03 Haziran 2020
TBMM
ÖMER
FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; size
herhâlde yüzlerce yıl unutamayacağımız bir fotoğrafı gösteriyorum. Kimse bu
fotoğrafı unutamıyor, Amerikalılar unutamıyor, dünya unutamıyor, Türkiye de
unutamıyor. Bakın, Amerikan halkı ne diyor? “…”(x) diyor.
“Nefes alamıyoruz.” diyor. George Floyd “Nefes alamıyorum.”
diyordu dokuz dakika boyunca polis onun boynuna bastı ve öldürdü. Peki, bunlar
sadece Amerika’da mı oluyor? Hayır, alın size Türkiye örnekleri: Polisin görevi
hukuk dışına çıkarak yaptığı şiddet olaylarını, binlerce olayı görüyorsunuz.
Polis hukuk devletini korumalıdır, polis devletinin aygıtı değildir.
Değerli arkadaşlar, bakın, bir hukuk devletinde insan
hakları ve güvenlik dengesi vardır. Tabii ki bir hukuk devletinde güvenlik
görevlileri olacak ve hukuku korumaya çalışacaktır. Diğer vatandaşları da suç
işleyene karşı korumaya çalışacaktır ama bir de bunu yaparken insan haklarına
dikkat etmek zorundadır. Bizim eleştirdiğimiz güvenlik görevlilerinin insan
haklarını ayaklar altına almasıdır. Amerika’da “Nefes alamıyoruz.”
diyen siyahiler var, Türkiye’de “Nefes alamıyoruz.” diyen Kürtler,
Aleviler, solcular, Ermeniler, KHK’lılar her kesimden insan var. (AK PARTİ
sıralarından “Yalan bunlar.” sesleri.)
METİN YAVUZ (Aydın) – Hadi oradan.
OYA ERONAT (Diyarbakır) – Hadi oradan.
KADİR AYDIN ( Giresun) – Arkasından kalleşçe vurulan
polisler de nefes alamıyor.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Mazlum ve ezilen
insanlar var ve bu topluma nefes aldırmak istemeyen sizsiniz ama biz bunu kabul
etmiyoruz.
Bakın, bekçi yasası bir mahalleye hizmet yasası
değildir. Bekçi yasası; iktidarın az eğitimli, emir kulu hâline gelmiş… Adına
“bekçi” demiyorum ben, bu farklı bir polis gücü yasasıdır,
“bekçi” demeyin bu yasaya, bu farklı bir polis gücü yasasıdır. Bunda
anlaşalım.
Şu anda bakın, İçişleri Bakanlığı ve iktidar 2016
yılından beri 16 milyon kez suç işledi, nasıl biliyor musunuz? 2016’dan beri
bekçiler kimlik sorma yetkileri olmadığı hâlde 16 milyon kişiye kimlik
sormuşlar arkadaşlar. Mahkemeler bunu yargılamış ve bu uygulamaları mahkûm
etmiş, İçişleri Bakanlığı yönetmelikle cevap vermiş, yasayla değil. Yasayı
çiğneyen bir İçişleri Bakanlığı ve iktidar görüyoruz. Ne getiriyorsunuz? Kırk
bir saat eğitim almış, bunun sadece altı saati insan hakları eğitimi olan ,ve
eğitimsiz bir polis kadrosu getiriyorsunuz, yeni bir kadro getiriyorsunuz. Bu
yasa halkın korunması, mahallenin korunması yasası değildir. Bu yasa devletin
kendisini halktan koruma yasasıdır. Devletin kendisini adaletten koruma
yasasıdır ve zulmetme yasasıdır. Başka bir şey değildir.
Bakın, Kadıköy’deki darba uğrayan kurye, polise ne
diyordu? “Senin bana vurmaya hakkın var mı?” diyordu. Polis, ne
diyordu? “Ben, sana vurmaya karar vermişsem doğrudur.” diyordu. İşte,
bu iktidarın “polis devleti” uygulamasının netleşmiş bir
görüntüsüdür. Bütün bu uygulamalar varken siz kalkıp yeni bir polis gücü
oluşturmaya çalışıyorsunuz. Ankara Emniyeti’ndeki işkence vakalarını geçtiğimiz
sene 26 Mayısta Ankara Barosu raporladı. Ankara Cumhuriyet Savcılığı soruşturma
açtı ama Türkiye’de işkence cezasızlıkla biter. Ne oldu? İçişleri Bakanlığı
Ankara Emniyeti’ndeki işkence vakaları için idari soruşturma açtı mı? Hayır.
Adli soruşturmanın bir yıl sonrasında, baronun net tespitlerinden sonra yürüyen
herhangi bir adli süreç var mı? Hayır. İşiniz gücünüz, her şeyi sümen altı
etmek ve bir polis devleti kurmaktır, hukuk devletinden uzaklaşmaktır. Bakın,
Diyarbakır emniyetinden yükselen işkencedeki çığlık sesleri sosyal medyadan
dünyaya duyuruluyordu. Ayıptır ya!
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın sözlerinizi.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Dün işkenceden
utanırdı görevliler, bugün işkence seslerini sosyal medyadan kamuoyuna, dünyaya
sunuyorlar.
Bakın, ben size bir resim göstereceğim. Geçtiğimiz
günlerde HDP Ankara il binamızın önünde Kemal Peköz Vekilimiz ve Ankara İl Eş
Başkanlarımızla bir açıklama yapacaktık; 2 milletvekili ve eş başkanlar. Polis
milletvekiline saldırdı. Bakın, bizi darbetmeye çalıştı, üzerimize saldırdı,
kargaşada alttan tekme vurmaya çalışıyordu polis memurları. Utanç verici bir
hâldir. Bakın, bugün iktidarda olabilirsiniz ama yarın muhalefete düştüğünüzde
size bir polis saldırırsa yine bir insan hakları savunucusu olarak biz karşı
çıkacağız. (HDP sıralarından alkışlar) Siz şimdi karşı çıkmayı bir deneyin,
size tavsiye ederim; insan haklarından zarar gelmez, ben yıllardır insan
hakları savunuculuğu yapıyorum. Ayrımsız, hangi iktidar olursa olsun bunu
yapıyorum ve sonuna kadar da yapacağım.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
Yorumlar