem edeyim. “İnşaat işçisiyim 3 çocuk babasıyım, eşim CİMER’e doğalgaz ve elektrik yardımı için başvurdu.” Etimesgut Kaymakamlığı iki memur eve göndermiş, Azmi İhsanoğlu’nun iddiasına göre; memurlar duvardaki Ahmet Kaya posterini görmüşler ve birbirlerine demişler ki: “Bak bak Ahmet Kaya posteri asmış.” demişler. “İkinci sınıf vatandaş muamelesi yaparak “Eşin inşaatta çalışıyor geliri iyidir.” Demişler. Eşim: “Uzun süredir çalışmıyor.” Demiş.” Buna rağmen bu konuda böyle bir ayrımcılığa uğramışlar. “Benim eşim ara sıra çalışıyor, çoğunlukla işsiz kalıyor.” Demiş. Etimesgut Kaymakamlığı’nın bu iddia hakkında açıklama yapması lazım, memurlarının siyasi bir gözle araştırma yaptığına dair iddialar var şahıs tarafından, bu konuda bir açıklama yapmalılar. Ziyaret ettiği evdeki maddi durumu değerlendirirken siyasi analizler yapan memurlar varsa bu durum hakkında bir açıklama bekliyoruz Etimesgut Kaymakamlığı’ndan.

Bugünde basın toplantımız burada bitiyor, hepinize teşekkür ediyorum.

Yorumlar