19 şubat 2024

ÖFG TV’den herkese merhaba, her hafta Salı günü saat 21.00’da sizlere sunduğumuz insan hakları konulu programımıza başlıyoruz. Programlarımızda biliyorsunuz kimi zaman konuklarımız oluyor, kimi zaman sadece ben sunuyorum. Bu hafta da konuklarımız var ve kendileri ile önemli bir konuyu konuşacağız. Kendilerinin çok üzüldüğü yıllardır onları mahveden perişan eden çok üzen bir konu ve çözümü hakkında konuşacağız.

Malum 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası binlerce insan yargısız infazlar ile mahkum edildiler. Onların arasında önemli bir kısım da askeri öğrencilerdi. Kursiyer teğmenler, teğmenler ve birçok farklı kesimden öğrenci mahiyetinde olan, darbe yapmayı bırakın darbe yapmayı düşünemeyecek bir icraate yeltenemeyecek bir pozisyonda olan gencecik insanlardı ve bu insanlar ağır hapislere mahkum edildiler yıllardır cezaevindeler. 6-7 yıldır cezaevindeler ve kimisinin cezası onandı, kimisi bekliyor ve misafirlerimiz var. O misafirlerimizin çocukları Yargıtay’da cezaları onandı, bir umut Anayasa Mahkemesi’ne başvurularını yaptılar ve süreç çok olumlu ilerlemiyor. Seslerini kamuoyuna en etkili bir şekilde duyurmak istiyorlar. Bizi cezaevindeki çocukları için ziyaret ettiler bugün ve kendileri ile bu programı yapıyoruz. Seslerini en etkili bir şekilde kamuoyuna duyurmaları gerekiyor. Onun için biz bugün onların sesinin kamuoyuna duyurulması için bir gayret sarf ediyoruz. Şu ana kadar biliyorsunuz biz bu gayreti hep sarf ettik, hep bu adil olmayan yargılamalar ile yargısız infazlar ile mahkum edilmiş ailelerin sesini kamuoyuna duyurduk Meclis’te defalarca konuşmalar yaptım. Biliyoruz ki; Türkiye’de adil olmayan yargılamalar var ve çok mağdur insan var. İşte onlardan bir kesim de askeri öğrenci aileleri. Biz sözü hiç uzatmadan kendilerine bırakalım. Gördüğünüz gibi anneli babalı bir topluluk bizi ziyaret etti ve daha yüzlerce, binlerce insanlar var, anneler, babalar, teyzeler, dayılar bu konuya üzüldüğü için fiziksel ve psikolojik rahatsızlıklar yaşayan binlerce insanımız var ve iktidar bunu duymak istemiyor. Bugün buradan AK Parti MHP Cumhur Zulüm İttifakı’na bu mazlum mağdur insanların sesini duy diyeceğiz. Kendileri seslerini duyuracaklar. Biz ilk olarak Kadir Bey’e sözü ulaştırıyoruz. Kadir Güçlü, bize kendinizi tanıtın ve nedir mesele kısaca özetleyerek konuyu anlatın.

Kadir Güçlü: Biz Konya’dan geliyoruz. Halil İbrahim Güçlü’nün babasıyım. Şu anda Akıncı Davası’nın mağdurlarındanız. Çocuklarımız mağdur kursiyerler. Hiçbir suçları yokken 8 yıldır şu anda tutuklular. Sizlerin huzurunda, Cumhurbaşkanımıza, MHP Lideri Sn. Devlet Bahçeli’ye seslenmek istiyorum; bizi görün, sesimizi duyun, biz gerçekten mağduruz. 8 yıldır gözyaşımız ekmeğimize katık oldu. Artık bittik, biz bu vatana evlatları pırıl pırıl yetiştirdik ama şu anda çürüyorlar. Bizleri mağdur ediyorsunuz. Bizleri ağlatıyorsunuz ne olur Sayın Cumhurbaşkanım, Sn. Devlet Bahçeli bizleri görün. Sesimizi duyun, bizleri dinleyin, biz mağduruz, suçumuz yok bizim, çocuklarımız pırıl pırıl pilot olsun diye gönderdik, vatanımıza canımız feda olsun. Yeter ki bizim çocuklarımızı orada çürütmeyin, sesimizi duyun. Artık yapacak bir şeyimiz yok, sesimizi duymanızı istiyoruz.

Ömer Faruk Gergerlioğlu: Kadir Bey, Konya’dan kalkıp geldi Ankara’ya ve çocuğu Erzurum Dumlu Hapishanesi’nde bir de Sincan Cezaevi’ndeyken Erzurum Dumlu Cezaevi’ne gönderildi. Adil olmayan yargılamalar ile uğraşırken bir de başlarına çok uzak bir yerdeki bir cezaevine gitme işi kaldı. Onunla uğraşıyorlar, aynı şekilde mağdur olan yine Konya’dan gelen Tevfik Bey aramızda. Tevfik Bey’e sözü bırakalım. Tevfik Bey kendinizi ve çocuğunuzu tanıtarak anlatın.

Tevfik Bardakcı: Konya’dan geliyorum, oğlum Coşkun Bardakcı Akıncı üssünde kursiyer teğmendi ve Akıncı üssü mağdurlarındandır. Mağduriyetimizi anlatmaya geldik. Çocuklarımızı 13-14 yaşında devlete temsil ettik, devlet okuttu bizler dışarıda kaldık, pırıl pırıl yetiştirler, eline hiç silah almamışken sadece emir olarak orada bulunmaları nedeniyle çocuklar cezalandırıldılar ve mağdur oldular. Biz de mağdur olduk. Çocuklarımızı üstelik Erzurum Dumlu’ya attılar. Görüşmemizi de kısıtladılar. Tüm devlet yöneticilerimizden bu işe bir el atmalarını bekliyoruz, istiyoruz. Buradan beyan ediyoruz. Biz garip kişileriz. Gücümüz yetmiyor her şeye. Ne diyeceğimizi bilmiyoruz, söz sizde.

Ömer Faruk Gergerlioğlu: Yargıtay cezaları onadı Akıncı Davası’nda fakat bu cezaları yargı kabul etti vicdanlar kabul etmiyor. Vicdanımız kabul etmiyor bunu çünkü adil olmayan yargılamalar yapıldı. Çok kolay cezalar verildi. Ağırlaştırılmış müebbet hapisler verildi, darbeci olmadığı halde ağırlaştırılmış müebbet hapis verilerek insanlar gayri insani hücrelere atıldı, anneler bu yargı kararlarını kabul edemiyor. Babalar kabul edemiyor ve her yerde adalet arıyorlar. Yargıya gidiyorlar maalesef adalet bulamıyorlar. İktidar yetkililerine gidiyorlar adalet bulamıyorlar ve topluma seslerini duyurmak istiyorlar anneli babalı ve yeterince duyuramıyorlar maalesef. Kaç yıldır yeterli seslerini duyuramadılar, toplumsal duyarlılığın yükselmesi gerekiyor. Bunun için hepimizin gayret sarf etmesi lazım, askeri öğrenci anne babalarının sesinin duyulması için tüm toplum önemli bir gayret sarf etsin, kursiyer teğmenler, kursiyer teğmen öğrenciler hepsi büyük bir mağduriyet yaşıyor. Biz sözü bırakalım.

Fadime Ünver: Adaletli bir şekilde yargılanmasını istiyoruz çocuklarımızın. Mamak’ta muhabere kursiyer teğmen Fahri Ünver’in annesiyim. Bizim çocuklarımıza müebbet verildi. Çocuklarımız adaletsiz yargılandı. Biz adaletli yargılanmasını istiyoruz. Bizim çocuklarımızın suçsuz olduğuna biz eminiz ve siyasiler de biliyor suçsuz olduğunu ama neden bu kadar ağırlaştırılmış müebbet verdiler onu anlayamadık. Biz çocuklarımızın adaletli yargılanıp bir an önce çürümesini değil kavuşmak istiyoruz. Biz anneler olarak 8 senedir çocuklarımız içeride biz de dışarıda çürüdük. Cumhurbaşkanı’na, Devlet Bahçeli’ye sesleniyorum; bu çocukları gidin bir de siz ziyaret edin de görün bu çocukların nasıl pırıl pırıl çocuk olduklarını! Bu zulme bir an önce dur deyin! Biz anneler olarak büyüklerimizden bunları bekliyoruz.

Ömer Faruk Gergerlioğlu: Gördüğünüz gibi onlar torpil ile iltimas istemiyor, kamuoyunun çok iyi bildiği bir şeyin uygulanmasını istiyorlar. kamuoyu biliyor bu gençler adaletsiz yargılandı, adaletsiz bir şekilde cezalar verildi, sorulduğu zaman topluma “Biz de askerlik yaptık öğrenci emir alır, darbe mi yapabilir?” diyor tüm toplum ama sessiz hiç kimse kral çıplak demiyor maşallah. Acı kendisine değmemiş umurunda değil toplumun büyük çoğunluğunun hali bu, kral çıplak gerçekler bu bu anne babalar haklıdır demiyor bu toplum demesi lazım. Bu derdi bu acıyı bu hüznü hissetmesi lazım. Biz o yüzden bu programı yaparak mağdur ailelerin sesinin toplum tarafından duyulmasını istiyoruz.

Elife Bardakcı: Coşkun Bardakcı’nın annesiyim. Oğlum suçsuz ne diyeyim? 8 yıl oldu bittik. Ne olur çocuğumu kurtarın. Başka ne diyeyim? Maddi manevi zor durumdayız.

Ömer Faruk Gergerlioğlu: Konya’dan Erzurum’a gitmenin bir maliyeti var. Gidemiyorsunuz.

Tevfik Bardakcı: Hiç gidemiyoruz çok zor, Sincan yetmemiş gibi bir de Erzurum’a attılar. En azından bu tarafa gelmelerini istiyoruz.

Elife Bardakcı: oğlum silah kullanmadı. Cuma günü konuştuk, cumartesi sınavım var dedi. Toplanmışlar sabahleyin haberleri olmuş. Evine geldi evde durdu, ifade vermek için gitti, suçum olsa gider mi ifade vermeye? Suçlu olanlar kaçlı. Çocuklar kaldı geriye. Hepsi ifade verdiler suçumuz yok diyerek ama suçlu yaptılar çocuklarımızı çok ağır ceza verdiler.

Tevfik Bardakcı: Çocuklarımız geldi 10 gün durdular, dediler ki: “Bizim hiçbir şeyimiz yok, biz gideceğiz ifademizi vereceğiz. Biz bir şey yapmadık.” Dediler kendilerinden emindiler. Çocuklarımız 8 senedir cezaevinde. Çocuklarımız suçlu olsa giderler mi? Kendileri elleri ayakları ile ifade vermeye gittiler ama o gündür çocuklarımız içeride.

Esme Aktaş: Kara Harp Okulu Davası’ndan Ali Aktaş’ın annesiyim. Benim oğlum suçsuz. O gün komutanı tarafından çağırılmış iş var diye, o gece sabaha kadar nizamiyede nöbet tutturdular sivil bir şekilde. Sabahleyin işten çıktı hiç silah kullanmamış, silahı evdeydi, 1 hafta daha çalıştı. Benim çocuğum suçlu olsaydı 1 hafta daha çalışmazdı giderdi, kaçardı diğerleri gibi kaçmadı çünkü suçum yok dedi. Suçlu değilim dedi. Çalıştı 1 hafta sonunda tekrar çağırdılar ifadeye, gidiş o gidiş benim çocuğumun akşama gelirim diyerek gitti ifade vermeye. 24 Temmuz’da gidiş o gidiş. Hala bırakmadılar çocuğumu ve Cumhurbaşkanı’ndan Devlet Bahçeli’den çocuklarımızı istiyoruz. Bütün çocuklarımız masumlar. İçeride okuyorlar, dil öğreniyorlar, üniversite okuyorlar onları bile engelliyorlar. Çocuklarımız çok masum, mağduruz anne baba olarak, çocuklar içeri girdi, çocuklarımızı istiyoruz büyüklerimizden. Adil yargılanma istiyoruz. Torpil istemiyoruz. Davamız AİHM’de. Suçlu olsaydı ben gelip burada konuşmazdım. “Suçlusun çek oğlum.” Derdim. Polisler ile nöbet tutup polisleri getirip mahkemede tanık olarak çağırmadılar. Çocuğum: “Polisler ile beraber nizamiyede nöbet tuttuk. O polisleri tanık olarak dinlensin.” Dedi ama dinlettirmediler. O yüzden ben çocuklarımızı istiyorum. Orada tüm masum çocukları istiyorum.

Ömer Faruk Gergerlioğlu: Adil olmayan bir şekilde hapislere atmışsın, müebbet hapis vermişsin. O delikanlılar yine yaşam sevinci ve ümidi ile üniversitelere müracaat etmiş, hukuk fakülteleri kazanmış. Sonra YÖK bir yazı göndermiş; “Seni hukuk fakültesinde de okutmayacağım.” Demiş. Böyle de mağdur bir sürü genç var, olacak bir iş değil. Bırak okusun hukuk fakültesinde. “Yok onu da okutmam.” Diyor, 3. Ve 4. Sınıfa gelmiş diyor ki: “Tamam artık orada iptal edilsin, okutturmayacağım.” Diyor! Bu kadar zalimce işler ile uğraşıyoruz, olacak bir şey değil! Dertler çok büyük.

Emine Aşık; “Oğlum Halit Nihat Aşık, benim oğlum da müebbet hapis cezası aldı Akıncı Davası’nda. Sincan’da yatıyor. Bizim çocuklarımız içeride dil öğrendi, oğlum derece yaptı, 4 dil biliyor ama hala içerideler. Bu çocuklarımızın suçu olmadığını herkes biliyor. Devlet büyüklerimizden çocuklarımıza sahip çıkmalarını istiyoruz. Akıncı Davası’nı hiç kaçırmadım hepsine katıldım. Tüm çocukların savunmalarını dinledim. Gerçekten hiçbir şey yok. Ele alınacak hiçbir şey yok. Bunu hakim savcılarımız da devlet büyüklerimiz de biliyor. Eli silah tutmamış fiilen hiçbir şeye karışmamış çocuklarımız. Birliklerine çağırılmış ve orada dışarı bile çıkmamış. Dışarı çıkan çocuklarımıza da suçlu demiyorum çünkü emir verme yetkileri yok. Emir verme yetkileri olmayan çocuğun darbe ile suçlanması ağzımız açık kalıyor. Biz televizyon kanallarında halka açık adil bir yargılama istiyoruz. Çocuklarımız savunma esnasında söyledi, halka açık yapın bizi dediler. Bizim çocuklarımız tanık olarak gitti sanık olarak oturtturdular. Sanık olarak gitmediler. Tanık olarak gelin ifadenizi verin gördüklerinizi anlatın diye çağırıldı ama sanık olarak 8 yıldır içerideler. Biz şaşırıp kalıyoruz. Bunu bir an evvel devlet büyüklerimizden sahip çıkmalarını istiyoruz çocuklarımıza. 8 yıldır meclis odalarında çocuklarımızın hakkını arıyoruz vekillerimize de anlatıyoruz. Başka partiden vekillerimize de anlattık onlar da söylüyor suçsuz,  adil olmadığını kendileri de söylüyor. Biz ne yapabiliriz? Mahkeme yoluna gittik, Yargıtay onadı. Siyasi dava diyorlar siyasi dava deyince biz siyasilere geliyoruz biz yargıya karışamayız diyorlar. Biz de ne yapabiliriz? Biz anne babalar olarak çocuklarımızı nasıl verdiysek öyle istiyoruz. 14 yaşında çocuklarımızı devlet kurumuna teslim ettik. Başka bir yere teslim etmedik. Ben devlete teslim ettim. 14 yaşında çocuklarımız devlet okulunda büyüdü, devlet eğitimini aldılar. Ne verdilerse onu aldılar. Fiilen hiçbir şeye karışmamış bu çocuklar. Silahlarını 7 ay sonra teslim ettik. Çocukların üzerinde silah yoktu. Hiçbir şeye karışmamış, silah kullanmamışlar emir verme yetkisi yok. Terör ile mücadele diye çağırdılar. Emir verdikten sonra çocuklar gitmek zorunda okula.

Ömer Faruk Gergerlioğlu: Biliyorsunuz dinlediniz, kimisi Yargıtay tarafından onandı, kimisi Anayasa Mahkemesi tarafından onandı AİHM’e gidiyorlar, oldukça sıkıntılı ve çetrefilli bir yoldalar ama masumlar. Yargısal kararlar var fakat masumlar, bir şekilde bu cezaları kabul etmiyor kendileri ve anne babaları mücadele ediyorlar. Bizim gördüğümüz iktidar kanadı ve yargı kanadı maalesef hukuksuz zalim vicdansızca kararlarına devam ediyor fakat bu böyle olmaz. Adaletsiz bir karar gencecik insanlar ömür boyu mu yatacaklar? Ne zaman bitecek diye soruyor anne babalar. Tamam yanlış bir karar alındı da bir yerde bitsin diyorlar. Bunu yapabilmek kamuoyunun elinde, sadece anne babalar sesini duyurmak ile olmuyor. Kamuoyunun da destek vermesi lazım. Programımız vasıtasıyla tüm kamuoyuna 85 milyona sesleniyoruz ve diyoruz ki; bu mağdur mazlum zulme uğramış mahpus ve yakınlarının sesini duyun diyoruz ve lütfen bu konuya kulak kabartın ve toplumsal duyarlılık ile ve vicdani hisler ile bu meseleyi gelin birlikte çözelim diyoruz.

Emine Aşık; “ Devlet büyüklerimizden sahip çıkmalarını istiyoruz çocuklarımıza. Tek isteğimiz bu. Herkese çağrımız. Çocuklarımıza sahip çıksınlar. Çocuklarımız gerçekten suçsuz.

Esme Aktaş: “ Adil şekilde yargılansınlar. Evde oturacağımıza mecliste çocuklarımızı arıyoruz. Her gün meclise gelip çocuklarımızı arıyoruz. Adilce yargılasınlar çocuklarımızı ve bize çocuklarımıza teslim etsinler. Biz onlara nasıl teslim ettiysek onlar da bize teslim etsin.

Ömer Faruk Gergerlioğlu: Tüm temenniniz bu sesiniz olmaya devam edeceğiz. ÖFG TV’yi burada bitiriyoruz fakat adalet mücadelemiz bitmiyor, ne zaman ki Türkiye’de adil bir yargılanma olur, askeri öğrenciler, kursiyer teğmenler, adil bir şekilde yargılanıp cezaevinden çıkarsa mücadele o zaman bitecek. Ne zamanki tüm adil olmayan yargılamalar ile mahkum olan mahpuslar adalete ulaşırsa mücadele o zaman bitecek. Haftaya Salı günü saat 21.00’da yeni bir ÖFG TV programında buluşana kadar hoşça kalın. İyi akşamlar.

Yorumlar