2006-05-01 00:00:00

Kocaeli MAZLUMDER, Fotoğraf sergisinin yanında Meclis’e yönelik Lübnan’a asker gönderilmemesi , Hükümet’e yönelik uluslar arası ceza mahkemesinin onaylanması ve BM’e yönelik ise kalıcı ateşkesde ve İsrail’in ateşkesi bozmaması yönünde aktif bir rol üstlenmesi, asli görevini yapması için imza kampanyası başlattı.

1 Eylül Dünya Barış Gününde ve Lübnan’a asker gönderilmesi kararlarının arifesinde stant açılışını yapan MAZLUMDER Kocaeli Şube Başkanı Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, aşağıdaki basın açıklamasını yaptı.

“VİCDANINIZIN SESİNİ DİNLEYİN VE LÜBNAN’A ASKER GÖNDERMEYİN!…

BM’nin 1701 sayılı kararı uyarınca Lübnan’a asker gönderilmesine şiddetle karşıyız.

İsrail’in vahşi katliamlarından sonra yine de güçlü bir direnişle karşılaşıp Lübnan’da yenilmesini takiben bu rolü barış gücü ile tamamlatılmak isteniyor.

Türk askeri sanıldığı gibi Lübnan’a gidince inisiyatif alıcı duruma gelmez. Çünkü Türkiye inisiyatifi elinde bulunduranlara borçlu durumdadır. Onların projelerinde bir figüran durumundadır.

Türkiye Şii mezhebinin hakim olduğu bir bölgede kime hakim olacaktır? Kendisine biçilen İran’ın etkinliğini kırma görevini yapamayacağı gibi daha kötü bir etkinsizliğe düşecektir. Mezhep gerginliği çıkartılmasına alet olmak için mi oraya gidiyoruz?

İsrail hükümeti yenilgisi halkı ve Dünya tarafından kendisine hatırlatıldıkça tekrar saldırma ihtimali yüksek olan sınır ve kanun tanımayan bir devlettir.

Kuvvetle olası bir BM’ye yönelik saldırıda hedef olması durumunda ise gerginlik oluşacaktır. Halkımızın her kesiminin şu an zirveye çıkmış desteği sekteye uğrayacak ve kardeşlik bağları sarsılacaktır. Çeşitli provokasyonlarla Lübnan halkı ile askerimizin silahlı çatışmaya girmesi halinde Lübnanlılar ve Filistinliler nezdinde ki sempatimiz, antipatiye dönüşecek ve neticesinde ortak değerlerimiz, tarihimiz zaafa uğrayacaktır.

Tezkere oylamasında vicdanının sesini dinlemiş vekillerimize sesleniyoruz!… Vekilimiz diyoruz çünkü, onlara biz halkın vekaletini verdik. Asıl olan bizleriz. Halk adına pişman olacağınız bir karara imza atmayınız. 3. Dünya savaşı çıkmasına korkunç zulümlerle ve vicdanı sızlatan katliamlarla aday olan bir bölgede gözü dönmüş Siyonist katillerin ve suç ortağı A.B.D’ nin kuklası olmaya namzet bir göreve kendi ayaklarınızla gitmeyiniz. Bu vebal sizin yakanızı ebediyen bırakmaz.

BM’nin 1701 sayılı kararına göre asker konuşlandırma başladığı andan itibaren bölgeden çekilmesi gereken İsrail bunu kabul etmeyeceğini Kofi Annan’a belirtti. Bölgenin şımarık zorbası tarafından alınan kararların kayda değer görüleceğini mi sanıyorsunuz? O İsrail ki bilerek BM barış gücünü vurdu, BM askeri öldürdü. Buna mukabil BM bir kınama dahi yapamadı İsrail’e. BM kınaması yapılınca uluslar arası ceza mahkemesi açılacak ve savaş suçluları yargılanabilecek. Suç ortağı ağabey A.B.D ise savaş suçlularının yargılanmasının önünü kesebilmek için tüm maharetlerini sergilemekle meşgul.

BM insanlığın ortak kazanımını koruma adına oluşmuşsa, onu gerçek görevine çağırıyoruz. Emperyalist güç odaklarının kuklası değil, Dünya insanlığının vicdanının sesi olması gerektiğini hatırlatıyoruz.

1 Eylül barış gününde barış adına adım atmıyorsanız, barış kelimesini istismar da etmeyin diyoruz. 1 Eylül barış günü zorbaların istediği bir sahte barış günü olmasın. Adaletli bir barış için tüm fedakarlıkları yapmaya istekli, Dünyanın erdemli insanlarına karamsar olmayın diyoruz. Unutmayın ki biz umut dolu olursak masum çocukların gözlerinin ışıltısı hiç sönmeyecektir.

Haber10

Yorumlar