2008-04-09 00:00:00

Önceki gün Antalya'daki Akdeniz Üniversitesi'nde meydana gelen çatışmalarla İstanbul Fatih'teki Şem-i Molla Camii önüne çocuklar tarafından atılan pimi çekilmemiş el bombası, akıllara 12 Eylül 1980'de askeri yönetimin iktidarı almasına zemin hazırlayan üniversite olayları ile 24 Aralık 1978'de yaşananMaraş katliamını getirdi.
Daha önce Bolu, Bursa, Muğla ve Afyon'daki üniversitelerde yaşanan ancak rektörü Prof. Dr. Mustafa Akaydın tarafından “Türkiye'deki en huzurlu üniversitelerden biri” olarak nitelendirilen Akdeniz Üniversitesi'ni de içine alan gerginliğin tarafları, eskinin sağ ve sol kamplaşmasından farkla ağırlıklı olarak ülkücü-Kürt öğrencilerden oluşmasıyla dikkat çekiyor.
Mazlum-Der Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu, Referans'a yaptığı açıklamada üniversitelerde kışla düzeni olduğunu söyleyerek, “Üniversitelerin yönetimleri Kürt kökenli öğrencilere etnik ayrımcılık yapılmasına göz yumuyor” dedi. “Öğrenci çatışmaları kullanılarak etnik bir çatışmaya mı götürülüyoruz?” diye soran Gergerlioğlu, bu tür karışıklıkların darbe ortamı hazırladığını vurguladı.
Silahlı kişilerin üniversiteye girmesini son derece tuhaf bulan Akdeniz Üniversitesi Rektörü Mustafa Akaydın ise Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada “Üstelik basın mensupları tarafından yakından çekimi yapıldığı halde bu iki kişinin üniversiteyi terk etmesi ve henüz yakalanmamış olmasını da üzücü buluyorum” dedi.
MHP'den 'Bizimle alakası yok' açıklaması
Antalya İl Emniyet Müdürlüğü 40 kişinin gözaltına alındığını ve silahlı iki kişinin kimliklerinin tespit edildiğini duyururken MHP Antalya İl Başkanı Mustafa Akar da dün düzenlediği basın toplantısında “Akdeniz Üniversitesi'nde gelişen olaylarla MHP ve ülkücü gençliğin hiçbir ilişkisi yoktur” açıklamasını yaptı. Televizyon görüntülerine yansıyan ve gazetelerde elinde silahla ateş eden kişinin “partiyle uzaktan yakından ilgisi olmadığını” belirten Akar, “Geçmişteki olayların, hatıraların tekrar yaşanmaması için herkesi sağduyuya davet ediyorum” diye konuştu.
'Terörden yararlanmak isteyenlerin tezgâhı'
Referans'a açıklama yapan Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez ise “Bunun provokasyon olduğu kesin. Ortalığın gerilmesi, terörize edilmesi amaçlanıyor. Terör ortamından siyasal ve diğer alanlar açısından yararlanmak isteyenlerin tezgâhıdır bu” görüşünü dile getirdi.
Eski Yükseköğretim Kurumu Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, Akdeniz Üniversitesi'nde yaşanan olayların Kürtçülük-Türkçülük tartışması olduğunu düşündüğünü ifade etti. ANKA'ya açıklama yapan Gürüz, Antalya'da gruplaşma olduğunu ve “Kürtçülük” yapısı altında oluşan bir grubun bulunduğunu anlatarak “Antalya'nın etnik yapısında Yörükler fazla bulunur. Buralarda MHP'liler de çok güçlüdür” dedi.
Maraş'tan 12 Eylül'e giden yol
Cumhuriyet gazetesine çocuk yaştaki kişiler tarafından molotofkokteyli atılmasından bir hafta sonra yine en büyüğü 14 yaşında olan üç kişi tarafından caminin önüne el bombasının atılması ise 19 Aralık 1978'de Çiçek Sineması'nın bombalanması ve daha sonra “Komünistler camiyi bombalayacak” söylentisiyle 100'den fazla kişinin öldürüldüğü bir katliama dönüşen olayları çağrıştırıyor. Ecevit hükümetine 11 ilde sıkıyönetim ilan ettiren katliam, 12 Eylül 1980 tarihinde ordunun ülke yönetimine tümden el koymasına dek tırmanan çatışmalar sürecini başlatmıştı.
PKK'nın tasfiyesiyle çakışan Kürt sorununun çözümünde tam da kritik viraja girildiği ve AK Parti'nin kapatılma davasıyla siyasette gerilimin doruğa çıktığı bir dönemde üniversite kampuslarında patlayan silahlar, Türkiye demokrasisini test ediyor.

Yorumlar