2006-07-03 00:00:00

FİLİSTİN’DE  ACİL DURUM!…

 

Türkiye’nin  sorunları  üzerine  konuşurken  bazen  çok  daha  önemli  sorunları  göz ardı  edebiliyoruz. Bilindiği  üzere  Filistin’de  bu günlerde  yine  çok  sıcak  saatler  yaşanıyor.Hamas’ın  seçimleri  kazanmasının  ardından  bu  sonucu  kabullenmek  istemeyen  İsrail  ve  batılı  ülkelerin  morallerinin  bozulduğu  ortaya  çıktı.Ardından  Filistin’e  yönelik  çeşitli  ambargolarla  Filistin  halkı  cezalandırılmaya  çalışıldı.Demokratik  bir  seçimle işbaşına gelen  bir hükümet  yüzünden  bir  halk  cezalandırılmaya  çalışılıyor.Filistin’de  şu an  4 aydır 145 bin çalışan   maaş alamıyor. Bu insanların aileleri de hesaba katıldığında 750 bin kişinin uzun süredir çok zor koşullarda hayatlarını sürdürmeye çalıştığını   düşünmek  dehşet  vericidir.

 

Yıllardır  süren  bir  konu  hakkında  yazı  yazmak  belki  birilerine  can  sıkıcı  gelebilir. Fakat  hakikaten  insanlığın  duyarsız  kalamayacağı  sürekli  bir  vahşet  ve  saldırganlık  devam  ediyorsa  bunu  yazmamak  elde  değildir. Filistin’den  son gelen  haberler  hiçte  iç  açıcı  değil.Adeta  bir  soykırım  tehlikesini  ifade  ediyor.Acil  durum   tehlikesini  sanırım  aşağıdaki  bilgilerle  daha  iyi  anlayabilirsiniz.

BM’nin Filistinli Mülteciler için kurduğu ajans UNRWA, Gazze’deki gıda stoklarının tükenmekte olduğunu ve Gazze Şeridi’nde ciddî bir gıda sıkıntısıyla karşı karşıya kalınabileceği uyarısında bulunuyor..

UNRWA’nın Gazze Şeridi’ndeki yetkilisi John Ging, İsrail’in, askerinin kaçırılmasını takiben Gazze Şeridi’ne yönelik geniş çaplı bir operasyonla bölgeyi dış dünyadan tecrit etmesinden sonra stokların tükenmekte olduğunu belirtiyor   ve ‘’UNRWA’nın elinde sadece 2 haftalık stok kaldı. Bu şartlarda, yollar kapalı kalırsa hiç kuşkusuz büyük bir sıkıntıya doğru sürükleniriz’’demektedir.

Bu  durumda  ne  yapılabilir?

 

Ne  kadar  ağır  sorunlarla  boğuşulursa  boğuşulsun  aşırı  sıcaklar  altındaki  elektrik  santralleri  bombalanmış  ve  su  depoları  tahrip edilmiş  bir  halkın  acısı  kadar  bir  acı  yoktur.

O yüzden  tüm  insanlığa  acil  durum  çağrısında  bulunulması  gerekir. Herkes  yarın  vicdanının  sızlayacağı  gelişmelerden  önce  elinden  geleni  yapmak  zorundadır. Belki  Dünya  üzerinde  en  çok  nefret  edilen  ülke  İsrail  ve  en çok  durumuna üzünülen  ülke  Filistindir .Ama  bu  şu  an   acil  yardım  ve destek  gereğini  unutturmamalıdır.Şu  an  söze  değil  fiili  yardıma ihtiyaç  vardır.Elinden  gelen  her  yolla  yardım  yapmak  isteyenlerin  şu  an  ulaşabileceği  kanallar  vardır.Ülkemizde  saygın  ve  prestijli  yardım  kuruluşları  bu  noktada  ellerinden  geleni yaparak  bir nebze  yarayı  hafifletmeye  çalışıyor.İşte bu  noktada  kimsenin  Filistin  çok  uzak  oraya nasıl  ulaşabilirim  yönünde  bir  mazereti  olamayacağı  açıktır.

Olayın  insani  boyutu  böyleyken  İsrail  devletine  ne  yapılabileceği  sorusu  çok  önemli  bir  soru  olarak  karşımızdadır. Açıkçası  İsrail  bu  azgınlığı ile  3.  Dünya  savaşınının  başlamasına  yol  açıcı  bir  ülke  olduğunu  adeta  tüm  Dünyaya  ilan  etmektedir.Bu  kadar  zulüm  Dünyada  eşi benzeri  az  görülür  bir  orandadır.Direnişi  artık  hayatının  bir  parçası  yapmış  bir  topluluğa  karşı  İsrail  kendini  mağlubiyete  mahkum  etmiş  bir  yolu  tercih  etmiş  durumdadır.İsrail  artık  kendi  halkından da   ciddi  tepkiler  alıyor.Siyonist  devletin  uygulamalarını  protesto  eden   birçok yahudi  protesto  gösterileri  düzenleyerek  devletlerini  eleştiriyorlar.Bu  önemli  bir tavırdır.Antisemitizm  ile  antisiyonizm’in  karıştırılmaması  gerektiğini  gösterir.Yahudi  karşıtı  değil  Siyonizm  karşıtı  olmak  doğru  yoldur.Zaten  Dünyanın  her  yanındaki  çeşitli  ırktan  ve  dinden  insanlar  adalet  ve  özgürlük  çerçevesi  altında  siyonizm’e  karşı  ortak  cephe  oluşturabilmektedir.Zalim  bir  çok  ülkedeki  halk  ve  yöneticileri  ne  kadar  kızgın  olsak ta  birbirinden  ayırt etme  gerekliliği apaçık  ortadadır.

 

İnsanlığımıza  tekrar  sahip çıkmak  istiyorsak,  vicdanımızı  geçici  lezzetlerle  karartmak  istemiyorsak  başımızı  kaldırıp  Filistin’e bakalım. Günlük  hayhuyun  meşgalenin  arasında  insanlıktan  uzaklaşmış  bir  canavarın  dişleri  arasında  ezilmek üzere olan  bir  halkın  yardımına  koşalım.”Kaç  yıllık  bir  dava  nasıl olsa  düzelmez”  diyerek  soykırımı  kanıksadığını ifade  etmeye  çalışanların  gafletine  düşmeyelim. Gerek  maddi  yardımlarla  gerekse hükümetin  milletimizi  gerçek  anlamda  temsil  etmesini  sağlamada  uyanık  güç  olalım. İsrail’in  tüm dünya  ülkelerini ve  ülkemizi  boyunduruğa  alıcı  girişimlerine karşı  hep  uyanık  olalım.

gergerlioglu@hotmail.com

Yorumlar