2016-05-03 00:00:00

Birileri PKK lehine barış havarisi kesilmiş

Barış…

Ne mübarek bir kelimeymiş meğer? Gerek seçim öncesi gerek seçim sonrası birileri ağzından hiç mi hiç düşürmüyor. Terörü destekleyenlerin dilinde yine aynı söylem. Hatta teröristin bile dilinde bir barış söylemi…

Ülkeyi bölmek için öz yönetimden özerkliğe kadar bir sürü argümanı kullan, Devletin askerine, polisine  kurşun sık, yol kes, bomba koy ve sonra tokadı yemeye başlayınca barış istiyoruz. Normal mi normal. Neden?

Çünkü herkes vazifesini yapacak. Terörist teröristliğini. PKK ve onu temsil eden gruplar en adi ve süfli isteklerini yerine getirmek için çabalayacak. Şeytan şeytanlığını yapacak, başka ne beklenir ki zaten öyle değil mi?

Tüm bunları anlamak için çok fazla zeki olmaya gerek yok. Herkes vazifesini yapacak ve hareket tarzı ile hangi tarafta olduğunu ortaya koyacak. Fakat öyle bir hal almış ki, düne kadar adam bildiğimiz bazı zavallılar PKK lehine barış havarisi olmuş.

Hem de Kocaeli’de. Sosyal medyada ve kendi adlarına kurdukları bloklar üzerinden  barış adı altında kamu oyu oluşturmaya ve devleti terör örgütü ile mücadelesinde yanlış içindeymiş göstermeye çalışıyorlar.

Dünün Mazlumder’lilerin bu günün Barış havarileri olmuş. Utanmadan sıkılmadan devletle PKK’ yı aynı kefeye koyup devlet silah bırakmalı, PKK’da bırakmalı babından sözler söylüyor, raporlar hazırlıyor, tarafsız görünerek topluma  akıl hocalığı yapmaya çalışıyor birileri.

Mesela Ömer Faruk Gergerlioğlu. Dünün AK Parti’den milletvekili aday adayı, Mazlumder geçmişi üzerinden fikirlerini haklı bir zemine oturtmaya çalışıyor. Mazlumların yanında görüntüsü altında devleti eleştirip PKK ve yandaşlarına yol açmaya çalışıyor, raporlar yazıyor…

Facebookta paylaştığı bir bağlantıda devleti eleştiren ve HDP söylemlerinde olduğu gibi barış havarisi kesilen Mazlum-Der eski genel Başkanı, İzmit Seka Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Doktoru ve 12 Haziranda yapılan genel seçimlerde AK Parti milletvekili aday adayı olan Ömer Faruk Gergerlioğlu, Genel Koordinatörümüz tarafından yapılan yorum sonrası korodinatörümüzü engellemeyi de ihmal etmedi.

İşte Koordinatörümüz tarafından 1 Kasım seçimleri öncesi Facebokta yapılan yorum ve Gergerlioğlu’nun paylaşımlarından birkaç örnek. Bakın bakalım bu adam ne yapmaya çalışıyor:

‘’ Neredeyse her olumsuz davranışı devlete yamayan, PKK' nın ve amaçları ülkeyi bölme dışında hiç bir şey olmayan taraftarlarının yaptığı tüm şerefsizlikleri görmezden gelen paylaşımlarınız, insanlık, meşruiyet, hak, adalet, din noktasında nerede durduğunuzun en net ibret vesikası olarak ortadadır. Mazlumların savunucuzu rolüyle PKK' yı meşru gösterme ve destek verme girişiminiz net ve alenidir. Bu milletin size ve sizin gibilere gereken dersi vereceğinden eminim.Peygamber soyundan gelen büyük üstadın '' Zalimler için yaşasın cehennem'' sözünden başka size söylenecek bir söz olduğunu düşünmüyorum…’’ M. YILDIRIM.

İşte barış havarisi doktorumuzdan inciler…

“Barış” deyince niye “teröre destek” anlıyorlar?

Çözüm sürecinin buzdolabına konmasıyla ortaya çıkan yeni durumun günah keçisi “barış” isteği oldu. “Barış” diyenin bir kaşık suda boğulmaya çalışıldığı bu marazi, akıl almaz ortamın nedeni nedir? Bir anda makul sanılan kişilerin bile “barış” kelimesine bu düşmanlığı niye? Linç girişimcilerinin yine ortalığa dökülmesini anladık ama milliyetçiliğin zararlarını bildiğini sandıklarımızın bilinç altından fışkıran bu “barış” alerjisi de nedir?

-PKK'nın çözüm süreci boyunca alan hakimiyetini sağlama girişimleri ve silahlanması: Bu bir gerçektir ve barış söylemlerini zedeleyen bir durumdur. Ama bu süreç boyunca her iki tarafın da güvensizliği arttıran bir duruşu koruduğu gerçeğini gizleyemez. “Barış” kelimesi devletin ve PKK'nın  barış sürecine uymayan gayrisamimi  fiillerinden ayrılmalıdır, bağımsız düşünülmelidir. Yeni bir barış, yeni bir samimiyetsizlik değildir.

-PKK'nın  “barışı bozan” olduğu, şımardığı  için cezalandırılması, bitirilmediği takdirde tekrar barışı bozacağı düşüncesi: Bu nedenle barışı dile getirenlerin PKK'nın yardımına koştuğu sanılıyor. Oysa “barış” diyenler süreç boyunca ve şimdi PKK'yı da eleştirdi ve uyardı sürekli. PKK'nın savaş yoluyla terbiye edileceği düşüncesi 30 yıldır gerçekleştirilememişken yine aynı yola girilmesi kısır döngüdür. 

-PKK'nın muhatap alınmaması, bitmesi ve silahı gömmesiyle sorunun  biteceğini sanmak: Bu yüzden bir örgütle görüşmenin örgütü tanımak anlamına geleceği düşünülüyor ve masayı önerenlerin  “barış diyerek teröre destek verdiği” ileri sürülüyor. PKK'nın silahı bırakmasıyla Kürt sorunu çözülecekse bu yıllar öncesinde olurdu, hatta devlet çatışmasız çözümü tercih etseydi yıllar önce yaptığı haksızlığı görür ve örgütün ortaya çıkışını engelleyici adımlar atardı. PKK legal ve illegal yönleriyle artık muhataplıktan uzak tutulamaz. Gerçek barış, Kürt sorununu ortadan kaldırıcı anayasal değişikliklerin yapılmasıyla oluşur. Yoksa PKK gider, bir başka örgüt savaşı devam ettirir.

-TSK'nın saldırılarıyla PKK'nın bitirileceğini sanmak: 30 yıldır bitmeyen PKK bu son çatışmalarla da bitmeyecektir. Bir temenni olduğu için değil, olmayacak duaya “amin” dendiği için… zira örgüt geniş bir toplumsal tabanı sağlamış durumdadır ve herkesin kabul ettiği gibi en güçlü dönemlerini yaşamaktadır. Boşuna kürek çekmek, can kaybını arttırmaktan başka bir şeye yol açmaz. Sonuç, iki tarafın da birbirine verdirdiği zayiat olur. Bu malum gerçeğin dile getirilmesi, ithamların nedeni olmaktadır.

-PKK'nın sıkıştığı için barış söylemcilerini öne sürdüğünü sanmak: Bu sanı da yanlıştır. “Barış” diyenler yıllardır sadece ve sadece barış istedikleri için böyle dedi, şimdi de kimsenin ne dediğine bakmıyor. PKK da 2.5 yıllık bir süreçte Türkiye'de susmuştu, Suriye'de savaşla istediği birçok şeyi aldı, Savaş üzerine kurgulu bir örgütün barışla kazanacağını düşünmek zayıf ihtimali düşünmektir.

– “Savaşı karşı taraf başlattı, barış demeye hakkı yoktur” söylemi: Kimin başlattığı tartışması için  tarafların ikisi de güçlü argümanlar bulabilecektir. “Barış” diyenler her iki tarafça da bu söylemle  suçlu bulma gerekçesine kurban edilmektedir. Bu bataklıkta çırpınmaya benzer, çırpındıkça batarsınız.

 – “Fırsat bu fırsat kamuoyu da Ceylanpınar'da uykuda öldürülen cinayetlerin barışı bozan tek neden olduğunu düşünüyor, ve ortam müsait saldırmaya,  PKK'nın beli kırılıncaya kadar devam edilmeli” diyen devlet aklı : Bu aklın akıl olmadığını düşünenlerin ağzındaki “barış” sözünün devletçe suçlu ilan edilmesi önemli bir itham nedenidir. Süreç uzun süredir iki taraf içinde “nereden incelirse oradan kopsun” halindeydi, bir olay bitirdi, 1 yıldır devam eden onca ölüme rağmen kesilmeyen sürecin şimdi bozulması, barışın tekrar inşa edilmesinin ne kadar önemli ve gerekli olduğunu gösteriyor. Bu devlet aklı dün yücelttiği çözümü, barışı şimdi yerden yere vuruyor ve “barış”diyeni “terörist” ilan ediyor.

“Barış”ı dile getirmeyi, akla getirmeyi düşünmediğimiz daha kötü günlerin bile gelebileceğini, bu yüzden “barış” kelimesine ayrı bir değer ve kutsiyet tanımamız gerektiği ortadadır.

kandıralılar.com

Yorumlar