6 Ocak 2022

Değerli basın mensupları bugün Kandıra 1 No’Lu F Tipi Cezaevi önündeyiz ve mahpuslarımız ile ilgili Aysel Tuğluk vekilimiz ile ilgili bir açıklama yapıyoruz. Tüm hasta mahpuslar adına bu açıklamayı yapıyoruz, tüm mağdurlar adına bu açıklamayı yapıyoruz. Bilindiği gibi Türkiye cezaevlerinde çok büyük sıkıntılar var. 250 bin kapasiteli cezaevlerinde 300 bin mahpus var ve her geçen dakika mahpus sayısı artıyor. Çok büyük sıkıntılar yaşanıyor, çok büyük ihlaller yaşanıyor, çok büyük sağlık sorunları ve yaşam hakkı ihlalleri yaşanıyor devlet güvencesi altına aldığı mahpusun hakkını çiğniyor tek kelime ile olay bu! Mahpusun hakkını çiğniyor!

Değerli basın mensupları biz bugün Türkiye cezaevlerindeki, Kandıra Cezaevi’ndeki birçok hak ihlali ile beraber Kandıra 1 No’lu F Tipi Cezaevi’ndeki çok vahim hak ihlallerine değinmek istiyoruz. Kandıra 1 No’lu F Tipi Cezaevinde ve diğer cezaevlerinde hasta mahpuslar hayatlarını kaybediyor, intihar ediyorlar, şüpheli bir şekilde ölüyorlar, ya tabutta tahliye oluyorlar ya ölüm döşeğinde tahliye oluyorlar! İşte onlardan birisi de eski vekilimiz Aysel Tuğluk. Aysel Tuğluk şu anda son derece büyük hak ihlalleri yaşıyor ve bütün bunlara rağmen halen cezaevinde. Aysel Tuğluk’un bir an evvel cezaevinden çıkarılması gerekiyor, tıbbi raporlara göre çıkarılması gerekiyor. Bunun olmaması halinde acı örnekleriyle maalesef bir başka olayı hatırlıyoruz. Garibe Gezer isimli genç bir kadın mahpus geçtiğimiz ay bu cezaevinde hayatını kaybetti. Kendini asmak suretiyle intihar ettiği bilgisi verildi ve cenazesi sakıncalı ilan edilerek en sonunda cenaze aracı bile verilmedi. Yani cenaze aracı verilmemesi aslında cezaevinde ne kadar ağır hak ihlallerine uğradığının bir göstergesi oluyordu ve ne kadar bir çıkmaz sokağa itildiği, ne kadar çaresiz bırakıldığına dair bir işaret etti ve Garibe Gezer belli ki tüm bu nedenlerden dolayı yaşamına son vermek zorunda kalmıştı ve kendisi: “Bizim sesimiz ancak intihar ettikten sonra duyuluyor.” diye mektubuna yazmıştı ve maalesef ki tüm Türkiye’de yankılanan bir ölüm olmuştu Garibe Gezer’i kaybettik. Garibe Gezer yaşamına son verdi, Garibe Gezer’in yine de bu ölümü araştırılmalıdır! Gerçekten bir intihar mıdır? Şüpheli bir ölüm müdür? diye soruşturmak istiyoruz fakat benim Garibe Gezer hakkında avukatlarının yaptığı suç duyurularına maalesef ki takipsizlik kararı alındığını da geçtiğimiz gün öğrendik. Tüm Türkiye’yi sarsarak hayatını kaybetmiş bir insanın ölümünden sonra bu konuyu araştıralım başvurusuna verilen cevap takipsizlik. Kişi uğradığı haksızlık yanına kalarak hayatını kaybediyor ve araştırılmıyor. İşte biz bu olayların devam etmemesi gerektiğini söylüyoruz. Garibe Gezer’i, Vedat Çam Erkmen’i intihar açıklaması yapılarak kaybettik. Salih Toğrul’u, Halil Güneş’i hasta mahpusları da maalesef ki ya tabutta tahliye ile ya ölüm döşeğindeki halleriyle kaybettik.

Şu anda önlem alınması gereken Aysel Tuğluk. Aysel Tuğluk vekilimiz hafıza kaybı yaşıyor. Son derece büyük sıkıntılar yaşıyor. Günlük rutin işlerini yapamaz hale gelmiş durumda. İkinci bir Garibe Gezer olayını mı bekliyorsunuz diye sormak istiyorum yetkililere Türkiye iktidarına dünya devletlerine şu soruyu sormak istiyorum; “İkinci bir garibe Gezer vakası mı olsun?” Aysel Tuğluk’un cenazesi mi tabutta çıksın buradan? Ölüm döşeğinde mi çıksın? Ne istiyorsunuz? Neyi bekliyorsunuz? Aysel Tuğluk’un artık normal sıradan basit işleri yapamayacak bir duruma geldiğini hepimiz görüyoruz! Doktorlar, avukatlar bunu net bir şekilde görüyor! Gittikçe ilerleyen bir hafıza kaybı olduğunu, kendisini ziyaret eden tüm kişiler söylüyorlar. Basit nitelikteki tüm günlük rutin işlemleri yapmakta bile çok zorlandığını tüm yetkililer, tüm onu ziyaret eden hukukçular ve sağlık görevlileri net bir şekilde söylüyorlar. Aysel Tuğluk vekilimizin infaz erteleme alması gerekiyor. Bir an evvel infaz erteleme alması gerekiyor. Bu durumdaki bir insanı cezaevinde tutamazsınız! Binlerce hasta mahpusun da infaz erteleme alması gerekiyor ama şu anda Aysel Tuğluk vekilimiz son derece büyük bir sıkıntı altında ve onun için biz burada bir açıklama yapıyoruz.

Aysel Tuğluk vekilimizin Kocaeli Üniversitesi Adli Tıp Kurulu tarafından verilen infaz erteleme raporunu bir hekim olarak bir insan hakları savunucusu olarak baştan sona okudum. Çok net bir şekilde Aysel Tuğluk’un artık cezaevinde kalamayacak sağlık sorunları olduğunu söylüyor bu rapor ancak bu rapor daha sonra İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildiğinde ve hasta da oraya gittiğinde maalesef ki kendi sağlık durumu yanlış ve ön yargılı bir şekilde değerlendirildi. Ön yargılı bir şekilde, sanki hasta değilmiş, sahte bir muamele yapıyormuş gibi bir ön yargı ön kabulle değerlendirilerek, ciddi rahatsızlığı olan bir kişi cezaevine tekrar geri yollandı, avukatları İstanbul Adli Tıp Kurumu üst kurumuna itiraz ettiler. Halen aylardır üst kurulun kararı belli olmadı. Halen bir açıklama yapılmıyor. Bunun üzerine 1 Kasım 2021 tarihi; bakın aradan iki aydan fazla süre geçmiş. 1 Kasım 2021 tarihinde tekrar Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’na ikinci bir sağlık kurulu başvurusu yapıldı, halen o konuda da doğru dürüst bir adım yok. Halen Aysel Tuğluk vekilimiz ile ilgili bir gelişme yok. Halen infaz erteleme almış durumda değil. Kendisini ziyaret edenler son derece zor durumunu görüyorlar. Koğuştaki arkadaşları onu yalnız bırakmamak için her türlü fedakârlığı yapmaya çalışıyor. Onunla birlikte hastaneye giderek daha sonra onun tek başına karantina hücresine birlikte dönmeye sağlamaya çalışıyorlar. Oldukça zor koşullarda hem kendisi hem de yanındaki arkadaşları bu hasta kişinin yardımın da bulunmak için oldukça zorlanmaktadırlar. Olması gereken Aysel Tuğluk vekilimizin bir an evvel infaz erteleme alarak tahliye edilmesi gerekiyor. Bir insana daha bu zulmün yapılmaması gerekir. Biz hasta mahpuslar ile ilgili yüzlerce örneği binlerce vakayı yıllardır Adalet Bakanlığı’na sunuyoruz. Adalet Bakanlığı Adalet Bakanlığı olsaydı birçok mahpus cezaevinden bu hastalıklı halleriyle çok kısa sürmeden çıkardı ama maalesef ki bir Zulümat Bakanlığı’na döndüğü için şu anda ya şu ana kadar birçok hasta mahpus hayatını cezaevinde kaybetti ya da geç tahliye olduğu için dışarıda tedavi şansı bulamadı ve çok kısa bir sürede dışarıda hayatını kaybetti.

Kandıra Cezaevi’nde yine biz denetimli serbestliklerinde Kandıra savcısı kanalıyla çok üzücü gerekçeler bulunarak hukuk dışı gerekçeler bunlara verilmediğini de biliyoruz, görüyoruz, bunları da kabul edemiyoruz. Değerli arkadaşlar Kandıra savcısı Yunus Ölmez isimli şahsın başvurusunda 12 Haziran’da denetimli serbestlik verilebilir derken, üç gün sonra ne değişmişse yaptığı bir yeniden bir gözlem kurulu toplantısında denetimli serbestlik verilemeyeceğini söylüyor. Bakın sadece bu örnek bile hastalara tahliyesi gelmişlere yönelik ne kadar hukuk dışı muamele yapıldığını gösteriyor. Daha sonra bu kişi infaz hakimliğine müracaat ettiğinde; “Evet hakikaten haklısın denetimli serbestliğe çıkmamak için hiçbir neden yok karar verildi.” ama Savcı iyi niyetli olmayan bir şekilde ağır ceza hakimliği ne müracaat etti ve Ağır Ceza Hakimliği hiçbir gerekçe süremeden bakın altını çiziyorum hiçbir gerekçe süremeden savcının isteğini kabul etti. Bu Türkiye cezaevlerinde, Kandıra Cezaevleri’nde Adalet mi var? Hukuk mu var? Siyasetin baskısı mı var? Bunu sormak istiyoruz. Nedir buralarda yapılanlar? Siyasi baskılarla hasta mahpusların cezaevinden çıkmasının önüne geçmek, siyasi baskılarla sıkıntıda olan insanların l depresyona girerek intihar etmesine yol açmak, sıkıntıda olan insanların kanser, Alzheimer ve benzeri hastalıklara duçar olmasına yol açarak mı idare sergilenir! El insaf diyoruz! Nasıl böyle bir şey olabilir? Siyasi kararlarla çıkması gereken, tahliye olması gereken insanların tahliyesi engelleniyor! Hasta mahpusların cezaevinde kalması sağlanıyor! Tedavi şansları engelleniyor ve maalesef ki hem kendileri hem onları sevenler acılar çekiyor değerli arkadaşlar acılar çekiyor! Bu olacak bir şey değil!

Ben konuşmamın sonunda talebimiz olarak Aysel Tuğluk şahsında Türkiye Cezaevleri’ndeki tüm hasta mahpusların serbest bırakılması gerektiğini, adaletin tecelli etmesi gerektiğini söylüyorum. Adalet Bakanlığı adalete gelsin ve İstanbul Adli Tıp Kurumu siyasi davranmaktan vazgeçsin!

Aysel Tuğluk vekilimiz bir an evvel serbest bırakılsın. Aysel Tuğluk için şu anda çeşitli inisiyatifler devrede, imza kampanyaları var. Aysel Tuğluk ile Dayanışma İnisiyatifleri, Aysel Tuğluk için imza kampanyaları devam ediyor. Yetkililerden bir an evvel Aysel Tuğluk için bir adalet talebimiz var! Bu hak ettiği bir taleptir. Zulmün bitmesini, adaletin gerçekleşmesini Kandıra Cezaevi’nde ki mahpus Aysel Tuğluk’un çıkması gerektiğini söylüyoruz! Hem zulmen tutuklu olan mahpuslarımıza da buradan selam ve saygılarımızı sunuyoruz. Bir an evvel rehine tutuldukları bu cezaevlerinden adaletin tecelli edip, tahliye edilmeleri gerektiğini buradan beyan diyoruz hepinize saygılarımı sunuyorum.

Yorumlar