24 Kasım 2022

Değerli basın mensupları bugünkü basın toplantımıza başlıyoruz.

Ak Parti- MHP Cumhur- Zulüm İttifakı büyük bir güvensizlik saçıyor! İç politikada da dış politikada da! Dış politikada değerli yalnızlık politikası yürüttüler, yapayalnız kaldılar dünyada, daha sonra şimdi de tüm eski düşmanları ile el sıkışmaya başladılar!

BAE Emirini 15 Temmuz darbecisi ilan ettikten sonra gidip el sıkıştı!

İsrail ile “One Minute” diye kükredikten sonra el mecbur gidip Cumhurbaşkanı ile el sıkıştı!

Cemal Kaşıkçı dosyası için demediğini bırakmadığı Suudi Arabistan ile gidip Prens ile el sıkıştı!

En sonunda demediğini bırakmadığı her türlü hakareti ettiği Darbeci Sisi ile gerçi şu an el sıkıştı diye darbeci diyerek konuşmuyor ama bizce yine Darbeci Sisi altını çizelim, gidip el sıkıştı. Sırada “Katil Esad” var, yıllarca “Katil Eset” dediği Esad var, gidip onunla el sıkışacak!

Ben şunu sormak isterim altını çizerek tüm basın mensuplarına; değerli yalnızlık politikası terk edildi, utanmaz birliktelik politikası başladı! Değerli yalnızlık terk edildi, utanmaz birliktelik başladı.

Halkların Demokratik Partisi Kocaeli Milletvekili olarak şunu soruyorum iktidara ve kamuoyuna; bu ülkede yönetici kimdir? Süleyman Soylu mu Recep Tayyip Erdoğan mı? İstiklal saldırganının eyleminden sonra Süleyman Soylu Amerika’yı katil ilan etti ama tam o saatlerde MİT Başkanı Hakan Fidan ve CIA Başkanı görüşüyorlardı! Ya bu memleketi kim yönetiyor? Sayın Erdoğan sana soruyorum! Bir karar ver! Kim yönetiyor? Soylu yönetiyorsa onu bilelim! Ne dolaplar dönüyor orada? Ne filmler çeviriyorsunuz? Biriniz Amerika’yı katil ilan ederken öbürü gidip CIA Başkanı ile aynı saatlerde konuşuyor! Değerli yalnızlığı bıraktınız ama böylesine utanmaz bir birliktelik olur mu? Bu ne haldir? Ne yaptığınız belli değil! Tüm kamuoyu da görüyor.

Kimse de itiraz etmesin bunu dün Genel Kurul’da da ifade ettim. Şu fotoğrafları göstermeme rağmen hiç yüzü kızarmayan AK Parti’li bir vekil bana söylenip durdu! Kardeşim fotoğraf var! Bakın şu rezaletlerin fotoğrafları var! Sisi fotoğrafını sadece Türkiye değil tüm dünya konuşuyor ne konuşup duruyorsunuz! Bu nasıl bir utanmazlıktır anlamak mümkün değil!

Değerli arkadaşlar bugün 24 Kasım Öğretmenlerimiz için son derece önemli bir gün. Belki yıl boyunca unutulan ihmal edilen öğretmenlerimiz bir gün hatırlanıyor fakat hatırlandığı zaman da hakkı takdir edilmeli ve o hak 1 yıl boyunca devam etmeli. Öğretmenlerimizin çok hakları çiğneniyor, aslında en önemli mevkilerde olması gerekiyor çünkü bu toplumu eğitiyorlar, öğretiyorlar, çok kutsal bir iş yapıyorlar! Ben tüm eğitim dönemlerimde öğretmenlerime çok saygı duymuş bir insanım ve gerçekten öğretmenlik mesleğinin kutsallığına inanan bir insanım ama atanamayan öğretmenler, ücretli öğretmenler kadrolu olduğu halde mutsuz çalışan öğretmenler çünkü önemli mobbingler yaşayabiliyorlar. Bunlarla dolu bir Türkiye’yi yaşıyoruz ve en önemlisi de belki çok kişinin unuttuğu ve bizim hatırladığımız ve sürekli vurguladığımız öğretmenlere uygulanan bir cinayet var. KHK ile ihraç edilen öğretmenlerin dramı! 35.000 öğretmen kamu görevinden ihraç edildi. 20.000 öğretmenin de çalışma izni iptal edildi. Yani 55 bin öğretmen bir anda sokağa atıldı, diplomaları adeta feshedildi. İhraç edilen doktorlar özel hastanelerde çalışabilmelerine rağmen ihraç edilen öğretmenler özel okullarda çalışamıyor, anayasayı çiğneyen önemli hukuksuzluklara zalimliklere bu iktidar imza attı. Ayrıca öğretmenlerin birçok problemi olduğunu söyledik, zorunlu öğretmenliğin kaldırılması gerekiyor çünkü eşler mağduriyet yaşayabiliyor. Birçok sıkıntılar olabiliyor.

Artık binlerce öğretmenin olduğu bir yerde herkesin her yerde görev yaptığı bir yerde zorunlu öğretmenlik meselesini kaldıralım çünkü Türkiye’nin en ücra köşesinde bile Öğretmen olmak isteyen binlerce gencimiz var.

Ayrıca öğretmenlerden gelen bir başka önemli başvuruda; öğretmenlik sınavına girebilmek için 10 sene bekleme gerekliliğini yaş haddinden kaybedecek uzman öğretmenlere kıdem veya sınav hakkı verilerek mağduriyetlerin önlenmesi gerekiyor. Böyle önemli bir başvuru aldık. Başöğretmenlik sınavının bir an evvel bu yaş durumundan dolayı mağdur olabilecek öğretmenlere tanınması gerekiyor. Tecrübeli öğretmenlerin başöğretmenlikten men edilmemesi gerekiyor.

Oldukça yoğun hak ihlalleri var önümde gördüğünüz gibi birçok dosyamızla beraber bu hak ihlallerini size anlatmaya çalışacağım.

Çok farklı yerlerden geliyor ve hepsini de gündem etmeye çalışacağım dilimin döndüğü kadar. Manisa Akhisar Cezaevi’nde yatmakta olan Seyit Ahmet Aydın’ın babası başvurmuş. Denetimli serbestliği verilmiyormuş. Her hafta onlarca kişi için andığımız zalim bir uygulama bu. Maalesef yine bir şekilde bize gelmiş. Fethiye’ye nakledin deniliyormuş. O da yapılıyormuş. Bakın mahpusa bir çile çektiriyorlar mahpusun anne babasına da. “Biz yaşlıyız ve hastayız. Ben de ceza aldım hastalıktan dolayı çıkarıldım. Bu halde çocuğumuzun cezaevine de gidemiyoruz ona denetimi serbestlik de verilmiyor.” Türkiye’de ki zalimliklerden bir tanesini saydım. Daha binlercesi var.

Daha önceleri de almıştık gazeteci Harun Çümen’in oğlu bize başvurmuş. Daha öncesinde de cezaevinde çok ihlaller yaşamıştı. “Artık zamanım geldi tahliye olabilirim.” diye düşünürken yine zalimce tahliyesi engellenmiş. Neden? Bakın hatta disiplin soruşturmasını yürüten memur demiş ki: “Hükümlü Harun Reşit Çümen hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kanaatine varılmış.” Fakat buna rağmen ceza verilmiş ve itiraz ettikleri infaz hakimliği ve ağır ceza reddetmiş. 8 Aralık’ta çıkabilir denmiş fakat 8 Aralık’ta çıkar mı çıkarmaz mı o da belli değil. Aile yıllardır büyük bir sıkıntı yaşıyor ve halen ne zaman çıkacağı belli değil. Oldukça büyük sıkıntılar yaşanıyor. 56 buçuk ay olmuş büyük mağduriyetler yaşanmış. Yani Zulümat Bakanı Bekir Bozdağ’a buradan bildirelim. Bak senin binlerce zulüm yapan uygulamaların ve görevlilerinin kasıtlı uygulamalarını burada ifşa ediyoruz! Hiçbir şekilde bunları göz ardı ettiremeyeceksin!

Yine bir başka şikayet; Abdullah Aslan Bolvadin Cezaevi’nden! Çok vahim bir şikayet. Bakın beyin tümörü olmuş bir kişinin fotoğrafını gösteriyorum ve raporlarını gösteriyorum buradan Beyin MR’ları var görüyorsunuz. Bu kişi için size bilgi vereyim Bolvadin Cezaevi’ndeydi Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hastanesi’ne kaldırıldı ve 3 gündür de yoğun bakımda bu insan. Şimdi kendisi birtakım ameliyatlar olduktan sonra fizik tedaviyi ancak alabilmiş fakat kemoterapi alamamış eksik tedavi. Eksik tedavi olduğu için durum kötüleşmiş tekrar hastaneye yatmış vücudunun sol tarafı tutmuyor içerde tüm ihtiyaçlarını arkadaşları gideriyordu ve bu insanı hala içeride tutuyorsunuz ve kemoterapi başlamamış. Bakın Zulümat Bakanı Bekir Bozdağ bunu duysun bu ne haldir bu ne rezalettir! İnsanlar cezaevlerinde ölüyor, hasta mahpuslar sürünerek ölüyor perişan olarak ölüyor bu zulümleri buradan duyurmak zorundayız değerli arkadaşlar!

Mehmet Demir isimli bir kişi başvurmuş. Wall Street English isimli dünyanın en büyük dil okulunun adına haklarına almış fakat Wall Street English gereken şartları oluşturmamış. Bu kişide belli ki iyi araştırmadan almış fakat büyük bir mağduriyet olmuş ve bu sefer kursiyerlerde tüketici mahkemesine başvurmuş Milli Eğitim tüm yasadışı eğitim sürecini görmezden gelmiş ve bu kişi hem Wall Street English’ten mağdur olmuş hem de Milli Eğitim bütün bu yasa dışı eğitim sürecini görmezden gelmiş. Bu konuda da açıklamalar bekliyoruz hem Milli Eğitim’den hem de bu Wall Street English’ten bekliyoruz.

Büro yönetimi ve yönetici asistanlığı mezunları bize başvurmuş. “Gerekli bilgi ve donanıma sahibiz fakat çok az alım oluyor bize destek olmanızı sesimizi duyurmanızı rica ediyoruz.” Demişler. Buradan meclisten duyuruyorum

EYT düzenlemesi yapılan şu günlerde KHK ihraçlar da bize başvurmuş. EYT düzenlemesinde prim borçlanması gibi bir uygulama yapılabilir mi? Bu olamaz ise en azından beraat ve takipsizlik alan kişiler için 5.510 sayılı SGK kanunun 41/f maddesinden yararlanabilmeleri sağlanabilir mi diye sormuşlar. Bunu da gündem edelim.

Diyarbakır Kadın Cezaevi’nden yine bir başka şikayet bakın. Seda Baykan’ın annesi bize başvurmuş Seda Baykan mahpus yatıyor annesi başvuruyor. “Çok zor şartlar altında kızım Seda kaloriferler yanmıyor, tek başına kalıyor, havalandırmaya çıkarılmıyor, mektup yasağı vermişler, arkadaş görüşü verilmiyor görüşe giderken başkalarıyla görüşmesin diye perdeler çekiliyor. İnfaz koruma memurları gürültüler yapıyor. İki aydır tek hücrede. “Seni çoklu koğuşa geçirtmeyeceğiz.”” Deniliyormuş. Günlerdir bu zulmü yaşıyor annesi onun sesini duyurulmasını istiyor. Biz de buradan onu duyuruyoruz.

Güney Akkuş Ağrı Doğubayazıt’tan “5 yıl önce haksızca kardeşim Berzan Akkuş 14 yaşındayken Ali Rıza Eraslan tarafından kaçırıldı.” Diyor. “Sanık şu anda Ağrı Doğubayazıt’ta tutuklu kardeşim yok sağ mı ölü mü bilmiyoruz.” böyle bir şikayet bize gelmiş. Berzan Akkuş’un size fotoğrafını göstereyim abisi Güney Akkuş bize başvuru yapmış.

“Açık lise sınavlarının online yapılacağı açıklandı. Bu sınav salonlarında kameralar öğretmen gözetiminde yapılmalı bu sınavı online yapmanın hiçbir haklı gerekçesi yoktur. Kopya ve bilgi hırsızlığını teşviktir mafya çete gibi kişileri diploma sahibi yapmaktır.” Diyor. “Şu an kopya organizasyonları yapıldığını biliyoruz son online sınavlarda organize kopya çekilmiş.” bu ne rezalet Milli Eğitim bu konuda bir açıklama yapsın lütfen. Online sınavda böyle işler dönmesi kolay demek ki ama bu son derece önemli bir iddia Milli Eğitim’den bir açıklama bekliyoruz.

Dün genel kurulda iki kez gündeme getirdim. Bugün de başını toplantısında gündeme getiriyorum. Mardin, Derik ve Kızıltepe’de bir hukuksuzluk ve bir haydutluk yaşanıyor.  Mehmet Akdağ ve yakınları Bebek ailesine saldırıyor! Bakın halen doğru düzfün bir işlem yapılmış değil. Özcan Bebek’in gözü darp edilmiş ve bu kişi gözünü maalesef kaybetti. Bakın gözünü kaybetti. Sağ gözü yok hastanede çok uğraşmalara rağmen Özcan Bebek sağ gözünü kaybetti. Saldırılan kişiler kanlar içinde yerlerde yattı. Peki yapılan işlem mi? Sıfır! Mardin Valiliği, Derik Kaymakamlığı ve Kızıltepe Savcılığı bir işlem yapmadı. Biz bunu Meclis’te gündeme getirdik ne işlem yapıldığına dair telefonlar açtık Mardin Valiliği ve Derik Kaymakamlığı’na telefonlarınızdan kaçtılar! Telefonlarımıza çıkın ya devlet görevlisisiniz siz meclisten aranıyorsunuz Mardin Valisi neredesin Derik Kaymakamı neredesin? Meclisten bir milletvekili arıyor niye yok dedirtiyorsun! Günlerdir gereken işlemleri yaptırmıyorsun Kızıltepe Savcısı neredesin? Allah aşkına adamın kafasını kırmışlar bakın kaç tane dikiş var bu ne rezalettir devlet yok mu ortada? Vali, kaymakam, savcı nerede? Tekrar haykırıyoruz yine bugün edeceğiz çıkın telefonlarımıza bir yere kaçmak yok! Devlet görevlisisiniz ne oluyor orada Mardin’de Derikte Kızıltepe’de neler dönüyor? Raporlar elimizde hiç kimse bir yere kaçamaz böyle bir haydutluğa izin veremem. Mehmet Akdağ Ailesi hem mağdurları tekrar tehdit ediyor hem de makam odamı arayıp bana ve görevli arkadaşlarımıza hakaret ve tehdit yağdırıyor buna utanmazlıktır! Bu nasıl bir haydutluktur! Mardin’de Vali yok mu?Derik’te bir kaymakam yok mu? Kızıltepe’deki bir savcı yok mu? Haydutça işlemlere izin mi veriliyor? Devletin görevlisi devletin gücüyle birilerine saldırıyor ondan sonra da hiçbir işlem yapılmıyor bu ne iştir? Daha sonra da Meclisi makam odamızı arayıp hakaret ile tehditler yağdırıyorlar olacak işler değil! Bütün raporlar elimizde. Biz bu işi de sonuna kadar takip edeceğiz bunu da herkes bilsin! Hiçbir şekilde örtbas ettirmeyeceğiz beni de tanıyorsunuz hiçbir şekilde örtbas edilmesine de izin vermem!

Kamil Acar Burhaniye T Tipi Kapalı Cezaevi’nde denetimli serbestlik için başvurmuş ona da vermemişler! Ya cezaevlerinde denetimli serbestlik vermeme uygulaması standart bir hale geldi bu ne rezalettir ya! Allah aşkına ya bu nasıl bir zalimliktir? Yıllardır insanları yatır maddi manevi perişan et denetimli serbestlik uygulaması geldiğinde uyduruk gerekçeler bulup yine adamları zindanda tutuyorsunuz! Böbrek kanaması geçiren bir hasta bu ve halen onun denetimli serbestliği niye verilmiyor Zulümat Bakanı Bekir Bozdağ bana bu konuda bir açıklama yapsın!

Eyüpsultan Meydanı’nda bulunan kaçak kafelerle ilgili bir şikayet geldi bana. Ali Haydar Usta göndermiş bu şikayeti diyor ki iddiası son derece önemli bir iddia Eyüpsultan Belediyesi bak cevap ver, meclisten bu konuyu anıyorum. Bu bir iddia tamam ben kesin demiyorum. Vatandaş bize başvurmuş son derece önemli bir iddiada bulunuyor. Eyüpsultan Belediyesi olarak bu konuya bir cevap ver! Vatandaş diyor ki: “Belediye Başkanı Deniz Köken kaçak kafelerden trilyonlar rüşvet alıyor.” iddia bu “Ve benim dükkanlarımın önünü kapatıyor bu kaçak kafeler ve “Cumhurbaşkanı Erdoğan da gelse bu kaçak kafeleri yıkamaz.” Diyorlar.” ne oluyorsa. “Benim zararım olan 40 milyonu kim ödeyecek.” diyor Hadi bakalım yani elçiyi zeval olmaz bakın ben milletin vekili olarak milletin bir ferdinden gelen başvuruyu soruyorum. Cevap sende Eyüpsultan Belediye Başkanı cevabı bekliyorum vermezsen tekrar gündem edeceğim.

Elif Ersoy Kayseri Bünyan Kadın Cezaevi’nde yatıyor. Daha önce bize de mektuplarla defalarca başvurmuştu. Bu sefer kardeşi başvurmuş. 5 yıl 9 aydır cezaevinde yatmakta diyor yatarı bitmesine rağmen özgürlüğüne kavuşamadı. Yine denetimli serbestlik verilmiyor.

ÇHD’li Avukat Didem Baydar Ünsal o da idare ve gözlem kurulu gerçek dışı beyanlarla onun bu haktan faydalanamayacağı bildiriyor, infaz hakimliğine itiraz ediyorlar infaz hakimliği itirazı doğru buluyor. Sonra tekrar gözlem kurulu uyduruktan bir şeyler buluyor, tekrar denetimli serbestliği vermeme kararı alıyor. Yani göz göre göre bilerek kasti işler dönüyor. Zulümat Bakanı bak sana belgelerle bunları ispat ediyorum ya. Bütün belgeler elimizde senin emrinle bu işlerin olduğunu biliyoruz. Sizin genel bir emriniz var bunları da biliyoruz. Cezaevlerine müdürlerine diyorsunuz ki: “Denetimli serbestlikleri bir bahane olarak vermeyin.” Bilmiyor muyuz? Gizli kapalı kapılar ardında bu kararları alıyorsunuz ama bizim kulaklarımız da oraları duyuyor Çünkü biz de bunları anlıyoruz yani oralarda neler döndüğünü anlıyoruz ve sizin gizli ve genel kararlarınızdan haberimiz var istediğiniz kadar. Bakın biz bunları anlamayacak insan mıyız ya? Cezaevlerini, Adalet Bakanlığı en yakın takip eden bir milletvekiliyim. Bunların genel bir uygulama sonucu olduğunu cezaevi müdürlerine bunların yaptırıldığını bilmiyor muyuz Zulümat Bakanı Sn. Bekir Bozdağ? Meclisten sana bunları söylüyorum peşini de bırakmıyorum selefin Abdülhamit Gül’ün peşini bırakmadığım gibi senin de peşini bırakmayacağım bunu çok iyi bil. Bunu çok iyi bil Sayın Bozdağ

Yaprak Ökdemir Kayseri Kadın Cezaevi’nde hüküm almadığı halde tekli hücrede kalıyor. Bakın hükmü yok ya tekli hücreyi nasıl koyarsın? Adamlarda, Zulümat Bakanlığı’nda öyle bir hukuk yasa diye bir şey yok ki arkadaşlar! Öyle bir şey yok! Müdüre soruyorsun “Yukarıdan talimat geldi sayın milletvekilim.” diyor yani sizi biz biliyoruz ne anayasa var ne hukuk var arkadaşlar! Yani Adalet Bakanlığı desek adalete hakaret olur! Ya siz Zulümat Bakanısınız bak diyor ki; “Kızım hasta revire gidiyor ama doğru düzgün bir tedavi sağlık hakkına ulaşamıyor.”

Zerdaş Uduncu Antalya Döşemealtı S Tipi Kapalı Cezaevi’nde 15 gündür yakınları ondan haber alamıyor. Cezaevi yetkilileri Adalet Bakanlığı bir açıklama yapsın! Yakınları bir türlü mahpusa ulaşamıyor ne oldu öldü mü kaldı mı bir görüş yasağı mı var ne oluyor?

Serkan Öztürk Kütahya T Tipi Kapalı Cezaevi’nde. Tabi cezaevleri çok kötü ortamlar psikolojik sıkıntılar yaşıyormuş çok ciddi ve koğuş arkadaşları söylüyormuş. Tek kişilik hücredeymiş. Düşünün yani psikolojik sıkıntılarınız var yani en azından arkadaşlarınız size yardımcı olsun. Bir de tek kişilik hücreye konuyorsunuz! Yani cezaevinde kalması onun için çok zor diyor. Yani illa intihar etmesini bekliyorlar anladığım kadarıyla! İntihar etse “Ne yapalım kardeşim takdiri ilahi intihar etti Allah rahmet eylesin.” diyecekler işi kapatacaklar! Ya çok ciddi psikolojik sıkıntı var, tek kişilik hücrede tutuyorsun. Ya ben bir hekim olarak söyleyeyim böyle bir kişinin sonu intihardır! Allah’tan korkmuyor musunuz siz? Bu dünyada kurtarıyorsunuz güya ama bir de bu işin öte dünyası var. Bak biz bu dünyadaki işleri düzenliyoruz öte dünyaya ben karışamıyorum ama bilin ki bizim elimizden burada kurtulursanız bir de bir başka kurtulamayacağınız bir yer var! Bu vicdansızlıkları artık bitirin ya.

Suriyeli insan hakları aktivisti Anas Al Mustafa bize başvurmuş. “Suriye savaşının ardından çok zor koşullarda Türkiye’ye geldim Konya’ya geldim, sığınmacılara yardımcı olan bir insan hakları aktivistiydim fakat durup dururken hakkımda bir deport kararı verildi.” Diyor. “Ondan sonra bir deport edildim sonra Türkiye’ye geldim, normal hayatımı sürdürürken.” G-82 yani ulusal güvenliğe tehdit oluşturdun denerek dava açılmış ve bu davayı o da Birleşmiş Milletler’e taşımış insan hakları ihlali olduğuna hükmetmiş Birleşmiş Milletler ama Birleşmiş Milletler Türkiye Ofisi gerekli adımı Birleşmiş Milletler kararından sonra atmadığı için İdare Mahkemesi yine deport kararı almış. Bakın kimse işini yapmıyor! Bu insan deport edilse gittiği Suriye’de öldürülme tehlikesi var yani bu da yasak öldürülme tehlikesi olan bir insanın göz göre göre gönderilmesi!

Şu üç insanı görüyor musunuz? Gencecik neşeli insanlar değil mi? Peki bu insanların yaşamadığını biliyor musunuz? Bu insanlar öldürüldü arkadaşlar! 3 tane Suriyeli sığınmacıydı, İzmir’de Güzelbahçe’de ırkçı ve saldırgan bir kişi tarafından gece işçi olarak çalıştıkları şantiyede uyurken azgın, vahşi bir saldırganın üzerlerine benzin dökerek yakması üzerine hayatlarını kaybettiler. Düşünün arkadaşlar şu gencecik insanlar böyle vahşi bir şekilde öldürüldü! Peki sonra ne oldu? Haberlerden öğreniyoruz ki daha bir yıldır bu vahşi katil hakkında iddianame bile hazırlanmamış! Yani arkadaşlar Allah aşkına ya her şey ortada. Zaten bir müddet bir iki ay falan bu olayın duyulmaması için gayret sarf ettiler bir şekilde olay duyuldu. Şimdi de 1 yıldır iddianame hazırlanmamış. Ülke bu kadar inanılmaz hukuksuz bir yer arkadaşlar!

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde neler dönüyor? Defalarca bunu söyledik fakat pervasız bir şekilde bu işlere devam ediyorlar. Başkan Tahir Büyükakın bakın neler yapmış? “Otobüsle gezeceğim.” Demişti eski Başkan İbrahim Karaosmanoğlu tanırız kendisini. Ne olmuş biliyor musunuz? Usulsüz bir şekilde kendisine makam aracı tahsis edilmiş! Ya kardeşim yıllarca başkanlık yaptın git zaten imkanlarınla arabanı kullan işini gör yani. İşe de gitmiyorsun emekli maaşını alıp oturuyorsun, bir de belediyenin makam aracını ne kullanıyorsun? “Otobüsle gidip geleceğim.” demişsin yani. Bir araban da vardır mutlaka ayıp değil mi yani? Ama bunlar yapılmış nereden ortaya çıktı? Sayıştay raporları ile ortaya çıktı. Tahir Büyükakın bir açıklama yapsana! Kamunun malını böyle heder ediyorsunuz!

Başka bitmedi! Bakın Sayıştay Başkanlığı’nın başka bir raporu daha var! Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkanı neler neler yapmış! Kamunun parasını nerelere tahsis etmiş? İşte burada. Ne diyor Sayıştay? Yapılan incelemede Kocaeli Büyükşehir Belediyesi mülkiyetinde olan 19 adet taşınmazın yukarıda belirtilen kanun hükümlerine aykırı olarak çeşitli dernek ve vakıflara tahsis edildiği anlaşılmıştır! Yandaş vakıf ve derneklere bir güzel taşınmazlar tahsis edilmiş! Nasıl olsa kimse görmüyor etmiyor! “Aman Kocaeli halkını da bir güzel kandırıyoruz. Adaletli, eşit yönetim yapıyoruz diye yandaşlara gönder taşınmazları oh ne güzel eski başkana gönder bir araç, bize oy verebileceklere gönder şunları.” Oh maşallah! Yani bakın arkadaşlar bunu bir iftira olarak söylemiyorum koca Sayıştay’ın raporları var ya Sayıştay’ın! Sayın Tahir Büyükakın bir cevap versene! Zaten cevap veremediğini biliyoruz Tramvay Kafe’yi sana soruyoruz bize abuk sabuk cevaplar yolluyorsun! Ardından ne oluyor? Avukat Ersin Kurt tarafından Güngör Arslan’ın öldürüldüğü yönünde bir mahkeme var. Şu anda devam ediyor Güngör Arslan öldürüldü biliyorsunuz, Avukat Ersin Kurt kim? Eski Ülkü Ocakları Başkanı. Bu demek ki; AKP MHP Cumhur Zulüm Çıkar İttifakı öyle bir duruma gelmiş ki bunların çıkar çarkına bir çomak sokuyor bir gazeteci; pat gazeteci öldürülüyor! Şu anda bakın mahkeme devam ediyor. Avukat Ersin Kurt ve adamları için bakın adamları öyle yani, böyle birisi. Yani avukatlık yapmıyor başka böyle adam tutma işleri, işte ev kiralayıp orada kendi adamlarına oralarda böyle işte ikamet ettirme, besleme işleri yapıyor Av. Ersin Kurt bu işlere bakar! Savcı da mahkemede artık müebbet hapis istedi Avukat Ersin Kurt için bakın sağa sola suçlamaya çamur atmaya çalıştı Ersin Kurt fakat Savcı yutmadı bunları ve aleyhinde çıkan haberlerden dolayı “Gazeteciyi öldürdün.” diyerek müebbet hapis istedi. Peki bunların temelinde ne yatıyor? AK Parti ve MHP yetkililerinin bu Cumhur Zulüm İttifakı Çıkar İttifakını devam ettirmeleri yatıyor. Buraya çomak soktuğunuz anda her türlü hakaret ve saldırıya uğruyorsunuz! Eski MHP İl Başkanı Aydın Ünlü’nün Tramvay kafesindeki usulsüzlüklere bir çomak soktuk Belediye Başkanı bana hakaret yağdırıyor. Ya kardeşim hakaret yağdıracağına yaptığın hukuksuzlukları bir temizle sözleşme baştan sona usulsüz bir şekilde devam ettiriliyor! Sözleşmeye uyulmuyor diye sana ispat ediyoruz sürekli genişleyen bir Tramvay Cafe var! E bunları dinlemedin al sonunda işte bak Güngör Arslan öldürüldü! Kim öldürüyor? Kocaeli Ülkü Ocakları Eski Başkanı’nın öldürdüğü iddia ediliyor mahkemede.

Bakın G20 sıralamasından çıkmışız ama başka bir sıralamaya girmişiz! İflas riskini hesaplayan Bloomberg bir yıl içinde iflas etmesi muhtemel ülkeler sıralamasına Türkiye’yi 19. sıradan dahil etmiş! Yani gelişmekte olan ülkelerde yokuz ama iflas edebilecek ülkelerde ilk 20’ye girmişiz! Bravo diyoruz, alkışlarla Cumhur Zulüm İttifakı’nın bu perişan halini ortaya çıkarıyoruz!

Hukuksuzluklara bir dur diyen maalesef sadece Anayasa Mahkemesi kaldı! Yerel mahkemeler siyasetin iktidarın emrinde cezalar yağdırıyor! İşte onlardan birisi cezaevinde kalan Ümit Çobanoğlu. Kendisi Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, İçişleri Bakanı hakkında karikatürler çizmiş ve cezalandırılmış! Cezaevi dışında postalanması yasaklanmış karikatürlerinin, sonra bunları Anayasa Mahkemesi’ne götürmüş ve Anayasa Mahkemesi demiş ki ifade özgürlüğüdür. Bir karikatürün dışarı çıkmasında ne var? Hoşunuza gitmeyebilir sizi eleştiren bu karikatürün ama ifade özgürlüğüdür. Bakın olay budur. Hoşunuza gidecek diye bir şey yok arkadaşlar! Durum bu bakın Anayasa Mahkemesi kararı da burada!

Geldik çok önemli bir skandalın son durumu Thodex skandalı! Şimdi Çağrı Taner ve Faruk Fatih Özer ile ilgili önemli gelişmeler var! Şimdi bakın Suç İşleri Bakanı biliyorsunuz hep ile suç işleri ile uğraşan vatandaşlarla birlikte fotoğraf çektirir! Onlardan birisi; bu fotoğrafta Kimler var? Çağrı Taner var, Süleyman Soylu’nun yeğeni var, Faruk Fatih Özer var. Faruk Fatih Özer şu anda Arnavutluk’a kaçmış Thodex vurgununu yapan bir insan. Çağrı Taner kim? Faruk Fatih Özer’in beni sosyal medyada parlat dediği bir sosyal medya fenomeni Çağrı Taner. Süleyman Soylu’nun yeğeni, Süleyman Soylu beyefendi, Suç İşleri Bakanı’mız tabi zaten klasiktir bu fotoğraflar klasik! Nerede suçlular orada suç işleri bakanı! Hep beraber fotoğraf çektiriyorlar!  A’dan Z’ye ne yaptıkları ortaya çıkmış bu fotoğraflarda fakat suç işleri bakanı hala işine devam ediyor! Bakın bu Milli Piyango 2019 çekilişinde Çağrı Taner ve Faruk Fatih Özer çekiliş anında oradalar, televizyon kameralarına yansıyor ve Çağrı Taner’in birtakım dolaplar çevirdiği ithamıyla Milli Piyango bu kişi hakkında suç duyurusunda bulunuyor. Ondan sonra ne oluyor? Aniden Milli Piyango’nun Genel Müdürü değişiyor arkadaşlar, suç duyurusunda bulunan arkadaşı hemen oradan gönderiyorlar. Oraya Faruk Fatih Özer’leri, Çağrı Taner’leri taltif edecek bir Müdür geliyor Bekir Yunus Uçar geliyor! Bu da babası “Piyango haramdır günahtır.” diyen bir kişi Timurtaş Hocanın oğlu Bekir Yunus Uçar ve Demirören’in  sahibi olduğu Milli Piyango’da bir garip çekiliş oluyor! İddialara göre bu önceden de ilk gündeme geldi, çekilişte kazanacak numaranın önceden belli olduğu yönünde çok önemli iddialar var. Ondan sonra onlar böyle bir durumdayken Süleyman Soylu’yu ziyaret ediyorlar ne talep ettiler bilemiyoruz. Sonrasında Faruk Fatih Özer’in Süleyman Soylu’ya geldiği zaman olmadığı iddia edilmiş fakat olduğu da apaçık ortada kirli işler dönüyor! Hatır, gönül, iltimas işleri dönüyor ondan sonra bakın neler oluyor? Böyle bir Milli Piyango’da dolaplar dönerken; bir de bakıyoruz Faruk Fatih Özer’in Thodex’i patlıyor! Ondan sonra Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı’nın oğlu Mert Sancaklı’nın ortağı olduğu iddiaları çıkıyor ortaya! Saffet Sancaklı açıklama yapıyor diyor ki: “Oğlumun ortaklığı yoktur.” ama Fatih Özer ile Hoppara Ödeme ve Elektronik Para Hizmetleri Anonim Şirketi’nde ortak oldukları yönünde iddialar ortaya çıkıyor. Yani bütün bu iddialara bir cevap verilmesi gerekiyor! Halil Falyalı ile birlikte fotoğraf kareleri var. Birtakım dolaplar dönüyor. Ondan sonra Faruk Fatih Özer’in şu anda davası sürüyor, Türkiye’ye getirilmesi gecikti ve hatta geciktirildi! Bunu da takip ediyoruz. Mahkemede ne dolap dönüyor bilmiyoruz halen Faruk Fatih Özer gelmedi niye gecikti? Bunu da bize açıklamaları lazım! Thodex’ten canı yanan mağdur olan çok kişi var ama bunların mağduriyeti giderilecek mi yoksa başka bir şekilde mi bu işler bitecek bilmiyoruz. Faruk Fatih Özer’in Türkiye’ye getirilme kararı alındı fakat arka plandaki aslı işler! Çağrı Taner’in yaptıkları Mert Sancaklı Saffet Sancaklı’nın oğlunun buradaki ilişkileri bütün bunlar soruşturulmalı! Yine MHP’nin Eski Darıca İlçe Başkanı: “Biz bu işleri izah etmekte zorlanıyoruz bu Saffet Sancaklı meselesi Thodex’teki oğlunun ortaklığı.” diyerek bayağı gürleyerek bir istifa metni okudu ve istifa etti. Buralarda bir şeyler dönüyor arkadaşlar ya! İstediğiniz kadar üstünü örtün buralarda bir şeyler dönüyor. Bunun bir açıklığa kavuşması lazım Saffet Sancaklı’nın oğlu Mert Sancaklı’nın Faruk Fatih Özer ile Hoppara Ödeme Elektronik Para Hizmetleri Anonim Şirketi’ndeki ortaklıkları konusunda bir açıklama bekliyoruz!

Meryem Sevim’in ablası Hülya Kurmuş şunları demiş. Meryem Sevim eski sevgilisi tarafından öldürülmüş Diyarbakır’da. “Tam bir haftadır nasıl olur da katil yakalanmaz. Tam bir haftadır neden yakalanmıyor? Daha çok Meryemler ölecek devlet bu meseleyi ele koymazsa daha çok kadın öldürülecek.” Demiş kardeşi. Böyle kadın cinayetleri devam ediyor maalesef.

Semra Güzel için AYM’ye başvuru yapılmış. Düşünün yeterli suç şüphesi oluşmadan milletvekiliyken hedef gösterilip tutuklandı. İleride Anayasa Mahkemesi buna mutlaka ihlal kararı verecek, Türkiye’de boyun eğdirilmiş yargı yasama, hepsi ittifak oluşturuyor ve milletvekilleri cezaevine giriyor. Bir örneği benim ve çıktım geldim. Burada bir başka vekilimize yapılan haksızlığı anlatıyorum. Anayasa Mahkemesi umarım vekil iken tutuklanması konusunda mutlaka bir ihlal verir. Vekilken tutuklayamazsınız ama Türkiye’de ne hukuk kaldı ne anayasa kaldı! Her türlü rezaletin işlendiği bir ülke haline geldik.

Adana’da mağdur kişilere yardım etmek suçundan insanlar gözaltına alındı! Düşünün yani fakir fukaraya yardım ettiniz diye gözaltına alınıyorsunuz! Binlerce yıllık dünya tarihinde olmayacak bir şey Türkiye de oluyor arkadaşlar. Neden oluyor? Bahsettik ne anayasa var ne hukuk var. İşte bundan dolayı oluyor. Uzun süre böyle fakir fukaraya yardım eden insanlar takip edilmiş, ondan sonra böyle sanki çok büyük bir suç yani sanki adam öldürmüşler gibi böyle operasyonlarla bu insanlar gözaltına alınmış ondan sonra işte “Pişmanlıktan yararlanmak istiyor musun?” gibi baskılar yapılıyor. 40-50-60 yaşında insanlar, yaşlı, başlı insanlar böyle mağdur ediliyor. Yani Türkiye’de OHAL döneminin soykırım uygulamaları ve insanlığa karşı suç uygulamaları devam ediyor!

Biz toplantı ve gösteri bir haktır, anayasal haktır. Zulme itiraz edeni engellemeyin diyoruz ama bunlara devam ettiler işte yıllar öncesinden bir enstantene! Veli Saçılık KHK’lara karşı Yüksel Caddesi’nde rylem yapıyordu ve haksız bir şekilde darp edilerek gözaltına alınıyordu, sonunda Anayasa Mahkemesi Veli Saçılık’ın darp edilip gözaltına alınması biber gazının orantısız bir şekilde sıkılmasının hak ihlali olduğunu söylemiş. 10 bin lira tazminat da vermiş Veli Saçılık’a. Peki bu ihlali yapan polislerin cebinden çıkıyor mu? Hayır! Aslında onların cebinden çıkması lazım! Yani böyle keyfiliği zorbalığı kimse meslek edinemez arkadaşlar! İşte Anayasa Mahkemesi kararı burada. Biz her şeyi belgeli bir şekilde söylüyoruz. İşte burada bunlar Herkes de bunları görsün.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi’nin Mukadder Alakuş kararı son derece önemli. Bunu Tüm Türkiye’ye duysun! Bakın Birleşmiş Milletler 6 maddede Sanık Mukadder Alakuş’a ilişkin ağır insan hakları olduğuna karar verdi. Metin yayınlandı KHK’lının başvurusunda karar; AİHM’i de etkileyecek denilmiş. Hem adil yargılanmadığı hem de cezaevinde ihlallere uğradığı yönünde birçok ihlal kararı vermiş. Mukadder Alakuş şu anda Eskişehir Czaevi’nde 7,5 yıl hapis yatıyor. Bylock yükledi, Bankasya hesabında para vardı gibi  şeylerden dolayı yatırılmış cezaevine. Kurtuluş Baştimar insan hakları hukukçusu Birleşmiş Milletler’e gitmiş ve davayı kazanmış eline sağlık Sayın Baştimar. Burada kendisiyle bir basın toplantısı da yapmıştık orada da kendisini tebrik etmiştim. Şimdi de tebrik ediyorum Birleşmiş Milletler’e çok ciddi başvurular yapıyor. Sayın Kurtuluş Baştimar ve burada da kazandığı çok önemli bir dava var ve ben de Meclis Basın Toplantı kürsüsünden bunu tüm dünyaya ilan ediyorum.

Yapıldığı zaman suç teşkil etmeyen fiillerden dolayı siz bir kişiyi daha sonrasında suç olarak kabul edip cezalandırılmasınız denildi diyor. BM kararının en önemli maddesi buydu diyor. Bunu biz yıllar söylüyoruz, anayasa, hukuk olmadığı için kimse bunu umursamıyor ama Birleşmiş Milletler çok kolay bu kararı veriyor. İşte tüm Türkiye bunu duysun. Bu başka davalara da emsal olacak arkadaşlar. Anayasa Mahkemesi’nin geçmişte verdiği kararlara rağmen yerel mahkemelerde uygulanmadığı örneklerini hatırlattık. Biz Anayasa Mahkemesi’nin etkili bir için hukuk yolu olmadığını ispatladık BM İnsan Hakları Komitesi Mukadder Alakuş başvurusunda Anayasa Mahkemesi tüketilmesi zorunlu olan etkili bir iç hukuk yolu değildir diyerek bir karar verdi diyor. Evet bunu önemle işleyeceğiz! Sayın avukatımızla da mahkemeye başvuran Fatih Alakuş beyefendi ile de konuşacağız. Çok önemli bir karar AİHM kararlarında etkileyecek diyor. BM kararı AİHM kararını da etkileyecek. Tüm mağdurlar bu kararı dosyalarına eklesin. Bakın buradan bir vekil olarak tüm kamuoyuna hatırlatıyorum. Sonunda hukuki bir karar çıktı bütün bunları mahkeme kararlarına etiketlenmesi gerekiyor. İşte Birleşmiş Milletler kararı elimizde arkadaşlar görüyorsunuz. Türkçeye de çevrildi. Bunu farklı programlarımızda değerlendireceğiz Sayın avukatımızla da inşallah konuşacağız. Bakın uzun bir BM kararı var ve noktayı koymuş bu karar

Hablemitoğlu iddianamesinde garip şeyler dönüyor! Levent Göktaş’ın öldürttüğü söylenmesine rağmen böyle artık önemli iddialar olarak ortaya çıkmasına Levent Göktaş’ın yurt dışına kaçmasına rağmen katıp karıştırdıkları bir iddianame çıktı ortaya! Her şeyi katıp karıştırarak dosyayı sulandırmaya çalışıyorlar benim gördüğüm kadarıyla. Az çok Gökhan Nuri Bozkır yakalanıp getirildikten sonra Levent Göktaş ile ilişkiler ortaya çıktıktan sonra az çok her şey belirginleşiyor ama katıp karıştırarak bu Levent Göktaş meselesini gözden ırak tutmaya çalışıyorlar. Değerli arkadaşlar bakın bunu iktidar ve yargı makamları bilsin! Bu Levent Göktaş meselesini yakından takip ediyorum. Kimse bu Levent Göktaş meselesini örtbas etmesin burada bir dolap dönüyor! Yıllarca Necip Hablemitoğlu cinayetinde gerçeklerin üstü örtüldüğü bir derin cinayet olduğu ortaya çıkmışken şimdi de katıp karıştırma işleri başladı. Ben buna izin vermeyeceğim değerli arkadaşlar

Kocaeli ile ilgili Sanayi ve Teknoloji Bakanı’nın cevap vermesi gereken hususlar var! Şimdi Kocaeli’de OSB’ler ranta dönüşmüş durumda! Kobiler güdük kalıyor, gelişemiyor. Yani tarım ve yerleşim alanı olmayan yerlerde Kobilere tahsisler yapılmalı Kobiler güçlendirilmeli. Bakın OSB’lerde bir rant dönüyor fakat Küçük girişimci sermaye sahipleri mğadur oluyorlar. Asgari ücret belirlemesinde Kobiler mağdur edilmemeli yani asgari ücreti “O çok güzel arttıracağız.” diyorsun da 10-15 tane kişi çalıştıran küçük işletmeler var ne yapsınlar? Vergi veya SGK ödemelerini o zaman azaltın yani Kobileri korumanız gerekiyor!

Yine K Belgesi meselesi Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına soruyorum; K Belgesi bir ranta dönmüş durumda devlet tarafından! Kobilerin canını çıkarıyor bu da olmaz! Bunu da kabul etmiyoruz. Bu konularda Sanayi ve Teknoloji Bakanı’ndan bir cevap bekliyoruz! Son derece önemli konular bunlar. Ülkemizde para babalarının rahatı yerinde bu paraları rahatça verebileceklerinin umurunda değil ama gariban Kobiler bu noktada son derece büyük mağduriyetler yaşıyorlar!

Bir başvuru var. “Fetö davaları kapsamında tutuksuz yargılanan ve dosya kapsamında Kom’dan istenen belgeler lehine gelen, bir önceki duruşmada hakkında uygulanan adli kontrol tedbirleri hafifletilen ve dava kapsamında hüküm verilmeyen eşim Şenay Öcal’ı tutukladılar.” Bakın yargısal süreç sanık hakkında çok iyi gelişmeler göstermesine rağmen tutuklanmış. “Şu an Sincan Cezaevi’nde ilkokula giden ve tüm çocuklar gibi annesine çok düşkün kızımız var. Avukatımız üst mahkemeye itirazını yaptı. Sizden ricam 29 Kasım Salı günü Yozgat 2. Ağır Ceza Mahkemesin’de görülecek dava öncesi ne yapabiliriz?” diyor. Biz de buradan gündem ediyoruz. Yani bir tutuksuz yargılama mevzu bahis olmalı. Anneyi cezalandırıyorsun ama bir de çocuğunu cezalandırıyorsun! Bunlar olacak işler değil.

Yine Anayasa Mahkemesinden ÇHD davasına yine ret gelmiş. Zaten maalesef ÇHD davasının siyasi bir dava olduğunu hepimiz biliyoruz. Yani ara sıra önemli hukuki kararlar veren Anayasa Mahkemesi bile ÇHD davasına ret vermiş maalesef!

Bakın değerli arkadaşlar geçtiğimiz haftalarda gündem etmiştim Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nda neler dönüyor? Ankara Cumhuriyet Başsavcısını da ziyaret ettim; Ahmet Bey’e söyledim apaçık bana hakaretler ediliyor, iktidar vekiline aynı hakaret ediliyor dava açılıyor, bize aynı hakaret ediliyor takipsizlik veriliyor. Ne iştir? Ne dolap dönüyor? Ne oluyor? Ne bitiyor? Yani biliyoruz iktidara bağımlısınız, boyun eğmişsiniz ama yani bu kadar da bariz yapmayın bu işi! Başka bakın avukatların da başına geliyor. Av. Cemil Çiçek diyor ki: “Rezaleti görün.” Diyor. “Bana ve aileme diyor galiz hakaretler yapıldı.” bakın galiz hakaretler yapılmış belgeler de burada Ankara Savcısı Nazlı Sertap Yalçın. Her şey ortada bakın, kime ne hakaret edildiği yani ilkokul mezunu olmasanız bile bunu çözersiniz ya! Allah aşkına yani. Kime hakaret edildiği bir tweette apaçık ortada ama Ankara Savcısı Nazlı Sertap Yalçın demiş ki: “Kime edildiği belli değil.” diyerek takipsizlik kararı vermiş. Yani bunlar hep böyle bilerek alınmış kararlar çok iyi biliyoruz ama biz de söylüyoruz ki; bu savcılar yarın öbür gün hukuk önünde hesap verecek! Böyle olmaz yani. Bu kadar açık hakaretlere siz takipsizlik veriyorsunuz bunlar suç!

Bakın Vakıfbank’ın vukuatları bitmiyor! Ankara Belediyesi bir KHK’lı ihraç kişiye yardımcı olmuş çocuğunun servis parasına. Servis paraları Vakıfbank’a yatıyormuş Vakıfbank’a para yatmış parayı KHK mağduru insan çekememiş. Niye yasaklı T.C! Ankara Belediyesi yatırmış zor durumda vatandaşa servis desteği sağlıyor. “Yok yasaklı T.C.” yasaklıysa ortalıkta nasıl dolaşıyor adam? Allah’tan korkun ya bu ne saçmalık! Yasaklı T.C. dediğin kişi ortalıkta dolaşıyor bir yasağı suçu varsa at cezaevine veya hakkında bir yargı yürüt böyle bir şey de yok! “Ben seni fişledim.” bakın Nazi uygulaması diye boşuna mı diyoruz! Hala Vakıfbank bu uygulamalara devam ediyor! Defalarca onu mahcup ediyoruz yine devam ediyor! Vakıfbank nedir bu halin ya? Allah aşkına bunlar bakın insanlığa karşı suçlardır! Yarın öbür gün kurtaramazsınız kendinizi! Vakıfbank Genel Müdürü diğer yetkililer “Bana yukarıdan talimat gelmişti.” diyerek kurtaramazsınız yani öbür gün hukuk geri geldiğinde yargılanırsınız arkadaşlar etmeyin ya bu rezaletlere imza atmayın.

Büyükada davası arkadaşlar boşuna mı ülkede anayasa hukuk yok diyoruz. Bakın Büyükada’da bir insan hakları toplantısında insan hakları savunucuları toplantı yapıyorlardı bir otelde. Bende bu tür toplantılara çok katıldım. İşte bir otelde kiralarsınız bir odasında oturup insan hakları konularında konuşmacılar anlatır siz dinlersiniz. Çok zor ve idealist olanların ancak olacağı bir alandır insan hakları alanı. O sırada ne oluyor biliyor musunuz? Yasal bir şekilde otelden bir oda tutmuşsunuz, otel görevlileri girip çıkıyor gizli kapaklı bir durum yok içeri aniden polisler geliyor “Siz burada gizli toplantı yapıyorsunuz ajansınız.” Diyor gözaltına alınıp derdest edilip tutuklanıyorlar. “Siz teröristsiniz siz casussunuz.” Diyorlar. İktidarın havuz medyasında “Casuslar yakalandı Amerikan ajanları İngiliz ajanları.” Ajanlıkları da bitmiyor maşallah. Demediklerini bırakmıyorlar ahlaksızlar! Yanıyorum bu insan hakları savunucularını. Ondan sonra uyduruk bir ceza veriliyor, ardından en sonunda ne oldu? Yargıtay cezayı bozdu. Peki o hiç utanmadan itibar suikasti yapan o havuz medya gazeteleri bir özür diledi mi? “Biz bunları işte terörist ilan etmiştik özür dileriz falan dedi mi? Hayır onlar da öyle bir yüz var mı? Onlar da öyle bir yüz olmaz arkadaşlar bunu bilin yüzsüzdürler öyle bir şeyle alakaları yoktur! Onlar verilen emri yaparlar! Tetikçidirler gelen emri yaparlar itibar sahibi insanlara suikastler yaparlar ve insanları yıllarca zindanlarda, adliyelerde süründürürler, perişan ederler ve en sonunda gelinen noktada burası olur! Sonunda hukuk kazandı, bu kadar hukuksuz cezalar tabii ki Yargıtay’dan onaylanamaz yani tam bir rezalet trajikomik cezalardır! Geçmiş olsun diyoruz insan hakları savunucuları arkadaşlarımıza!

Anayasa Mahkemesi’nin eğitim bir anayasal haktır kararlarına rağmen, yerel mahkemeler ve üniversiteler mahpus insanların eğitim hakkını gasp ediyordu. Bu konuda bir çekişme yaşanıyor. Bakın öncesinde de alınmış bir karar var. Anayasa Mahkemesi’ne gidiyor mahpusa “Efendim senin devam mecburiyetin var. Hukuk fakültesi mi kazandığın devam etmen lazım devam etmiyorsan kaydını siliyorum.” deniyordu Anayasa Mahkemesi’ne gidiliyordu. Anayasa Mahkemesi: “Eğitim bir anayasal haktır.” diyordu ve bu kararları iptal ediyordu. En sonunda yine böyle Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde böyle bir karar uygulanmaya başlanmış, rektörlük böyle bir karar almış ama sonrasında da haber aldık ki bu karar 1 yıl boyunca iptal edilmiş. Umarım ki süresiz olarak bu iptal devam eder çünkü bu idari kararların anayasayla bir alakası yok! Sayın Marmara Üniversitesi Rektörü 1 yıl uzattınız tamam bakın mağdur öğrencilerden birinin babası Fuat Zengin de geldi bize açıklamada yaptı fakat bunu lütfen süresiz olarak bu kararı iptal edin ve öğrenciler hukuk fakültesinde okuyabilsinler. Yani cezaevinde diye devam mecburiyeti lütfen getirmeyin! Anayasal hakkı ihlal etmiş olursunuz!

Dün polis yasası, polislerin çalışma şartları ile ilgili yasa kabul edildi. Bakın şu tweeti atan polis tutuklanmış! Ne demişti gitti? Süleyman Soylu’ya sormuş polis Sendikası hesabı: “Kızınızın hangi sıfatla Baltalimanı Polis evinde kaç gün kaldığını ve kaç polisin emrine görevlendirildiğini açıklayabilir misiniz? Yok hiç kalmadı diyorsanız görüntüleri yayınlayabiliriz.” Diyor. Açıkla Süleyman Soylu. Süleyman Soylu taktiği açıklama yerine polis memuru tutuklanıyor! İşte suç işleri bakanının taktiği böyledir arkadaşlar! Ne açıklaması ne hali! Adamın hukukla, anayasa ile bir alakası var mı? Al sana açıklama diyor tutuklattırırım!  İşte ülkenin hali bu arkadaşlar görüyorsunuz!

Bakın çok üzücüdür bu. Biz bunları ifşa edeceğiz ama elimizden kurtulamazsın Sayın Aile Bakanı Derya Yanık! Yok, yok elimizden kurtulamazsın! Bak şimdi biz sana Aile Bakanlığı Bütçe Görüşmeleri esnasında birçok soru sormuşuz, her hafta burada gündeme getirdiğimiz Yakup Ali Çetin’in durumunu sormuşuz engelli yakını aylığını vermiyorsun hani böyle sosyal medyadan abuk sabuk cevaplar verdin ya bütçe de seni aydınlattık ajitasyon yaparak, havuz medyayı kullanarak zulmünü gizleme dedik ve engelli yakını aylığını vermemeye devam ediyorsun! Başka sorular da sorduk; engelli mahpusların durumu ile ilgili takibiniz var mı? Şerife Sulukan Menemen Cezaevi’nde bir haberin var mı %89 engelli perişan bir insan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanısın ya cevap vermemiş! Mehmet Emin Özkan engelli bir kişi cezaevinde her türlü zulme uğruyor. Bununla ilgili bir şey söyle! Yok söylemiyor! Ondan sonra bize cevap vermiş, biz bu cevabı kabul etmiyoruz! Bakın öyle bir Bakanımız var ki Bütçe’de kendisine millet adına sorduğumuz sorulara doğru düzgün cevap vermiyor! Buradan millete şikayet ediyorum Sayın Aile Bakanı’nı! Öyle yok. Bakın biz ifşa ederiz böyle uyduruk cevaplarla elimizden kurtulamazlar!

Yine bir başka ifşa edeceğimiz yer Ombusmanlık! Ombudsmana sormuşuz! Şırnak’ta orman kesimleri ağaç kesimleri neden devam ediyor? “Efendim bize bir başvurdular bir karar verdik. Ondan sonra bize tekrar başvurdular bakacağız edeceğiz.” türü klasik devlet cevapları vermişler! Gönderme kararı ilk önce verilmiş daha sonra bir daha başvurmuş Şırnak Barosu şimdi de bakıyoruz ediyoruz! İşin aslına baktığımızda ne olmuş biliyor musunuz? İlk başvuruda iç hukuk yollarını tüketin de öyle gelin denmiş. Tekrar bir başvuru yapılmış bu sefer de aylardır bu mesele bekliyor hala bir karar yok! Ne mi oluyor şu anda? Şırnak’ta orman katliamı devam ediyor! Ombudsman seyrediyor Şırnak’ta orman katliamı devam ediyor! Son durum bu Şırnak Valiliği bunu görsün zaten kendisi yaptırıyor ona diyecek bir şeyimiz yok ama bak biz takip ediyoruz Şırnak Valisi! Yani bak Ombudsman’ın bize verdiği cevaplar bizim eleştirilerimiz bunları duyun! Biz Şırnak’ı takip ediyoruz Şırnak Barosu da bilsin Ombudsman’ın bize verdiği cevaplar gayri ciddi “Bakıyoruz ediyoruz” klasik devlet cevapları ama ne oluyor? Sonuç hiçbir müdahale yok Şırnak’ta usulsüz ağaç kıyımları devam ediyor! İşin özeti bu arkadaşlar! Canlar katlediliyor ya! Ağaçta bir canlıdır, kendinizin kesildiğini düşündüğünüz gibi bir ağacın kesildiğini düşünün Allah aşkına yani!

Yine Kocaeli Büyükşehir Belediyesi yine Tahir Büyükakın! Büyükakın’ın daha önce mahkemenin hukuksuz bularak iptal ettiği ihaleyi kazanan şirkete nasıl davet gönderdiği ve mahkemeye rağmen işi neden aynı firmaya verdiği kamuoyunda merak ediliyor! Sayın Büyükakın cevap ver! Bakın son derece önemli. Şehir Hastanesi Tramvay ihalesini ikinci ihaleyi kaybeden firmaya 3. ihalede Neden verdi? Bu bir tartışma konusu. İhaleyi alamayan şirkette mahkemeye gitti, herkes konuşmaya da korkuyor, ediyor biliyoruz ama ben bunu takip ediyorum ve bu işin peşini de bırakmayacağım ne dolaplar dönüyor bir açıklama yap!

Yine Kocaeli İzmit Belediyesi’ne de soruyorum bakın önemli bir iddia var! 100 milyonluk İzmit hayvan pazarı çürümeye terk edildi diye bir iddia var. Modern hayvan pazarı neden hala açılmadı Sayın İzmit Belediye Başkanı?

Kovara Golik Kürtçe mizah dergisi bana bir sayısını göndermiş. Böyle son derece önemli kültürel çalışmaları zorluklar altında yapılan yayın organlarını destekliyorum ve onu da buradan tekrar duyuruyorum. Bu yayın organlarına lütfen destek verin! Jin Jiyan Azadi başlığıyla çıkmış!

Geçtiğimiz gün Muş’a gitmiştim! Ya Muş’luların Van’lıların çektiği nedir arkadaşlar! 2.5 saatlik yolda 6 tane kontrol noktası! Habire durduruluyorsunuz! Bunun nedeni ne biliyor musunuz? Kürt meselesini hakkaniyete uygun bir şekilde çözmediğiniz için halkta görevliler de herkes bu çileyi çekiyor! Yani yaşam son derece zorlaşıyor! İnsanlar ölüyor malını mülkünü kaybediyor perişan oluyor. Bunun çözümü Kürt meselesinde adil bir çözümdür!

Geçtiğimiz günlerde Muşta’ydım. Orada hem İslam’da Emek Barış ve Adalet panelinde konuşmacıydım fakat Muş halkı son derece mağdur. Muş’un sorunlarını da buradan size duyurmak isterim. Muş’lular diyor ki: “Ülkemizin içinde bulunduğu durumu oldukça sıkıntılı sorunlarla boğuşuyoruz. Hayat her geçen gün kötüleşiyor, halk olarak çok kötü durumdayız.” diyor Muşlular. “Gençlerimiz ülkeden ayrılıyor.” diyor. Ağrı’dan en az 40 bin, Muş’tan 13-14 bin kişi gitmiş Varto’dan sadece 10.000 kişinin gittiği yönünde bilgiler aldım. Varto HDP İlçe Başkanı’mızdan. Muş’ta tarım bitmiş, hayvancılık bitmiş, yatırım yok. Muş’un insanları yurt dışına gitmek zorunda kalıyorlar. Gelinen nokta bu arkadaşlar ve en ufak bir ifade özgürlüğünde de hemen Muş’ta insanlar cezaevine tıkılıyor. Partimiz HDP’ye yönelik çok ağır bir polis baskısı var. Muş Valisi panellere yönelik her türlü engellemeyi yapıyor. Önceki Vali Seddar Yavuz gibi aynı işlere devam ediyor. Önceki Vali de Kocaeli’ne geldi o da Kocaeli’nde AK Parti Kocaeli Milletvekili olmak için büyük bir gayret içinde ve iktidarın bir istediğini iki etmiyor!

Muş’taki temaslarımızla ilgili fotoğraflar da göstermek isterim. Vatandaşlarla konuştuk, Muşluları dinledim, yaşlıları, gençleri, kadınları dinledim. Kahvelerinde oturup insanlarla çay ocaklarında sohbetler ettik. Panellerde konuştuk ve Muş’u ben size böyle özetlemiş olayım.

Geldik basın toplantımızın son bölümüne her hafta çok önemine binaen sürekli gündem ettiğimiz olaylara.

Dün genel kurulda da gündem ettim Cemal Kaşıkçı Suudi Arabistan Konsolosluğu’nda öldürüldü. Dosyası Suudi Arabistan’a gönderildi. Daha sonra da Suudi Arabistan Prensi ile Erdoğan el sıkıştı. Yoruma gerek var mı? Yok! Fakat biz bunu söylemeye devam ediyoruz.

Osman Kavala 1850 gündür tutuklu zulmen tutuklu kabul etmiyoruz, Allah kabul etmesin, halkta kabul etmiyor, hukukta kabul etmiyor. Osman Kavala zulmen, zalimce cezaevinde!

Şerif Mesutoğlu Kaymakam Muhammed Fatih Safitürk’ü öldürdüğü nedeniyle cezaevinde ve şu anda maalesef ki bu konu devletin karanlık dehlizlerine mahkum edilmiş ve aydınlatılmamış durumda. Karanlık zindanlarda Şerif Mesutoğlu çile dolduruyor. Zulümdür Allah kabul etmesin biz kabul etmiyoruz yarın öbür gün gerçekler tamamen ortaya çıktığında toplum da kabul etmeyecek ama ben topluma diyorum ki; duyarlı olun, bu zulme biz nasıl duyarlıysak siz de duyarlı olun ve kabul etmeyin bu zulmü diyoruz.

Selçuk Kozağaç’ta yine zulmen tutuklu Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı zulmen cezalandırıldı. Baştan sona yargı zulmen, mahkumiyet zulmen devam eden bir süreç.

Şenyaşar Ailesi’nin dramı devam ediyor! Destansı bir adalet nöbeti tutan Anne Emine Şenyaşar direnişini, Adalet nöbetini devam ettiriyor. Adaletin yerine gelmesi ve hastane davasında adaletin sağlanması ve oğlunun cezaevinden çıkmasını istiyor.

Barış Büyüksu Türkiye’den Yunanistan’a geçerken Yunan polisi tarafından darp edildi ve ardından ölüsü geldi Türkiye’ye. Ailesinin sorularına Dışişleri Bakanlığı’na sorduk fakat tatminkar bir cevap alınmadı! Yunanistan yetkilileri hakkında ne işlem yapılıyor? Türkiye neler söylüyor? Bu konuda neden suskunluk var? Bu konuda tatminkar bir açıklama yapılmıyor! Barış Büyüksu Türkiye’de toprağa verildi fakat hakkı ortaya çıkmadı! Hakkı alınamadı. Yakınları son derece üzgün ve konunun peşini bırakmayacaklarını söylüyorlar.

Yusuf Bilge Tunç 3 yılı geçti hala ortada yok kaçırıldı. Devlet görevlileri tarafından kaçırıldığı iddiasına bir cevap verilemiyor ve bir insanın kaçırılıp da 3 yıldır ortaya ne dirisi ne ölüsünün çıkarılmamasının arkasında bir Türkiye gerçeği yattığını düşünüyoruz. 17 bin faili meçhulün yattığını düşünüyoruz.

İşte onun gibi iki insan şu anda ortaya çıktılar ama 6 ay ve 9 ay devlet görevlileri tarafından kaçırıldıklarını beyan ettiler.

Gülistan Doku halen ortaya çıkarılmış değil. Dersimde bir muamma yaşanıyor!

Hürmüz Diril ise eşi Şimoni Diril’in cesedi bulunduğu halde kendisinden hiçbir haber alınamayan Süryani Keldani bir vatandaşımız.

Basın toplantımızı burada bitiriyor. Herkese saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

Yorumlar