13 Ekim 2022

Değerli basın mensupları bugünkü basın toplantımıza başlıyoruz. Malum dün gece genel kuruldaydık ve AK Parti’nin dayatması sonucu sabaha kadar sürebilecek görüşmeler vardı. Önceki gün genel kurulda toplantı sayısını tamamlayamadıkları, yoklamada fire verdikleri için genel kurul tatil olmuştu ve dün gece sabaha kadar bizi çalıştırmak istediler. Bu doğru bir şey değildi! Yasanın bu şekilde geçmesi doğru değildi ve bilhassa da sansür yasası olarak bilinen bu yasanın Meclis’teki yayının bittiği 21.00’dan sonra geçirilmeye çalışılması da böyle yangından mal kaçırma gibi bir tavırdı.

Görüşmelere ısrarla devam edildi, maddelere devam edildi ve yasanın en önemli maddesi 29. Maddede çok önemli tartışmalar çıktı çünkü iktidar partisi apaçık bir şekilde gerçeklere yalan diyerek bir yasa çıkarıyor ve bunu da daha sonra uygulatacak. 29. Madde de çok ağır hükümler var. 3 yıla kadar hapis ve bunun terörle ilişkilendirilmesi dahilinde 4.5 yıla kadar çıkması gazeteciliği, sosyal medyayı kalbinden vuran gelişmelerdi ve 29. Madde de çok önemli tartışmalar yaşandı! Neden buna itiraz ettik? Çünkü biz medya özgürlüğü alanında raporları dünya çapındaki objektif raporları sunuyoruz, sınır tanımayan gazeteciler örgütünün medya özgürlüğü alanında Türkiye’nin 180 ülke arasında 149. Olduğunu söylüyoruz, AK Parti sıralarından “Yalan” sesleri yükseliyor! Ya bu apaçık bir bilimsel rapor, sen apaçık bilimsel bir rapora bile yalan diyorsun, yarın öbür gün bu yasa çıktıktan sonra muhaliflerin attığı tweetlere neler yapmazsın! İşte bunun için mücadele verdik, mücadelemiz bunun içindi, halkın haber alma özgürlüğünü gerçek raporların baskılanması, yalan kabul edilmesinin karşısına geçmek için bir büyük mücadele verdik, 29. Maddede yoğun tartışmalar sonucunda Meclis’te Başkan oturumu bitirmek zorunda kaldı çünkü HDP ve CHP sıralarında yoğun alkışlar ve sloganlar eşliğinde konuşmalar yaptırılmadı. Başkan da oturumu bitirmek zorunda kaldı. Bu ne demekti? Muhalefetin çok yoğun bir tepkisiydi ve bunu da iktidar partisinin görmesi lazım. Böyle sabahlara kadar çalıştırarak, Meclis TV yayını saatinden sonra bir şeyleri kaçırarak bir yere varamazsınız! Bu çok yanlış bir hadise, kabul etmiyoruz. Bugün de direneceğiz, bunu da kamuoyuna buradan ilan edelim. Bugün de 29. Madde ve diğer maddelere ve tüm yasağa karşı direneceğiz. Halkımız için, milletimiz için direneceğiz, sonuna kadar çünkü demokrasiye büyük bir balta vurulmaya çalışılıyor, demokrasinin en önemli ögesi medya özgürlüğüne inanılmaz bir darbe vurulmaya çalışılıyor. Tamamen bir Nazi Almanya’sındaki Goebbels mantığı ile medya yönetilmek istenecek zaten böyleydi daha da fenası yapılacak! Zaten ulusal ajanslar, iktidarın elinde, özellere yönelik bir baskısı var ve sosyal medyada da bir tweet atan ağır bir şekilde hapis cezası ile cezalandırılabilecek. Olacak bir şey değil, sonuna kadar mücadele ediyoruz. Halkımıza da bunun sözünü vermiş olalım.

Yoğun hak ihlallerine devam ediyoruz. Bize Kars’tan başvuran bir aile. Lokman Şen isimli çocuklarının askerken hastalığını ve bakımsızlık, yetersiz tedavi sonucu 1 ay içinde hayatını kaybettiğini, hiçbir şekilde askeriyeden bir taziye, geçmiş olsun dileğinde bulunulmadığını, kaymakamlığa başvurup şehitliğin neden verilmediğini sorduklarında azarlandıklarını söylüyorlar. Bu konunun Milli Savunma Bakanlığı tarafından araştırılması gerekiyor, ailenin iddiaları noktasında Milli Savunma Bakanlığı’ndan bir araştırma bekliyoruz. Lokman Şen merhum askerin ismi.

Sosyal yardımlarla ilgili çok önemli ihlaller yaşanıyor. Bakanlık her alanda tarafgirlik içinde, kaymakamlıklar, valilikler yıllardır bilhassa OHAL Dönemi’nde bu yandaşlığı, bu tarafgirliği yaşıyor, yaşatıyor. Van Erciş Kaymakamı’na giden vatandaşlar neler yaşamış bunları söylemek istiyorum. Van Erciş Kaymakamlığı’na giden vatandaşlar geri çevrilmiş. Diyor ki: “Normal şartlarda babası cezaevinde bulunan çocuklara aylık Sosyal ve Ekonomik Destek yardımı yapılıyor ama Van Erciş Kaymakamı: “Yanıma Fetöcüler gelmesin onlara yardım yok.” Demiş. Ben İpekyol’da ikamet edip bu yardımdan faydalanırken Erciş Kaymakamı sayesinde oradaki arkadaşlarım maalesef 1 yıldan fazla süredir uğraşmalarına rağmen bu yardımı alamıyorlar. Arkadaşım Gülcan Bayram’ın eşi Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 3 çocuğu var, Erciş’te oturuyor, en son 30 Ağustos’ta Van Valisi Ozan Balcıyla görüşmüş derdini anlatmış, Vali anlayışlı davranıp ilgilenmiş. Tekrar başvuru yapmış ama başvuru yine reddedilmiş.” Memleketin haline bak! 3 kuruş parayı vermemek için resmi yetkililer neler yapıyor! Van Erciş Kaymakamı Van Valisi’nin uygun bulduğu bir şeyi sen uygun bulmuyorsun yine yokuşa sürüyorsun, biliyoruz bu yokuşa sürme taktiklerini. “Bu tamamen ayrımcılık.” Diyor bize başvuran vatandaş. “Bir gruba duyulan öfke o ailelerin çocuklarından çıkarılıyor. Bu nasıl bir kin? Erciş Kaymakamı kendini nasıl bir makamda görüyor ki bunu yapmaya cesaret ediyor! Para kendi cebinden çıkmıyor ki. Haklarını ellerinden almaya kimsenin hakkı yok.” Diyor.

Yine bir başka başvuru, yine Van Erciş Kaymakamı hesap vermeli, açıklama yapmalı! “Ben Melike Yıldız eşim 10 aydır tutuklu 1 yaşında bebeğim var. Sosyal ve Ekonomik Destek yardımı alamıyorum. Erciş Kaymakamı Fetöden suçlu tutukluların eşlerine vermiyor.” Diyor, bunlar olacak şeyler değil. Bebeklerin hakkını siyasi muhalifinin çocuğudur diye gasp ederseniz bu kabul edilecek bir durum değil.

Şerife  Sulukan MS hastası, epilepsi hastası,%89 engelli, Menemen R Tipi Cezaevi’nde çok zor halde, bu haliyle cezaevinde kadın. Bir de kalp kapak ameliyatı geçirdi buna rağmen cezaevinden çıkarılmıyor, halen o zindanlarda tutuluyor, çok zor hali ile bu zindanlarda tutuluyor. Şerife Sulukan artık tahliye edilsin, infaz erteleme alsın, bu mesele gecikmesin, Adalet Bakanlığı yetkililerine tekrar söylüyoruz, hasta mahpuslarla ilgili adım atacağız diyorsunuz, işte size rest Şerife Sulukan. Daha ölsün ya? %89 engelli şu haldeki kadını cezaevinde tutuyorsunuz. Olacak bir iş değil!

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği raporlar hazırlıyor, yüzlerce gazeteciye yönelik ihlaller var. 16 gazeteci aylardır tutuklu. Uyduruk nedenlerle tutuklu. Tüm gazetecilerin buna duyarlılık göstermesi gerekiyor. Bu gazeteciler Kürt oldukları için ve Kürt meselesi ile ilgili habercilik yaptıkları için terörist diye damgalanarak zindanlara atıldı. Bu kabul edilecek bir hadise değil, 16 gazeteci zindanlara atıldı ve daha yüzlerce, binlerce ihlal devam ediyor maalesef.

Hasta mahpusların dramını sürekli anlatıyoruz ve işte onlardan birisi; Süphan Çabuk hayatını kaybetti geçtiğimiz gün cezaevinde her gün her gün bu sorunu dile getiriyoruz, çözüm bulunmuyor ve hasta mahpuslar hayatını kaybediyor. Bu kabul edilecek bir hadise değil. Adalet Bakanlığı’nı hasta mahpuslarla ilgili yasayı Meclis’e göndereceklerini, hazırlık yaptıklarını söyleyen Bakan Bekir Bozdağ’ı bir an evvel göreve çağırıyoruz. Birtakım hazırlıklar yaptıklarını beyan ettiler ama ortada hiçbir şey yok, hiçbir tarih yok. Yine yalan atıyorlar! Sayın Bekir Bozdağ bakın yine yalan atıyorsunuz! “Meclis açıldığı gibi hasta mahpuslar ile ilgili yasayı getireceğim.” Demiştin nerede yasa? Soruyorum sana! Bir tarihte verilmiyor, hiçbir şekilde yok! Ölmeye de devam ediyorlar. Yüzünüz kızarıyor mu bilmiyorum ama sorunlar devam ediyor!

Sorunlar Kocaeli’de de yoğun bir şekilde devam ediyor. Bakın bunu defalarca söyledik yine söylemeye devam ediyorum! Kocaeli İzmit’te bir tarihi Halkevi binamız var, şehrin merkezinde. Bunun yıkılıp yerine yeni bir bina veya alan yapılması düşünülüyor fakat 4 kez oldu ihale iptal edildi! Ne oluyor? Defalarca soruyoruz; Kocaeli Valisi neden bu ihaleleri iptal edildi? Hiçbir açıklama yapmıyor! Ne dolaplar dönüyor? İktidarınız bilhassa bu iyi hal, rant müteahhitlik işlerini çok iyi bilir, çok dolaplar çevirir şimdi hangi dolap dönüyor! Sayın Kocaeli Valisi beni sosyal medyadan engelleyerek eleştirilerimi duymamaya, üç maymunu oynamaya çalışıyorsun ama ben sana sormaya devam edeceğim hiç kusura bakma! Bak belki yeni dönemde Meclis’e gelmek için birtakım çalışmalar içindesin, Valiliği bıraktın, 28. Dönem hazırlıkları yapmaya çalışıyorsun ama biz sana bütün bunların hesabını soracağız. Halkevi binası ihalesi ne oldu kardeşim? Böyle milletin temsilcisini sosyal medyadan engelleyerek, 3 maymunu oynayarak “Görmüyorum, duymuyorum, işitmiyorum.” Bunlarla hiçbir yere varamazsın! Halkevi binası ihalesini niye iptal edip duruyorsun? 4 kez iptal edildi ne oluyor? Ne dolaplar dönüyor? Kimisinde şirket katılıyor iptal ediliyor, kimisinde de acayip bir ortam ihaleden dolayı şirketler katılmıyor ve sonuçta aylardır Halkevi binası meselesi sürüncemede kalmış durumda!

Kocaeli’de Körfez İlçesinde aylardır hatırlatıyorum; yollar doğru düzgün yapılmıyor! Yollar perişan bir ara Ağadere Caddesi’nde büyük bir sıkıntı vardı, esnaf perişandı. En sonunda az çok bir şeyler yapıldı ama yan sokaklar, ara sokaklar, tali sokaklarda durum çok kötü. Kaç defa hatırlarttık! Altyapı bitti ama üstyapı başlamadı! Körfez’in bazı cadde ve sokakları çok kötü durumda. Bozuk olan onarım bekleyen yollar vatandaşları çileden çıkartıyor. Yavuz Sultan Mahallesi’ndeki ara sokakların hali bu! Çok kötü durumda ve vatandaşı çileden çıkartıyor!

Kartepe Belediyesi, Köseköy Sanayi Sitesi’ndeki çukurlar neden kapatılmıyor? Vatandaşların arabaları mahvoluyor. Çukurlar iki yıldır böyle yönetim: “Bütçemiz yok.” Diye belediye ise site içi diyerek yapmıyor. Her gün araç lastiği yarılıyor, devrilme tehlikesi yaşayan araçlar bile oluyor. Memleketin şu belediyenin haline bakın! Bu kadar sorumsuzluk olacak işler değil!

Kocaeli’de yapılan bir çalışmada maalesef kötü bir sonuç çıkmış! Kocaeli Valisi yine bizi duymak istemeyecek ama bunu yine duyuracağız. Ne yapıyorsun? Yaşlıların en fazla eziyet gördüğü iller arasına girmiş Kocaeli. Kocaeli için bir utanç tablosu bu. Kocaeli yaşlılara yönelik ayrımcı uygulamalara, hak ihlallerinin en fazla yaşandığı iller arasında yer almış. Aile Bakanı bunu da bir cevapla! Bu arada sizin engellilere ait olan promosyonların hiç edilmesi meselesi var ya bir de ona da bir açıklama getiriver sana zahmet olacak! O konuda da bir açıklama bekliyoruz, bunu ben iddia etmiyorum Sayıştay bunu belgeledi, itiraz edecek bir tarafın yok Sayın Bakan. Bu konularda da bir açıklama yapsın memnun olurum.

İş güvenliği ile ilgili denetimlerin %1 civarında olduğu bir il Kocaeli! Bir sanayi kenti, binlerce fabrika var ve doğru düzgün iş yeri denetimi yapılmıyor! İktidar yetkilileri atıp tutuyor ama maalesef ilimiz iş cinayetlerinde ön sıralarda. Nüfus yoğunluğu açısından değerlendirildiğinde neredeyse birinci sıralara yükseliyor. Her gün her gün iş kazaları! Burada da yine bir iş kazasını söndürme çalışmaları var. Ne olmuş? Derince Limanı’nda asit alarmı! Doğru düzgün güvenlik önlemi almadığı için şu gördüğünüz yapı içindeki nitrik asit yere dökülmüş, etrafı yakmış. Bunlar hepsi doğru düzgün önlemler alınmaması ile ortaya çıkıyor.

Kocaeli’de kız yurdunda çok sorunlar var! Öğrenci arkadaşlarımız başvuruyor. Diyorlar ki: “Yemekler az ve erken bitiyor. Varlığı bitmeyen böcekler var. Gece geç saatlerde üzerimize saldıran köpekler ve daha neler neler var.” kimisi demiş ki: “Kız yurdu değil Survivor adası! Yurttan kime teklif götürse Acun Ilıcalı 2023 Survivor Şampiyonu buradan çıkar.” Demişler. Gazeteciler bunu diyor, öğrenciler bunu diyor!

Bir başka büyük skandala da Kocaeli’deki bu büyük skandala Ulaştırma Bakanı ve Kocaeli Valisi cevap versin. Kocaeli’de yıllardır bitirilemeyen, ihalesinde ve yapımında da çok büyük şaibeler olan bir şehir hastanesi var. Şehir hastanesinin tramvay ihalesi var. Peki bu ihalede ne olmuş? Şehir hastanesi ihalesi gizlenmiş! Bunu ben söylemiyorum! Devletin kurumu Sayıştay denetçisi söylüyor. Sayıştay Ulaştırma Bakanlığı denetim sonuçlarının açıklanmasının ardından çarpıcı tespitlere ulaştı. Edinilen bilgiye göre; saklanan ihaleler arasında Kocaeli Şehir Hastanesi Tramvay inşaatı da var. Şu hale bakın! Biz bunları gündem etmeye devam edeceğiz, Ulaştırma Bakanı bakalım nasıl cevap vereceksin? Kocaeli Valisi duyuyor musun? İlgileniyor musun bu işlerle ne döndü bu şehir hastanesi tramvay ihalesinde? Vatandaşı mağdur edeceksiniz! Şehir hastanesi güya 3-5 güne açılacak tramvay yok ortada. Koceali Stadyumunu da böyle yaptınız, aceleyle bir stadyum açtınız stadyuma gidecek yol yok. Şehir hastanesi açıyorsun hastaneye gidecek tramvay yok ihalesi yok çünkü. Biz bununla ilgili önergemizi verdik. Buradan sesleniyoruz fakat basın toplantımızda da gösteriyoruz ihmallerimizi, ikinci soru önergemizi verdik. Sn. Bakan Adil Karaismailoğlu’ndan cevap bekliyoruz. Biz soru önergemizi gönderdik, artık ona kalmış cevap vermesi lazım eğer ki cevap vermezse biz de yanına bırakmayız, buradan sormaya, iki kez sorduğumuz ve cevap alamadığımız soru önergesinin cevabını sorgulamaya devam edeceğiz.

Yine bir başka Sayıştay raporundan yansıyan bir mesele; tasarrufun t si yok. Kocaeli Üniversitesi’nde olmuş bu işler. Üniversite eskiyen aletlerini farklı bir rantabıl bir şekilde değerlendireceğine hepsini alıp çöpe atmış. Bir başka şekilde, başka alanda değerlendirebilirsin! “Hayır” almış kullanılabilecek her şeyi çöpe atmış. Sayıştay denetçisi diyor ki: “Kardeşim bunları bir şekilde kullanabilirdiniz, niye çöpe attınız. Kocaeli Üniversitesi’nden cevap yok çünkü Rektör Hülagü’nun Sayın Cumhurbaşkanı ile arası çok iyi, her şeyi örtülüyor. Kocaeli Üniversitesi’nde ne dolaplar dönüyor tüm bunları da sormak durumundayız.

Her hafta andığımız çok önemli hak ihlalleri var ve onları biz anmaya devam edeceğiz. Çok ağır hak ihlalleri bunlar ve biz kesinlikle insan hakları savunucusu olarak bunları unutmadık ve de unutmayacağız.

Herkesin belki unuttuğu, unutmak istediği Cemal Kaşıkçı cinayetini biz unutmuyoruz! Adamı Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürdüler, üstüne de bir bardak soğuk su içtiler! Bu cinayetin faili hem Türkiye hem de Suudi Arabistan. Dosyayı kapattılar, Suudi Arabistan’a gönderdiler. Allah’tan korkun! Bu dünyada böyle birtakım üçkağıt hesapları yapıyorsunuz, alavere dalavere çeviriyorsunuz ey iktidar, ey Suudi Arabistan! Bu dünyada hak savunucularının bu işin peşini bırakacağını, öte dünyada Allah-u Teala’nın bu cinayetleri sormayacağını mı kurtulacağını mı düşünüyorsunuz? Haktan korkun ya bu ne rezalettir! Olacak iş değil! Nasıl bir anlayış ile hareket ediyorsunuz anlamak mümkün değil gerçekten!

Osman Kavala zindanda sesini duyuramıyor ama biz onun sesini her hafta buradan tüm dünyaya duyuruyoruz. Osman Kavala zulmen tutuklu ve tüm kamuoyunun da bildiği gibi hasmane intikam dolu bir mahkeme ile abuk sabuk gerekçelerle tutuklandı, rehindir, esirdir, zulmen tutukludur.

En sonunda haberini aldık! Hepiniz biliyorsunuz, aylardır, 300 güne yakındır, Sincan Cezaevi’nde mahpus Sibel Balaç’ın ölüm orucunu anlattım, uğradığı haksızlıklar karşısındaki ölüm orucunu anlattım, en sonunda Sibel Balaç infaz erteleme aldı! Büyük bir direniş sergiledi ve en sonunda Sibel Balaç dün cezaevinden tahliye edildi, infaz erteleme aldı, adli tıp kurumu sonunda bu kararı verdi ve hepimiz sevindik. Sibel Balaç ölümden kurtuldu.

Şerif Mesutoğlu’nu hep anıyor, anmaya devam edeceğim. Önümüzdeki günlerde de önemli bir şekilde gündeme gelecek Şerif Mesutoğlu ve Derik Kaymakamı Muhammed Fatih Safitürk cinayeti, AİHM’de şu anda dosya ama Şerif Mesutoğlu’nun katil olmadığını herkes çok iyi bir şekilde biliyor!

Selçuk KOzağaçlı Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı o da zulmen tutuklu siyasi bir mahpus. Onun da hakkını hukukunu sormaya devam edeceğiz.

Emine Şenyaşar annemizi hiçbir şekilde unutmamız mümkün değil! Emine Şenyaşar büyük bir adalet destanı yazıyor, adalet nöbetlerinde.

Yusuf Bilge Tunç büyük bir zulmün kurbanı, ne ölüsü var ne dirisi! 3 yılı aşkın ortada yok! Zorla kaçırıldı, kaybedildi ve biz dün Meclis’te bir başka zorla kaçırılma vakasını gündem ettik. 37 gündür zorla kaçırılmış Ankara TEM’de olduğu söylenen daha sonra avukatı ile görüştürülmeyen bir kişi Uğur Demirok, yine bir zorla kaçırma vakası ile karşı karşıyayız. Azerbaycan’dan siyah Transporter ile kaçırılıp Türkiye’ye getirildi, 37 gündür resmi yetkililer haber vermiyor, olacak işler değil bunlar.

Yasin Ugan ve Gökhan Türkmen uzun süre kaçırılıp işkence gördüklerini belirten kişiler ve bu kişilerin tüm ifadeleri örtbas edilmeye çalışılıyor, cezaevinde sesleri kesilmeye çalışılıyor.

Gülistan Doku’yu belki iktidar yetkilisi unuttu, unutmak istiyor ama biz unutmuyoruz ve Gülistan Doku’nun hakkını soruyoruz ondan bir iz arıyoruz.

Hürmüz Diril eşi Şimoni Diril bulundu fakat kendi cesedi bulunmadı, bunu da burada anmış olalım. Çok ağır bir mağduriyet yaşadı aile.

Son olarak yine bir uzman erbaştan mektup aldık. Keskin Cezaevi’nde Mustafa Duru onu da anmak istiyorum onunla son veriyoruz basın toplantımıza. Bana diyor ki: “Türk Silahlı Kuvvetleri’nde uzman erbaş görevi yaparken terör saldırısı denilerek acil çağrıldım. Kimseye zarar vermediğim halde emsallerim beraat ettiği halde müebbet hapse mahkum edildim. İşlemediğim suçtan cezaevindeyim, 6 yıldan beri çocuğum babasız.” diyor. Böyle binlerce insan var, çok mağduriyetler var, gariban erler, öğrenciler darbeci ilan edildi ve üstüne bir bardak soğuk su içildi fakat biz bunu kabul etmiyoruz. Bu zulmü biz de kabul etmiyoruz.

 Allah’ta kabul etmesin, basın toplantımız burada bitiyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Yorumlar