2016-01-03 00:00:00

HABERDAR / BAHAR KILIÇGEDİK ( ÖZEL)

 

Mağdurları dinleyerek Diyarbakır'da halkla görüşerek izlenimlerde bulunan Barış Grubu'nun ortak çağrısı silahların susup, diyalog masasının kurulmasıydı.

 

İSTEDİĞİN KADAR ÖLDÜR HİÇ BİR YERE VARILMIYOR

 

Sanatçı Lale Mansur: Dünyadaki hiç bir anlaşmazlık, hiç bir savaş karşılıklı konuşmadan bitmedi. İstediğin kadar öldür, hiç bir yere varılmıyor. Bunu bile bile buna ısrar etmek niye… Ne konuda anlaşılacaksa, masada oturulup anlaşılır. Bebekleri öldürerek, cesetleri bir hafta sokakta bırakarak artık cesedin mahremiyetine tecavüz ederek bu işler olmaz. Bu yolla iktidar olunur ne özgürlük elde edilir. Hiç bir şey olmaz. Ölen öldüğü ile yanan yandığı ile kalır. Bu kuşaklar boyu katlanıyor. 1990'larda buradaydım çok kötüydü. O zaman beyaz toroslar, toplu mezarlar şimdi ise  televizyonlarda başka bir şeyden bahsedilirken sosyal medyada bambaşka bir şey izliyorsunuz. Korkunç bir şey ve batıda bizim gibi hisseden milyonlarca insan var. Zannetmeyin ki herkes dalgasında yaşıyor. Durun, silahları susturun, oturun konuşun diyoruz.   

 

ÇÖZÜM MÜZAKERE MASASIDIR

 

Prof. Dr. Baskın Oran: Buraya iki şey  söylemek için geldik. Bir kere şehirleri topa tutulan Kürt kardeşlerimizle dayanışma içindeyiz demeye geldik. İkincisi bu iş kangrene doğru gidiyor bunun tek yolu müzakere masasıdır demeye geldik.

 

 

AİLELERİ DİNLEYİNCE BATIDA OLMANIN UTANCINI YAŞADIM

 

Kürt sanatçı Rojda: Bir ses bir nefes yaşamı etkiliyorsa, yaşatmak için ben her yerde olurum. Aileleri dinleyince batıda olmanın utancını yaşadım. Diyarbakır'da olmak, bu acıyı yaşamak çok farklı. Bu ölümleri, bu cenazelerin kalkmadığını duyabilmek  başka, o ailelerle yüzleşmek çok daha başka bir duygu. Bu duyguyu ne şarkıyla, ne tiyatroyla anlatabilirsiniz. Acılar büyük ve derin dolayısıyla bir an evvel yaşatmak için elimizden geleni yapmamız gerekiyor ve bu devletin kirli politikalarını  bir an evvel açığa çıkarıp, geri adım atması için elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Bir an evvel masaya oturmaları gerekiyor. 

 

MAĞDURLARIN SÖZLERİ KALBİME İŞLEDİ

 

Mazlumder eski Genel Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu:” İnsanlar konuşa konuşa anlaşır. Çatışma ile hiç bir zaman çözüm alınmaz. Dünyanın bir çok yerinde çatışma yaşanmış ve yıllarca da sürse sonunda masada bu konu hallolmuştur. Biz bugün Diyarbakır'da kardeşlerimizi dinledik. Suriçi'nde erkek, kadın, çocuk tüm mağdurların seslerini dinledik ve çok önemli bir feryadı yükselttiklerini gördük. 'Neredesiniz. Bu vicdana sığar mı' diyorlar gerçekten bu sözler benim kalbime işledi. Son derece yürekten gelen içli seslerdi. 2 ay öncede ben Sur'a gelmiştim.  4 günlük sokağa çıkma yasağı sonrası Sur'u gezmiştim. ve kahrolmuştum. Şu anda giremiyoruz ama basında gördüğümüz fotoğraflar son derece kahredici.

 

BİR AN EVVEL MASA MÜZAKERE DİYORUZ

 

Şehir içinde çatışmanın olması kabul edilebilecek bir hadise değil. Devlet veya örgüt kim olursa olsun, kabul edilebilir değil, insani bir durum değil. Bunun sürdürülebilir, bitirilebilir bir hali de yok. Çünkü binlerce genç içerde bekliyor, insanları öldürdük diye birileri gururlanıyor. Asker de polis de, gençler de ölüyor. Bununla varabileceğimiz bir yer yok. Ancak toplumda kini, nefreti geliştirir. Sorunun çözümünü de geciktiren bir durum olur. Zor olan bu sorunu aslında kolay bir şekilde çözebilirdik. Ama her geçen dakika bize bunu zorlaştırıyor. Bir an evvel, masa müzakere diyoruz. İnşallah her iki taraf duyar ve neticesi oluşur diye düşünüyorum. “

 

BATIDAN GELENLER DE HÜKÜMETİN MAĞDURLARI

 

Doç. Dr. Bülent Bilmez: Herkesin çağrısı müzakereye dönülmesi ama önce sorunun doğru tanımlanması gerekiyor. Batıdan gelenler sadece mağdurlarla dayanışmak için gelmiyor. Kendileri de mevcut hükümetin mağdurları olarak, yalnız kalmış insanlar olarak buraya geliyor. Dayanışma için gelirken kendi yaralarına merhem aramak için geliyorlar.  Gittikçe otoriterleşen bir devlet, buna karşı direnişin sadece Kürtlerden gelmesi gibi bir sorun var. Aslında buradan baktığınızda bölünme denen şey gerçekleşmiş durumda. Türkiye, Ortadoğu ve Dünya farklı görünüyor, oradan baktığınızda farklı görünüyor. İki ayrı dünyada yaşıyoruz şu anda. Yaşanan vahşetlerden dolayı orada normal hayatı sürdürmek artık utanç kaynağı haline gelmeye başladı. Normal hayatın sürdürülemediği yerlere giderek paylaşmak, bir araya gelmek bizim için çok önemli bir şey. Karşımızda 'Rejim değişmiştir' diyen bir şekilde bunun yasal çerçevesini başkanlıkla yapmaya çalışan bir hükümet var. Bir de yeni ilan edilmiş Demokratik Özerklik var.  Tam da bu sorunun çözümü için önerildi bu özerlik. Sorunun çözülmesi için öneriler sunuluyor. Burada gördüğüm şey bizim Türkiyeli aydınlar olarak batıda çok işimiz var. Medya ve hükümetin halkı aptal yerine koyarak yaptığı politikalara karşı taviz vermememiz gerekiyor. Belki de buradaki insanların oraya gelip yaşananları anlatması gerekiyor.

 

 

TAM DA OLMASI GEREKTİĞİ GİBİ

 

İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici: Bu buluşmayı son derece önemli ve değerli buluyorum. Tam da olması gerektiği gibi. Çatışmalardan dolayı, bir tarafın sessiz kalması kabul edilebilir bir durum değildi. Toplumun her kesiminin, bu çatışmaların durması için mücadele etmesi gerekir ve diyalog ve müzakerenin önünün açılması gerekiyor. 

 

Sanatçı, siyasetçi, akademisyen ve aktivistlerden oluşan yaklaşık 100 kişilik bir barış grubu, yoğun çatışma, ölüm ve yaralanmaların yaşandığı Diyarbakır'a geldi.

 

KAYNAK: HABERDAR / BAHAR KILIÇGEDİK 

HABERDAR 

Yorumlar